Takip Edin

Haber

Yeni E Serisi Türkiye’ye özel motorla eylülde geliyor

Yıldızlı markanın orta üst sınıf temsilcisi, tarihi, her şeyi olan E Serisi’nin en yeni hali eylül ayında Türkiye’de. Sürüş detaylarını ve hislerimi ambargo süresinin bitmesiyle birlikte 25 Temmuz’dan sonra aktaracağım ama size temel bilgileri vereyim.

Yayınlanma tarihi

-

Öncelikle tuhaf vergilendirme sistemimiz yüzünden bir üreten Almanların bir de biz Türklerin bildiği 1.5 litrelik motorla ülkemize ithal edilecek olan E Serisi’nin dizel sevenlere uygun modeli E 220 d 4MATIC de satış listesinde olacak. Şarj edilebilir hibrit, estate karoser tipi ve diğer alternatif motorlar Mercedes-Benz Türkiye’nin insiyatifinde. Ama net olarak şunu baştan söyleyeyim ki Estate versiyon çok şık. 4949 mm uzunlukla 5 metreye kafa tutan, dingil mesafesi 22 mm uzayan, 2 cm yükselen E Serisi’nde hem önde hem de arka koltuklarda konfor ön planda.

21 hoparlörlü müzik sistemi, ses duyarlı ambiyans aydınlatmaları, Angry Bird bile oynanabilen multimedya ekranları, bağlanabilirlik çözümleri, otonom 2 üstü sürüş becerisi, müthiş aydınlatma sistemi ilk aklımda kalanlar. Ortadaki devasa multimedya ekranına gözüm alıştı mı emin değilim. Türkiye’deki vergilendirme sistemine uygun olarak korunan 1.5 litrelik benzinli motor, selefindeki 15 kW yerine 17 kW ek güç üretebilen elektrikli motorla toplamda 205 Nm tork üretebiliyor.

Turbo besleme dışında entegre bir şarj motoruyla beslenen motor E 180’in 167 HP güç üretmesini sağlıyor. 9 kademeli G-TRONIC şanzımanla kombine edilmiş E180 tartışmasız Türkiye’nin en çok satılan Mercedes modellerinin başında olacak. Daha sürdürülebilir malzeme kullanımı, artırılmış güvenlik donanımları 1946 yılından bu yana caddelerde olan bu özel otomobili yine istenen kılacaktır. Detaylar birkaç hafta sonra.

Aklı Karavan turunda kaldı

Yeni E Serisi’nin dünya lansmanı için Avusturya’dayken otomotiv sektörü açısından kıymetli bir yönetici olan ve 2015 yılında Mercedes-Benz Türkiye Başkanı göreviyle tanışma fırsatı bulduğumuz şimdinin Mercedes-Benz Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Britta Seeger ile de biraz sohbet etme imkanımız oldu.

Reklam

Öncelikle Türkiye’de geçirdiği bir yılın ardından “aklım ve kalbim Türkiye’de” diyen Seeger, yapamadığı karavan macerasına da atıfta bulundu “tüm planlar hazırdı, rotalar da belliydi, Türkiye 3 haftalık karavan turu yapamadığıma üzülüyorum” diyerek başladı sohbete. Dönemin koşullarına hızlı bir geri dönüş yapıldığında Türkiye’de terör ve sorunlu günler vardı ve Seeger’in bir önceki durağı Güney Kore’ydi. Seeger 2015’te Türkiye otomotiv sektöründeki en üst düzey kadın yöneticiydi. Aradan geçen 8 senenin ardından Seeger’in açtığı yolda Türkiye’deki kadın yöneticilerin de yolu hızlı kat ettiği ortada.

Türkiye’ye özel kullanılan 1.5 litrelik motoru sordum Seeger’e “o motor için çok savaştık, zor oldu ama devam ediyoruz, mutluyuz” derken, Seeger’in sorumluluğundaki bir diğer konu olan müşteri beklentilerini de değerlendirmesini istedim. “Herşey çok değişti, bağlanabilirlik, otomobillerin kullanıcılarını tanıması, dijitalleşme artık çok daha önemli. Otonoma geçişte iyi durumdayız, özellikle Amerika’da ciddi gelişim kat ettik” dedi.

Türkiye’ye daha çok elektrikli tedarik edeceğiz

Türkiye’deki pazarın gelişimini çok olumlu olarak değerlendiren Seeger, Elektrikliye alternatifler geliştiriyor musunuz sorumaysa “ biz 1980’lerden bu yana hidrojenli yakıtla üzerine çalışıyoruz ama binek otomobillerde BEV’in en yenilikçi ve verimli olduğuna karar verdik. Türkiye’de kamyon sektörünün de başındayken de bunu görmüştüm hatta Volvo ile birlikte kamyon tarafında bir joint venture işbirliğimiz var ama binek tarafında gelecek elektriklilerde” dedi. Son olarak daha sürdürülebilir bir şirket olmaya devam edeceğiz derken “Türkiye’deki online satış konularını takip edebiliyor musunuz” soruma “evet çok güçlü bir talep var olumlu karşılıyoruz, özellikle de Türkiye pazarına daha çok elektrikli otomobil tedarik edebilmek için uğraşıyoruz” dedi.

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

Borusan’ın insana değer veren ve geleceğe odaklanan kurum kültürüne üç büyük ödül

Yayınlanma tarihi

-

Borusan Holding, insana ve yeteneğe değer veren yaklaşımıyla aldığı ödüllerle başarısını bir kez daha kanıtladı. Genç yeteneklere yönelik insan kaynakları ve iletişim alanlarındaki başarılı çalışmalarıyla Borusan, haziran ayında düzenlenen En Gözde Şirketler 2024, Top100 Talent Program, Brandverse Awards ödül programlarında büyük ödüllerin sahibi oldu.

Bu yıl 80. yaşını kutlayan ve kendine 200 yıl ve ötesinde bir Grup olma vizyonu çizen Borusan Grubu, insan kaynağı ve iletişim alanlarındaki öncü uygulamalarıyla elde ettiği başarılara yenilerini eklemeye devam ediyor. Borusan, En Gözde Şirketler 2024, Top100 Talent Program, Brandverse Awards gibi prestijli ödül programlarında kazandığı ödüllerle, bu alandaki istikrarlı başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Şirket aynı zamanda yetkinlik geliştirmeye, genç yeteneklerle iletişimini güçlendirmeye ve insana değer veren bir çalışma ortamı oluşturmaya dair bağlılığını vurgularken, bu değerleri doğrultusunda gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya yaratmada insan odaklı yatırımlarını sürdüreceğinin de mesajını veriyor.

Top100 Talent Program’da yine birinci

Borusan, Toptalent.co tarafından düzenlenen Top100 Talent Program kapsamında “Topluluk” kategorisinde birincilik ödülünün sahibi oldu. Borusan ödülü, gençlere ilk adımını cesurca atabilmesi, inisiyatif alarak, projeler geliştirerek öğrenebilmeleri ve fark yaratmaları için sunduğu Alpha Genç Yetenek Programı ile aldı. Bu ödül, Borusan’ın 7 yıldır aralıksız katıldığı ve her yıl birincilik elde ettiği programdaki istikrarlı başarısını da tescillendiriyor.

Genç Yetenek iletişimine bronz ödül

Reklam

Borusan Brandverse Awards’da bu yıl ilk defa katıldığı “İşveren Markası İletişimi: Genç Yetenek İletişimi” kategorisinde Bronz ödülün sahibi oldu. Gençler tarafından tercih edilen marka olmak amacıyla genç yeteneği etkilemek üzere hayata geçirilen yaratıcı ve etkili iletişim çalışmalarına verilen bu ödülü Borusan, Alpha Genç Yetenek Programı kapsamındaki iletişim çalışmaları ile kazandı. Yeni genç yeteneklerin Borusan’a katılması için sosyal medya hesaplarında yürütülen yoğun iletişim ile tam 13 bin 600 başvuru elde edildi. Bu yüksek oran oluşturulan iletişim stratejisinin ne kadar etkili olduğunu da açıkça gösteriyor.

En Gözde Şirketler 2024’te ikinci

Realta Danışmanlık’ın 2023 araştırması kapsamında Holding’ler kategorisindeki en gözde şirket sıralamasında ise ikinci olan Borusan’ın bu başarısı genç yetenekler için cazip bir işveren olduğunun başka bir göstergesi. 300 şirketin yer aldığı araştırmaya bu yıl 91 bin 342 öğrenci ile 39 bin 533 genç profesyonel katıldı. Ödüller, şirket hakkında bilgi sahibi olunması, uzun yıllar çalışma trendi, kişi/örgüt uyumu, kültür/kişilik uyumu gibi puanlamayı etkileyen kritik faktörlerin değerlendirilmesi sonucu veriliyor.

Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, Borusan’ın kazandığı bu üç önemli ödülle ilgili şunları söyledi: “80 yıllık köklü kurum kültürümüz, geçmişten, bugünden aldığımız ilhamla 200 yıl ve ötesinde bir Grup olma vizyonumuzla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Kazandığımız bu ödüller Borusan’ın insana ve yeteneğe verdiği önemin en güzel yansımaları. Bu ödüller aynı zamanda yürüttüğümüz etkili iletişim çalışmalarımızın da ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Gençlerin gözünde en değerli şirketlerden biri olmak, bize büyük gurur veriyor. Alpha programımızla genç yetenekleri Grubumuza kazandırmak ve onlarla birlikte yolculuk etmek ön plana çıkıyor. 2018 yılından günümüze 100’ü aşkın Alpha genç yeteneği kurumumuza kazandırdık. Çok değer verdiğimiz kültür dönüşümü programımız BorusanX ile kendimizi geleceğin dünyasına uyumlandırırken, genç yeteneklerin kazanımına verdiğimiz önemi ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Başarılı insan kaynağı uygulamalarımız sayesinde, şirketimize en uygun yetenekleri çekmeyi ve onları geliştirmeyi sürdüreceğiz.”

Reklam
Devamını oku

Haber

SALİH YALÇIN: IMOW FORKLİFLERİ AVRUPA YAKASI BÖLGE BAYİSİ OLDUK, MÜŞTERİLERİMİZE KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Yayınlanma tarihi

-

IMOW marka Forklift markası Avrupa Yakası Bölge Bayisi olarak hizmet veren FTMH Firma Sahibi Salih Yalçın konuyla alakalı şu açıklamalarda bulundu: “IMOW, lityum akülü markalarda son derece önemli bir marka. Biz de IMOW Avrupa Yakası Bölge Bayisi’ni aldık ve hizmete başladık. Türkiye pazarına ilk giren lityum akülü forklift markası IMOW’dur. Lityum akü, bu konuda bir devrimdir. Özellikle 5 saat üzeri çalışanlar için IMOW, çok önemli avantajlar sağlamaktadır sağlık açısından. Yakıt maliyetini çok ciddi düşürmektedir. 5 senede makinenin maliyetini çıkarabiliyor. Uzman Forklift, Avrupa yakasında bir boşluk olduğunu ve bunu benimle değerlendirmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. IMOW, Avrupa yakasında tek yetkili bayi olarak hizmet veriyorum. Bu yaşımda onların arasında olmak beni çok mutlu etti. İstanbul Avrupa Yakası’nda Salih Yalçın olarak IMOW’un 1.8 ton 3 teker, 2 ton 4 teker olarak başlıyor. Hemen teslim yapabiliyoruz.

IMOW, YAKITTAKİ TASARRUFTAN 5 YILDA KENDİ PARASINI ÇIKARIYOR

Uzman Forklift, tamamen teknik kökenli bir firma. Burada satış sonrası hizmet veriyorlar. IMOW’un Avrupa Yakası’nda kendi servisleri var. Makine açık olması halinde parametre ayarlarına girilerek birçok servis hizmeti uydu sistemi ile verilebiliyor. Servise gitmeden birçok sorun çözülebiliyor. Çevre dostudur. Sessiz bir çalışma ortamı sunar. Bu makineler 5 saat günlük kullanıyorsa verdikleri parayı 5 yılda yakıttan geri alabilirler. Ekonomiktir. Alan kişiye kazandırır. IMOW markalı makinanızın çalışması halinde çalan kişi bunu çalıştıramaz. Avrupa Yakası bayisi olarak IMOW ile çok önemli işlere imza atacağız.”

 

Reklam
Devamını oku

Haber

Kızıldeniz’de güzergâh değişti, dünya ticaretinin dengesi bozuldu

Yayınlanma tarihi

-

Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere yapılan saldırılar nedeni ile Süveyş Kanalı üzerinden taşımacılık yapan armatörler güzergâhı değiştirmek zorunda kaldı. Gemiler artık Ümit Burnu’nu dolaşarak Avrupa’ya ve oradan da Türkiye’ye gelebiliyor. Çin ile Türkiye arasındaki mesafe yeni güzergâh ile birlikte 3 aya kadar uzarken, navlun ve nakliye maliyetleri de 2 katına çıktı. Hattın kapanması dünya ticaretinin dengesini bozdu. Vega Makine A.Ş. Genel Müdürü S.Selim Zengin, “Mallar elimize ulaşamıyor. Kriz çok büyük” dedi.

 

İran destekli Husilerin Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere saldırıları nedeniyle Süveyş Kanalı üzerinden taşımacılık yapan armatörlerin tamamı güzergâhı değiştirdi. Artık gemiler Güney Afrika’dan Ümit Burnu’nu dolaşarak Avrupa’ya ve oradan Türkiye’ye gelebiliyor. Yeni rota Çin ile Türkiye arasındaki mesafeyi 3 aya kadar uzatırken, güzergâh değişikliği navlun ve nakliye maliyetlerinin 2 katına çıkmasına sebep oldu. 2023 yılında 25 trilyon dolara ulaşan dünya ticaretinin yüzde 12’sinin, deniz taşımacılığının ise yüzde 30’unun Kızıldeniz’den yapıldığına dikkat çeken Vega Makine A.Ş. Genel Müdürü S.Selim Zengin, “Hattın kapanması dünya ticaretinin dengesini bozdu. ABD ve Çin her ne kadar bölgeye müdahale etmek için askeri güç gönderse de, henüz bir sonuç alınabilmiş değil. Mallarımız elimize ulaşamıyor. Kriz çok büyük” dedi.

 

“Kızıldeniz krizini öngöremedik”

Reklam

Pandemi döneminde sonrası için iç piyasada bir talep patlaması olacağını öngördüklerini ve stokları da ona göre planladıklarını açıklayan S. Selim Zengin, “Ancak Kızıldeniz’de yaşanan süreci öngörme şansımız yoktu. Bu çok konjonktürel ve hızlı gelişen bir durumdu.” dedi. Kızıldeniz’in Avrupa, Asya ve Orta Doğu’yu birbirine bağlayan bir köprü konumunda olduğunu kaydeden S. Selim Zengin, yeni dönemde tren ve uçak taşımacılığının tartışıldığını vurguladı. S. Selim Zengin, sorunun çözümü için Avrupa’ya ulaşan tren yolları ön plana çıkmaya başladı. Ancak onda da teslimat süresi kısalmıyor. Ayrıca maliyet anlamında da oldukça yüksek bir durum ortaya çıkıyor. Acil olan ürünler uçakla getirilmeye çalışılıyor. Fakat uçak navlun fiyatları da çok yüksek. Ayrıca her ürünü uçağa almıyorlar. Mesela kaynak ürünleri içerisinde pil ya da içerisinde sıvı olan bazı ürünler var. Güvenlik nedeniyle uçaklar bu tür ürünleri taşımak istemiyor” dedi.

 

Sadece kaynak ürünleri ticaretinin dünyada 25 milyar dolara ulaştığını, 2030 yılında bu rakamın 35 milyar dolara çıkacağını açıklayan S. Selem Zengin, geçen yıl 4 – 11 Ocak haftası Kızıldeniz’den 200 gemi geçerken, 2024 yılının aynı dönem ve haftasında bu rakamın yüzde 66 düşüş ile 122’ye gerilediğini anımsatarak, bu durumun devam ettiğini belirtti.

 

 

Reklam

 

Devamını oku

Trend olan