Takip Edin

Sektörel Gündem

YÜKSEKTE ÇALIŞMA SEMİNERİ OSTİM TEKNİK ÜNİVERSİTESİNDE GERÇEKLEŞTİRİLDİ.

Yayınlanma tarihi

-

ARÜSDER, İŞİM KÜMELENMESİ ve PLATFORMDER bir araya gelerek sektör paydaşları ile güncel bilgiler ışığında, yüksekte güvenli çalışma için bilgi alışverişinde bulunmak, yaşanan problemler ve çözüm önerilerini müzakere etmek adına 08 Haziran 2022 Çarşamba günü Ostim Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ve TÜV AUSTRIA TURK firmasının sponsorluğunda Yüksekte Çalışma Seminerini gerçekleştirdiler.

Platformder adına açılış konuşma yapan Yönetim Kurulu Başkanı Saruhan Günaydın, derneğin kurulmasının üzerinden kısa bir dönem geçmesine rağmen önemli çalışmalara imza atarak sektördeki temsil gücünü arttırdığını belirtti.  Yüksekte çalışmanın sadece inşaat sektörü ile anılması, platformların kullanım alanlarının yeterince bilinmemesinden kaynaklandığını ifade eden Günaydın; bizler Kiralama Firmaları olarak, yüksekte çalışma gerektiren işlerde, güvenle çalışılmasını sağlayan ekipmanlar ile hizmet vermekteyiz. Verdiğimiz hizmet alanları sadece inşaat ile sınırlı değildir.  Bizler bu işleri yaparken, hizmet öncesi riskleri ne kadar aza indirgersek, ISG Uzmanları ve hizmet verdiğimiz sektörler bir o kadar rahat edeceklerdir.

Yüksekte Çalışma kavramı, ülkemizde, maalesef sadece inşaat sektörü ile çoğunlukla anılmaktadır. Personel Yükseltici Platformlar, erişimin sağlanamadığı tüm ortamlarda güvenli erişim sağlamaktadır. Bu erişim işin durumuna göre yukarı, aşağı ve yatay olmaktadır. Burada yeri gelmiş iken bir rapor sonucunu sizler ile paylaşmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Kırsal kesimde yapılan bir araştırmada, 2013-2016 yıllarına ait rastgele seçilmiş 112 ölümlü yüksekten düşme incelenmiştir. İncelenen 112 ölümlü yüksekten düşme olayında ağaçtan düşmeler, olayların baş aktörü ve ölümlerin beşte birinden fazlasının (%22) nedeni olduğu görülmüştür. Kırsal kesimde ölümle sonuçlanan düşmelerin önemli bir kısmı tarımsal faaliyetler esnasında gerçekleşmektedir. Yüksekten düşme türü kazaları önlemede temel yaklaşım işgücünün bilinçlendirilmesi ve eğitilmesidir. Özellikle tarım sektöründe ağaçta meyve toplama gibi aslında çok tehlikeli bir iş olan yüksekte çalışma işi yapan kişiler yeterli sağlık koşullarına ve yüksekte çalışabilme yeterliliklerine sahip olmalıdır. Yüksekten düşme risklerini etkili olarak minimize etmek için önleme programları, emniyetli çalışma davranışlarını teşvik etmeli, diğer sektörlerde zorunlu olan fakat tarım çalışanları için zorunlu olarak aranmayan gerekli güvenlik cihaz ve donanımlarının kullanımını sağlamalıdır.

Ülkemizde devam eden yatırımlar ve bu yatırımların bitmesi için belirlenen tarihlere yetişmesi veya daha öncesinde bitirilmesinde, personel yükseltici platformlar çok önemli roller üstlenmişlerdir.  Bu duruma en iyi örneği yeni havalimanı projesinden verebiliriz. İşlerin yoğun olduğu dönemde 3.000 adete yakın platform çalışmıştır. Aynı durumu Pandemi sürecinde de sektör olarak yaşadık. Birçok sektör Pandemi döneminde neredeyse durma noktasına gelmişken, personel yükseltici platform kiralama sektörü durmamıştır.

Özellikle devam eden yatırımlarda ve Pandemi hastanelerinin kısa sürede bitirilmesinde yine önemli işleri üstlenmişlerdir. Netice itibariyle, 2013 yılında yapılan yasal mevzuat ile hızlı bir büyüme trendine giren personel yükseltici platform sektörü, 2021 yılı sonu itibariyle %500 lük bir büyüme göstermiştir. Bu bilgilendirmeden sonra, ülkemizin Personel Yükseltici Platform pazar potansiyelini değerlendirmek istiyorum. Bu değerlendirmede ülkelerin nüfusları önemli bir kriterdir.  Ülkeleri kıyaslamak açısından 100.000 kişiye düşen platform adetleri tüm dünyada baz alınmaktadır. ABD ve Avrupa’ya göre kıyaslandığında, Türkiye’de nüfusa göre platform adedi olması gerekenin çok altındadır. Avrupa’daki ilk 10 ülkenin 100.000 kişiye düşen platform adedi ortalaması 64’tür.

Reklam

Ülkemizin bu adede ulaşabilmesi için 50.000’in üzerinde platform bulunması gerekmektedir. Çünkü bu rakam bizde 15 adet civarındadır. Halihazırdaki platform makine parkı sayısı 16.000 civarındadır. Bu durumda gösteriyor ki; sektörün 3 katından fazla büyümesi mümkündür. Bu büyüme ile birlikte önemli bir konunun da altını çizmek istiyorum. Personel yükseltici platformlara artan talep, bu ekipmanları kullanacak kişilerde MEB onaylı Operatörlük Belgesi zorunluluğunu getirmiştir. 2015 yılında MEB tarafından yayımlanan yönerge ile, platformların kullanımı için belge verilmeye başlanmıştır. İSG Uzmanları da bu konuda tabiri caizse göz açtırmamaktadırlar. Ancak Personel Yükseltici Platform Operatörlüğü diye bir meslek yoktur. Çünkü bu ekipmanı ihtiyacı olan herkes kullanmaktadır.  Yeri gelir bir mekanikçi, yeri gelir bir elektrikçi, yeri gelir bir tesisatçı kullanır. Bunu çoğaltmak mümkün. Tarımı işin içine katmıyorum bile. İfadelerini kullandı. Konuşmasının son kısmında ise; Bugün bu etkinlik ile aslında çok güzel bir çalışmaya örnek teşkil edecek hareket sergiledik. Egodan uzak, “Rabbena Hep Bana” düşüncesinden kendini soyutlamış üç sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek faaliyet yapabiliyormuş’u göstermiş oldu. Bu sebeple sizlere çok teşekkür ediyorum. Seminerimizin yapılmasında emeği geçen tüm herkese, Bakanlıklarımıza, tüm resmi kurum ve kuruluşlara, üniversitemize, sivil toplum kuruluşlarımıza, sponsorlara ve vakit ayırarak seminerimize katılan herkese şahsım ve yönetim kurulu adına teşekkürlerimizi sunarım. Diyerek sözlerini tamamladı.

Açılış konuşmasında söz alan Arüsder Yönetim Kurulu Başkanı Musa Ertunç; Çok önemli olduğuna inandığımız bir konuda gerçekleştirmekte olduğumuz seminerimizin hayırlı olmasını ve güzel sonuçlara ulaşmasını diliyorum. Başta proje ortaklarımız İşim Kümelenmesi ve Platformder olmak üzere hepinize katkı ve destekleriniz için teşekkürlerimi sunuyorum. 1999 dan bu yana faaliyetlerini sürdüren ARÜSDER olarak sivil toplum dayanışmasını ve iş birlikteliklerini önemsiyor ve her fırsatta destek vermeye özen gösteriyoruz. Nitekim şubat ayında TAİD ve TREDER ile birlikte gerçekleştirdiğimiz 4.Ağır Vasıta, Treyler ve Üstyapı Zirvemiz, bugün de burada İşim Kümelenmesi ve Platformder ile yaptığımız seminer sektörümüze örnek teşkil edecek paydaşlıklardır. Son yıllarda ciddi bir artış gösteren personel yükseltici platform sektöründe bilhassa yerli imalat konusunda gidecek daha çok yolumuz bulunuyor. Biliyoruz ki sektörde ihtiyaç çok üst seviyede. Bu nedenle eminim destekler artacak, teşviklerle sektör gelişimini sürdürecektir. Ancak sadece üretim-kullanım adetleri değil maalesef    artan kazalar ve can kayıpları dikkat çeken ana başlıktır. Ne yazık ki; bu konuda yeterli yasal ve mevzuatsal düzenlemeler yok. Doğal olarak da yeterli denetimler yapılamıyor. Yüksekte çalışma ile ilgili bir an evvel düzenlemeler yapılması gerekiyor. İmalatta, kiralamada, çalışma yerlerinde ve şartlarında genel bir çalışma şart. Çerçevesi belirlenen bir kiralama sektörü çok daha etkili çalışacak hem can güvenliği hem de verimlilik artışı sağlanabilecektir. Bu hususa dikkat çekmek için konuyla ilgili tüm tarafların katılımını sağlayarak bu semineri düzenlemenin gerekliliğine inandık. İnanıyorum ki; bugün buradan bir sonuç bildirgesi çıkacak ve bir yerlerden başlamamıza vesile olacaktır.

Bugün konuşacağımız konular başta olmak üzere, sektörümüzü milletimizi ilgilendiren konularda her zaman iş birliği yapmaya, katma değer yaratmaya, ülkemiz adına yapılacak her türlü çalışmaya destek vermeye özen gösteriyoruz. Bilhassa ihracat rekorları kıran ülkemizden dünya markaları çıkartmaya, uluslararası pazarlarda Türk Malı imajını kalıcı ve hak ettiği yerlere taşımak adına bu güç birlikteliklerini önemsiyoruz. Her şeyi devletten beklemenin doğru olmadığının bilincinde olarak yüksek teknolojiye yönelerek gerekli Ar-Ge çalışmaları ve yatırımları ile rekabet gücümüzü genişletiyoruz. Sadece maddi değil, mevzuatlar, düzenlemeler, eğitim kısacası zihnen, bedenen yapılması gerekenleri de yerine getirmek için sorumluluk alıyoruz. Bu nedenle bir sivil toplum kuruluşu olarak paydaşlıklar yolu ile kalıcı çözümler üretmeye gayret ediyoruz. İnanıyoruz ki bu çalışmalar yerine ulaşacaktır. Nitekim bugün burada üniversitemizin ev sahipliğinde konunun taraflarının bir araya gelmiş olması bu anlamda da çok değerlidir. Seminerimize teşrif eden, desteklerini esirgemeyen başta yetkililerimiz olmak üzere hepinize bir kez daha teşekkür ediyor, başarılı bir seminer diliyorum. Dedi.

Daha sonra söz alan İşim Kümelenmesi Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Saraçoğlu konuşmasında; toplumlar arası sosyalleşmeyi sağlayan iletişim ve haberleşmenin temelini medeniyetler ve milletlerarası ziyaretler oluşturur. Tarihsel süreçte oluşan şehir medeniyetleri, biri birini ziyaret eden farklı kavim ve milletlerin ticari ve kültürel zenginliklerini takas yöntemiyle değiştirmeleri sonucu bugüne gelinmiş ve paranın icadıyla da bugünkü ekonomik ve ticari sistem ortaya çıkmıştır. Vadiler arasında inşa edilen ulaşım yollarının açılması, barajların, tünellerin yapılması için yapılan çalışma süreçlerinde, erozyon, toprak kayması, çığ, sel gibi risklerle karşı karşıya kalınmıştır. Günümüz teknolojisi bu risklerin önlenmesi için, pek çok inşaat, maden ve mimari projelerde yüksekte çalışmayı zorunlu kılmakta; arsa bulunmasında yaşanan güçlükler nedeniyle de giderek dikine büyüyen şehirlerde yüksekte çalışılması zorunlu hale gelmektedir.

Kaya sabitleme, blon çakma, hasır germe, püskürtme beton atma gibi işlemler ile riskler azaltılmaya çalışılmaktadır. Tüm bu faaliyetler içinde, mutlaka yüksekte çalışma gerekmektedir. Şehir yapılaşmalarında artan dikine mimari, binaların gitgide daha yüksek inşa edilmesi, çalışmaların yüksekte yapılmasını zorunlu kılmakta ve yüksekte çalışma süreleri de giderek uzamaktadır. Sadece yüksek binaların temizlenmesi bile yüksekte çalışma teknolojisinin dikkatle üzerinde durulmasını gerektirmektedir. Yapı işlerinde gerçekleşen iş kaza sayılarının diğer sektörlere göre yüksek olması “uygulamada standartlara uyulmamasından ya da teknolojinin yeterince uygulanmamasından mı?” kaynaklanıyor sorusunu akıllara getirmektedir. Bu nedenle bu panelin düzenlenmesi farkındalık yaratacak ve konuların tartışılması oldukça kıymetli sonuçlar çıkartacaktır kanısındayım. Programı organize eden Platformder ve Arüsder derneklerine, toplantının gerçekleşmesi için yer imkânı sunan Ostim Teknik üniversitesine, tüm konuşmacı ve katılımcı misafirlere teşekkür ederim. Toplantının verimli geçmesini diler, hepinize kümem adına saygılar sunarım. Dedi.

