Takip Edin

Sektörel Gündem

‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın önündeki engeller ve çözümler Diyalog Günü’nde tartışıldı

AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NIN DESTEKLEDİĞİ “SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN STK’LAR” PROJESİ İLE SEKTÖR BİR ARAYA GELDİ İnşaat malzemeleri …

Yayınlanma tarihi

-

AVRUPA BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NIN DESTEKLEDİĞİ “SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN STK’LAR” PROJESİ İLE SEKTÖR BİR ARAYA GELDİ

İnşaat malzemeleri sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği), ÇEDBİK (Çevre Dostu Binalar Derneği) ortaklığında, Avrupa Birliği Başkanlığı’nın koordinasyonu ve desteği ile hayata geçen “Sürdürülebilir Kalkınma için STK’lar” isimli AB projesi kapsamında, inşaat, çevre, sürdürülebilir kalkınma, mimarlık ve enerji verimliliği alanlarında çalışan sivil toplum örgütleri, ilgili kamu kurumları ve yerel yönetim temsilcileri “Diyalog Günü”nde buluşarak, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları odağında sektörün önündeki engelleri ve çözüm önerilerini çalıştı.

Avrupa Birliği Başkanlığı’nın koordinasyonu ve desteğiyle 1 Nisan 2021’de Türkiye İMSAD ve ÇEDBİK tarafından yürütülmeye başlanan “Sürdürülebilir Kalkınma için STK’lar” isimli projede, sektör paydaşlarının bir araya gelmesi, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmesi ve SKA’ya ulaşmada aktif katılımlarını teşvik etmeleri hedeflendi. 15 ay olarak programlanan projede, Anadolu’daki sivil toplum kuruluşlarının daha aktif olmaları, karar alma süreçlerine daha kolay etki etmelerinin yolunun açılması, sektörler arası iş birliğinin artırılması ve gelişimin desteklenmesine yönelik çalışmalar yapıldı.

Farklı illerde önce fiziksel sonra da çevrimiçi olarak düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları” başlıklı eğitimlerde, kaynakların önemi vurgulanarak, kurumların topluma sadece ekonomik fayda sağlama konusunda değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel açıdan da sorumlulukları olduğuna dikkat çekildi. Sürdürülebilirlik ve iklim gündeminin; inşaat, çevre, mimarlık, enerji, enerji verimliliği ve sürdürülebilir kalkınma alanlarına etkileri de bu toplantılarda tüm yönleriyle değerlendirildi. Farklı sektör ve meslek temsilcilerinin katıldığı “Savunuculuk” başlıklı eğitimlerde ise bölgesel ve sektörel sorunlar, sektörler arası diyalog oluşturulmasıyla ilgili görüşler paylaşıldı. SKA’lar, inşaat alt sektörleri açısından değerlendirilerek, neler yapılabileceği, bu hedeflere ulaşmada yaşanan zorluklar tüm yönleriyle ele alındı.

Proje kapsamında 1 Nisan 2022 tarihinde İstanbul’da düzenlenen Diyalog Günü”nde ise yıl boyunca yapılan tüm çalışmalar ve eğitimler sonrası elde edilen bilgiler, SKA’ların önündeki engelleri belirleme ve çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla değerlendirildi.

Reklam

Toplantının açılışında konuşan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ece Ceylan Baba, ÇEDBİK ile yürüttükleri projenin kapsamı ve katılımcı çeşitliliği açısından sektörün ilklerinden olduğunu vurgulayarak, “17 Küresel Amacın tamamına etki eden inşaat sektörü, özellikle sürdürülebilir şehirler, sürdürülebilir üretim ve tüketim, iklim, su, enerji ve altyapı konularındaki amaçların gerçekleştirilmesindeki en önemli sektörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Diyalog Günü’nde, inşaat, mimarlık, çevre ve enerji verimliliği sektörlerinde üretim ve hizmet gruplarında faaliyet gösteren STK’ların, yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların uzmanlarını bir araya getirerek bir sinerji oluşturmayı amaçladık” dedi.

Prof. Dr. Ece Ceylan Baba sözlerini şöyle sürdürdü: “Son yıllarda yaşadıklarımız, önlem almaz ve bazı değişimleri gerçekleştirmezsek gezegenimizin geleceğini tehdit edecek risklerin küçük bir örneğini teşkil ediyor. Tüm dünya olarak içinde bulunduğumuz durumu bu gözle değerlendirmeli gerek bireysel gerek sektörel gerekse ülke bazında sorumluluk alarak, dünyamızı birlikte iyileştirmeliyiz.”

Açılış konuşmacıları arasında yer alan ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Emre Ilıcalı “Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde özellikle sürdürülebilirlik kısmında biraz geride kaldığımızı görüyoruz. Herkesin konunun bir tarafını tutması ilerlemeyi yavaşlatıyor. Oysa ortak bir paydada buluşup ortak akılla bir sinerji oluşturulması ve olayı farklı yönleriyle ele alacak, farklı yetkinlikte kişilerin bir araya gelmesi çok önemli. Bu proje, bu anlamda güzel bir yol haritası sunacaktır. Sürdürülebilirlik konusunun kurumsal sosyal sorumluluk projesi olmaktan çıkması ve özel sektörde olmazsa olmaz ve iş yapış şeklini değiştirecek bir konu olduğunun anlaşılması lazım. Konuyu tabana yaymak ve farkındalığı artırmak adına bu tür projelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ve UN-SDSN Türkiye Direktörü Dr. Tamer Atabarut gerçekleştirdiği açılış konuşmasında Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile ilgili bir sunum yaptı ve UN-SDSN’nin (Sürdürülebilir Kalkınma için Bilimsel Yaklaşımlar ve Çözümler Ağı) bu kapsamda yaptığı çalışmalara değindi. Dr. Tamer Atabarut “Karbonsuzlaşma yolunda atılacak adımlarda, üniversitelere, kamu kurumlarına ve Ar-Ge yapan şirketlere büyük sorumluluk düşüyor. Bu yüzden bizler de üniversitelerin rolü olarak benimsediğimiz araştırma ve eğitim bağlamında çalışmalar yürütüyoruz. Her yıl endeks ve raporlar yayımlıyoruz. Bu raporlardan biri de Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Raporu” dedi ve sunumunda bu rapora yer verdi.

Açılış konuşmacılarından Abdullah Gül Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Uzal isegerçekleştirdiği sunumda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın inşaat sektörüne yansımalarını, bizleri nelerin beklediğini ve hangi alanlara öncelikli eğilmemiz gerektiğini, hem inşaat sektörü ve müteahhit faaliyetleri tarafında hem de inşaat malzemeleri sanayisi tarafında değerlendirdi.

Reklam

Uzman Tuğçe Zeynep Çiftçibaşı Güç ile Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Selahattin Ciritci “Diyalog Günü” formatı hakkında bilgilendirme yaptıktan sonra “Sürdürülebilir Yaşam”, “Toprak, Hava, Su Kirliliği”, “Sera Gazı Azaltım”, “İnsana Yakışır Ekonomik Gelişme” ve “Dayanışma ve İşbirlikleri” başlıklı5 farklı masada gruplanan 17 SKA’ya ulaşmada yaşanan engeller ve çözüm önerileri katılımcılar tarafından masaya yatırıldı.

“Diyalog Günü”nün ikinci yarısında ise UN-SDSN Türkiye Koordinatörü Bahar Özay’ın moderatörlüğünde katılımcılar söz alarak öğleden önceki oturumda tartışılan engeller ve çözüm önerileriyle ilgili kendi alanları açısından en önemli gördükleri sorunları değerlendirdi.

“Diyalog Günü”nde Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Hedefi ve Yeşil Kalkınma Hamlesi ile uyumlu bir çerçevede Türk inşaat sektörünün büyümesi, ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla ele alındı. Toplantıda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın alt hedeflerinin gerçekleştirilmesindeki engeller (mevzuat, işin niteliği, coğrafi koşullar, insan kaynağı, vb.) belirlenerek çözüm önerileri üzerinde duruldu. Ortaya çıkan sonuçlar raporlanarak kısa süre içinde kamuoyu ile paylaşılacak.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan