Takip Edin

Sektörel Gündem

Depremin imalat sanayisine hasarı belli oldu! Vasıflı iş gününde büyük kayıp

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler, bölgedeki sanayicilerin vasıflı iş gücü kapasitesinde önemli kayıplara yol açtı. Bazı tesislerde kilit personel kaybı ve personel koşullarından kaynaklanan zorluklar nedeniyle operasyonlarda kesintilerin olması bekleniyor.

Yayınlanma tarihi

-

Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler, bölgedeki imalat sanayisi iş yerlerinin vasıflı iş gücü kapasitesinde önemli kayıplara yol açtı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan “2023 Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu”ndan yaptığı derlemeye göre, 2022’de toplam 254,2 milyar dolar olan ülke ihracatının yüzde 8,6’sına karşılık gelen 21,9 milyar dolarlık kısmı deprem bölgesindeki illerden sağlandı.

2021’de bölge illerindeki imalat sanayisinin ülkenin gayri safi yurt içi hasılası (GSYH) içindeki payı yüzde 11,5 olarak hesaplanırken, Adana’da kimya, tekstil ve gıda, Gaziantep’te kimya, gıda ve yaş meyve, tekstil, makine ve mobilya, Hatay ve Osmaniye’de demir-çelik ve yaş meyve, Kahramanmaraş’ta tekstil-giyim bölgede 300 milyon doların üzerinde ihracatı olan sektörler olarak öne çıktı.

47 bin 581 imalat sanayisi firması yer alıyor

Deprem bölgesinde 314’ü büyük, 779’u orta, 3 bin 769’u küçük ve 42 bin 719’u mikro ölçekli olmak üzere 47 bin 581 imalat sanayisi firması yer alırken, afet öncesi bölgede 38 organize sanayi bölgesinin (OSB) hizmet verdiği ve buralarda faaliyet gösteren 4 bin 997 firmanın yaklaşık 550 bin kişiye istihdam sağladığı tespiti yapıldı.

Reklam

Bölgedeki OSB’lerdeki istihdam, ülke genelindeki tüm OSB’lerdeki istihdamın yaklaşık yüzde 22’sine karşılık gelirken, 116 küçük sanayi sitesinde de (KSS) 31 bin 127 iş yerinin yer aldığı belirlendi.

İlk değerlendirmelere göre deprem, bölgedeki planlı sanayi alanlarında (OSB ve KSS) önemli bir hasara yol açmadı. Ancak enerji ve ulaştırma-haberleşme altyapısında oluşan hasar veya iş gücü eksikliği nedeniyle bazı tesislerde üretimin bir süre aksayabileceği öngörülüyor.

Depremin imalat sanayisi iş yerleri üzerindeki en önemli ve telafisi güç olan etkisi, vasıflı iş gücünde ortaya çıkan kayıp oldu. Bazı tesislerde kilit personel kaybı ve personel koşullarından kaynaklanan zorluklar nedeniyle operasyonlarda kesintilerin olması bekleniyor.

İhracata yönelik üretim yapan bazı kuruluşlarla bu kuruşlara ara malı üreten tesislerin deprem hasarları nedeniyle üretimdeki ve teslimattaki aksamalar sonucunda ihracatın olumsuz yönde etkileneceği tahmin ediliyor. Üretime ara verilmesi nedeniyle bazı ürünlerde oluşacak talep açığı ithalatla karşılanabilir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca gerçekleştirilen anket ve saha çalışmasında 11 ilde 2 bin 398’i ile yüz yüze, 6 bin 201’i ile telefon yoluyla olmak üzere toplam 8 bin 599 firmayla görüşüldü.

Reklam

Toplam hasar 81 milyar 155 milyon lira

Bakanlığın yaptığı bu çalışmaya göre, 8 bin 599 firma için imalat sanayisinde toplam hasarın 81 milyar 155 milyon lira olması bekleniyor. Bu hasarın 31 milyar 117 milyon lirasını bina, 24 milyar 852 milyon lirasını makine ve 15 milyar 126 milyon lirasını ise stok hasarı oluşturdu.

Deprem sonrası yapılan ilk tespitlere göre sanayi tesislerinde bina ve makine-teçhizat bağlamında ciddi bir problem bulunmazken esas sorunun insan kaynağında yaşanması bekleniyor. Firmaların, bu konuda sorunlar yaşayacağı ve bu durumun da üretim süreçlerini etkileyeceği değerlendiriliyor. Bu sebeple iş gücü kaybına ve ihtiyacına yönelik kapsamlı çalışma yapılması gerekiyor.

Bina, makine-teçhizat ve insan kaynağında oluşan zarar tespit çalışmaları devam ederken ortaya çıkacak maliyete göre gerekli düzenlemeler yapılacak.

Öte yandan raporda kısa vadede, hasar tespitlerinin ve kontrollerin en kısa zamanda yapılması ve kullanılır durumdaki sanayi tesislerinde ivedilikle üretime geçilmesi adına şu önerilerde bulunuldu:

Reklam

” Bölgede faaliyet gösteren firmaların üretime geçişlerini hızlandırmak amacıyla yıllık amortisman ihtiyacını karşılayacak düzeyde destek verilmesi

İhracat pazarlarının kaybedilmemesi için, özellikle hazır giyim sanayisinde hasara uğrayan firmalara ait ihracat bağlantılarının başka firmalara kaydırılması ve fason üretim yaptırılması

Depremden hasar gören araçları kapsamak üzere, ticari araç ve tarım traktörü satın alımlarında kredi ve vergi kolaylıkları getirilmesi

– Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca OSB ve KSS’lere kullandırılan kredi oranlarının sektör ve bölge düzeyinde iyileştirilmesi

– OSB ve KSS kredilerinde itfa planına göre geri ödemelerine başlamış veya başlayacak olan OSB ve KSS’lerin hasar durumlarına göre itfa ertelemelerinin yapılması

Reklam

– OSB ve KSS hak edişlerinde bölgeye öncelik tanınması

– Üretim faaliyetleri deprem yüzünden kesintiye uğrayan küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) kapsamındaki işletmelerden yatırım ve/veya işletme kredisi kullananlar için 1 yıl borç ertelemesi uygulamasına gidilmesi ve yatırım kredilerinde uygulanan ödemesiz dönemin 1 yıl uzatılması

– KOBİ tanımına uyan sınai tesislerinde bina, makine, teçhizat onarımı ve yeni makine alımı için kredi destek limitlerinin artırılması, bölgeye öncelik tanınması

– Depremde hasar gören teçhizatlarını yenileyecek işletmelerde makina ve teçhizat alımları için bir kereye mahsus olmak üzere katma değer vergisi (KDV) ve gümrük vergisi istisnası sağlanması.”

Raporda, orta vadede, deprem tahribatı nedeniyle trafik kayıtları silinen motorlu taşıt aracının sahibi kişi ve kuruluşla bunların hayattaki mirasçıları için yeniden motorlu taşıt aracı temininde, yerli ürün olmak ve belirli bir süre içinde devir ya da satışı yapılması önerildi.

Reklam

Kendi ilinde kayıt ve tescili yapılmak şartıyla, ticari araç satın alacak şoför esnafı için Halk Bankası, tarım traktörü satın alacak çiftçiler için Ziraat Bankasından kolay ve düşük maliyette kredi sağlanması ve deprem bölgesinde motorlu taşıt aracı veya tarım traktörü satın almak üzere kullanılacak tüketici kredilerinde vergi kolaylıklarının sağlanması tavsiye edilen raporda, mevcut ve yeni inşa edilecek OSB ve KSS’lerde faaliyet gösteren işletmelerde deprem sigortası uygulamasının en kısa zamanda hayata geçirilebilmesi için düzenlemelerin yapılması önerisinde de bulunuldu.

Sanayi tesislerinin, uzun vadede, deprem bölgesi olan Marmara Bölgesi’nden diğer bölgelere taşınması, bu şekilde hem oluşması muhtemel deprem zararının hem de plansız şehirleşmeden kaynaklanan diğer ekonomik ve çevresel problemlerin azaltılması önerilen raporda, deprem bölgesindeki illerin ve ilçelerin hasarlarının gözden geçirilerek mevcut teşviklerin revize edilmesi ve sanayi tesislerinin, çelik konstrüksiyon olmak üzere, depreme daha dayanıklı yapılar şeklinde inşasının sağlanması gerektiğine işaret edildi.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan