Takip Edin

Sektörel Gündem

Eksim Enerji’den yenilenebilir enerjiye 15 milyon euro Ar-Ge yatırımı

Ülkemizde yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren Eksim Enerji, yeşil enerji kapasitesini yurt içi ve yurt dışındaki yatırımlarıyla artırmayı sürdürüyor.

Yayınlanma tarihi

-

HES, RES ve GES olmak üzere toplam yenilenebilir enerji yatırım portföyü 1751 MW’ı aşan Eksim Enerji, 2025’te bu rakamı 2500 MW’ın üstüne taşımayı hedefliyor. 10 yılda, AR-GE yatırımlarına 15 milyon euro harcadıklarını açıklayan Eksim Enerji Genel Müdür Vekili İsmail Yasin Erkan, 2023 sonuna kadar yenilenebilir enerji faaliyetlerine 500 milyon dolar değerinde yatırım yapmayı hedeflediklerini ifade etti.

EKSIM Holding bünyesinde ülkeye katma değer sağlamak için 2000 yılında faaliyetlerine başlayan Eksim Enerji, yüzde yüz yenilenebilir enerji şirketi olarak Türkiye’nin tüm bölgelerinde sürdürülebilir yatırımlar gerçekleştiriyor. İlk lisansını 2006 yılında Hidroelektrik Santrali (HES) projesiyle alan şirket, 2007 ve 2011 yıllarında aldığı yedi Rüzgâr Enerji Santrali (RES) lisansı ile sektörde önemli bir konuma ulaştı.

Eksim Enerji bu kapsamda 2007 yılında ikisi İzmir’de olmak üzere Balıkesir, Tokat, Amasya’da başlayan lisans edinme çalışmalarının yanında 2011’de ise İstanbul ile Osmaniye için rüzgar lisans yarışmalarını da kazanarak yatırımlarına devam etti. 2019 yılında gelindiğinde, Sakarya’nın Geyve ilçesindeki bir RES lisansı satın alarak büyümesini sürdürdü.

Bugün 8 RES ve biri Türkiye’de, ikisi Gürcistan’da olmak üzere 3 HES ile toplam 11 adet işletmeye sahip olan Eksim Enerji, kurulu gücünü 2022 sonu itibarıyla 626 MW’a yükseltti. 2023 ilk çeyrekte edindiği ön lisanslar ile yenilenebilir enerji portföyünü 1751MW’a çıkartan şirket, yeni projeler ile 2023 yılını 2250 MW’ın üzerinde kapamayı hedefliyor.

10 yılda 15 milyon Euro Ar-Ge’ye harcandı

Reklam

Daha yaşanabilir bir dünya inşa etme vizyonunun yanında çevre dostu yaklaşımlarıyla ülke ekonomisine sürdürülebilir katkı sunduklarını ifade eden Eksim Enerji Genel Müdür Vekili İsmail Yasin Erkan “Yalnızca yüzde 100 yenilenebilir enerjiye yatırım yapan önemli oyunculardan biriyiz.

Bugüne kadar yenilenebilir enerjinin farklı alanlarına yönelik 10 yılda 15 milyon euroya yakın Ar-Ge yatırımı gerçekleştirdik. 10 yıl içerisindeyse hidrojen yakıtların yanısıra yeni nesil elektrik depolama teknolojilerinin de önem kazanacağını öngörüyoruz. Bu konudaki çalışmalarımızı da hızlandırdık.” açıklamalarında bulundu.

2025 yılında 4 milyon ton karbon salınımı engellenecek

Eksim Enerji, 2022 yılında RES ve HES projelerinde toplam 1,3 milyon ton karbon salınımının önüne geçti. Şirket, GES’lerde üreteceği yenilenebilir enerji ile toplam 500.000 ton karbon salınımının önüne geçerek 2025 yılı sonunda tüm projelerin faaliyete geçmesi ile birlikte yıllık 4 milyon ton karbon salınımını engellemeyi hedefliyor.

RES yatırımları içeride ve dışarıda sürüyor

Reklam

Eksim Enerji’nin işletmede olan 8 RES’inin toplam kurulu gücü 464 MW’ı buluyor. TÜREB Raporu’na göre 2022 sonu itibarıyla rüzgâr enerjisinde kurulu güç sıralamasında Türkiye’de altıncı sırada olan Eksim Enerji sahip olduğu RES’lerle 2022 yılı içinde Türkiye’de rüzgar enerjisinden üretilen elektriğin yüzde 4’ünü üretti. Şirket, üç yıl içinde proje ve inşaat aşamasındaki 8’i kapasite artışı olmak üzere 6’sı yurt içi ve 6’sı yurt dışında hibrit yatırımlarda dahil toplam 20 projeyi faaliyete geçirmeyi hedefliyor.

Geçtiğimiz yılın Haziran ayında gerçekleşen Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) RES-3 yarışmaları kapsamında edindiği Amasya, Bingöl, Karaman, Mardin, Siirt ve Yozgat illerini kapsayan 6 lisans için 350 milyon dolar değerinde 260 MW’lık yeni RES yatırımı yapmak için de kolları sıvadı. Yeni yatırımda kullanılacak türbinler için birçok ilke de imza atılması hedefleniyor. Bu kapsamda, belirlenen oranlarda yerli üretilecek son teknoloji rüzgar türbinleri, düşük rüzgarlı sahalarda dahi yüksek üretim yakalayabilecek.

Bu önemli yatırım, teknolojideki yeniliklerin ülkemize aktarılmasına ve istihdam artışına da katkı sunacak. Eksim Enerji’nin yenilenebilir enerji portföyünün 416 MW’lık kısmı ise yurt dışı yatırımlarından oluşuyor. Toplam yurt dışı RES lisansı 317 MW olan şirketin, Ukrayna’daki 67 MW’lık RES inşaatı sürerken Gürcistan’da proje aşamasında toplam 250 MW’lık beş farklı RES’i bulunuyor.

GES yatırımları gücüne güç katacak

Eksim Enerji 2021 yılında YEKA-3 ve 2022 yılında YEKA-4 yarışmalarından kazanılan 275 MWm lisans gücü ile güneş enerji sektörüne güçlü bir giriş yaptı. Şirket rüzgar santrallerinin verimliliğini arttırmak için aynı lisans sahası içinde hibrit projeler dahil yaklaşık 350 MW Güneş Enerji Santrali (GES) de kuracak.

Reklam

Hedef: Bu yıl 500 milyon dolar yatırım

2023 sonuna kadar Avrupa’daki ofislerini artırmayı ve Kuzey Amerika’da ofis kurmayı hedeflediklerini belirten Erkan, “Şirketimizin 1751 MW’ı aşan toplam yenilenebilir enerji yatırım portföyünü, 2025 yılında 2500 MW’ın üzerine taşımayı hedefliyoruz.

Bu kapsamda 2023 sonuna kadar yenilenebilir enerji faaliyetlerine 500 milyon dolar değerinde yatırım yapmayı planlıyoruz. Hali hazırda yurtdışında 3 ülkede faaliyetimiz bulunuyor ve yeni ofislerimizin açılması ile 5 ülkede yenilenebilir enerji yatırım fırsatlarını yakından takip etmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

3 HES projesi katma değer sağlıyor

HES’ler Eksim Enerji’nin hem yurt içi hem de yurt dışı yatırımları arasında ilk yenilebilir enerji yatırımı olma özelliği taşıyor. Şirketin, yurt içi ve yurt dışında olmak üzere, toplam 162 MW kurulu güce sahip üç adet işletmede HES‘ i bulunuyor. Rize’nin Uzundere ilçesinde bulunan 63 MW kapasiteli Uzundere-1 projesi ilk proje olarak 2010 yılında devreye alınırken, Çoruh Nehri üzerindeki projelerinden Gürcistan’daki 48 MW’lık Khelvachauri-1 projesi 2017 yılında ve 51 MW’lık Kırnati projesi ise 2018 yılında işletmeye alındı.

Reklam

Biyokütle enerji santrali çalışmaları sürüyor

Eksim Enerji 2012 yılından bu yana Ar-Ge faaliyeti olarak biyokütleden (odun talaşı, ormansal artıklar vb.) biyoyakıt üretimine yönelik proje üzerinde çalışıyor. Mevcut durumda ise 1.2 MWe elektrik üretebilen motor ve alternatörden oluşan güç grubu ise işletmeye alındı. Katmadeğerli yakıt üretimi için teknoloji merkezi destekli çalışmalar ise devam ediyor.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan