Takip Edin

Sektörel Gündem

Madeni yağda Avrupa’nın üretim üssü olabiliriz

130 üreticinin bulunduğu madeni yağlar ve mineral yakıtlar sektörü ithal ürünlerin yarattığı haksız rekabete karşı mücadele veriyor. İthal ürünlere de TSE ve EPDK katılım payı zorunluluğu getirilmesini isteyen MAPESAD Başkanı Tayfun Koçak, “Madeni yağda üretim üssü olabilecek konumdayız. Böylece 45 milyar dolarlık dünya ihracatından daha büyük pay alabiliriz” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Yaklaşık 130 üreticinin bulunduğu madeni yağlar ve mineral yakıtlar sektörü, iç pazardaki ithal ve kaçak ürün baskısından kurtulup ihracatta çıta yükseltmeyi hedefliyor. 5 milyar dolarlık bir hacme sahip olan sektör, haksız rekabetin önlenmesi için ithal ürünlere de TSE ve EPDK katılım payı zorunluluğu getirilmesini talep ediyor. Türkiye’nin madeni yağ üssü olabilecek bir ülke konumunda olduğunu söyleyen Madeni Yağ ve Petrol Ürünleri Sanayicileri Derneği (MAPESAD) Başkanı Tayfun Koçak, iç pazarda ithal ve kaçak ürünlere karşı mücadele verdiklerini belirtti.

Madeni yağ sektörü olarak Türkiye’nin dünyada ham madde fason üretim merkezi olabileceğinin altını çizen Koçak, “Türkiye’de yağ ürettiren birçok marka var. Türkiye üzerinden civar ülkelere ihracat yapmayı düşünenler var. Bu fırsatı kaçırmamamız lazım. Devletin de desteğiyle Türkiye’yi madeni yağ üssü haline getirebiliriz. Böylece 45 milyar dolarlık dünya ihracatından daha büyük pay alabiliriz” dedi.

“Haksız rekabetin önüne geçilsin”

Madeni yağ sektörünün yaklaşık 128 ülkeye ihracat yaptığını aktaran Koçak, “İhracatımızda kısmi bir yükseliş var. Ama ithalattaki artış daha fazla. Dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’ye madeni yağ geliyor. Karşımıza birçok marka çıkıyor. Ürün belki Alman malı değil ama üzerinde Made in Europe, Made in Germany yazabiliyor.

Reklam

Bize ekstradan bir şey verilmesin ama bu haksız rekabet ortadan kalksın. İthal edilen ürünlere muhakkak TSE zorunluluğu, EPDK’dan belli bir katılım payı ödeme zorunluluğu getirilmesi şart” diye konuştu. Madeni yağ sektörünün araba lastiğinden, makine sanayii ne kadar hemen her sektörün içinde olduğunu dile getiren Tayfun Koçak, sektörün yıllık iş hacminin 5 milyar doları aştığını ama sağlanan katma değerin daha fazla olduğunu kaydetti.

Madeni yağ üreticilerinin ambalajdan palete kadar geniş bir yelpazede istihdama katkı sağladığını da dile getiren Koçak, “Sektörümüz her anlamda katma değeri yüksek bir iş kolu. Kalite, otomasyon noktasında firmalarımız gerekli yatırımlarını tamamlamış durumda. Bugün savunma sanayiine ürünler veriyoruz, her anlamda yerli ve milli olmaya katkı sunuyoruz” dedi.

“Katık tedariki için tesis kurulmalı”

Madeni yağ sektörü hammaddesinin baz yağ olduğunu kaydeden Koçak, baz yağı ağırlıklı olarak TÜPRAŞ’tan tedarik ettiklerini açıkladı. Asıl sorunun ‘katık’ olduğunu ifade eden Koçak, şunları söyledi: “Madeni yağ üretimi bir harmanlama. Madeni yağ içinde katık var. Katıkta her ne kadar bir kısım Türkiye’de üretilse de birçoğu Avrupa’dan geliyor. Katığın Türkiye’de üretilmesi için devletin ön ayak olması lazım. Çünkü katık üretmek çok maliyetli bir şey. Türkiye’de özel sektörün katık işine girmesi maliyetinden dolayı biraz zor. Belki özel sektör devlet iş birliğiyle katık üretimine bir yatırım yapabilir. İşin kilit noktası katık. Bu alana büyük yatırım yapılması lazım.”

“Yatırımların önü vergilerle tıkanmasın”

Reklam

Türkiye madeni yağ sektöründe geri dönüşüm alanında da önemli yatırımlara imza atıldığını ifade eden Tayfun Koçak, ancak bir takım uygulamaların yatırımın önünü tıkadığını söyledi. Koçak, sözlerine şöyle devam etti: “Geri Kazanım Katılım Payı-GEKAP diye bir vergi çıktı. Bunun oranı da kilogramda 1.5 TL’den 3 TL’ye çıkarıldı. ÖTV kilogram bazında 5.15 TL oldu.

ÖTV, EPDK katılım payı, TSE zorunluluğu, GEKAP, teminat mektubu derken sektörün üzerinde yüzde 35 vergi yükü var. Burada da karşımıza finansman unsuru çıkıyor. 100 TL’lik bir parayla iş yaparken şimdi finansman ihtiyacımız 150 TL oluyor. Hammaddedeki artışlar, dövizdeki artışlar, işçilik ücretleri gibi maliyetler fiyatları da yukarı çekiyor. Rekabetin getirmiş olduğu fiyat ayarlamasını hiçbir sektör oyuncusu da istediği gibi yapamıyor.”

İHA’ların yağını üreten Speedol, ABD pazarına girmeye hazırlanıyor

2011 yılında, 1921 yılında ABD’de kurulan Speedol markasını isim hakkıyla birlikte alan Koçak Madeni Yağ, daha önce sadece ürün bazlı girdiği Amerikan pazarında depo açmaya hazırlanıyor.

Bu yılsonuna kadar Missouri’de açılacak depodan tüm Amerika kıtasına dağıtım yapılacak. Aynı zamanda Koçak Petrol’ün de Başkanı olan Tayfun Koçak, 35 yıldır madeni yağ, gres, antifriz, oto bakım ürünleri üreten bir firma olduklarını aktardı. Ürünlerin birçoğunun OEM olarak adlandırılan onaylı katıklarla üretildiğini kaydeden Koçak, Millî Savunma Bakanlığı, Devlet Demiryolları, MKE, BMC gibi kurum ve kuruluşlarla çalıştıklarını belirtti. TAI ile ortak işbirliği yaptıklarını ve İHA’ların yağını ürettiklerini de aktaran Koçak, 25 bin tonluk üretimin yüzde 15’ini 32 ülkeye ihraç ettiklerini açıkladı.

Reklam

Sektörde Speedol markasıyla üretim yaptıklarını hatırlatan Koçak, “Düzce Gümüşova OSB’de 46 yerde kapasite artışı yapmayı planlıyoruz. İnşaata başladık. İnşaatın yaklaşık 26 bin metrekare bitimini 2024’ün sonunda hedefliyoruz. Kapalı alanın komple bitiş tarihi de 2024 olacak. 2025’in ortasında komple geçmeyi planlıyoruz. Yatırım tutarı 20-25 milyon dolar arasında. Yeni fabrika ile kapasitemizi 3 kat artıracağız” dedi. Koçak, şu anki mevcut tesisi de depo alanı olarak kullanabileceklerini belirtti.

İhracat ilk 7 ayda yüzde 36 geriledi

Kimya içerisinde yer alan madeni yağlar ve mineral yakıtlar sektörü ihracatı, 2022 yılında yüzde 74 artışla 9,9 milyar dolara çıktı. Sektörün temmuz ayı ihracatı ise yüzde 55,9 azalarak 487,6 milyon dolar oldu. Ocak-temmuz dönemindeki ihracat ise yüzde 36 azalarak 3,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2023 OcakTemmuz döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler ilk sırada önceki yıla göre yüzde 54,2 azalış ve yüzde 12 pay ile Hollanda (501,3 milyon dolar) yer alırken, ikinci sırada yüzde 81,6 artış ve yüzde 10 pay ile İspanya, üçüncü sırada yüzde 15 azalış ve yüzde 8,4 pay ile Romanya, dördüncü sırada yüzde 56,6 azalış ve yüzde 8 pay ile Lübnan, beşinci sırada ise yüzde 38,5 artış ve yüzde 7 pay ile İtalya yer aldı.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL,ilk seri üretim otonom aracıyla IFOY (International Forklift of The Year) Ödülünü 12’nci kez kazandı

Yayınlanma tarihi

-

  • İÇ LOJİSTİK UZMANI STILL’E ON İKİNCİ IFOY ÖDÜLÜ
    Türkiye’de Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER markasıyla faaliyetlerini yürüten Almanya Hamburg merkezli iç lojistik şirketi STILL GmbH, prestijli IFOY ödülünü 12’nci kez kazandı. STILL’in ilk seri üretim otonom aracı olan EXV iGo otomatik palet taşıyıcı “mobil robot” kategorisinde yarışarak on ikinci kez ödüle layık görüldü.
    Bu yıl, Hamburg/Baden’de 6 ülkeden finale kalan, toplam 15 iç lojistik firmasının, 16 yenilikçi ürününün sunumuyla IFOY Odülleri gerçekleştirildi. STILL seri üretilen ilk otonom aracı olan EXV iGo ile mobil robot kategorisinde birinci olarak 12’nci kez ödül kazandı.
    “EXV iGo, STILL’in otomasyon portföyünde bir kilometre taşıdır.”
    STILL Satış&Servis İş Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Frank Müller konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
    “IFOY ödülü ile onurlandırılmak, müşteri odaklı yeniliklere verdiğimiz önemi teyit ediyor. EXV iGo, STILL’in yalnızca teknik gelişim anlamında değil, her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarına odaklanarak, gelişimlerini ileri taşımanın mükemmel bir örneği. EXV iGo, STILL’in otomasyon portföyünde bir kilometre taşıdır. iGo easy, devreye alma yazılımı sayesinde, küçük filo sahibi şirketler bile otomasyona kolayca başlayabilir. EXV iGo,sanayi ölçeğinde seri üretilen ilk otonom araçtır ve tamamen modüler bir konsepte dayanmaktadır. Süreç otomasyonu, küçük filoya sahip şirketler içinde giderek önemli hale geldi. Bu nedenle kolay erişilebilirliğe, kullanım kolaylığına, güvenilir ve esnek hizmete büyük önem veriyoruz. EXV iGo ile, sektörler arası ihtiyaca, yüksek maliyet verimliliği, hızlı uygulama ve esnek ölçeklenebilirlikle akıllı bir yanıt verebiliriz.”
Devamını oku

Haber

SALİH YALÇIN: IMOW FORKLİFLERİ AVRUPA YAKASI BÖLGE BAYİSİ OLDUK, MÜŞTERİLERİMİZE KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Yayınlanma tarihi

-

IMOW marka Forklift markası Avrupa Yakası Bölge Bayisi olarak hizmet veren FTMH Firma Sahibi Salih Yalçın konuyla alakalı şu açıklamalarda bulundu: “IMOW, lityum akülü markalarda son derece önemli bir marka. Biz de IMOW Avrupa Yakası Bölge Bayisi’ni aldık ve hizmete başladık. Türkiye pazarına ilk giren lityum akülü forklift markası IMOW’dur. Lityum akü, bu konuda bir devrimdir. Özellikle 5 saat üzeri çalışanlar için IMOW, çok önemli avantajlar sağlamaktadır sağlık açısından. Yakıt maliyetini çok ciddi düşürmektedir. 5 senede makinenin maliyetini çıkarabiliyor. Uzman Forklift, Avrupa yakasında bir boşluk olduğunu ve bunu benimle değerlendirmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. IMOW, Avrupa yakasında tek yetkili bayi olarak hizmet veriyorum. Bu yaşımda onların arasında olmak beni çok mutlu etti. İstanbul Avrupa Yakası’nda Salih Yalçın olarak IMOW’un 1.8 ton 3 teker, 2 ton 4 teker olarak başlıyor. Hemen teslim yapabiliyoruz.

IMOW, YAKITTAKİ TASARRUFTAN 5 YILDA KENDİ PARASINI ÇIKARIYOR

Uzman Forklift, tamamen teknik kökenli bir firma. Burada satış sonrası hizmet veriyorlar. IMOW’un Avrupa Yakası’nda kendi servisleri var. Makine açık olması halinde parametre ayarlarına girilerek birçok servis hizmeti uydu sistemi ile verilebiliyor. Servise gitmeden birçok sorun çözülebiliyor. Çevre dostudur. Sessiz bir çalışma ortamı sunar. Bu makineler 5 saat günlük kullanıyorsa verdikleri parayı 5 yılda yakıttan geri alabilirler. Ekonomiktir. Alan kişiye kazandırır. IMOW markalı makinanızın çalışması halinde çalan kişi bunu çalıştıramaz. Avrupa Yakası bayisi olarak IMOW ile çok önemli işlere imza atacağız.”

 

Reklam
Devamını oku

Haber

Erhan Küçük: LGMG Telehander Tasarım Yenilikler Bakımından Önemli Bir Marka

Yayınlanma tarihi

-

Quaodro Makine LGMG marka personel yükseltici ürünlerinin Türkiye’deki önemli yüzü.Tüm operasyon yönetimini yürütüyor. Müşterilerine, satılan makinalarını uzman ekipleri tarafından oluşan kadrosu ile teslimat süreci içinde eğitim, yedek parça, bakım, servis hizmeti konularında müşteri odaklı bir iş modeli geliştiren dinamik ekibi ile katma değerli hizmetler sunuyor.

Quaodro Makine Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Küçük, Quaodro makine olarak LGMG’nin Türkiye’deki bütün operasyonlarını firma olarak yürüttüklerini belirterek,Tuzla   Orhanlı’da  bulunan sohwroom alanında   LGMG Telehander  ürün  lansmanında TKU Magazin Dijital Yayın grubu Genel Yayın Yönetmeni Metin Şendil’e LGMG yeni telehanderları hakkında şu bilgileri verdi.

 

MERMER FİRMALARI BUNU ÇOK KULLANIYOR

Küçük “LGMG’nin ürettiği 18 metre büyüklüğünde ve 4 ton ağırlığını kaldırabilen makinaları getirdik. Makinanın üzerinde perkins motor var. 75 kilowat, 100 beygir güç üretebiliyor. Şanzıman grubu İtalyan Farrero marka. Gaz vermeden makine, tek düğme ile sağa sola yatabiliyor. Yine gaz vermeden bomları kaldırabiliyor. Radyant lastik kullanılıyor. Özellikle inşaat firmaları, tarım sektöründe uzun mesafe yürütmek istediğiniz zaman bizim makine uzun yürüyüş yapabiliyor. Mermer firmaları bunu çok kullanıyor. İnşaat firmaları bunu kullanabiliyor. Telehander, çok fazla aparatı olan makine ekipmanlarından biridir. LGMG nin özellikleri içinde Kabini geniş, soğutma, radyo yeri var. Kabinin perdeleri olduğunu” söyledi.

Reklam

Operatör rahatlığı düşünülmüş olan LGMG telehander seri, hızlı makine olduğunu belirten Küçük, konuşmasına şöyle devam etti “ Telehander sektördeki  firmaların en çok tercihi ettiği markalardan biridir. LGMG Telehander markası, Tasarım ve yenilik anlamında çok önemli bir yerde bulunuyor. Seneye 22 metre rotasyonlu versiyonunu getirmeyi düşünüyoruz. O, daha da efektif bir makinedir. Durduğu yerde kulesi dönmektedir.  Kocaeli’nde en çok kullanılan markadır. Kocaeli’nden gelenlerden tam not aldık.” dedi.

Devamını oku

Trend olan