Takip Edin

Haber

Kamyonlar durursa ekonomi durur

Nakliye sektörü, üst üste gelen akaryakıt zamları ve ÖTV artışlarının getirdiği maliyetin altında eziliyor. Navlun bedeli içinde akaryakıt maliyetinin yüzde 50’lere kadar yükseldiğine dikkat çeken sektör temsilcileri, yaşanan sıkıntıları karşı çözüm üretilmemesi halinde 2-3 ay içinde iş bırakmaların artacağına dikkat çekiyor.

Yayınlanma tarihi

-

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Akaryakıt fiyatlarına üst üste gelen zamlar nakliye ve lojistik sektöründe kan kaybına yol açıyor. Son ÖTV düzenlemesinin ardından girdi maliyetleriyle başa çıkamayan sektörde gelecek 2-3 ay içinde iş bırakmaların artacağının sinyalleri geliyor. Navlun bedeli içinde akaryakıt maliyetinin yüzde 50’lere geldiği Türkiye’de özellikle de bireysel kamyon sahiplerinin iş bırakmalara başladığı bildirildi.

Türkiye’de 936 bin kamyon bulunurken bunların 450 bine yakını şahıslara ait. TIRPORT’un kurucusu Akın Arslan’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’de bir günde sadece karayolu taşımacılığında 176 milyon dolar nakliye ödemesi yapılıyor. Sektörden yükselen sesler, “Kamyonlar durursa ekonomide daha büyük sarsıntılar olur” uyarısı yapıyor.

ÖTV yükü 6 ay kaldırılsın

Sağlıktan sonra en önemli sektörü taşımacılık ve lojistik olarak nitelendiren Türkiye Nakliyeciler Derneği (TND) Başkanı Hakkı Başman, bugün sektörde yaşanan ciddi sıkıntılara dikkat çekti. Zamlarla birlikte akaryakıt maliyetlerinin yüzde 45-50’ye çıktığını söyleyen Başman, “Fiyat tutturamıyoruz, dünkü verdiğimiz fiyat bugünü kurtarmıyor. ÖTV’nin getirdiği ek yükler, nakliyede işleri durdurma noktasına geldi” dedi. Bugün pırlantada, lüks yatlarda ÖTV olmadığını dile getiren Başman, “Bizde de ÖTV kaldırılsın, lojistikçinin önü açılsın” diye konuştu.

Reklam

6 ay gibi bir süre ÖTV’siz deneme yapılmasını öneren Başman, 6 ayın sonunda verim elde edilemiyorsa yeniden uygulanabileceğini kaydetti. Haziran ayından temmuza kadar akaryakıta yüzde 75 zam geldiğini söyleyen Başman, bu nedenle kamyonlarda navlunların yükseldiğini belirtti. Başman, “Sadece akaryakıt değil ki, enflasyonun bu kadar arttığı konjonktürde kamyoncunun yolda yediği yemek, yol bakımı, lastiği arttı. Yola çıktığında ödediği masrafı karşılayamıyorsa iş yapmasının anlamı kalmıyor” diye konuştu.

“Müşteriye fiyat veremiyoruz”

Nakliyecinin müşteriye vereceği fiyat teklifinde lojistik maliyetinin yüzde 10’u geçmemesi gerektiğini dile getiren Başman, şunları söyledi: “Ne yazık ki kendi maliyetlerimizi kontrol edemediğimiz için istikrarlı fiyat teklif edemiyoruz. Lojistikte çarklar artık dönmüyor.” Normal zamanlarda 6 ve 12’nci ayda sektörün fiyat güncellemesi yaptığını ama bu yıl haziranda da güncelleme yapılmak zorunda kalındığını kaydeden Başman, “15 Haziran’da teklifimizi verdik, 1 Temmuz’da yüzde 52 zam geldi. Yüzde 52’nin yüzde 30’unu yansıtmaya çalışıyorsunuz, yine üstüne en az yüzde 6-7 eklemeniz gerekiyor. Bu kez de dengeler şaşıyor” dedi. Başman’a göre, ekonominin temel döngüsünü sağlayan lojistikle ilgili devletin bir politika belirlemesi gerekiyor. Yoksa, öncü sarsıntılar büyük bir deprem yaratacak.

450 bin kamyoncu sektör sayılmıyor

Türkiye’de 450 bine yakın bireysel kamyon sahbi bulunduğunu ve sektörün günlük 176 milyon dolar iş hacmi yarattığına dikkat çeken TIRPORT’un kurucusu Akın Arslan ise, “Kamyoncu esnafının aylık kestiği fatura 200 bin lira, yıllık 2.5 milyon lira. Ancak bu kadar fatura kesen bir grup sektör olarak kabul görmüyor. Türkiye’de 450 bin kümeleşmiş grup bir meslek örgütüne dahil değil, tanımı yok” dedi. Bugün en popüler sektör e-ticarette bile günlük hacmin 132 milyon dolar olduğunu söyleyen Arslan, “Sadece karayolları 176 milyon dolar iş hacmi yaratıyor. Bu kadar büyük pazarı görmezsen gelebilir misiniz yani? Bugün e ticaretin içinde de yine karayolunun payı var” diye konuştu.

Reklam

Yola çıkan 3 kamyondan 1’i boş dönüyor

Artan maliyetler nedeniyle yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Arslan, “Yola giden 3 kamyondan neredeyse bir tanesi boş dönüyor. Her boş dönen kamyon 100 km’de 30- 35 litre yakıt yakıyor. Türkiye’de 936 bin kamyon var bunların 550 bini ticari taşıma yapıyor. Bunun da en az 450 bini şahıslara ait. İnsanlar bu iş için ciddi yatırım yapıp araç aldı, iş yapamayınca sektörde kalmasının anlamı kalmıyor” dedi. Sektörün fonlanması gerektiğine işaret eden Arslan, “Fiyatlar sürekli artıyor. Bugün devletin resmi faizi her ne kadar yüzde 20’nin altında olsa da factoring yüzde 70’e ulaştı. Bu insanlar bunu nasıl karşılayacak, fiyata nasıl yansıtacak? İşletme sermayesi gerekiyor. Nasıl fabrika için işletme sermayesi kritikse lojistik için de kritik” diye konuştu.

Sektörde nakidin önemine işaret eden Arslan, şunları söyledi:

90 gün vadeyi yönetmek zor

“Kamyoncunun 90 gün vadeyi yönetecek durumu yok. Bankacılık sisteminin kilitlenmesi, limitlerin düşürülmesi büyük zarar. Günde 1 milyon lira kamyoncu ödemesi yaptığınızı düşünün. Haftada 5 milyon lira. Üç haftada 15 milyon lira yapıyorsunuz. Dört haftada 20 milyon lira yapıyorsunuz. Eğer tedarikçi firmanızla 60 gün vadeyle çalışıyorsanız sizin sadece basit hesaplar 40 milyon lira fonlamanız gerekiyor.

Reklam

Bir de bunun sarkmaları var. Günde 1 milyon lira taşımayı yönetebilmek için 60 milyon lira para olması gerekiyor. 60 milyon lira nakitiniz yoksa günde 1 milyonluk taşımayı yönetemiyorsunuz. Diğer masrafları tamamen dışarıda tutuyorum.” Reel anlamda işlerin yürütülemediğini söyleyen Arslan, tablo 3 ay daha böyle devam ederse birçok firmanın short’a düşeceğini kaydetti.

“Sebze fiyatlarının artmasından nakliyeci sorumlu değil”

Akın Arslan, birçok sektörde olduğu gibi yaş sebzemeyve fiyatlarının artışının da nakliyeye bağlandığını söyledi. Arslan, “Nakliye fiyatlarında 10 birim artış olursa sebze-meyvede 25 birim artış oluyor. Biz yakıt artışlarını nakliyeye yüzde 10 yansıtabildik. Yüzde 10 zam geldi diye domatesin fiyatı 30 liradan 40 liraya çıkarıldı. Burada biraz fırsatçılık yapılıyor. Bunu yapanlar da aracılar” dedi.

“Kamyoncu da KOBİ sayılsın”

Kamyoncuların da finansmana kolay erişimi için Kobi kapsamına alınmasını öneren Akın Arslan, “Bireysel kamyon sahiplerinin yaptıkları iş çerçevesinde ve kavramlarını yönetmeleri çerçevesinde birer KOBİ olarak değerlendirilmesi lazım. Ona göre devlet tarafından sağlanan KOSGEB desteği gibi desteklerden yararlandırılmalı” diye konuştu.

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

Borusan’ın insana değer veren ve geleceğe odaklanan kurum kültürüne üç büyük ödül

Yayınlanma tarihi

-

Borusan Holding, insana ve yeteneğe değer veren yaklaşımıyla aldığı ödüllerle başarısını bir kez daha kanıtladı. Genç yeteneklere yönelik insan kaynakları ve iletişim alanlarındaki başarılı çalışmalarıyla Borusan, haziran ayında düzenlenen En Gözde Şirketler 2024, Top100 Talent Program, Brandverse Awards ödül programlarında büyük ödüllerin sahibi oldu.

Bu yıl 80. yaşını kutlayan ve kendine 200 yıl ve ötesinde bir Grup olma vizyonu çizen Borusan Grubu, insan kaynağı ve iletişim alanlarındaki öncü uygulamalarıyla elde ettiği başarılara yenilerini eklemeye devam ediyor. Borusan, En Gözde Şirketler 2024, Top100 Talent Program, Brandverse Awards gibi prestijli ödül programlarında kazandığı ödüllerle, bu alandaki istikrarlı başarısını bir kez daha kanıtlıyor. Şirket aynı zamanda yetkinlik geliştirmeye, genç yeteneklerle iletişimini güçlendirmeye ve insana değer veren bir çalışma ortamı oluşturmaya dair bağlılığını vurgularken, bu değerleri doğrultusunda gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya yaratmada insan odaklı yatırımlarını sürdüreceğinin de mesajını veriyor.

Top100 Talent Program’da yine birinci

Borusan, Toptalent.co tarafından düzenlenen Top100 Talent Program kapsamında “Topluluk” kategorisinde birincilik ödülünün sahibi oldu. Borusan ödülü, gençlere ilk adımını cesurca atabilmesi, inisiyatif alarak, projeler geliştirerek öğrenebilmeleri ve fark yaratmaları için sunduğu Alpha Genç Yetenek Programı ile aldı. Bu ödül, Borusan’ın 7 yıldır aralıksız katıldığı ve her yıl birincilik elde ettiği programdaki istikrarlı başarısını da tescillendiriyor.

Genç Yetenek iletişimine bronz ödül

Reklam

Borusan Brandverse Awards’da bu yıl ilk defa katıldığı “İşveren Markası İletişimi: Genç Yetenek İletişimi” kategorisinde Bronz ödülün sahibi oldu. Gençler tarafından tercih edilen marka olmak amacıyla genç yeteneği etkilemek üzere hayata geçirilen yaratıcı ve etkili iletişim çalışmalarına verilen bu ödülü Borusan, Alpha Genç Yetenek Programı kapsamındaki iletişim çalışmaları ile kazandı. Yeni genç yeteneklerin Borusan’a katılması için sosyal medya hesaplarında yürütülen yoğun iletişim ile tam 13 bin 600 başvuru elde edildi. Bu yüksek oran oluşturulan iletişim stratejisinin ne kadar etkili olduğunu da açıkça gösteriyor.

En Gözde Şirketler 2024’te ikinci

Realta Danışmanlık’ın 2023 araştırması kapsamında Holding’ler kategorisindeki en gözde şirket sıralamasında ise ikinci olan Borusan’ın bu başarısı genç yetenekler için cazip bir işveren olduğunun başka bir göstergesi. 300 şirketin yer aldığı araştırmaya bu yıl 91 bin 342 öğrenci ile 39 bin 533 genç profesyonel katıldı. Ödüller, şirket hakkında bilgi sahibi olunması, uzun yıllar çalışma trendi, kişi/örgüt uyumu, kültür/kişilik uyumu gibi puanlamayı etkileyen kritik faktörlerin değerlendirilmesi sonucu veriliyor.

Borusan Holding İnsan, İletişim ve Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş, Borusan’ın kazandığı bu üç önemli ödülle ilgili şunları söyledi: “80 yıllık köklü kurum kültürümüz, geçmişten, bugünden aldığımız ilhamla 200 yıl ve ötesinde bir Grup olma vizyonumuzla hedefimize emin adımlarla ilerliyoruz. Kazandığımız bu ödüller Borusan’ın insana ve yeteneğe verdiği önemin en güzel yansımaları. Bu ödüller aynı zamanda yürüttüğümüz etkili iletişim çalışmalarımızın da ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Gençlerin gözünde en değerli şirketlerden biri olmak, bize büyük gurur veriyor. Alpha programımızla genç yetenekleri Grubumuza kazandırmak ve onlarla birlikte yolculuk etmek ön plana çıkıyor. 2018 yılından günümüze 100’ü aşkın Alpha genç yeteneği kurumumuza kazandırdık. Çok değer verdiğimiz kültür dönüşümü programımız BorusanX ile kendimizi geleceğin dünyasına uyumlandırırken, genç yeteneklerin kazanımına verdiğimiz önemi ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Başarılı insan kaynağı uygulamalarımız sayesinde, şirketimize en uygun yetenekleri çekmeyi ve onları geliştirmeyi sürdüreceğiz.”

Reklam
Devamını oku

Haber

SALİH YALÇIN: IMOW FORKLİFLERİ AVRUPA YAKASI BÖLGE BAYİSİ OLDUK, MÜŞTERİLERİMİZE KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Yayınlanma tarihi

-

IMOW marka Forklift markası Avrupa Yakası Bölge Bayisi olarak hizmet veren FTMH Firma Sahibi Salih Yalçın konuyla alakalı şu açıklamalarda bulundu: “IMOW, lityum akülü markalarda son derece önemli bir marka. Biz de IMOW Avrupa Yakası Bölge Bayisi’ni aldık ve hizmete başladık. Türkiye pazarına ilk giren lityum akülü forklift markası IMOW’dur. Lityum akü, bu konuda bir devrimdir. Özellikle 5 saat üzeri çalışanlar için IMOW, çok önemli avantajlar sağlamaktadır sağlık açısından. Yakıt maliyetini çok ciddi düşürmektedir. 5 senede makinenin maliyetini çıkarabiliyor. Uzman Forklift, Avrupa yakasında bir boşluk olduğunu ve bunu benimle değerlendirmek istediklerini söylediler. Ben de kabul ettim. IMOW, Avrupa yakasında tek yetkili bayi olarak hizmet veriyorum. Bu yaşımda onların arasında olmak beni çok mutlu etti. İstanbul Avrupa Yakası’nda Salih Yalçın olarak IMOW’un 1.8 ton 3 teker, 2 ton 4 teker olarak başlıyor. Hemen teslim yapabiliyoruz.

IMOW, YAKITTAKİ TASARRUFTAN 5 YILDA KENDİ PARASINI ÇIKARIYOR

Uzman Forklift, tamamen teknik kökenli bir firma. Burada satış sonrası hizmet veriyorlar. IMOW’un Avrupa Yakası’nda kendi servisleri var. Makine açık olması halinde parametre ayarlarına girilerek birçok servis hizmeti uydu sistemi ile verilebiliyor. Servise gitmeden birçok sorun çözülebiliyor. Çevre dostudur. Sessiz bir çalışma ortamı sunar. Bu makineler 5 saat günlük kullanıyorsa verdikleri parayı 5 yılda yakıttan geri alabilirler. Ekonomiktir. Alan kişiye kazandırır. IMOW markalı makinanızın çalışması halinde çalan kişi bunu çalıştıramaz. Avrupa Yakası bayisi olarak IMOW ile çok önemli işlere imza atacağız.”

 

Reklam
Devamını oku

Haber

Kızıldeniz’de güzergâh değişti, dünya ticaretinin dengesi bozuldu

Yayınlanma tarihi

-

Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere yapılan saldırılar nedeni ile Süveyş Kanalı üzerinden taşımacılık yapan armatörler güzergâhı değiştirmek zorunda kaldı. Gemiler artık Ümit Burnu’nu dolaşarak Avrupa’ya ve oradan da Türkiye’ye gelebiliyor. Çin ile Türkiye arasındaki mesafe yeni güzergâh ile birlikte 3 aya kadar uzarken, navlun ve nakliye maliyetleri de 2 katına çıktı. Hattın kapanması dünya ticaretinin dengesini bozdu. Vega Makine A.Ş. Genel Müdürü S.Selim Zengin, “Mallar elimize ulaşamıyor. Kriz çok büyük” dedi.

 

İran destekli Husilerin Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere saldırıları nedeniyle Süveyş Kanalı üzerinden taşımacılık yapan armatörlerin tamamı güzergâhı değiştirdi. Artık gemiler Güney Afrika’dan Ümit Burnu’nu dolaşarak Avrupa’ya ve oradan Türkiye’ye gelebiliyor. Yeni rota Çin ile Türkiye arasındaki mesafeyi 3 aya kadar uzatırken, güzergâh değişikliği navlun ve nakliye maliyetlerinin 2 katına çıkmasına sebep oldu. 2023 yılında 25 trilyon dolara ulaşan dünya ticaretinin yüzde 12’sinin, deniz taşımacılığının ise yüzde 30’unun Kızıldeniz’den yapıldığına dikkat çeken Vega Makine A.Ş. Genel Müdürü S.Selim Zengin, “Hattın kapanması dünya ticaretinin dengesini bozdu. ABD ve Çin her ne kadar bölgeye müdahale etmek için askeri güç gönderse de, henüz bir sonuç alınabilmiş değil. Mallarımız elimize ulaşamıyor. Kriz çok büyük” dedi.

 

“Kızıldeniz krizini öngöremedik”

Reklam

Pandemi döneminde sonrası için iç piyasada bir talep patlaması olacağını öngördüklerini ve stokları da ona göre planladıklarını açıklayan S. Selim Zengin, “Ancak Kızıldeniz’de yaşanan süreci öngörme şansımız yoktu. Bu çok konjonktürel ve hızlı gelişen bir durumdu.” dedi. Kızıldeniz’in Avrupa, Asya ve Orta Doğu’yu birbirine bağlayan bir köprü konumunda olduğunu kaydeden S. Selim Zengin, yeni dönemde tren ve uçak taşımacılığının tartışıldığını vurguladı. S. Selim Zengin, sorunun çözümü için Avrupa’ya ulaşan tren yolları ön plana çıkmaya başladı. Ancak onda da teslimat süresi kısalmıyor. Ayrıca maliyet anlamında da oldukça yüksek bir durum ortaya çıkıyor. Acil olan ürünler uçakla getirilmeye çalışılıyor. Fakat uçak navlun fiyatları da çok yüksek. Ayrıca her ürünü uçağa almıyorlar. Mesela kaynak ürünleri içerisinde pil ya da içerisinde sıvı olan bazı ürünler var. Güvenlik nedeniyle uçaklar bu tür ürünleri taşımak istemiyor” dedi.

 

Sadece kaynak ürünleri ticaretinin dünyada 25 milyar dolara ulaştığını, 2030 yılında bu rakamın 35 milyar dolara çıkacağını açıklayan S. Selem Zengin, geçen yıl 4 – 11 Ocak haftası Kızıldeniz’den 200 gemi geçerken, 2024 yılının aynı dönem ve haftasında bu rakamın yüzde 66 düşüş ile 122’ye gerilediğini anımsatarak, bu durumun devam ettiğini belirtti.

 

 

Reklam

 

Devamını oku

Trend olan