Reklam

Programa ev sahipliği yapan Ostim Teknik Üniversitesi adına söz alan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Müldür; Yüksekte Çalışma Seminerinde Ostim Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Müldür, açılış konuşmasında; bugün burada önemli bir konuda yapılan seminere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Kıymetli başkanlarımızın da açılış konuşmalarında bahsettikleri gibi yüksekte çalışma hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle yapılacak her türlü çalışma gerek yüksekte çalışmada kazaların önüne geçecek, gerekse bu alanda faaliyet gösteren sektörlerin gelişmesine vesile olacaktır. Bu seminere genç mühendisleri de davet ederek ÜNİVERSİTE – STK – SANAYİ iş birliğine güzel bir örnek çalışma olmuştur. Bu seminerde emeği geçen herkese teşekkür ederim. İfadelerini kullandı ve üniversitede öğrencilerin de katılacağı böyle bir seminerin tekrarlanması için talepte bulundu.

Protokol konuşmalarının ardından, seminerde sunumlara geçildi. Platformder Genel Sekreteri Abdullah Tuncer tarafından Personel Yükseltici Platform Sektörüne Bakış, TÜV AUSTRIA TURK Ürün Belgelendirme Operasyon Müdürü Sayın Mutlu Demir tarafından 2006/42/AT Makine Emniyet Yönetmeliği Kapsamında Uygunluk Değerlendirme Piyasa Arz ve Hizmet Sunma İşlemleri, T.C. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı Ve   Güvenliği Genel Müdürlüğü Çalışma Uzman Yardımcısı Sayın Fatih Kurtkara tarafından İnşaat Sektöründe Yüksekte Güvenli Çalışma, T.C. Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı Çalışma Uzmanı Sayın Yusuf Ziya Bolat tarafından İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliğindeki Yenilikler, T.C. Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı Metroloji Ve Sanayi Ürünleri Güvenliği Genel Müdürlüğü Sanayi Ve Teknoloji Uzmanı Sayın Fırat Kasacı tarafından Personel ve Yük Kaldırma Ekipmanlarında PGD Çalışmaları, Türk Standartları Enstitüsü İstanbul Ulaşım Sistemleri Müdürlüğü TSE Uzmanı Sayın Ahmet Yağız Tuncel tarafından Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik Kapsamında Havada Çalışma Platformları, başlıklarında sunumlara geçildi.

Seminerin son kısmında ise Arüsder Genel Sekreteri tarafından seminerin sonuç bildirgesi aşağıdaki başlıklarda katılımcılar ile paylaşıldı.

  1. Yüksekte çalışma için ayrı bir yönetmelik hazırlanmalıdır. Bu konuda önümüzde güzel bir örnek olan İnşaat sektörüne yönelik çalışmalar emsal kabul edilebilir.
  2. Tüm sektörler için yüksekte çalışma düzenlemesi yapılmalıdır.
  3. Personel Yükseltici Platformların yüksekte çalışma gerektiren tüm işlerde zorunlu olarak kullanılması sağlanmalıdır.
  4. Üretici ve distribütör firmaların denetimleri yapılarak standart dışı üretimlerin önüne geçilmelidir.
  5. Üretici firmaların 3.taraf bir onaylanmış kuruluş ile çalışmaları zorunlu hale getirilmelidir. Onay almamış ürünlerin (özellikle Araçüstü) piyasaya arzı yapılmamalıdır.
  6. Kiralama firmalarının denetimleri yapılarak standart dışı ürünler ve güvenlik sistemleri devre dışı bırakılmış ekipmanlar ile hizmet verilmesinin önüne geçilmelidir.
  7. Yük kaldırmak için tasarlanmış ürünler ile insan kaldırma faaliyetlerinin önüne geçilmelidir.
  8. Sektörde hizmet verecek ve / veya veren kiralama firmaları için usul ve esasların belirlenmesi gerekmektedir.
  9. Kiralama yapan firmalara yönelik mesleki yeterlilik standartlarının getirilmesi sağlanmalıdır.
  10. Personel Yükseltici Platformların güvenli kullanımı için İSG uzmanlarının eğitilmesi gerekmektedir.
  11. Personel Yükseltici Platform kullanım alanlarına yönelik eğitimler verilmesi sağlanmalıdır.
  12. Kiralama firmalarının verdiği eğitimler resmi olarak kabul edilmelidir.

 

Seminer, katılımcılara plaket verilmesi ve ardından toplu fotoğraf çekilmesi ile tamamlandı.

 

Reklam

 

 

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan