Takip Edin

Sektörel Gündem

Mevcut tehditler gıda sistemini yeniden şekillendirebilir

Artan nüfus ve kentleşme, iklim değişikliği, doğal kaynaklar üzerindeki şiddetli rekabet, yoksulluk ve eşitsizlikler, makroekonomik istikrarsızlık gibi birçok etken, tarımsal gıda sisteminin geleceğini tehdit ediyor. Tat Gıda Genel Müdürü Evren Albaş, “Mevcut tehditler, gıda sisteminin yeniden şekillenmesine ve yeşil dönüşüme fırsat sunuyor” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Başak Nur GÖKÇAM

2022 yılı, küresel anlamda tarım ve gıda sektörünü de olumsuz etkiledi. Zor bir yılı geride bıraktığımız bu süreçte gıda sektörünün nasıl etkilendiğine ilişkin değerlendirmede bulunan Tat Gıda Genel Müdürü Evren Albaş, başta enerji fiyatları ve gübre olmak üzere yüksek tarımsal girdi maliyetleri, küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri gibi konular ön plana çıkarken, tüketici tarafında ise Rusya- Ukrayna savaşının da tetiklediği tedarik sorunları ve yüksek gıda enflasyonunun 2022 yılını etkilediğini belirtti. Küresel gıda fiyatlarının 2022’de rekor seviyeye ulaştığını söyleyen Albaş, “BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) açıkladığı Gıda Fiyat Endeksi, 2022 yılı genelinde, ortalama yıllık yüzde 14,3 artarak, 1990’dan bu yana en yüksek seviye olan 143,7 puana ulaştı. Gıda enflasyonundaki hızlı yükselişi engellemek adına tedbirler alınsa da Türkiye’de tarımsal girdi enflasyonunun 2022 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 103 artması ile gıda enflasyonu yükselişini sürdürdü. Bu da genel olarak girdisi tarım olan tüm ürünlere etki etti. Ancak bizim ürün kategorimiz temel gıda kapsamında olduğundan talepte bir düşüş yaşanmadı” diye konuştu.

Gıda krizi kapıda

Gıda sistemi küresel çapta zor bir dönemden geçerken, gıda tedarik zinciri sorunları bakımından da birçok global raporun uyarı verdiğinin altını çizen Albaş şöyle devam etti: “BM’nin Aralık 2022’de yayınlanan raporu, eğer şimdi daha geniş önlemler alınmazsa gelecekte küresel gıda krizlerinin artma olasılığının olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor. Ancak kanaatimce, bu mevcut tehditler; hem insan hem de dünya sağlığını koruyan gıda teknolojisi inovasyonları ile gıda sisteminin yeniden şekillenmesine, yeşil dönüşüme, yeni gıda kaynak taleplerinin oluşmasına ve herkes için adil beslenmenin sağlanmasına yönelik tüm iş dünyası ve kamu olarak güçlü adımlar atılmasını hızlandırması bakımından da fırsat sunuyor.”

Sürdürülebilirliğe ‘dört koldan’ yaklaşım

Reklam

Tat Gıda’nın sürdürülebilirlik politikasına ilişkin de bilgi veren Albaş, bu alanda 4 odak alanı belirlediklerini ekleyerek şu bilgileri verdi: ‘Kökümüz Değerler’ bu odak alanlarımızdan ilki ve bu kapsamda BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alıyoruz. İkinci odak alanımız olan ‘Toprağımız Dünya’ kapsamında 2050 yılında kadar karbon nötr hedefi doğrultusunda Koç Holding’in başlattığı ‘Karbon Dönüşüm Programı’nda yer alıyoruz. Üçüncü odak alanımız ‘Emeğimiz İnsan’. Bu kapsamda da BM Kadının Güçlenmesi ilkelerinin imzacısı olduk ve Tat Gıda Yönetim Kurulu’nda kadın üye oranının her zaman en az yüzde 25 seviyesinde tutulmasını amaçlıyoruz. 2022 yıl sonu kadın çalışan oranımız yüzde 44 ve üst düzey kadın yöneticilerde yüzde 50 kadın çalışana sahibiz. Son olarak dördüncü odak noktamız ise ‘Paylaştığımız toplum’. Bu kapsamda da faaliyette bulunduğumuz tüm bölgelerde, toplumsal yapının geliştirici faaliyetlerimizle geleceğe hazır olmasına çalışıyoruz.”

Küresel domates işleme miktarı 38 milyona düştü

Küresel iklim değişiklikleriyle beraber yaşanan sorunların 2022 yılında tahmini verilere göre 38 milyon tona düşmesine neden olduğunu belirten Albaş, “Bunların etkisi ile ABD, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi domates işlemede ilk sıralarda yer alan ülkelerin 2022 yılında işlenen domates miktarlarında gerileme yaşandı. Türkiye ise, 2022 yılında 2,35 milyon ton işlenmiş domates üretimi ile ABD, Çin ve İtalya’nın ardından 4’üncü sırada. Bu rakam, 38 milyon tonluk dünya üretiminin yüzde 6,2’sini temsil ediyor. Ben bu noktada ülkemiz açısından bir fırsat görüyorum” diye konuştu.

Domates verimini dünya ortalamasının üzerine taşıdık

Çiftçilere yönelik çalışmalarına ilişkin de bilgilendirmede bulunan Evren Albaş, 500’e yakını sözleşmeli olmak üzere 1000’in üzerinde çiftçimiz bulunuyor. Verdiğimiz avanslarla çiftçinin nakit akışına destek olurken, ayni avanslarla fide, gübre, damla sulama sistemleri için destek veriyoruz. Aynı zamanda dijital tarım ile ilgili danışmanlık sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıl kendi tarım alanımızdaki dijital tarım uygulamaları ile ülkemizde dekar başına 7-8 ton olan ortalama domates verimini dünya ortalamasının üzerine taşıdık” dedi. Akıllı Sulama Teknolojilerine yönelik araştırma ve çalışmalar gerçekleştirdiklerinin de altını çizen Albaş, “Damla sulama sistemi ve diğer yöntemlerle sulama suyunu etkin olarak kullanıp yaklaşık yüzde 30 su tasarrufu sağlıyoruz. Sonraki hedefimiz, birlikte çalıştığımız ve dijital tarım konusunda danışmanlık verdiğimiz çiftçilerimizin üretim sahalarında bu teknolojilerin yaygınlaştırılması” diye konuştu. Çiftçinin finans problemlerine çözümün de önemine değinen Albaş şöyle devam etti: “Tarım Değer Zinciri projemizle 157 çiftçimizi alacaklarının vadesini beklemeden, limit çalışmasına gerek duymadan, teminatsız ve piyasa şartlarına göre uygun koşullarda tarımsal finansman imkanına kavuşturduk.”

Reklam

28 milyon TL’lik tarım yatırımı

Gıda güvenliği açısından üretimin her adımının izlenebilir olmasının önemine de vurgu yapan Albaş, “Blockchain altyapısıyla, ürünlerimizin tarladan tabaklarımıza gerçekleşen yolculuğunun tamamını izlenebilir hale getirmek için ilk adımı attık. Karacabey fabrikamızda domateslerimizin tarladan tesise takip sürecini başlattık. Akıllı tarım uygulamaları ve tarımdaki mekanizasyona yönelik yatırımlarımız, 2023 için planlı yatırımlarımızla beraber son 4 yılda 28 milyon TL’ye ulaşmış olacak” diye konuştu.

Akdeniz’de sürdürülebilir gıda üretimi hedefi

Geçen yıl dünyanın en büyük sivil Ar-Ge ve yenilik programı olan Ufuk Avrupa Programına katıldıklarının bilgisini veren Albaş, “PV4Plants, SolarHub ve ProxlMed projeleriyle Avrupa Birliği’nden Ar-Ge desteği almaya hak kazandık. SolarHub projesiyle yeşil inovasyon kapasitesini geliştirmeyi ve Akdeniz bölgesinde sürdürülebilir güvenli gıda üretimini desteklemeyi hedefliyoruz. ProxlMed projesi sürdürülebilir kaynaklardan alternatif protein elde edilmesi üzerine. PV4Plants projesi ise bitkilerin büyüme koşullarını iyileştirmek için güneş enerjisinin kullanılması üzerine. Buna baz olan AgriPV teknolojilerinin enerji-tarım sinerjisini arazi ve mahsul verimini arttıracak şekilde uygulanması amacıyla çalışmalar yürütüyoruz” dedi.

Uydu takibi ile yüzde 10’luk verim artışı

Reklam

Uydu ve drone’larla tarlayı izleyerek yakıt ve su tasarrufunu da artırdıklarını belirten Albaş şöyle devam etti: “Uydu ile takip sayesinde yüzde 10’a varan verim artışı sağladık. Sahip olduğumuz 4 adet Tarımsal İklim İstasyonu aracılığıyla hava durumunu yerel bazda tahmin edebiliyor ve domates gelişimini etkileyecek hastalıkların risk analizini yapabiliyoruz. Bu istasyonlardan alınan veriler ve yapılan analizler sonucunda, hastalık riskleri çiftçilere “Tat Lider Çiftçi” mobil uygulaması üzerinden gönderiyoruz.”

Yapay zekâ ile yüzde 15’lik tasarruf sağladık

Yapay-zekâ destekli akıllı su kaynakları yönetim sistemiyle üretimdeki elektrik tüketimini ilk ölçümlerde yüzde 15 oranında azalttıklarınıı bilgisini veren Tat Gıda Genel Müdürü Evren Albaş, “Koç grubu şirketleri ile yürütülen enerji kampüsü projesinde yer alıyoruz. 2 MW kapasiteli güneş enerjisi üretim santrali içinde süreci proje ortaklarımızla ilerletiyoruz. Proje devreye girdiğinde İzmir Torbalı’daki fabrikamızın toplam elektrik ihtiyacının tamamını güneş enerjisi ile temin etmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL,ilk seri üretim otonom aracıyla IFOY (International Forklift of The Year) Ödülünü 12’nci kez kazandı

Yayınlanma tarihi

-

  • İÇ LOJİSTİK UZMANI STILL’E ON İKİNCİ IFOY ÖDÜLÜ
    Türkiye’de Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER markasıyla faaliyetlerini yürüten Almanya Hamburg merkezli iç lojistik şirketi STILL GmbH, prestijli IFOY ödülünü 12’nci kez kazandı. STILL’in ilk seri üretim otonom aracı olan EXV iGo otomatik palet taşıyıcı “mobil robot” kategorisinde yarışarak on ikinci kez ödüle layık görüldü.
    Bu yıl, Hamburg/Baden’de 6 ülkeden finale kalan, toplam 15 iç lojistik firmasının, 16 yenilikçi ürününün sunumuyla IFOY Odülleri gerçekleştirildi. STILL seri üretilen ilk otonom aracı olan EXV iGo ile mobil robot kategorisinde birinci olarak 12’nci kez ödül kazandı.
    “EXV iGo, STILL’in otomasyon portföyünde bir kilometre taşıdır.”
    STILL Satış&Servis İş Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Frank Müller konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
    “IFOY ödülü ile onurlandırılmak, müşteri odaklı yeniliklere verdiğimiz önemi teyit ediyor. EXV iGo, STILL’in yalnızca teknik gelişim anlamında değil, her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarına odaklanarak, gelişimlerini ileri taşımanın mükemmel bir örneği. EXV iGo, STILL’in otomasyon portföyünde bir kilometre taşıdır. iGo easy, devreye alma yazılımı sayesinde, küçük filo sahibi şirketler bile otomasyona kolayca başlayabilir. EXV iGo,sanayi ölçeğinde seri üretilen ilk otonom araçtır ve tamamen modüler bir konsepte dayanmaktadır. Süreç otomasyonu, küçük filoya sahip şirketler içinde giderek önemli hale geldi. Bu nedenle kolay erişilebilirliğe, kullanım kolaylığına, güvenilir ve esnek hizmete büyük önem veriyoruz. EXV iGo ile, sektörler arası ihtiyaca, yüksek maliyet verimliliği, hızlı uygulama ve esnek ölçeklenebilirlikle akıllı bir yanıt verebiliriz.”
Devamını oku

Haber

SALİH YALÇIN: IMOW FORKLİFLERİ AVRUPA YAKASI BÖLGE BAYİSİ OLDUK, MÜŞTERİLERİMİZE KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Yayınlanma tarihi

-

IMOW marka Forklift markası Avrupa Yakası Bölge Bayisi olarak hizmet veren FTMH Firma Sahibi Salih Yalçın konuyla alakalı şu açıklamalarda bulundu: “IMOW, lityum akülü markalarda son derece önemli bir marka. Biz de IMOW Avrupa Yakası Bölge Bayisi’ni aldık ve hizmete başladık. Türkiye pazarına ilk giren lityum akülü forklift markası IMOW’dur. Lityum akü, bu konuda bir devrimdir. Özellikle 5 saat üzeri çalışanlar için IMOW, çok önemli avantajlar sağlamaktadır sağlık açısından. Yakıt maliyetini çok ciddi düşürmektedir. 5 senede makinenin maliyetini çıkarabiliyor. Uzman Forklift, Avrupa yakasında bir boşluk olduğunu ve bunu benimle değerlendirmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. IMOW, Avrupa yakasında tek yetkili bayi olarak hizmet veriyorum. Bu yaşımda onların arasında olmak beni çok mutlu etti. İstanbul Avrupa Yakası’nda Salih Yalçın olarak IMOW’un 1.8 ton 3 teker, 2 ton 4 teker olarak başlıyor. Hemen teslim yapabiliyoruz.

IMOW, YAKITTAKİ TASARRUFTAN 5 YILDA KENDİ PARASINI ÇIKARIYOR

Uzman Forklift, tamamen teknik kökenli bir firma. Burada satış sonrası hizmet veriyorlar. IMOW’un Avrupa Yakası’nda kendi servisleri var. Makine açık olması halinde parametre ayarlarına girilerek birçok servis hizmeti uydu sistemi ile verilebiliyor. Servise gitmeden birçok sorun çözülebiliyor. Çevre dostudur. Sessiz bir çalışma ortamı sunar. Bu makineler 5 saat günlük kullanıyorsa verdikleri parayı 5 yılda yakıttan geri alabilirler. Ekonomiktir. Alan kişiye kazandırır. IMOW markalı makinanızın çalışması halinde çalan kişi bunu çalıştıramaz. Avrupa Yakası bayisi olarak IMOW ile çok önemli işlere imza atacağız.”

 

Reklam
Devamını oku

Haber

Erhan Küçük: LGMG Telehander Tasarım Yenilikler Bakımından Önemli Bir Marka

Yayınlanma tarihi

-

Quaodro Makine LGMG marka personel yükseltici ürünlerinin Türkiye’deki önemli yüzü.Tüm operasyon yönetimini yürütüyor. Müşterilerine, satılan makinalarını uzman ekipleri tarafından oluşan kadrosu ile teslimat süreci içinde eğitim, yedek parça, bakım, servis hizmeti konularında müşteri odaklı bir iş modeli geliştiren dinamik ekibi ile katma değerli hizmetler sunuyor.

Quaodro Makine Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Küçük, Quaodro makine olarak LGMG’nin Türkiye’deki bütün operasyonlarını firma olarak yürüttüklerini belirterek,Tuzla   Orhanlı’da  bulunan sohwroom alanında   LGMG Telehander  ürün  lansmanında TKU Magazin Dijital Yayın grubu Genel Yayın Yönetmeni Metin Şendil’e LGMG yeni telehanderları hakkında şu bilgileri verdi.

 

MERMER FİRMALARI BUNU ÇOK KULLANIYOR

Küçük “LGMG’nin ürettiği 18 metre büyüklüğünde ve 4 ton ağırlığını kaldırabilen makinaları getirdik. Makinanın üzerinde perkins motor var. 75 kilowat, 100 beygir güç üretebiliyor. Şanzıman grubu İtalyan Farrero marka. Gaz vermeden makine, tek düğme ile sağa sola yatabiliyor. Yine gaz vermeden bomları kaldırabiliyor. Radyant lastik kullanılıyor. Özellikle inşaat firmaları, tarım sektöründe uzun mesafe yürütmek istediğiniz zaman bizim makine uzun yürüyüş yapabiliyor. Mermer firmaları bunu çok kullanıyor. İnşaat firmaları bunu kullanabiliyor. Telehander, çok fazla aparatı olan makine ekipmanlarından biridir. LGMG nin özellikleri içinde Kabini geniş, soğutma, radyo yeri var. Kabinin perdeleri olduğunu” söyledi.

Reklam

Operatör rahatlığı düşünülmüş olan LGMG telehander seri, hızlı makine olduğunu belirten Küçük, konuşmasına şöyle devam etti “ Telehander sektördeki  firmaların en çok tercihi ettiği markalardan biridir. LGMG Telehander markası, Tasarım ve yenilik anlamında çok önemli bir yerde bulunuyor. Seneye 22 metre rotasyonlu versiyonunu getirmeyi düşünüyoruz. O, daha da efektif bir makinedir. Durduğu yerde kulesi dönmektedir.  Kocaeli’nde en çok kullanılan markadır. Kocaeli’nden gelenlerden tam not aldık.” dedi.

Devamını oku

Trend olan