Takip Edin

Sektörel Gündem

5. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde “Yeşil Ekonomi” ye dikkat çekildi

Yayınlanma tarihi

-

Bu yıl beşincisi düzenlenecek olan İstanbul Ekonomi Zirvesi “Yeşil Ekonomi” ana temasıyla Kalyon PV ana sponsorluğunda Çırağan Sarayı’nda gerçekleşti. Zirveye Devlet Eski Bakanı, İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen, İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer ev sahipliği yaptı. 

5. İstanbul Ekonomi Zirvesi ‘‘Yeşil Ekonomi’’ temasıyla bugün Çırağan Sarayı’nda gerçekleşti. Devlet Eski Bakanı, İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Kürşad Tüzmen ve İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değerin ev sahipliği yaptığı zirvenin açılışı Türkiye’nin ve dünyanın genel durumuna yönelik bir dakikalık tanıtım filmi ile başladı. Film’de; küresel ısınma, Covid-19 salgını, iklim değişikliği, tedarik zincirindeki zayıflama, doğaya verilen hasar ve mevcut hali ile ekonomilerin nasıl aşırı tüketime sevk ettiği konularından bahsedilirken; çevresel riskleri azaltıcı yatırımların ‘Yeşil Ekonomi’ ile nasıl karakterize edildiği, fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması gerektiği üzerinde duruldu.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı (TGA), Türkish Cargo, Koluman Otomotiv Endüstri A.Ş., Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Borusan Otomotiv BMW, Mercedes Benz Türk, Mersin Tarsus Tarımsal Ürün İşleme İhtisas ve Organize Sanayi Bölgesi (TÜİOSB), Sanofi Sağlık Ürünleri, Zorlu Enerji, Pekhan İnşaat, Acarsan Holding ve AEB Hukuk’un destek ve sponsorluğunda gerçekleşecek olan 5.İstanbul Ekonomi Zirvesi ile yeşil ekonomiye yön verildi. Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Ekonomi Zirvesi İcra Kurulu Başkanı Abdullah Değer “Bugün burada 5. Ekonomi Zirvesi’ni düzenlemekten gurur duyuyorum. Bizim misyonumuz dünyayı kurtarmak değil. Ancak dünya var olduğundan beri yaşanabilecek tüm sıkıntılarla karşılaştık. Son 100 yıldaki endüstriyel ve insanların dünyayı yanlış kullanmasından kaynaklı doğaya çok zarar verdik. Bundan sonraki yüzyılda gelecek nesillere çok daha iyi bir dünya bırakabiliriz. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin, dünyayı kurtarma gibi bir iddiası yok ama, dünyayı kurtarma iddiası olan insanları buluşturma iddiası var” dedi.

Türkiye ihracat ve turizmle şaha kalkacak

İstanbul Ekonomi Zirvesi Yönetim Kurulu Başkanı Devlet Eski Bakanı Kürşad Tüzmen gelişmekte olan ülkelerin kolay kolay Yeşil Ekonomi bilincine geçemediğini aktararak “Müsteşarlık dönemimde dolar bizim paramız ama sizin sorununuz denmişti.  2015’te imza atılan Paris Anlaşması’nda,1.5 derece emisyon sıcaklık artışı sınırlandırılması getirildi. Ancak Glasgow’da yapılan toplantıda bu hedefe ulaşmak için yüzde 80 uzakta olduğumuz fark edildi. Gelişmiş ülkeler de bu taahhütleri yerine getiremedi. Ülkeler özveri ile bu konuya ağırlık verirse bu konunun üstesinden gelebiliriz. Türkiye olarak iki şahlanan atımız var bunlar; ihracat ve turizm. Bizler ekonomide, ihracat ve turizm kaynaklarımızı kullanarak Yeşil Ekonomi’ye kaynak sağlayabiliriz” açıklamasında bulundu.

Reklam

Türkiye’nin karbon emisyonu yüzde 1

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) İsmail Gülle İstanbul’un ürettiği katma değerle ekonomi ve ticaretin başkenti konumunda olduğunu söyledi. Yeşil Ekonomi’nin her geçen gün daha da önem kazandığının altını çizen Gülle “Bugünkü kaynaklarımızın gelecek nesillere kayıpsız bir şekilde aktarımını sağlamayacak yegâne unsur; Yeşil Ekonomi. Yeşil ekonomi ile mevcut kaynakların etkin kullanımının yanı sıra kullanım sonrası ortaya çıkan tüm atıkların da verimli kullanımı son derece önemli bir süreç. Küresel karbon emisyonu rakamlarını incelediğimizde, en çok emisyon üreten ilk 3 ülke olan; Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan’ın toplam emisyonun yarısından fazlasını tek başına gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Küresel karbon emisyonunda Türkiye’nin payı ise sadece yüzde 1. Son raporlara göre, dünyanın en zengin ülkelerinin yaşam tarzları ve tüketim alışkanlıklarında köklü bir değişiklik olmazsa, mevcut hedeflere ulaşabilmemiz adına çok daha ağır önlemler alınması gerekecek. Dünyada kişi başına karbon salınımı 4,9 ton iken, Bazı gelişmiş ekonomiler, bu ortalamanın şu anda bile 2, hatta 3 katından fazla kişi başı karbon salınımı gerçekleştiriyorlar. Bugün geldiğimiz noktada, küresel ekonomi ve ticaretten istedikleri seviyede paya ulaşan ülkelerin, bir anda gelişmekte olan ülkelere sıfır karbona geçişi tavsiye etmeleri, zorlu bir süreci beraberinde getirmektedir”

Özbek Bakan’dan çevre için birlik çağrısı

Özbekistan Cumhuriyeti Yenilikçi Kalkınma Bakanı Ibrokhım Abdurakhmonov; Asya’da, Aral Gölü’nün maruz kaldığı çevre felaketi ve küresel iklim krizini doğuran örneklerden bahsetti. Tarımın ve suyun doğru kullanımı, gıda tedariki ve bunlar yapılırken doğanın nasıl koruması gerektiğini aktaran Abdurakhmonov “Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var. Salgın da bize bu süreçte önemli dersler verdi. Karbondioksiti azaltmak için doğrudan araştırmalar gerçekleştirmeli ve akabinde bu alanda uygulamalar yapabilmeliyiz” dedi.

Abdurakhmonov, hükümetlerin iş birliğinde yeşil ekonomi adımlarının özenle atılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Yeşil ekonomi, güvenli ekoloji, temiz endüstri, sağlıklı gıdalar sıklıkla dile getiriliyor, çünkü toplumlarımız ve geleceğimiz bizden bunu talep diyor. Hükümetler olarak birlikte yapabileceğimiz birçok fırsat var. Salgın da bize bu süreçte önemli dersler verdi. İklim değişikliğinin kat be kat arttığını gözlerimizle görüyoruz. Döngüsel ekonomi çok güzel bir şey ama tertemiz olmalı. Bunun için inovatif yaklaşımlara ihtiyacımız var. Tek bir elektronik araç 80 kilo bakıra ihtiyaç duyuyor. Temiz madencilik gerekli. Her alanda derin planlama yapılarak çabaları nereye kanalize etmemiz gerektiğini çalışmalıyız.”

Reklam

Karadağ Parlamento Başkanı Aleksa Becic de yeşil ekonominin her fırsatta tartışılması gerektiğini söyledi. “Türkiye ve İstanbulla ilişkilerimiz çok yüksek seviyede ve bizim için tarihi bir önem taşıyor” diyen Becic “Ülkemizin Merkez Bankası Başkanının da burada bulunmasıyla bağlarımızın güçlenmesine katkıda bulunmasını sağlayacağımıza inanıyorum. Ekonomik ilişkileri ve yakınlaşma politikalarımızı daha da geliştireceğiz” dedi.

“Enerji verimliliğine dikkat çekmek istiyoruz”

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Risk ve Uyum Başkan Yardımcısı ve Riskten Sorumlu Başkan Annemarie Straathof da, sermaye zeminini son 5 senenin başarısından güç alıp yeşil finansı artırarak yüzde 40’a getirdiklerini ifade etti. Annemarie Straathof 2022 yılında tavsiye listelerini açıklayacaklarını söyleyerek; Türkiye’nin karbonsuzlaştırma konusunda önemli adımlar attığını belirtti. Straarthof, şunları söyledi: “Enerji verimliliği konusunda dikkat çekmek istiyoruz. Kümülatif sera gazının emisyonlarında azalma hedefliyoruz. Çalışmalarımız Paris Sözleşmesi ve iklim değişikliğiyle ilgili alanlara paralel gitmektedir. İklim krizi yüzyılımızın en büyük felaketi ve aciliyeti kesindir.”

5. İstanbul Ekonomi Zirvesi açılış konuşmaları düzenlenen plaket töreni ile son buldu. Paneller gün boyu Çırağan Sarayı’nda gerçekleşecek.

Panellerde; Sürdürülebilir Kalkınmada Yeşil Ekonominin Önemi, Dünyanın Yenilenebilir Enerjide Değişim ve Dönüşüm Süreci, Covid-19 İle Birlikte Kırılan Tedarik Zincirinde Yeni Dengeler, Değişen Mobilite Ekosistemi ve Dijital Geleceğimiz, Otomobil Sisteminde Elektrifikasyon Dönüşüm, Dijital Tarım Ve Temel Gıda, Eko turizmin Çevresel Ekonomik ve Sosyo-Kültürel Etkileri, Yeşil Mütabakat Küresel Ekonomide Dengeleri Nasıl Değiştirecek?, Bankacılık ve Finans gibi konu başlıkları ele alınıyor.

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan