Takip Edin

Makale

Taşıma&Kaldırma Hayatımızın Her Alanında

Yayınlanma tarihi

-

Merhaba Sektörümüzün Değerli Paydaşları,

Sektörümüzü daha ayrıntılı olarak anlamak ve tanımak istiyorsak konuya, Taşıma Kaldırma Sektörü Neden var? ve İnsan Hayatında ki Rolü Nedir? sorularına cevap bulmaya çalışarak girmek, sanırım en doğrusu olacaktır.

Taşıma&Kaldırma, sektörün, devletin mevzuatında ki resmi ismidir. Tüm taşıma araçlarının ve kaldırma ünitelerinin (Ekipmanlar, Makineler v.s.) bütünsel anlamda altında toplandığı isimdir Taşıma&Kaldırma

İnsanoğlunun fiziki olarak gücünün yetmediği ve hiçbir zaman da yetemeyeceği ağırlık ve büyüklükte ki yüklerin kaldırılması ve taşınması eylemlerini gerçekleştiren sektörün ismidir, Taşıma&Kaldırma…

Yani anlayacağınız, insan hayatını kolaylaştırmaya yönelik olarak geliştirilen ürünlerin en başında gelen araçların kullanıldığı sektörün ismidir Taşıma&Kaldırma…

Reklam

Çiftçilik yapan, tarımla uğraşandan tutun inşaat yapana, tekstil sektöründen tutun enerji sektörüne, film sektöründen tutun Liman&Tersane sektörüne, insanların başlarını sokmak zorunda oldukları bir konuttan Havacılık ve Uzay Çalışmaları Sektörüne kadar her yerde her daim var olan ve var olmaya devama edecek olan sektörün ismidir Taşıma&Kaldırma…

İnsanoğlunun yaptığı işlerin, gerçekleştirdiği projelerin içine, zaman+üretim maliyetleri konularını ciddi olarak devreye soktuğu o ilk andan bu zamana geçen süreçte her geçen an önemini ve değerini arttıran sektörün ismidir Taşıma&Kaldırma…

İş ve İnşaat Makineleri – Elleçleme – Yükleme – Boşaltma – İstfifleme – Kaldırma – İndirme ve Bindirme – Oto Kurtarma, Vinç ve Vinçli Taşıma – Nakliye – Ağır Yük Taşıma ve Lojistik Proje Taşımacılığı alanları, birbirleri ile iç içe geçmiş ve birbirlerini tetikleyen unsurlar olarak Taşıma&Kaldırma sektörünün olmazsa olmazlarındandır.

İnsanoğlu, hayatta var olma mücadelesi içerisinde sürüklenirken, bu ekipmanlara olan ihtiyacının ve bu ihtiyacın öneminin farkına varmış ve ihtiyacı olduğu bu ekipmanları her geçen gün daha da geliştirerek bu günlere gelmiştir. Tarih boyunca insan hayatının yaşandığı her yerde, Taşıma&Kaldırma sektörünün el atmadığı, destek olmadığı faaliyet alanı yoktur dersek, sanırım çok fazla abartmış olmayız. Şimdiler de tarihi eser olarak gezmekte olduğumuz kalelerin inşası ve benzer işlerin yapılmasında da o günün imkanları ile işin içindeydi Taşıma&Kaldırma. Mesala, Fatih Sultan Mehmet’in kızakları kurup gemilerini Halice indirmesi de Taşıma&Kaldırma sektörünün, tarihe yeni bir yön verilirken el attığı başka bir işti.

Artık şunu herkesin fark etmesi ve kabullenmesi gerekiyor ki, Taşıma&Kaldırma sektörünün bugüne kadar yapmış olduğu ve bundan sonra yapacağı her iş, bir dünya toplumunun hayatına atılan en değerli öpücük ve en değerli yaşamsal destektir.

Reklam

Lakin sektörün hizmet verdiği her alanda ve hizmet verdiği her sektör içerisin de hak ettiği değeri bulup bulamadığı ciddi boyutlarda bir tartışma konusudur. Taşıma&Kaldırma sektörü, verdiği hizmete karşılık muhatapları tarafından gösterilen ilgiden memnun mudur?  Sektörün hizmet verdiği sektörlerden beklentileri nelerdir? Devletin Sektöre olan desteği ne boyuttadır ve sektör bundan tatmin edici ölçülerde memnun mudur? Küresel rekabette, sektör ihtiyaç duyduğu konular hakkın da gerekli yerlerden gerektiği şekilde destek görmekte midir? Sektörün içerisin de var olan dernekler, hali hazırda sektörün gelişmesi ve büyümesi adına neler yapmaktadırlar ve daha neleri yapmak zorundalar?

Taşıma&Kaldırma Üniteleri Magazin olarak biz yıllardır bu konular hakkında sektör paydaşlarımız ile konuşuyor ve onları konuşturuyoruz. Ama sanıyoruz ki artık sektörün muhatapları ile de bir şeyler konuşmanın, onlara ciddi anlamda sorular sormanın ve sektörümüzle ilgili olarak artık onları da konuşturmanın vakti geldi.

Bundan sonraki yayın hayatımızda, çıkaracağımız her bir sayıda Taşıma&Kaldırma sektörünün muhatapları ile yapacağımız çalışmalar ile karşınızda olmaya devam edeceğiz. Çünkü biz yıllardır bunun için buradayız ve bundan sonrada bunu için burada olmaya devam edeceğiz.

57 Sayımız da görüşmek üzere hoşça kalın…

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Makale

ALPER KALAYCI ;ENERJİ ,TÜM DÜNYANIN EN ÖNEMLİ KONUSU HALİNE GELDİ

Yayınlanma tarihi

-

ENSİA, BİR PROJE DERNEĞİDİR

Kalaycı açıklamalarına şöyle devam etti: “ENSİA, 2016 Temmuz ayında derneğimiz kuruldu. 7 senemizi doldurmuş durumdayız. 2021 mart ayı itibarıyla da derneğin başkanlığını yürütüyorum. 2016 yılı Temmuz ayında “Türkiye’yi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında ekipman, teknoloji ve proje üreten uluslararası bir merkeze dönüştürmek” vizyonu ile çıktığımız yolda, temiz enerji alanında ülkemizin en kapsamlı kümelenme adresi olma seviyesine ulaşmış durumdayız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına doğru koşar adım ilerlerken, 100’e yaklaşan Kurumsal Üyelerimizle 50 bini aşkın insanımıza istihdam sağlıyoruz. Malatya’dan Mersin’e, Adana’dan Ankara’ya, Balıkesir’den İstanbul’a, Kocaeli’nden İzmir’e kadar; yurdumuzun pek çok kentinde faaliyet gösteren üyelerimiz; ülkemizin yenilenebilir ve temiz enerji yolculuğuna katkı koyuyor ve katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. 105 kurumsal üyemiz var, 150’nin üzerinde toplam üyemiz bulunmaktadır.

 

Devamını oku

Makale

Forklift Çatalı Üzerinde Menşesi Yazan Tek Marka: Vetter

Yayınlanma tarihi

-

İSG AÇISINDAN FORKLİFT ÇATALI NEDEN ÖNEMLİ

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) açısından forklift çatallarının önemli olduğunu bilmeyen yok gibidir. Burada dikkat etmemiz gereken bazı parametreler bulunmaktadır.

Çataldaki ölçüler her zaman kapasiteyi belirlemez. Her zaman çatal ölçüsüne göre yeni bir ürünü teklif etmemeliyiz. Makinanın kapasitesine göre çatalı teklif etmeliyiz.

Çatal ölçüsüne göre hareket edersek kapasitesi düşük olan bir çatalı takmış olabiliriz. 5 tonluk bir makineye 3 tonluk bir çatal takmış olabiliriz. Bu da İSG olarak risklidir.

FORKLİFT ÇATALINDA ÖLÇÜ BİR PARAMETRE FAKAT ANAYASA DEĞİL

Reklam

Her zaman ölçüye göre değil çatalın üzerindeki kapasiteye göre hareket etmek gerekir. Ölçü, kapasiteyi belirlemiyor.

Satın almacı eğer ölçü ile ilgili bir satın alma yaparsa bir kaza, ölümlü bir durum olduğunda satınalmacı sorumludur.

Ama satınalmacı makinenin kapasitesine göre çatal talebinde bulunursa, getiren yanlış getirirse burada getiren sorumludur.

Ölçüye göre mi satınalma yapılıyor? Yoksa kapasiteye göre mi yapılıyor? Çatalın üzerinde yazılı olan kapasiteye her zaman dikkat etmek gerekir. Ölçü bir parametre ama anayasa değil. Burada can alıcı nokta çatalın üzerinde yazan kapasite.Makinanın hakkını verebilmek için makinanın kapasitesi ile çatalın üzerinde yazan çatal kapasitesinin uyumu önemli.

BEYAZ YALANLARA DİKKAT EDELİM

Reklam

. Burada satıcı firmaların da bazı beyaz yalanları bulunmaktadır ve bunlara da dikkat etmek gerekmektedir. Mesela marka Alman markası ama üretim yeri Çin.

Bu, Alman menşeili değil Çin menşeilidir. Buna dikkat etmek gerekmektedir. Çin malına İngiliz diyen de var. Bu marka bunu kendi ülkesinde üretmiyor, fason ürettiriyor, yüksek fiyatlardan pazarlıyorlar. Bunu Almanya’da yapamazlar, İngiltere’de yapamazlar. Bunu sadece bizim Türkiye’de yapabiliyorlar sebebi euro bazında satış yaptıkları için bunlara dikkat etmek gerekiyor.

 

Devamını oku

Haber

GAZETECİ AHMET DOĞAN YAZDI: GELİŞMEKTE OLAN BİR ÜLKE: TÜRKİYE

Yayınlanma tarihi

-

Çocuktum… Küçüktüm yani… Ufacıktım… Türkiye, ‘gelişmekte olan ülkeler’ arasındaydı. Gelişiyorduk. Sürekli gelişiyorduk. Sonra, rahmetli Turgut Özal’ı tanıdım. O zamanlar sadece TRT var tabii… Tonton Özal Amca’mız TRT’ye çıkıyordu. Eline, kalemini alıyordu. Dudaklarını şapırdatıyordu. Ve, ‘İcraatın İçinden’ programı ile ülkede ne var ne yok bir bir anlatıyordu.

Ülkede işler iyiydi… İnşaatlar dikiliyordu. Beton, demir fiyatları da güzeldi. İşler iyiydi sizin anlayacağınız. Eeee, koca inşaatlar dikildiğine göre işler hele bir iyi olmasındıydı…

 

Bir de Özal’ın buzdolabı hesabı vardı. Meşhurdu. Buzdolabıya bakarak işlerin iyi mi kötü olduğunu en iyi hesap uzmanından daha iyi hesaplayabiliyordu… Buzdolabı ekonomi korelasyonu… Ne kaaaa buzdolabı o kaaaa ekonomi…

Ha unutmadan yazmalıyım: Özal döneminde sürekli çağ atılıyorduk. Öyle çağ atlıyorduk, öyle çağ atlıyorduk ki… Atlaya atlaya bir hal olmuştuk… Sırıkla atlayanlar filan yanımızda esamesi okunmayacak türden sporculardı. Çağ atlamak bizden sorulurdu.

Reklam

Halk, zam üstüne zam yiyordu. Rahmetli Kemal Sunal’ın orta direk filmleri o dönemlerin eseridir. Yine stokçuluk üstüne Kemal Sunal en güzel komedi (hiciv) filmlerini o dönem çevirmişti. En azından ülkede film çevrilebiliyordu… (?)

Zamsalak olmuştuk… Ve Rahmetli Nejat Uygur’un ‘kazık gülü’ hepimizin aklındadır. İşte o kazık gülleri o günlerin eseridir…

Aradan uzun zamanlar geçti. Demirelleri gördük, Çiller, Mesut Yılmaz, Yıldırım Akbulut, Necmettin Erbakan, Ecevit (çok kısa) gördük.

Ve o küçük çocuk büyüdü. Büyüdü ve sorgulamaya başladı…Yıl oldu 2023… Cumhuriyetimizin 100. Yılı. İkinci yüzyıla merhaba dedik ülkece. Merhaba diyebildik mi sahi? Sosyal medya fenomenlerinin merhaba dediği kesin de vatandaşın pek merhaba diyecek hali de kalmamış gibi…

 

Reklam

Vatandaş doların, euronun 30 TL olduğu, benzin-mazotun 40 tl civarında seyrettiği

Ve o küçük çocukla beraber ülke de büyüdü. Gelişti. Ama gelişmekte olan ülkeler kategorisinden bir türlü sıyrılamadık. Ha bir de, o kadar geçen zamana rağmen gelişmekte olan ülkeler ligindeyiz. Bu kadar gelişmekte olmak da ne bileyim…

Bir düşünsenize dostlar!

3 tarafımız denizlerle çevrili ve fakat günün sonunda balık dahi yiyemiyoruz. Kişi başına düşen balık tüketiminde diplerdeyiz… Yoo, lüferden, somondan filan bahsetmiyorum. Bildiğiniz hamsi, istavrit yiyemiyoruz. Düz, istavrit yani… Düz hamsi… Balığın Karadeniz görmüş hali yani…

Bir düşünsenize dostlar!

Reklam

Ülkede peri bacaları var. Şafakta o canım seher vaktinde o güzelim bozkır rüzgarı ile balona binenler de var. Peki kim bunlar? Turistler… Biz peki? Biz de ağzımızı açıp balonlara bakıyoruz… Bu ülkenin asıl vatandaşları… Kaçımız balona binebildik? Bir balonun fiyatı ne kadar? 4 kişilik bir aile balona binmeye çalışsa sanırım bırakın maaşını oraya gömmeyi kredi çekmek durumunda kalır…

Haa, kredi demişken. En ufak banka bile yüzde 40-50-60 kar açıklıyor. Bu rakamların üstünde karlılık oranları da var. Marjinal doyum noktası… Ya da var olmanın dayanılmaz hafifliği mi desek, Türkiye’de banka olmanın dayanılmaz hafifliği mi desek? Ben bilemedim… Varın siz adını koyun…

Bir düşünsenize dostlar!

Pamuk, şekerpancarı, incir, fındık, buğday, mercimek, kavun, karpuz, üzüm vs. sizin topraklarınızda hayat buluyor. Siz ise saman ithal ediyorsunuz… Bildiğiniz saman… Düz saman yani…

Bir düşünseniz dostlar!

Reklam

Ya da boş verin dostlar düşünmeyin… Nasılsa bizim yerimize düşünen böyyüklerimiz var. Biz onlardan daha mı iyi bileceğiz. Di mi ama…!

Ahmet Doğan

TKU MAGAZİN

Devamını oku

Trend olan