Takip Edin

Sektörel Gündem

Mısırda taban fiyat 10 lira olmalı

Tarımsal üretimde daha planlı programlı, üreticiyi üretmeye teşvik edecek sürdürülebilir hamleler yapılması gerektiğine dikkat çeken Feyzullah Korkut, mısırın taban fiyatının kilogramda 10 lira olması gerektiğini söyledi.

Yayınlanma tarihi

-

Ziya İPEK

Mısır Türkiye için stratejik tarımsal ürünlerin başında yer alıyor. Üretimi yapılan mısırın yüzde 70’lik kısmının yem ham maddesi olarak kullanıldığını kaydeden Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, yüzde 30’luk kısmının ise glikoz, nişasta ve yağ olarak değerlendirildiğini belirtti.

Türkiye’de mısırın, buğday ve arpadan sonra en geniş ekim alanına sahip ürün olduğunu dile getiren Korkut, Türkiye’nin yıllık mısır ihtiyacının 9 ile 9,5 milyon tonu bulduğunu üretimin ise yıllara göre değişmekle birlikte 6 ile 6,5 milyon ton dolayında gerçekleştiğini kaydetti.

Türkiye’nin her yıl yaklaşık 3 milyon ton civarında mısır ithal etmek zorunda olduğunu anlatan Korkut, “Rakamlara göre ithal etmek zorundayız ancak gerekiyor mu? Ziraat mühendisleri odasına göre hayır. Neden, çünkü mısır kuraklığa dayanıklı, su verildiğinde verimi artıyor. Ülkemizin her yerinde yetişebiliyor.

1970’li yıllarda en geniş mısır ekim alanı Karadeniz’deydi. Verimi yüksek hibrit mısırlar çıktıktan sonra mısır üretimi Adana’ya, Çukurova’ya daha sonra da Güneydoğu’ya doğru kaydı. Sulandığı sürece dekardan alınan verim 1 ile 1,5 tonun üzerine çıkıyor. Ülkemiz mısırda üretim potansiyelini hiç ithalata gerek kalmadan 9,5 milyon tona çıkarabilecek kapasite ve potansiyele sahip bir ülke” diye konuştu.

Reklam

“Mısırdaki verim, dünya ortalamasının üzerinde”

Mısır üretiminin artırılması için gerekli koşulların sağlanması gerektiğine dikkat çeken Korkut, Türkiye’nin üretim için yeterli alanı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçimiz bu konuda bilinçli, mısır tarımını çok iyi bilen ziraatçılara sahibiz. Mısırda birim alandan elde ettiğimiz ürün dünya ortalamalarının üzerinde. Üretici, “üretme ithal et” politikalarından kaynaklı yeterli desteği görmeyip ürettiğinin karşılığını alamadığından üretimden uzaklaşıyor.”

“Üreticiyi teşvik edecek hamleler gerekiyor”

Daha planlı programlı, üreticiyi üretmeye teşvik edecek sürdürülebilir hamleler yapması gerektiğine vurgu yapan Korkut, bu konuda hükümetlerin yetersiz olduğunu veya üreticiyi çok dikkate almadıklarını bildirdi.

Bölgede yetişen ürünlerle ilgili hasat mevsimlerine yakın maliyet hesaplamaları yaptıklarını, geçen yıl mısırın bir kilogram fiyatının, üreticinin üretimi sürdürebilmesi için 7 liradan aşağı olmaması gerektiğini açıkladıklarını anımsatan Korkut, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin de tonda 5 bin 700 lira fiyat açıkladığını dile getirdi. Üreticinin, mısırın tonunu geçen yıl 5 bin 700 lira 6 bin 500 lira arasında sattığını vurgulayan Korkut, bu yıl için ekim alanlarının da geçen yıla göre yüzde 10 civarında arttığını ifade etti.

Reklam

Korkut, şöyle devam etti: “Seçim dönemini geçirdik, enflasyon, döviz, akaryakıt ve enerji maliyetlerindeki artışlar, tarla kiraları, işçilik, tarım ilaçları gübre hariç hep katlandı. Mısırın tonu şu anda piyasada 5 bin 400 ile 5 bin 500 lira arasında seyrediyor. Görünen bir şey var, geçen yılki kilogramı 7 liradan aşağı olmamalı dediğimiz fiyat yok.

Mısırda ağustos ayı ortalarında hasat başlayacak. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıklayacağı fiyat veya desteklemeler nereye gelecek, biz de merak ediyoruz. Mısırda kilogram fiyatı bu yıl için 10 lira civarında olmalı. Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’nin dediği gibi; Bazen öyle bir an geliyor ki paran olsa bile alamıyorsun, ithal edemiyorsun.”

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Çağan: AB’nin sınırda karbon düzenlemesine odaklanmalıyız

Türk kimya sektörünün Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na odaklanması gerektiğini söyleyen AKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, bu düzenlemenin ihracatçıya maliyetinin yıllık 1,8 milyar eurodan fazla olduğunu söyledi.

Yayınlanma tarihi

-

Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Çağan, üretim yelpazesinde ağırlıklı olarak petrokimya, sabun, deterjan, gübre, ilaç, boya, vernik, sentetik elyaf ve soda gibi kimyasal hammadde ve tüketim ürünleri bulunan Türk kimya sektörünün, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüme uyum kapsamında 1 Ekim 2023 itibarıyla geçiş dönemi başlayacak Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (SKDM) odaklanması gerektiğini söyledi.

Düzenlemenin geçiş döneminde Avrupa Birliği’nin (AB) tedarikçilerini herhangi bir mali yükümlülük altına sokmayacağını ve sadece SKDM’ye tabi ürünlerde gömülü emisyonların raporlanacağını belirten Saadettin Çağan, 1 Ocak 2026’dan itibaren tam olarak yürürlüğe girecek mekanizmanın Türk ihracatçılar için yıllık maliyetinin 1,8 milyar euroyu aşmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Çağan, “Avrupa Yeşil Mutabakatında kimya sektörü özelinde yeşil ve dijital dönüşüm temelli sürdürülebilir kimyasal üretimi, tüketici ürünlerinde bulunan zararlı kimyasal maddelerin yasaklanması, riskleri değerlendirirken kimyasalların kokteyl etkisinin hesabı, üretim sürecindeki risk değerlendirmesinin daha şeffaf yapılması, erfloroalkil ve polifloroalkil maddelerinin kademeli şekilde kaldırılması, geri dönüştürülmüş plastiği teşvik için ambalajla ilgili yeni kurallar konulması, tüketici ürünlerinde mikroplastiklerin kullanımının kısıtlanması ve biyolojik bazlı, biyoçözünür plastiklere düzenleme getirilmesi konuları öne çıkıyor.

Dolayısıyla geçen yıl Türk kimya sektörünün 33,5 milyar dolarlık ihracatının 13,9 milyar dolarlık bölümünü oluşturan AB pazarında büyük emeklerle elde ettiği kazanımları koruyabilmesi için ev ödevlerini eksiksiz yerine getirmesi gerekiyor” diye konuştu.

”Yeşil dönüşüm için acil projelere ihtiyaç var”

Reklam

Yeşil Dönüşüm açısından finansmana erişimin en önemli konu olarak önlerinde durduğunu ifade eden Başkan Çağan, bu süreçte ihracatçıların yeşil finansman olanaklarından azami ölçüde faydalanmalarını sağlamak amacıyla fon kaynaklarına erişimi kolaylaştıracak projelerin ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.

319,1 milyon dolar ihracat

AKMİB’in ihracat performansını değerlendiren Saadettin Çağan, söz konusu dönemde 319,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi. İhracatı ürün gruplarına göre ele alan Çağan, “Temmuz ayında Birliğimiz mineral yakıtlar ve mineral yağlarda 212,2 milyon dolar, plastikler ve mamullerinde 42,3 milyon dolar, anorganik kimyasallarda 25,1 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu üç ürün grubu ihracatımızın yüzde 88,1’ini oluşturdu.” diye konuştu.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Gelir düşerken, ‘dip göründü mü’ tartışması başladı

Havayolları özellikle yolcu talebindeki artışı gelire dönüştürmek için uluslararası uçuşlara hız verirken, hava kargo gelirleri düşmeye devam ediyor. Hava kargoda olumluya dönüş beklentisi 2023’ün ikinci yarısına ertelenmiş durumda.

Yayınlanma tarihi

-

Havacılık uzmanları şubat 2022’den bu yana olumsuz bir tablo sergileyen hava kargonun Haziran 2023’te dibi gördüğünü ve bundan sonrası için iyimser senaryoların yazılabileceği yönünde görüş açıklamaya başladılar. ABD’nin en büyük üç hava yolu şirketinin ilk yarıda kargo gelirleri geçen yılın aynı döneminde yüzde 40’a varan düşüş gösterdi.

Dünya çapındaki hava kargo oranlarını izleyen Baltık Hava Taşımacılığı Endeksi, bir yıl öncesine göre yüzde 47 düştü. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği-IATA Kargo ton-kilometre (CTK) cinsinden ölçülen küresel talebin 2023 ilk yarıda 2022’nin Ocak-Haziran dönemine kıyasla yüzde 8,1 düştüğünü, uluslararası operasyonlarda bu düşüşün yüzde 8,7 olduğunu açıkladı. 2023’ün ilk yarısında, Delta’nın kargo işi, 2022’nin ilk yarısındaki 561 milyon dolardan 381 milyon dolara indi.

ABD hava kargo piyasasında en büyük paya sahip olan United’ın kargo geliri, taşıyıcının yılbaşından bugüne kadarki 25,6 milyar dolarlık geliri içinde yüzde 3’ünden daha az bir orana düştü. Küresel taşımacılık şirketi UPS’in ikinci çeyrekte konsolide gelirleri yıllık bazda yüzde 10 azalışla 22.1 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Yüzde 40’dan yüzde 18’e düştü

Dünyanın ve Avrupa bölgesinin taşımacılık devi DHL Group da ilk yarıda hava kargo hacimlerinin yüzde 13 azaldığını ve kargo gelirlerinin de yüzde 46.8 düşüşle 1 .48 milyar euro olarak gerçekleştiğini açıkladı. Lufthansa Group ise kargo cephesinde pazar payı aldığını ve ikinci çeyrekte kapasitenin yüzde 8.8 arttığını duyurdu.

Reklam

Gelir tarafında ise Lufthansa Cargo’nun toplm gelirleri geçen yıl 1.3 milyar euro iken bu yıl ikinci çeyrekte bu rakam yüzde 43 azalarak 712 milyon euroya düştü. Havacılık sektörü kargoda 2021 yılında 210 milyar doların üzerinde gelir üreterek rekor kırmıştı. Hava kargonun toplam sektör gelirindeki payı, 2021’deki yüzde 40’lık yüksek seviyeden 2023’te yüzde 18’e kadar geriledi. Bu azalışa karşın hava kargonun payı pandemi öncesi dönem ortalamasının hâlâ yaklaşık yaklaşık yüzde 10-12 üzerinde bulunuyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

“Süt üretiminin düşmesinin nedeni ineklerin kesilmesi ve maliyetler”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2023 haziran ayına ilişkin süt ve süt ürünleri üretimi ile ilgili açıkladığı verilere göre; haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre içme sütü üretiminde yüzde 11,2 azalış kaydedildi.

Yayınlanma tarihi

-

Müjde Demir

TÜİK verilerini değerlendiren Akdeniz Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (ASHİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Torun, sütteki azalmanın nedeninin mevsimsel ve geçici olduğunu, süt ve süt ürünleri üretiminde görülen artış ve azalışların tüketimden kaynaklandığını ve alım gücünün süt ürünleri haricindeki diğer proteinlere kaymasından dolayı olduğunu söyledi.

Torun, “Üretim tüketime göre belirlendiği için ne kadar tüketiliyorsa o oranda üretim yapılıyor. Süt ve süt ürünleri depolarda stoklanamadığı için tüketildiği kadar üretim yapılmaktadır” dedi. Mersin Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nuri Demirbaş ise süt ve süt ürünlerinde yaşanan düşüşün Mersin’de daha fazla görüldüğüne dikkat çekerek, damızlık ineklerin kesilmesi sebebiyle üretimde düşüş yaşandığını kaydetti.

Süt üretiminde girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini, mazota gelen zamların nakliyeyi de etkilediğine değinen Demirbaş, “Hammadde üretimi, lojistik ve enerji konusunda üreticiye uygun şartlarda destek verilmesi gerekiyor” diye belirtti. Süt ve süt ürünleri üretiminde yaklaşık yüzde 35 oranında bir düşüş yaşandığını belirten Atilla Hayvancılık Sahibi Yılmaz Atilla da bu düşüşlerin sebebinin piyasada sütün değerinin altında alınmasından kaynaklandığını söyledi.

Atilla, “Yetkili Bakanlık bu yönde doğru bir uygulama kararı alarak ürünün değerinde alım gerçekleştirirse işletme zarar etmez. İnsanlar üretime ağırlık verebilir. Fakat üretici maliyetin altında ürününü sattığı zaman anaç ve damızlık hayvanlarını kesime göndermek zorunda kalıyor” dedi.

Reklam
Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan