Takip Edin

Sektörel Gündem

Murat Kulaksız: Küresel kriz devam edecek!

2022 yılının dünyada olduğu gibi ülkemizde de zorlu geçtiğini belirten Deniz Leasing Murahhas Üyesi Murat Kulaksız, 2020 yılında Çin’de başlayıp yayılan salgın ve tedarik zincirinde yaşanan aksamaların yoğun etkilerinin halen devam ettiğine dikkat çekti.

Yayınlanma tarihi

-

Belma A.ÖZGEN

Dünya ekonomisine ve ülkemize yansımalarına bakıldığında 2020 yılında Çin’de başlayıp yayılan salgın ve tedarik zincirinde yaşanan aksamaların yoğun etkilerinin halen devam ettiğine dikkat çeken Deniz Leasing Murahhas Üyesi Murat Kulaksız, “Tedarik zincirinde yaşanan aksamaların emtia fiyatlarında gözle görülür artışa sebep olması, tüm dünyada ekonomiyi bugün dahi görebileceğimiz şekilde etkilerken, petrol ve doğal gaz başta olmak üzere tüm enerji kaynaklarının fiyatları arttı, Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte enerji tedarikindeki bu durum ciddiyet kazandı. Söz konusu artışlar üretimin de darbe almasına sebep oldu, tüm dünyada ve ülkemizde 2022 yılı zorlu geçti” değerlendirmesinde bulundu.

Leasing sektörünün sözkonusu çıktıların etkisi ile 2022 yılını 69,3 milyar TL yeni işlem hacmi ile kapattığını ve yeni işlemlerle birlikte sektörün kira alacaklarının yılsonu verilerine göre 121 milyar TL’ye ulaştığını açıklayan Murat Kulaksız şöyle devam etti: “IMF’nin global büyüme tahminlerinin negatif yönde olduğu 2023 yılına baktığımızda, küresel krizin devam edeceğini öngörmek ve bu etkinin ülkemizde de hissedileceğini söylemek mümkün.

Krizin enflasyon gibi etkilerinin yanı sıra ülkemizde genel seçimlerin yapılacak olması, seçim sonrası izlenecek ekonomi politikalarının belirsizliği gibi birçok değişkenin etki edeceği 2023’te 25 yıllık sektör tecrübemizle müşteri odaklı yaklaşımımızı benimsemeye ve ihtiyaç odaklı ürün geliştirmeye devam edeceğiz.

Her zaman olduğu gibi ülke ekonomisine büyük katkı yapan üretici ve ihracatçı firmaları odağımızda tutarken, daha önce finansal kiralama yolu ile yatırımlarına finansman sağlamamış potansiyel müşterilerimize de her zaman olduğu gibi leasingin avantajlarını anlatarak destek olacağız.”

Tarım ekipmanlarında uzmanlaşma devam edecek

İhracatçı ve döviz kazandırıcı hizmet faaliyeti gösteren firmaların Deniz Leasing aracılığı ile, kendilerinin Türk EximBank ile yaptıkları iş birliği kapsamında finansman desteği alabildiklerini belirten Murat Kulaksız, 2023 hedefleri konusunda şunları aktardı: “2023, zorlu ekonomik koşullarda üretimin önemine istinaden, özellikle tarım portföyün de yer alan biçerdöver, pamuk toplama makineleri gibi KDV’si yüzde 1’e düşen üretimi destekleyecek ekipmanların finanse edilmesinde uzmanlaşmaya devam ettiğimiz bir yıl olacak.

Tabana yaygın büyüme algısı ile işlem adetlerini ciddi oranda artırarak daha çok müşteriye ulaşmayı ve sektörün büyüme trendi gösterdiği bu dönemde, yeni işlem hacmi yaratmak noktasından hareketle pazar payımızı günden güne artırmayı hedefliyoruz.

Bu kapsamda, büyük ya da küçük ölçek ayırt etmeksizin, kurumsal, ticari, KOBİ ve tarım segmentinde yer alan yatırımcılara kendi ihtiyaçları doğrultusunda hem finansal hem de operasyonel kiralama hizmeti sunarken, DenizBank Finansal Hizmetler Grubu’nun parçası olarak süpermarket anlayışı ile müşterilerimizin yeni yatırımlarını finanse edecek; A’dan Z’ye hizmet anlayışı ile DenizBank şubeleri üzerinden finansal döngülerini destekleyecek çek, pos gibi nakit akış ürünlerini de sunacağız.

Enerji potansiyeli daha etkin kullanılmalı

Küresel krizin ana bileşenlerinden biri olan enerjide tüketiminin gittikçe artan bir ivme kazandığını ve buna paralel olarak geleneksel enerji kaynaklarının büyük hızla tükendiğini söyleyen Murat Kulaksız, mevcut enerji potansiyelinin daha verimli ve etkin bir şekilde kullanılması ve yönetilmesi gerekliliğine dikkat çekti.

Diğer yandan yeni enerji kaynaklarının bulunmasındaki zorluğa da dikkat çeken Murat Kulaksız, şöyle devam etti: “Sürdürülebilirliğin öneminin arttığı bu dönemde uzmanlık alanlarımızdan bir diğerini de yenilenebilir enerji projeleri oluşturuyor. Dünyadaki dinamiğe baktığımızda da enerji alanında talebin arzdan fazla olması nedeniyle 2023 yılında temiz enerji konusunun daha da önem kazanacağını söylemek mümkün.

Bu doğrultuda, yenilenebilir enerji projelerinde yatırımcılara yalnızca fon kaynağı yaratmıyor, aynı zamanda teknik, hukuki ve operasyonel olarak da destek sunarak doğru projeye, doğru iş modeliyle fon ayırmak konusundaki misyonumuzu sürdürüyoruz. Müşterilerimizin yenilenebilir enerji yatırımları ve dönüşümlerini leasing aracılığıyla finanse etmede pusula görevi üstlenerek ülke kaynaklarını sürdürülebilir yatırımların finansmanında kullanmayı destekliyoruz.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.

Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.

Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.

İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.

Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu

Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.

Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

İMİAD Başkanı Görkem Durmuş: ” Tavrımız Net Olmalı”

Yayınlanma tarihi

-

İstif Makinaları İş Adamları Derneği (İMİAD) Başkanı Görkem Durmuş TKU Magazin Dijital Dergisine verdiği röportajda Forkliftlerde emisyon sistemlerinin iptalinin, ayıplı mal, hukuki sorumluluk ve gelecek nesillere zararı ile ilgili söylememizde önemli konulara vurgu yaptı.

Forklift sektöründe giderek yaygınlaşan ve büyük tehlike arz eden bir durumla karşı karşıya olduğunu belirten Durmuş, “Emisyon sistemleriyle oynanmış, DPF’si (Dizel Partikül Filtresi) iptal edilmiş, AdBlue sistemi devre dışı bırakılmış makineler piyasaya sunuluyor. Bazı satıcılar daha az bakım maliyeti vaadiyle bu sistemleri iptal ederek kullanıcıya ‘avantaj’ sağladığını iddia ediyor. Oysa bu makineler, fabrika çıkışı teknik standartlara uygun olmadığı için ‘ayıplı mal’ statüsündedir ve hukuki yaptırımlara tabi olduğunu” söyledi.

 

DPF ve AdBlue Neden Önemlidir?
Modern forkliftlerde yer alan DPF, EGR ve AdBlue sistemleri, motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazların doğaya salımını önlemeye yönelik hayati parçalardır. İfadesini kullanan Durmuş, “Bu sistemler sayesinde karbon monoksit, azot oksit gibi insan sağlığına zararlı gazlar minimize edilir. Özellikle kapalı alanlarda çalışan forkliftlerde bu sistemlerin işlevi, doğrudan işçi sağlığını ilgilendiren bir konudur.”

İş Kazaları ve Hukuki Sorumluluk
Emisyon sistemleri devre dışı bırakılmış makineler, kapalı ortamlarda ciddi iş kazalarına yol açabilir. Zehirli gaz solunumu nedeniyle bayılmalar, solunum hastalıkları ve uzun vadeli sağlık problemleri yaşanabilir. Bu tür durumlar meydana geldiğinde makine sahibi ve işveren doğrudan sorumludur ve ağır cezalarla karşılaşabilir. Ayrıca bu makineler, iş güvenliği yönetmeliklerine de açıkça aykırıdır.

Emisyonla Oynamak Sadece Teknik Bir Müdahale Değil, Aynı Zamanda Hukuki ve Ahlaki Bir Sorun
Emisyon sistemleriyle oynamak yalnızca teknik bir müdahale değil; aynı zamanda hukuki, ticari ve ahlaki sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu tür müdahalelerle şirin görünmeye çalışan bazı satıcılar, aslında kullanıcıyı uzun vadede çok daha büyük risklerle baş başa bırakmaktadır. Bugün düşük bakım masrafı için yapılan bu tercihler, ileride cezalar, iş kazaları ve itibar kaybı olarak geri döner.

Sektör Olarak Tavrımız Net Olmalı

Bu tür uygulamaların yaygınlaşması yalnızca bireysel bir sorun değil; sektörümüzün geleceğini de tehdit eden bir durumdur. Satıcılar bu tarz makineleri satıştan men etmeli, servis noktaları bu sistemlerin iptaline aracı olmamalıdır. Aksine, sektördeki teknik ekiplerin emisyon sistemlerini doğru şekilde tanıması ve arızalarını çözebilmesi, mesleki gelişim adına önemli bir adımdır.

“Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluğumuz” Diyerek Sorumluluk Bilincini Vurguladı
Unutulmamalıdır ki emisyon sistemleri yalnızca bugünü değil; yarını da korur. Hava kirliliğiyle mücadele, iklim değişikliğinin önlenmesi ve çevre dostu üretim anlayışı, sadece bireylerin değil; sektörlerin de sorumluluğundadır. Bugün yapılan bir müdahale, gelecekte çocuklarımızın soluduğu havayı etkileyebilir. Bu nedenle gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.

Sonuç olarak: “Forkliftlerde DPF, EGR ve AdBlue gibi emisyon sistemlerinin devre dışı bırakılması; hukuken suç, ticari olarak risk, çevre açısından ise büyük bir tehdittir. Tüm sektör paydaşlarının bu konuda bilinçlenmesi, kendi makinelerinde ve müşterilerine sundukları ürünlerde bu tür uygulamalara karşı tavır alması, hem sektörümüzün saygınlığı hem de insan sağlığı için elzemdir.” dedi.

Devamını oku

Trend olan