Takip Edin

Sektörel Gündem

TOSYALI HOLDİNG’DEN CEZAYİR’DE AKDENİZ VE AFRİKA’NIN EN BÜYÜK ÇELİK YATIRIMI

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’nin global çelik üreticisi Tosyalı Holding, dördüncü etap yatırımlarına devam ettiği Cezayir’in Oran kentindeki Tosyalı Algerie’de, Akdeniz ve Afrika’nın en büyük ve en ileri teknolojiye sahip entegre tesislerinden birini hayata geçiriyor. Tosyalı Algerie’nin pandemi ve dünyada yaşanan son gelişmelerle birlikte çok daha stratejik bir yatırım haline geldiğini ifade eden Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Bugün 4000 çalışanımız, entegre limanımız ve kullandığımız ileri teknolojiyle Cezayir’in hidro-karbona dayalı sektörleri dışında, sanayideki en büyük şirketi ve ihracatçısıyız. Tosyalı Algerie’de, 2,5 milyon ton üretim kapasitesine sahip olacak yeni DRI tesisi ve onun önünde kurulacak 4 milyon ton/yıl kapasiteli yassı çelik tesisi yatırımımız, daha düşük karbon ayak izi ile bu alanda dünya çelik endüstrisindeki en iyi uygulamalardan biri olacak. Hidrojen ile çalışma kabiliyetine de sahip olacak bu yatırımla, dünyada hidrojen ile çalışabilen, böyle bir teknolojiye sahip ilk Türk şirketi Tosyalı olacak. Cezayir’deki tüm yatırımlarımızı tamamladığımızda 8,5 milyon ton yassı ve uzun mamul kapasiteli tam entegre bir tesis haline gelecek Tosyalı Algerie ile sadece Akdeniz ve Afrika’nın değil, dünyanın da en önemli ve stratejik demir-çelik üretim merkezlerinden biri olacağız” dedi.

 

Tosyalı Holding, 3 kıtada sayıları 30’a yaklaşan tesis ve yaklaşık 15 bin çalışanıyla küresel büyümesini sürdürüyor. Tosyalı, 2011 yılında yatırıma başladığı Tosyalı Algerie’de dördüncü etap yeni yatırımıyla birlikte, tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir süreçte dünyanın en önemli demir-çelik yatırımlarından birini daha hayata geçiriyor.  2,5 milyon ton üretim kapasitesine sahip, daha düşük karbon ayak izi ile bu alanda dünya çelik endüstrisindeki en iyi uygulamalardan biri olacak ikinci Doğrudan İndirgenmiş Demir (DRI) üretim tesisi ve onun önündeki 4 milyon ton/yıl üretim kapasiteli yassı çelik yatırımı ile Tosyalı Holding Cezayir’deki 8,5 milyon ton/yıl kapasiteli tam entegre tesis hedefine de yaklaşmış olacak.

 

Hidro-karbon dışı sektörlerde ülkenin en büyük ihracatçısı ve en güçlü istihdam sağlayan şirketi olan Tosyalı Algerie, sadece Afrika’da değil Avrupa’da da, yüksek teknoloji kullanımında en önde gelen ve enerji tüketimi açısından da dünyanın en verimli entegre tesislerinden biri olarak öne çıkıyor. 2013 yılında üretime başlayan Tosyalı Algerie, Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük sanayi yatırımı. Bugün toplam sıvı çelik üretim kapasitesi yaklaşık 4 milyon ton/yıl olan endüstri kompleksinin çatısı altında, entegre liman dahil 10 tesis bulunuyor.

Reklam

 

Toplam 5 milyon metrekareye yayılmış, bölgenin en büyük demir- çelik tesisi olan Tosyalı Algerie, hem hurdadan çelik hem de DRI kullanarak çelik üretimi yapıyor. İnşaat sektörü, hidrokarbon taşımacılığı, otomobil endüstrisi ve gemi yapımı gibi birçok sektöre hizmet veriyor. Yaptığı üretimle Cezayir’in inşaat demiri ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılarken, üretiminin yarıya yakınını da ihraç ediyor.

 

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı: “Afrika’yı 15 yıl önce stratejik ve öncelikli yatırım coğrafyası olarak belirledik”

Globalizasyonun bir noktada son bulacağı ve lokalizasyonun öne çıkacağı öngörüsü ile Tosyalı Holding’in üretim ve operasyon coğrafyasını 15 yıl önce çeşitlendirmeye karar verdiğini ve Afrika’yı da ana yatırım coğrafyası olarak belirlediğini ifade eden Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı“Çelik çok stratejik bir sektör. Son yıllarda demir-çelik sektöründe öne çıkan kota uygulamaları ve bugün tedarik zincirindeki aksaklıklar sonucu sektörde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Biz Tosyalı Holding olarak bir yandan ülkemizde katma değeri yüksek nitelikli çelik üretimine yönelik yatırımlarımıza devam ederken bir yandan da yurtdışında ana yatırım coğrafyamız olarak belirleyerek 15 yıl önce adım attığımız Afrika kıtasındaki etki alanımızı da Cezayir, Senegal ve Angola’da yaptığımız yatırımlarla büyütüyoruz” dedi.

Reklam

 

Fuat Tosyalı: “Yeni başlayan ikinci DRI tesisi ve yassı çelik üretim tesisi yatırımımızla, dünyada hidrojen ile çalışabilen, böyle bir teknolojiye yatırım yapan ilk Türk şirketi Tosyalı olacak.”

Tosyalı Algerie’de yaptıkları teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlarla dünyada yeşil ve çevre dostu çelik üreten tesisler arasındaki konumlarını her geçen gün daha da güçlendirdiklerini dile getiren Fuat Tosyalı, “Şuan itibari ile Tosyalı Algerie, yıllık 2,5 milyon ton kapasite ile dünyanın en büyük DRI üretim tesislerine ve DRI ile çalışan dünyanın en büyük ark ocağına sahip. 2018’de devreye aldığımız bu ileri teknolojiyle; 2020’de tek bir DRI modülü ile 2.23 milyon ton/yıl, 2021’de ise 2.285 milyon ton/yıl üretim rakamına ulaşarak, iki yıl üst üste dünya rekoru kırdık. Şimdi en yüksek teknolojiye sahip yeni bir DRI tesisi ve önünde 4 milyon ton/yıl kapasite ile yassı çelik üretecek haddehanelerin yapımını da içeren 5 etaplı Tosyalı Cezayir’deki yatırımımızın 4. aşamasına başladık. Bu yatırımı 2024’ün ilk yarısında tamamlamayı planlıyoruz. En önemli nokta ise, bu tesisimiz hidrojen ile çalışma kabiliyetine sahip olacağından, Dünya’ da hidrojen ile çalışabilen böyle bir teknolojiye yatırım yapan ilk Türk şirketi Tosyalı olacak. Sektörün 10-15 yıl içinde hidrojen kullanımına geçmesi bekleniyor. Biz bu yatırımla böylece bu konuda da sektörde öncü bir adım daha atmış olduk” dedi.

 

Cezayir’in en büyük limanı ile entegre iş modeli

Reklam

Tosyalı, Cezayir’ in Arzew/Sonatrac bölgesinde, devlete ait olan, tüm üst yapı yatırımını ise Tosyalı’nın yaptığı, Tosyalı Algerie ile tam entegre olan limanı da işletiyor. 2021 yılı haziran ayında faaliyete geçen liman, fiili olarak 200 bin tonluk gemilerin yaklaşabildiği ülkenin en büyük limanı. Bu yatırımdan önce Cezayir limanlarına gelen en yüksek gemi tonajı 50.000 DWT iken şu anda kapasite 4 kat artmış durumda. Günlük yük indirme kapasitesi 90 bin ton. Avrupa’nın en uzun hatlarından biri olan 12 km’lik boru tipi kapalı konveyör bant sistemi sayesinde limandan şirketin hammadde sahasına kadar hiçbir araç kullanmadan saatte 4.000 ton demir cevheri taşınabiliyor. Bu entegre yapı ile Tosyalı Algerie, bölgenin en rekabetçi, verimli ve katma değeri yüksek tesisi konumunda.

 

Fuat Tosyalı: “Tosyalı Algerie, Akdeniz ve Afrika’nın en önemli ve en rekabetçi entegre tesisi, dünyanın en stratejik demir-çelik üretim merkezlerinden biri olacak.”

Tosyalı Algerie’nin Cezayir’in hidro-karbona dayalı sektörleri dışında, sanayideki en büyük şirketi ve ihracatçısı olduğunu ifade eden Fuat Tosyalı, “Ürettiğimiz ürünler katma değeri yüksek; bölgenin, Avrupa’nın, Amerika’nın, Asya’nın talep ettiği nitelikli ürünler. Buradan dünyaya demir-çelik ihraç ediyoruz. Bu yıl Cezayir’den 1 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Entegre yapımız; kendimize ait limanımız ve ileri teknoloji DRI yatırımlarımız ve geleceğin enerjisi hidrojeni kullanabilme esnekliğimizle sürdürülebilir değer yaratan bir yapıya sahibiz. Akdeniz ve Afrika’nın en önemli ve en rekabetçi entegre tesislerinden biri olan Tosyalı Cezayir’in üstlendiği stratejik rolün, yeni küresel ekonomik düzende Tosyalı olarak bizi çok daha güçlü konuma taşıyacağına inanıyoruz. Sürdürülebilirlikle şekillenen, Paris İklim Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakat ile birlikte yepyeni bir çelik endüstrisi doğuyor. Biz de Tosyalı olarak Cezayir’deki gibi ileri teknolojiyle şekillenen yatırımlarımızla bu yeşil dönüşümün dünyadaki öncülerinden biri olarak geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. Cezayir’deki tüm etap yatırımlarımızı tamamladığımızda 8,5 milyon ton yassı ve uzun mamul kapasiteli tam entegre bir tesis haline gelecek Tosyalı Algerie ile sadece Akdeniz ve Afrika’nın değil, dünyanın da en önemli ve stratejik demir-çelik üretim merkezlerinden biri olacağız” dedi. 

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan