Takip Edin

Sektörel Gündem

49. TÜRKİYE İMSAD GÜNDEM BULUŞMALARI’NDA ‘2021 DEĞERLENDİRMESİ – 2022 BEKLENTİLERİ’ KONUŞULDU

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye İMSAD Başkanı Tayfun Küçükoğlu: 

“Savaşın etkisiyle emtia ve enerji maliyetleri ile ilgili sorunlar daha da ağırlaştı”


Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen Gündem Buluşmaları’nın 49’uncusu, ‘2021 Değerlendirmesi – 2022 Beklentileri’ başlığı altında düzenlendi. Sektör olarak bir rekora imza attıklarını vurgulayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “2021 yılı ihracatımızı, yüzde 46,2 artışla 30,8 milyar dolar seviyelerine taşımayı başardık. Bugün üretimde çok yüksek maliyet artışları söz konusu. Döviz kurundaki artış, yüksek enerji maliyetleri ve hammadde fiyatlarındaki artışlar sektörümüzü oldukça zorladı. Savaş da mevcut olan bu sorunları daha da ağırlaştırdı” dedi. Toplantının konuşmacısı Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, 2021 ekonomi verilerini değerlendirerek, savaşın başlamasıyla 2022’ye yönelik mevcut tüm olumlu beklentilerin belirsizliğe yöneldiğini vurguladı.

 

Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 49’uncu kez düzenlenen Gündem Buluşmaları, 17 Mart Perşembe günü Demirdöküm, GF Hakan Plastik ve İzocam’ın katkılarıyla online olarak gerçekleştirildi. 

Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı ‘2021 Değerlendirmesi – 2022 Beklentileri’ başlıklı toplantı, inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının konuşmacısı Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri, Rusya – Ukrayna Savaşının etkilerini ve inşaat sektöründeki son durumu tüm yönleriyle değerlendirdi.

İki yıldır istikrarsızlık temel sorunumuz

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu konuşmasında “İki senesini tamamlayan Covid-19 döneminde etkili olan emtia, enerji, lojistik maliyetlerindeki yükseliş, tedarik sorunlarındaki dalgalanma ve öngörülemezlik tam dengeleme sürecine girerken, bu kez Rusya-Ukrayna savaşı etkisini beklenmedik şekilde gösterdi. İstikrarsızlık ve öngörülemezlik son iki yıldır temel sorunumuz. Coğrafi konum ve güçlü potansiyeli ile ülkemizin pandemi döneminde yakaladığı rekabet avantajını sektör olarak daha etkin değerlendirmeliydik. Döviz kurlarındaki değişim ve ekonomimizdeki beklenmeyen istikrarsızlıklar daha büyük gelişim fırsatlarının önüne geçti” değerlendirmesini yaptı.

“Gerçekleştirdiğimiz başarıları doğru okuyamazsak, gelecek başarılara doğru yönlenemeyiz, stratejilerimizi doğru geliştiremeyiz” diyen Tayfun Küçükoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sektör olarak 2021 yılında ihracatımızı yüzde 46,2‘lik bir artışla 30,8 milyar dolar seviyelerine ulaştırarak yeni bir rekora imza attık. Ton olarak yüzde 8‘lik artışla yaklaşık 65 milyon ton ihracat gerçekleştirdik. İhracat birim fiyatı ise 0,35 dolar/kg’dan 0,48 dolar/kg’a yükseldi. Ton bazında yüzde 8 artarken, dolar bazında yüzde 46 artış, ürün portföyündeki değişiklikten değil, dünyadaki emtia ve enerji fiyatları dolayısıyla artan maliyetlerimizin etkisiyle daha yüksek fiyatlarla satmak zorunda kalmış olmamızdan kaynaklandı. Diğer taraftan ülkemizin artan rekabet gücüyle beraber yüzde 8‘lik tonaj artışı aslında bizim gerçek performansımızı yansıtıyor. Ülkemizde dolar bazındaki aşırı büyüme rakamlarının bir kısmı, emtiaya bağlı sanal büyümeleri gösteriyor.”

Sektörün toplam pazar büyüklüğünün 94,1 milyar dolara ulaştığını ifade eden Tayfun Küçükoğlu, 2021 yılında üretim artışının, 2020 yılına göre miktar bazında yüzde 19,6 olurken cari fiyatlarla büyümenin yüzde 19 olarak gerçekleştiğini söyledi ve inşaat sektörü küçülürken, inşaat malzemeleri sektörünün kaydettiği büyümede yenileme pazarındaki güçlü talep ve ihracat performansının etkili olduğunu açıkladı.

Savaş, ara malzeme ve emtia ithalatında risk yarattı 

Savaşın odağındaki Rusya, Ukrayna ve Belarus’a inşaat malzemesi ihracatının 2021 yılında 937 milyon dolar yani toplam ihracatın yüzde 3’ü olduğunu söyleyen Tayfun Küçükoğlu, “Bu oranı başka pazarlarda telafi etme gücümüz çok yüksek. Ana riskimiz ara malzeme ve emtia ithalatı tarafında olacaktır” dedi.

Yakın coğrafyamızdaki savaşın dünya ticaret ve tedarik dengelerini değiştirdiğini söyleyen Tayfun Küçükoğlu, “Uygulanan ambargo ve kısıtlamalar ile savaşın ülke ekonomilerine olan etkileri de artık iyiden iyiye hissediliyor. Bu değişimi, içeride ve dışarıda nasıl yönetmemiz gerektiği konusu, üzerinde durmamız gereken çok önemli stratejik bir konu. Ülke olarak tüm bu zorlukları en az kayıpla aşmayı diliyoruz” dedi.

Ekonomide kartların yeniden dağıtılacağı bir yıl olacak

 

Toplantının moderatörü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, peş peşe yaşanan beklenmedik olumsuzluklar nedeniyle sektör olarak büyük bir şaşkınlık içerisinde olduklarını belirterek, “Henüz 2021’de elde ettiğimiz başarının mutluluğunu yaşayamadan yılın başından itibaren neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Pandemi sürecinde değişen dinamiklere göre strateji geliştirip, Covid-19 sürecinin sonuna geldiğimizi düşünürken, yeni ekonomi modeli, yüksek enflasyon, dalgalı kur ve yüksek faizle karşılaştık. Üzerine enerji fiyatlarındaki artış geldi. Bunun da üzerine İran’dan gelen gazın kesilmesiyle arz güvenliği endişesi yaşadık. Şimdi de enerjinin en büyük tedarikçilerinden Rusya, Ukrayna ile savaşa girdi. Bununla ilgili etkileri konuşurken, bu kez artan kömür fiyatlarını konuşmaya başladık. Tam Yeşil Mutabakat ile ilgili düzenlemelerin yürürlüğe girmesinin arifesinde, sera gazı, karbon ayak izi, yeşil ekonomiyi nasıl planlayacağız, nasıl ölçeceğiz, hesaplayacağız diye düşünürken, geldiğimiz nokta;  termik santrallere bağlı, kömüre dayalı enerjinin daha yoğun kullanılacağı yönünde. Sektörümüzdeki yabancı sermayeli şirketlerde “bekle-gör” anlayışı hakimken, yerli şirketlerimizin, iyi geçen 2021’in etkisiyle temkinli ve umutlu olduklarını görüyoruz. 2022 herkes için zor bir yıl olacak gibi görünüyor. Ekonomide kartların yeniden dağıtılacağı, dengelerin değişeceği zor bir yıl olacak” dedi.

 

Konut fiyatlarıyla ilgili tartışmalara da değinen Ferdi ErdoğanKonut fiyatının tamamını malzeme oluşturmuyor. Malzeme maliyeti, arsa payı dahil inşaat maliyetinin yüzde 20-25‘ini geçmez. Konut fiyatlarındaki artışı sadece inşaat malzemesi üzerinden anlatmak,  konutun bir anlamda komodite ürün gibi algılanmasına neden olur ki, büyük emeklerle meydana gelen yatırım için hem yanıltıcı olur hem de değerli bir yatırım aracı olarak düşünülen konutun kendisine haksızlık olur” değerlendirmesini yaptı.

 

2021 ekonomik olarak iyi bir yıl oldu

 

Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel ise 2021 yılının bir önceki pandemi yılına göre daha iyi geçtiğini söyleyerek, “2022’ye bazı sıkıntılara rağmen yine de iyimser beklentilerin ağır olduğu yapı içinde başladık ancak yakın bölgemizde bir savaşla karşı karşıya kaldık. Dünya ekonomisi 2020’deki küçülmenin ardından 2021’de yüzde 5,5 ile oldukça iyi bir büyüme kaydetti ve kayıplarını telafi etti. Dünya mal ticaretinde de çok ciddi bir artış oldu, yüzde 22‘ye yakın artışla 22 trilyon dolara ulaştı. Türkiye ekonomisi de ihracata dayalı bir büyüme kaydetti. İhracat beklentilerin üzerinde arttı çünkü küresel tedarik zincirlerindeki değişimle birlikte Türkiye’deki tüm sektörlerde artan bir ilave talep oldu. İhracatımız arttı. Yeni kapasite yatırımlarına ihtiyaç da arttı. Sanayimiz yılı kuvvetli kapattı. İhracata, sanayi büyümesine, yatırımlara dayalı yüzde 11‘lik bir büyüme yakalandı” tespitinde bulundu.

 

Büyümede yenileme pazarının önemli katkısı var

 

İnşaat sektörünün üst üste dört yıldır küçüldüğüne dikkat çeken Dr. Can Fuat Gürlesel, “2020’de sektöre yönelik birçok destekle karşılaşmıştık ancak buna rağmen küçülme oldu. Türkiye ekonomisi büyürken, inşaat sektörü tarafında da bir büyüme beklentisi vardı ancak yılı yüzde 0,9 küçülme ile kapattı. Buna karşın 2021’de pek çok ülkenin inşaat sektörlerinde önemli büyümeler kaydedildi. İnşaat malzemeleri sanayimiz de ihracat etkisiyle iyi bir büyüme gösterdi. Bu büyümede yenileme pazarının önemli katkısının olduğunu gördük” dedi.

 

Türkiye ekonomisi büyürken, inşaat malzemeleri sanayisi büyürken, inşaat sektörünün küçülmesini değerlendiren Dr. Can Fuat Gürlesel, “2017’de TÜİK’in yaptığı milli gelire yönelik düzeltmenin ardından inşaat sektörü ile ilgili büyüme rakamlarının çok yüksek negatife döndüğünü görüyoruz. İnşaat sektörünün büyümesinin hesaplanmasında teknik bir sıkıntı ile karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum” dedi.

 

Savaş, 2022 beklentilerini belirsizliğe yöneltti

 

Pandemi önlemlerinin zayıflamasıyla 2022’ye yönelik ekonomik beklentilerin yükseldiğine dikkat çeken Dr. Can Fuat Gürlesel, savaşın başlamasıyla mevcut tüm olumlu beklentilerin belirsizliğe yöneldiğini söyledi. Rusya ekonomisinin yaptırımlara karşı bir süre daha dayanma gücüne sahip olduğunu belirten Dr. Can Fuat Gürlesel, enerji dışı yaptırımların artmasının AB’yi, ABD’ye göre çok daha fazla etkileyeceğini, artan enerji fiyatlarının Avrupa’da hane halkının satın alma gücünü azaltacağını ifade etti.

 

Savaşın sonuçlarına yönelik olası senaryolara da değinen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Rusya’nın Ukrayna’da tam hakimiyetini öngören savaşın en kötü senaryosunda, dünya ekonomisinin yüzde 1-2 büyümesini, dünya ticaretinin ise 22 trilyon dolar seviyesine düşeceğini tahmin ediyoruz.  En iyimser olan ateşkes-barış senaryosunun gerçekleşmesi halinde ise dünya ekonomisinin yüzde 4 büyümesini ve dünya ticaretinin 23,5 trilyon dolar olacağını öngörüyoruz” dedi.

 

Küresel tedarik zincirleri, enerji fiyatları, emtia fiyatları, arz ve tedarik, navlun fiyatları gibi eğilimlerde de savaş nedeniyle değişimler olduğunu söyleyen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Yeni kırılma ve bozulmalar, yüksek fiyatlara ek olarak ilave artışlar, gecikme ve sıkışıklıklar savaşın sonucu ne olursa olsun, Rusya’ya yönelik yaptırımlar devam edeceği için 2022 yılı boyunca devam edecektir. Güven bunalımı nedeniyle zayıflayan ilişkiler hızla eski haline dönmeyecektir. Rusya ve Avrupa arasındaki enerji akımlarında meydana gelen kopmalar yeni akım hatlarının, yeni ticaret iş birliklerinin oluşmasına neden olabilir” değerlendirmesini yaptı.

 

Daha güçlü dolar, daha yüksek faizle karşılaşacağız

 

Dr. Can Fuat Gürlesel, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “2021’de pandemi etkisiyle dünya genelinde gelişen yüksek enflasyon ve para politikalarındaki değişimi yaşadık. Yeni yıla yüksek enflasyonla başladık, savaşın etkileriyle ABD, Euro bölgesi, İngiltere ve pek çok ülkede yüksek enflasyon görüldü ve büyük merkez bankaları sıkılaşma adımlarını atmaya başladı. Yani enflasyona karşı daha sıkı bir para politikasına geçiyoruz. Önümüzdeki aylarda daha güçlü dolar ve daha yüksek faizlerle karşılaşacağız. Paritelerde doların lehine gelişen bir yıl olacak.”

 

17 Aralık’tan bu yana Merkez Bankası rezervlerinin yaklaşık 8 milyar dolar azaldığına dikkat çeken Dr. Can Fuat Gürlesel, “Merkez Bankası savaş öncesi faiz indirmeyi hedefliyordu ancak savaş sonrası yakın dönemde faiz indirme olanağı kalmadı. Para Politikası Kurulu’nun son açıklaması da faiz artırmasının mümkün olmadığını gösterdi. Bu yaklaşımı enflasyonu artıracak, Türk Lirası’nı zayıflatacak bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. Gelişmiş ülke merkez bankalarının stratejilerini artık biliyoruz, bundan sonra kurlardaki belirleyici etki Rusya-Ukrayna savaşı ve Türkiye’nin dış ticaret açığı olacaktır. 2022 yılında yatırımlar için çok uygun bir ortam gözükmüyor” dedi.

 

Savaşın sektöre etkileri

 

Savaşın inşaat ve inşaat malzemeleri sektörüne etkilerinde de değinen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna ile iki önemli ilişkisi var. Dış ticarette bu iki ülkeye toplam 8,5 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Rusya’ya hak ettiğimiz ihracatı yapamıyoruz. En önemli kayıp beklentilerinden biri de turizm alanında. Bu ülkelerden 10 milyon kadar turist ve 8 milyar dolar kadar gelir bekliyorduk. Bu yıl daha düşük rakamlar göreceğiz gibi görünüyor. Yüksek dış ticaret açığı ile karşılaşabiliriz. Turizme yönelik yenileme pazarında da kayıplar yaşanacaktır” dedi.

 

“İnşaat malzemeleri sanayisinde dış pazarda yüzde 10 büyüme hedefinin biraz altında kalacağımızı öngörüyoruz” diyen Dr. Can Fuat Gürlesel, “İç pazarda bir kısım, parasının değerini koruyabilmek için konuta yönelmeye başladı. İnşaat malzemeleri sanayisinde yüksek enerji, girdi ve lojistik maliyetleri, inşaat sektöründe ise yüksek girdi, finansman ve işgücü maliyetleri zorlayıcı olacak. Konut fiyatları ocakta yüzde 77,4 artış ile rekor hızda arttı. Malzeme endeksi yüzde 98,2, inşaat maliyeti yüzde 79,9 arttı. Bu tabloya bakarak yeni, canlı bir inşaat pazarı beklemek zor olacak” değerlendirmesini yaptı.

 

İnşaat malzemesi sanayisinde ÜFE tahmininin ortalama yüzde 60‘lar civarında olacağını söyleyen Dr. Can Fuat Gürlesel, 2023 yılı asgari ücret artışını en az yüzde 50-60 olarak öngördüğünü açıkladı.

 

Rusya’da alacakların tahsilatında sorunlar yaşanmaya başladığını, Rus bankalarıyla Türk bankaları arasındaki işlemlerin büyük ölçüde askıya alındığını belirten Dr. Can Fuat Gürlesel, “Ödemelerin ruble ile yapılmasıyla ilgili sıkıntılar var. Ruslar bugüne kadar ödemeye istekliydi. Süreç uzadıkça ‘mali açıdan sıkıntıya girip ödeme yapamayabiliriz’ diyenlerin sayısı da artıyor. Ukrayna’da ise tahsilat tamamen durmuş durumda” dedi.

 

Yeşil Mutabakat en önemli gündemimiz olmalı

 

Savaş gündeme gelmeseydi, 2022’de sektörde ana konu olarak sanayideki yeşil dönüşüme nasıl uyum sağlanacağının konuşulacağını söyleyen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Yeşil Mutabakat, sanayimiz açısından en önemli gündem maddemiz olmalı. Dönüşüm finansman ihtiyacı, teşvik ve düzenlemeler için hızla harekete geçilmeli. Yeşil Mutabakat, sınırda karbon uygulaması, emisyon hesabı, sera gazı salımı gibi konularda temenninin ötesine geçmeli, fiiliyata dönüştürmeliyiz. 1 Ocak 2023’ten itibaren demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre ve elektrik sektörleri, AB pazarında fiili vergi uygulamasıyla karşı karşıya kalacak. Bu sektörlerin genişlemesi de söz konusu. Dolayısıyla rekabette zorluklar yaşanacak” vurgusunu yaptı.

 

Türkiye İMSAD 49. Gündem Buluşmaları’nın tamamını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz… 

Link: https://youtu.be/4r3OeHdp60Y 

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

GTO ve İhtiyaç Haritası’ndan işbirliği

Gaziantep Ticaret Odası ve İhtiyaç Haritası, “Bölgesel Yeniden Yapılanma Merkezi” çatısı altında bölgenin sosyo-ekonomik ihtiyaçlarına yönelik yürütülecek çalışmalar için işbirliği protokolü imzaladı.

Yayınlanma tarihi

-

Deprem bölgesindeki yaraların hızla sarılması ve ihtiyaçların doğru kanallardan ulaşması adına iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları birlikte hareket etmeye devam ediyor.

Bu işbirliklerinden biri de Gaziantep Ticaret Odası (GTO) ve İhtiyaç Haritası oldu. İki kurum, “Bölgesel Yeniden Yapılanma Merkezi” çatısı altında bölgenin ihtiyaçlarını belirlemek için protokol imzaladı.

Yapılacak ortak çalışmaları GTO iştirakleri GAGA, GETHAM ve Destek A.Ş.’nin yanı sıra İhtiyaç Haritası ile organik bağları olan IDEMA ve INOGAR da uzmanlık alanları kapsamında destekleyecek.

İhtiyaç Haritası’nın kurucuları sanatçı Mert Fırat ve Dr. Ali Ercan Özgür’ün de yer aldığı imza töreninde konuşan GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım tarafların deprem felaketinin ilk gününden itibaren birlikte çok önemli faaliyetler yürüttüklerini ifade ederek şunları söyledi: “Odamız ve İhtiyaç Haritası felaketin başından bu yana el ele.

Bugün de felaketin yaralarını sarmak, iyileşmek için bir araya geldik ve imzaları attık.” Bölgede tedavi sürecinin yeni başladığına, Bölgesel Yeniden Yapılanma Merkezi’nin de bu süreci desteklemek için kurulduğuna vurgu yapan Yıldırım şöyle devam etti: “Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bugüne kadar yarayı sadece pansuman ettik. Tedavi süreci yeni başlıyor.

Uzun bir iyileşme süreci var önümüzde. GTO ve İhtiyaç Haritası olarak bugüne kadar çok iyi bir sinerji yakaladık ve bu imza ile de oluşan sinerjiyi çok daha güzel işler başarabilmek için devam ettireceğiz.”

Hem bizlere ve hem de bölgeye umut verdiniz

İhtiyaç Haritası Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Ercan Özgür ise deprem felaketinde GTO’nun üyeleri birlikte gösterdiği çabanın tarihi bir örnek olduğunu söyledi.

İşbirliğinin Gaziantep başlıyor olmasının önemine dikkat çeken Özgür şöyle devam etti: “Gaziantep ekonomik olarak ülkenin en önemli merkezlerinden. Buranın güçlü olması demek bölgenin güçlü olması demektir.

O nedenle bu işbirliğinin bölgesel kalkınma perspektifi ile Gaziantep’ten başlıyor olması çok önemli. Şimdi uzun sürecek bir yolculukta yeniden yapılanmayı, kalkınmayı hem bilime hem tecrübeye hem de Gaziantep’in kadim deneyimine dayanarak hep birlikte yaraları saracağız.

Hem bizlere hem bölgeye umut verdiniz iyi ki varsınız.” İhtiyaç Haritası Kurucusu ve Başkan Yardımcısı sanatçı Mert Fırat ise konuşmasında GTO’ya şimdiye kadar gösterdiği destek için teşekkür ederek “Sizinle birlikte yaptığımız çalışmalar bize çok şey kattı.

Bizi en çok heyecanlandıran şey yalnız hissetmedik bu süreçte. Sizler gibi biz de bu toprakların çocuklarıyız. Ben Hataylıyım, Ali Ercan hocam Kahramanmaraşlı. İlk günden beri burada destekleşmek çok kıymetli.

Her birimizin iyileşmesi aslında toplumumuzun iyileşmesi noktasında çok değerli. Şimdiye kadar göstermiş olduğunuz destek ve bundan sonraki çalışmalar için size ve ekibinize çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Kocaeli kapasite kullanımı ile ayrışıyor

Mart ayında kapasite kullanım oranı; Türkiye genelinde yüzde 73.5 ile geçen yılın aynı ayına göre 3.8 puan, şubat ayına göre 1.7 puan geriledi.

Yayınlanma tarihi

-

Belma A. ÖZGEN

Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kocaeli imalat sanayi kapasite kullanım oranının martta yüzde 71 ile geçen yıl ile aynı seviyede gerçekleştiğini, şubat ayına göre ise 0.4 puan arttığını söyledi.

Kapasite kullanımlarında Kocaeli’nin pozitif ayrıştığını ifade eden Zeytinoğlu, ihracat yapan bir il olmasının faydaları olduğunu söyledi.

Yaptıkları araştırmada Kocaeli’deki firmaların yüzde 65’inin kapasite kullanım oranlarını artırdığına dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu, “Mart ayı anketine katılan Kocaeli firmalarının nisan ayı iç ve dış piyasadaki beklentilerine baktığımızda; firmalarımızın yüzde 22’si nisan ayında iç siparişlerinin arttığını belirtilirken, yüzde 16’sı azaldığını belirtmiştir. Firmaların yüzde 62’sinde ise iç sipariş miktarlarında bir değişim yaşanmamıştır.

İhracat yapan firmaların yüzde 18’i dış siparişlerinin nisan ayında arttığını belirtirken, yüzde 14’ü azalış bildirmişlerdir. Firmaların yüzde 68’inde ise alınan dış sipariş miktarlarında bir değişim yaşanmamıştır” açıklamasını yaptı.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Cumhuriyetin 100. yılında 100 uçak eşiğini geçeceğiz

Pegasus CEO’su Güliz Öztürk “2023 yılında filomuza ekleyeceğimiz yeni uçaklarla, toplam kapasitemizi yaklaşık yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında filo büyüklüğümüzde 100 uçak eşiğini aşacağız” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Pegasus’u yakın, orta ve uzun dönemde dünya havacılığında nerde konumlandırıyorsunuz”sorusunu Güliz Öztürk, Pegasus Hava Yolları olarak 2022’yi operasyonel kârlılık göstergesi olan FAVÖK marjında global anlamda en yüksek gerçekleşmeyle tamamladıklarını belirterek şöyle yanıtladı; “Birim maliyet açısından da yine global hava yolları arasında en iyi performansı sergiledik. Pandemi çıkışında zorlu pazar şartları devam ediyorken elde ettiğimiz bu başarıdan gurur duyuyoruz.

Ana hedefimiz, 2023 ve takip eden yıllarda da yenilikçi, akılcı, ilkeli ve sorumlu yaklaşımımızla sektördeki bu öncü pozisyonumuzu korumak ve daha da ilerletmek… Diğer bir deyişle, lider konumda kalmanın yanında kendi kendimizle de rekabet ederek tüm metriklerde daha da iyi ve kuvvetli performans sergilemeyi temel hedef olarak alıyoruz.

Öncü dijital dönüşüm çalışmalarımız, yeni nesil uçaklarla filo dönüşümümüz, her geçen gün genişlettiğimiz uçuş ağımız, teknoloji ve insana yaptığımız yatırım, sürdürülebilir havacılığa desteklerimiz, kapsayıcılık ve çeşitlilik konusundaki öncülüğümüz; sürdürülebilir başarımızın mimarları olacak.”

Uçuş ağımızı genişletiyoruz

Uçak filosu ve yeni rotalar, destinasyonlar başta olmak üzere 2023 hedeflerini aktaran Güliz Öztürk şu bilgileri verdi; “Hava yolu işletmeciliği sektörünün doğası gereği, uzun vadeli uçak siparişleriyle çalışmak gerekiyor.

Pegasus Hava Yolları olarak, Airbus ile ilk imzasını 2012’de attığımız ve zaman içerisinde eklemelerle revize ettiğimiz bir anlaşmamız bulunuyor. Bu doğrultuda, devam eden toplam 114 uçaklık siparişimizin hepsi de yakıt tasarrufu sağlayan yeni nesil uçaklar…

Önemli bir kısmını teslim aldık, 2025 yılının sonuna kadar yaklaşık 45 tane daha planlanmış teslimatımız var. Biz pandemi döneminde dahi siparişlerimizi iptal etmedik, uçaklarımızı teslim aldık. Bir yandan yeni uçaklarımızı teslim alırken, diğer yandan eski nesil uçaklarımızın filodan çıkışını da yönetiyoruz. 2023 yılında filomuza ekleyeceğimiz yeni uçakların da katkısıyla, toplam kapasitemizi yaklaşık yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz.

Mevcut planlarımıza göre; Cumhuriyetimizin 100. yılında filo büyüklüğümüz 100 uçak eşiğini aşacak ve büyümeye devam edecek.Filomuzu yeni nesil uçaklarla genişletirken ve gençleştirirken; yeni destinasyonları da uçuş ağımıza ekleyerek misafirlerimizi diledikleri şehirlere ulaştıracağız.”

Pegasus’un SAF kullanımı başta olmak üzere sürdürülebilirlik hedefleri hakkında da bilgi veren Öztürk şunları söyledi; “Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarımızdan ve burada hızla kat ettiğimiz mesafeden dolayı çok mutluyuz.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ile birlikte verdiğimiz “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdü ve bu taahhüdümüzü pekiştirmek amacıyla belirlediğimiz 2030 ara dönem karbon emisyon azaltım hedefimiz. Buna göre, birim yolcu kilometre başına düşen uçuş kaynaklı karbon emisyonumuzu, 2030’a kadar 2019’a kıyasla yüzde 20 azaltmayı hedefliyoruz.

Ekim 2021’den itibaren aylık karbon emisyonumuzu geçmiş yıllarla karşılaştırmalı olarak şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Baz yıl olan 2019’daki emisyon oranımız 64,9 grCO2/RPK seviyesindeydi. 2030’da bunu 52,0 grCO2/RPK seviyesinin altına çekmeyi hedefliyoruz.”

Airbus Neo uçaklara yatırım önemli

Pegasus’un kendi sınıfında en genç uçak ilosuna sahip hava yollarından biri olduğuna dikkat çeken Öztürk “Sürdürülebilirlikte verimliliği sağlayan çok sayıda etken var. Öncelikle filo dönüşümümüz ve sınıfının en verimli uçak tipi olan Airbus neo uçaklara yaptığımız yatırımlar burada önemli. Geçtiğimiz yıl 17 adet yeni A321neo uçak teslim aldık. 2023 yılında 15 adet yeni A321neo uçak teslim almayı hedefliyoruz.

Türkiye’nin en genç filosuna ve aynı zamanda tüm dünyada düşük maliyetli taşıyıcılar arasında en genç filolardan birine sahibiz. Bu verimliliğin yakıt tüketimi ve emisyon azaltımına ciddi katkısı var. Bunun dışında birçok operasyonel verimlilik çalışması yürütüyoruz. Önem verdiğimiz bir diğer konu da Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF). Mart 2022’de Petrol Ofisi ile iş birliği yaparak yurt içi uçuşlarımızda SAF kullanımını başlattık.

Şubat 2023’te ise bu iş birliğini sürdürme kararı aldık; iş birliğimiz 2023 ve 2024 yıllarında artan SAF hacmiyle devam edecek. BIST Kurumsal Yönetim Endeksinde %97,1 ile en yüksek derecelendirme notlarından birine sahibiz” dedi.

Zor günlerde dayanışmanın önemine gönülden inanıyoruz

Güliz Öztürk “Türkiye’de havacılıkta ilk kadın CEO olarak bu zor dönemde kaptan köşkünde idiniz. Gözlemleriniz ve deneyimleriniz nasıldı bu süreçte”şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi“Tahliye uçuşları için yoğun ve titiz bir operasyon yürüttük ancak sürecin en zorlu tarafı şüphesiz yaşanılan acı… Kaybedilen canların geri gelmeyeceğini bilmek, depremin milyonlarca insana yaşattığı olumsuz etkiyi görmek çok üzücü.

Havacılık sektörü anlık operasyonlarda hızla aksiyon alınan, zorlu şartlara alışık olduğumuz bir sektör ama kayıplarımız için duyduğumuz üzüntü çok zorlayıcı oldu hepimiz için. Ülke olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin acısı hâlâ çok taze.

Bu zorlu günleri aşmak ve iyileşmek için dayanışmanın önemine gönülden inanıyoruz. Milletçe, dayanışma içerisinde yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Elbette şu anda hepimizin en öncelikli görevi; depremden etkilenenlere en hızlı ve etkin şekilde destek olabilmek, desteğimizi uzun soluklu bir şekilde sürdürebilmek… Bu süreçte, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Mor Yerleşke projesini desteklemeye karar verdik.”

IATA Genel Kurulu İstanbul’da

Haziran’da İstanbul ‘da gerçekleşecek IATA’nın Yıllık Genel Kurul toplantısına Pegasus ‘un ev sahipliği yapacağını belirten Güliz Öztürk “Pegasus Hava Yolları olarak 4-6 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilecek IATA Yıllık Genel Kurul toplantısına ev sahipliği yapacağız.

Dünya çapında üst düzey havacılık profesyonellerini bir araya getiren bir organizasyon bu. Hava yolları, sektör ortakları, uluslararası ve bölgesel kuruluşlar, havacılık sektörünün önde gelen üreticileri ve tedarikçilerinden oluşan yaklaşık 1.000 katılımcı bir araya gelecek.

Hava taşımacılığı sektörünün karşı karşıya olduğu önemli ekonomi, teknoloji ve sürdürülebilirlik temelli sorunlarına odaklanacağız. Böyle önemli bir etkinliğin İstanbul’da gerçekleştirilecek olması, Türk sivil havacılığının dünyadaki konumu açısından da gurur verici” diye konuştu.

Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan