1 Konu 1 Konuk
Nejat Fatih Şener: Güçlü İşbirliği Şart

Bu sayımızın 1Konu 1Konuk köşesinde Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Nejat Fatih Şener’i ağırladık. Şener, lojistiğin önemine dair önemli açıklamalarda bulunurken, sektör adına güç birliğinin önemine işaret etti.
Temel anlamda lojistikle ticaret arasında nasıl bir ilişki veya paralellik bulunmaktadır?
Gelişmiş ülkelerde, ticaretin devlerinin olduğu ülkelerde dev lojistikçilerin de olması tesadüf değildir. Bu sektör; kalkındıran, büyüten, destek veren bir sektördür. Özetle 1 koyup 5 alınacak bir sektördür. Biz bunu görmez, ihracat nasılsa bir şekilde taşınır dersek ihracatın da ülkenin de rekabetçiliğini öldürürüz. Bölgemizin en büyük ticaret ülkesi olan Almanya’nın durumuna bakarsak sektörün ne kadar hayati ve geliştirici bir sektör olduğunu çok daha iyi anlayabiliriz. Almanya’nın en büyük ilk 4 sektörü içerisinde lojistik vardır. Otomotiv, Kimya ve elektronik sektörlerinden sonra gelen lojistik esasında bu sektörlerin gelişmesini sağlayan en önemli güç oldu. Dünyanın en büyük otomotiv ihracatçısı Almanya, bu başarıyı lojistik sektöründen aldığı güç gerçekleştirmiştir. Büyük bir tedarik zinciri süreci gerektiren otomotiv ve kimya sektörlerinin global bir dev haline gelmesini, Almanya’nın global dev lojistik firmaları sağladı. Tedarik zincirini elinde tutan dünya ticaretini de kontrol eder. Üretim ve teknoloji gücünüz ne kadar üstün olursa olsun, lojistik altyapınızı da üstün kılmazsanız sadece kendi içinizde kalırsınız ve uluslararası rekabeti sağlayamazsanız.
Birçok sektörde olduğu gibi lojistik sektöründe de köklü değişim ve dönüşümler yaşanmakta. Konu hakkında neler söylersiniz?
Dünyada lojistik sektörü büyük bir dönüşüm yaşıyor. Lojistik hizmetlerin şekli ve alanı artık eskisinden çok daha fazla ve stratejik görülüyor. Firmalar taşıma ve lojistik faaliyetlerinin yanı sıra; pazarlama, satış, raporlama ve danışmanlık hizmetlerini de veriyorlar. Devasa bir alanda bu kadar görev ve sorumluluk üstelenen firmaların büyük bir organizasyon yeteneğine sahip olmaları gerekiyor. Bunun için; yetişmiş insan gücüne, teknolojiye, sağlam bir altyapıya ihtiyaç var. Ama hepsinden önemlisi ihracatçı firmalarla lojistikçiler arasında güçlü bir işbirliğine ihtiyaç var.
“Lojistik aslında her şeydir”
Uluslararası karayolu taşımacılığı sektörümüz ülkemiz ihracatına ve ihracatçısına büyük destek veriyor. Ülke rekabetçiliğinin artmasının itici gücü olan lojistik sektörü sunduğu hizmetler ve vadettiği gelişim ile firmalarımızın önünü açıcı bir misyonu yerine getirmektedir.
Lojistik sektörü sadece ihracatçıya hizmet eden bir sektör değil aynı zamanda kendisi de hizmet ihracatı yapan bir sektördür. Ülkemiz hizmet ihracatında turizmden sonra ikinci sırada yer alan lojistik sektörümüz 17,6 milyar dolarlık hizmet ihraç ediyor.
Hizmet ihracatını artırmak için kurulan HİB (Hizmet İhracatçıları Birliği) lojistik sektörünün önünü açacak önemli bir gelişme oldu. Toplam hizmet ihracatının yüzde 30’unu gerçekleştiren ve hizmet ihracatını ülke hedefleri ile paralel olacak şekilde artırmayı amaçlayan bu sektörün eli, birliğin kurulması ile birlikte artık çok daha güçlü.
İlgili kuruluşlardan, uluslararası taşımacılık sektörüne ne gibi destekler beklemektesiniz?
Ülkemizin hizmet İhracatçısı sektörleri içerisinde reel ekonomiyi taşıması yönüyle en lokomotif gücü olan uluslararası taşımacılığın, gerekli teşviklere kavuşturulması önceliklidir. Zira bütün sektörlerin taşıyıcısı olan sektörümüzün geliştirilmesi, desteklenmesi ve yatırım gücünün artırılması ülkemizin geleceği için inanılmaz bir öneme sahiptir.
Lojistik ve taşımacılık sektörü hızlı bir dönüşüm sürecinde. Ülkeler lojistik maliyetleri düşürmek ve taşımacılığı hızlandırmak için yatırımlar yapıyorlar. Küresel ticarette rekabet üstünlüğü elde etmek için en efektif argüman olan lojistik üzerinde verimlilik artışı sağlamaya çalışıyorlar. Bu noktada ülkemizin de, belirlenen hedeflere ulaşması ve ekonomik büyümenin sağlaması lojistikte sağlayacağı performans ile doğru orantılıdır…
1 Konu 1 Konuk
Mustafa Çetin’den Kritik Uyarılar: İş Makinesi Operatörleri İçin Eğitimde Yeni Dönem

Her geçen gün çoğalan riskler, ağır sanayi ve iş makineleri sektöründe operatör eğitimlerinin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Bu alanda yılların tecrübesine sahip, Çetinler İş Makineleri Sürücü Kursu ve Operatör Dayanışma Kurulu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çetin operatör belgelendirmesinden sahadaki güvenlik açığına kadar birçok başlıkta çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Eğitim, eğitim, eğitim…”, diyen Çetin, iş makinesi operatörlerinin tanımlanması ve belgelendirilmesi sürecindeki mevzuat karmaşasının altını çizdi. Çetin, operatör eğitimlerinin Millî Eğitim Bakanlığı ve yetkilendiren kurumlar tarafından verilmesi gerektiğini, bu süreçte emniyet kemeri ve baret kullanımının kesinlikle zorunlu olduğunu belirtti.
Ayrıca, sektörün gelişimi ve kaza risklerinin azaltılması için eğitim standartlarının düşmemesi gerektiğini vurgulayan Çetin, şöyle konuştu:
“Üniversitelerin nüfus kâğıdı fotokopisiyle belge düzenlemesi, sigorta dünyasında geçersiz sayılıyor…”
Sektörde yaşanan mevzuat karmaşasının iş güvenliği açısından kabul edilemez boyutlara ulaştığını belirten Çetin, kamu kurumları ve yasa yapıcılarla iş birliği çağrısında bulundu. İş makinelerinin günlük kontrolleri, periyodik bakımları ve raporlama süreçlerine de değinen Çetin, operatör ve işverenlerin güvenli çalışma prensiplerine uyması gerektiğini vurguladı.
“Eğitim alınmadan belge vermek asla kabul edilemez…”
Operatör eğitimlerinin kritik önemi, program onay süreçleri ve belgelendirmedeki usulsüzlükler detaylandırılırken, resmî kurumlar arasındaki belgelendirme uyuşmazlıklarına da dikkat çekti. Çetin, şu ifadesiyle mevzuatın netleştirilmesi gerekliliğini dile getirdi:
“İş güvenliğini sağlamak, insan hayatını korumak demektir…”
Eğitim kurumları, sektörel dernekler ve resmi makamlara, iş makinelerinin doğru belgelendirilmesinde yaşanan mevzuat çelişkilerinin giderilmesi yönünde uyarıda bulunuyor. Mustafa Çetin, konuyla ilgili olarak şunları ekledi:
“Tek bir belgeyle tüm sistemin güvenliği sağlanamaz; eğitim ve sınav süreci titizlikle işletilmelidir.”
Bu açıklamalar, iş makinesi operatörlerinin eğitim ve belgelendirme süreçlerine dair kamuoyunun dikkatini çekerken, mevzuatın netleştirilmesi ve standartların yükseltilmesi için atılacak adımların sektörün geleceğini belirleyeceğini ortaya koyuyor. İş güvenliği ve insan hayatının korunması adına, Mustafa Çetin’in vurguladığı bu prensipler, tüm paydaşların ortak akıl ve iş birliği içerisinde hareket etmesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.
1 Konu 1 Konuk
Türkiye İçin Trump’ın Gümrük Vergileri Avantaj Mı?

Trump’ın ek gümrük tarifelerinin e-ticarette küresel tedarik zincirine nasıl yansıyacağı merak konusu. Sektör paydaşlarının gündeminde, Türkiye’deki e-ticaret oyuncuları için nasıl riskler doğurur ve e-ticaret firmaları için mali yük oluşturur mu? Gibi sorular var.
Trump döneminde devreye giren ek gümrük tarifelerinin, küresel tedarik zincirinde dalgalanmalara yol açtığını ve bu dalgaların elbette Türkiye’deki e-ticaret oyuncularını da etkileyebileceğini ifade eden Ticimax CSO’su Ceyhun Turan;
“Özellikle ithalata dayalı çalışan firmalar, ürün maliyetlerindeki artış ve tedarik sürelerindeki uzama nedeniyle karlılık konusunda zorlanabilir. Lojistik maliyetlerinin yükselmesi ve alternatif tedarikçilerle çalışma ihtiyacı da operasyonel yükü artırabilir. Ancak bu tabloyu bir risk kadar fırsat olarak da görmek mümkün. Türkiye’deki e-ticaret firmaları, bu gelişmeleri yerli üreticilerle daha yakın çalışmak, tedarik zincirini çeşitlendirmek ve dijital ihracat stratejilerini güncellemek için bir fırsata çevirebilir. Doğru adımlar atıldığında, bu süreç daha sürdürülebilir ve esnek bir büyüme modeli oluşturmak için bir dönüm noktası olabilir” dedi.
Türk Üretici, Çin’in Boşalttığı Alanı Doldurabilir
Turan, , “Trump yönetiminin, 2 Mayıs’tan itibaren Çin’den gelecek küçük paketlere uygulanan vergiyi yüzde 120’ye çıkarmasının da Çin menşeili ürünlerin ABD pazarında dezavantajlı hale gelmesine neden olması bekleniyor.
Bu durumun Türkiye menşeili ürünlere ilgiyi artırabileceğine işaret eden Turan, “Çünkü bu durum Çin menşeli ürünlerin ABD pazarında rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor. Dolayısı ile tedarikçiler ve e-ticaret satıcıları için alternatif kaynak ülkeler arayışını hızlandırabilir. Türkiye, bu noktada stratejik bir avantaja sahip olabilir. Çünkü Türkiye, hem üretim kapasitesi hem de coğrafi konumu ile AB ve ABD’ye görece hızlı erişim sağlayabilen, gümrük avantajları açısından Çin’e kıyasla daha uygun maliyetli olabilecek bir alternatif olarak öne çıkıyor. Özellikle tekstil, ev ürünleri, takı, doğal kozmetik gibi kategorilerde Türkiye menşeili ürünlerin ABD’li satıcılar ve tüketiciler nezdinde daha cazip hale gelmesi mümkün. Eğer Türkiye’deki üreticiler ve e-ihraca. doğru stratejilerle yönetildiğinde, küresel oyuncularla rekabette Türkiye lehine bir avantaja dönüşebilir” ifade etti.
1 Konu 1 Konuk
Nükleer Güçte İlerleme: Akkuyu NGS ‘nin 2. Güç Ünitesinde Paletli Vinçle Montaj

Santralin 2.Güç Ünitesi’nin reaktör bölümünde ana sirkülasyon pompalarının montajı tamamlandı. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un inşa ettiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde (NGS) önemli bir aşama daha aşıldı. Akkuyu NGS 2.Güç Ünitesi, reaktör tesisinin ana ekipmanının tüm bileşenleriyle donatıldı.
Pompanın küre şeklindeki 4 gövdesinden sonuncusu, paletli vinç kullanılarak tasarım konumuna yerleştirildi. Ekipman, reaktör binasının üstü açık kısmından kurulum alanına ulaştırılarak “open top” adı verilen yöntemle yerleştirildi. Uzmanlar, tasarım konumuna yerleştirilmeden önce güç ünitesi binasının yanındaki özel alana taşınan ekipmanı, süspansiyon elemanı olan alt ara parçaya ve biyolojik koruma halkasına bağladı.
“Birinci Sınıf Güvenlik Ürünleri Olma Özelliğini Taşıyor.”
Ana sirkülasyon pompası ünitelerinin basınç kapları, birinci sınıf güvenlik ürünleri olma özelliğini taşıyor. Ana sirkülasyon pompası ünitesi, nükleer güç santralinde 300 Santigrat derece sıcaklıkta ve yaklaşık 160 atmosfer basıncı altındaki soğutucunun (arıtılmış suyun) sirkülasyonunu sağlıyor. VVER-1200 tipi reaktörlere sahip nükleer güç santrallerinin tek bir güç ünitesi, dört ana sirkülasyon pompası ünitesiyle donatılıyor.
AKKUYU NÜKLEER A.Ş. Genel Müdürü Sergei Butckikh, konuyla ilgili açıklama yaptı:
“Ana sirkülasyon pompalarının montajını yaparak, 2’nci Güç Ünitesi’nin reaktör tesisindeki ana ekipmanlarının montajını tamamlamış olduk. Reaktör basınç kabı, buhar jeneratörleri ve güvenlik sistemi kapları hâlihazırda yerlerine yerleştirildi ve yakında tüm bileşenleri birbirine bağlamak için ana sirkülasyon boru hattının kaynağına başlayacağız.” ifadelerini kullandı.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi