Takip Edin

Sektörel Gündem

Milyonlar iş arıyor sektörler eleman

Bir yanda yüzde 26’ları bulan işçilik maliyetleri diğer yanda ise işçi bulamama sorunu…Başta üretim sektörleri olmak üzere Türk iş dünyası nitelikli ve ara eleman sıkıntısı yaşıyor.

Yayınlanma tarihi

-

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Bir yanda binlerce kişi iş ararken diğer yanda da birçok sektör eleman arıyor. Başta imalat sektörleri olmak üzere hemen her alanda hem nitelikli hem de ara eleman açığı büyüyor. Özellikle tekstil-konfeksiyon, makine, turizm, inşaat gibi emek yoğun sektörlerde kalifiye ve ara eleman açığı yüzde 30’ları aşmış durumda.

Yıllardır süregelen ‘yetişmiş eleman’ sıkıntısına EYT düzenlemesi ve yetersiz bulunan maaşlar da eklenince birçok iş kolunda çalışan bulmak ana sıkıntı haline geldi. Firmaların birçoğu gelecek 6 ayda istihdamını arttırmayı planlıyor ancak aradığı nitelikte işgücünü bulmakta sıkıntı yaşıyor.

Hemen her firma, nitelikli işgücü bulmakta zorlanırken turizm, gıda, temizlik gibi sektörlerde eleman arayışı yüzde 28 ila 49 oranında değişiyor. TÜİK’in son verilerine göre istihdam edilenlerin sayısı 2023 Mayıs ayında bir önceki aya göre 63 bin kişi artarak 31 milyon 716 bin kişiye ulaşsa da Türkiye’de 8 milyon 567 bin işsiz bulunuyor. Bu dönemde işverenin sadece ara eleman talebi ise 130 binleri aşmış durumda.

“Hemen her sektörde çalışan gücüne ihtiyacımız var” diyen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, nitelikli eleman açığına dikkat çekti. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, “Ne fabrikada ne tarlada çalışacak kişi bulamıyoruz” dedi. Taycı’ya göre, artan sosyal yardım destekleri insanları çalışmaktan uzaklaştırıyor.

Reklam

Son artış ile asgari ücret net 11 bin 402 liraya çıkarıldı. Sektörlerine ve pozisyonlarına bağlı olarak daha yüksek maaşlı kesimde de benzer artış beklentisi oluştu. Eleman açığının yüksek maaş beklentisinden kaynaklandığını söyleyen birçok işverene göre, kimi maaşı yeterli bulmuyor, kimi çalışma saatlerini beğenmiyor, en önemlisi de gençler üretim sektörüne girmek istemiyor.

Turizmde istihdam bürosu da çare olamıyor

En önemli sorunlarının başında istihdamın geldiğini söyleyen Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, “Pandemi sonrası bırakın geçici çalışanları kadrolu çalışan bile bulmakta çok zorlanıyoruz. Turizm sektöründe şu anda yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi çalışıyor. Bunun 350 bini konaklama sektöründe ve şu anda bu sayının yüzde 20-25 daha fazlasına ihtiyaç olduğu halde açığı kapatamıyoruz” dedi.

Özel istihdam bürolarının turizm sektörüne hizmet vermediğinden yakınan Müberra Eresin, şöyle devam etti: “Daha çok sanayi için kurulmuş gibiler. Sektör şu günlerde zor durumda. Yurt dışından personel getirmeye çalışan üyelerimiz de izinleri almakta çok zorlanıyor.

Özel istihdam bürolarının turizm sektörüne de hizmet verebilmesi noktasında sayılarının artması için yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Yabancı çalıştırma izinleri prosedürlerinin en azından konaklama sektörü çalışanları için kolaylaştırılması sektöre bu dönemde büyük destek olacak. İleriye doğru bu sıkıntı sektörü daha da zorlayacak.”

Reklam

Mühendisler kayıtdışına kayıyor, açık büyüyor

Makine sektörü olarak nitelikli işgücü ve mühendise olan ihtiyacın her geçen gün arttığını söyleyen Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine sektörünün toplam istihdamı 400 bini buluyor. Mart 2023 sonrasında 12-13 bini EYT’li çalışanımız işten ayrıldı” dedi.

ArGe merkezleri ile üretim, planlama, dijital yönetim gibi alanlarda nitelikli personel bulmanın ya da tutmanın zor olduğunu söyleyen Karavelioğlu, “Yurt dışına transfer olanların yanı sıra evden yabancı firmalara çalışmayı tercih eden yazılımcıların çokluğu da ayrı bir sorun. Bunun kayıt dışı oluşu, ayrı bir cazibe de yaratıyor” dedi.

Ambalajda gençler üretimi tercih etmiyor

Kağıt, Karton Ambalaj Sanayicileri Derneği (KASAD) Başkanı Alican Duran, “İmalata dayalı birçok sektör gibi biz de son yıllarda yetişmiş eleman sorunu yaşıyoruz. Gençler üretim alanına girmediği sürece yaşayacağız gibi duruyor” dedi.

Reklam

Sektörün bugünkü temel ihtiyacını, üretim sahasında çalışacak teknik ara eleman olarak açıklayan Duran, “Bu ise Milli Eğitim politikalarının değişimi, meslek okullarının reorganizasyonu, çağa uygun hale getirilmesi ve büyük bir zihniyet değişimini gerektiriyor. Yoksa yakında yüksek teknoloji dijital makineleri çalıştıracak elemanlar bulamamız çok zor hale gelecek” diye konuştu.

Tekstil ve hazır giyimde kayıplar artıyor

Yarattığı ekonomik değer ve istihdama katkısı ile hazır giyim sektörünün lokomotif sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, “2022 verilerine göre Türkiye’de 26 bin 62 hazır giyim üreticisi firma var.

Firmalarımız 81 ile yayılmış durumda, dolayısıyla her şehirde istihdam sağlıyoruz” dedi. Hazır giyim sektörünün Nisan 2023’te istihdam sayısının 690 bin kişi olduğunu aktaran Kaya, “Bu sayı, tekstil sektörü dahil edildiğinde 1.2 milyona, AVM, perakende ve diğer hizmetler de dahil edildiğinde 2 milyon kişiye yükseliyor” bilgisini verdi.

İşçilik maliyetlerindeki artış nedeniyle Eylül 2022’den bu yılın nisan ayına kadar son 7 ayda istihdam kaybının 45 bine ulaştığını kaydeden Kaya, şunları söyledi: “Asgari ücret, yemek, servis ücretleri ve kreş desteğiyle birlikte bir işçinin gideri bugünkü döviz kuruyla 750 doları buluyor. Asgari ücrette sağlanan desteklerin artırılarak korunması çok önemli. İstihdam gücümüzü korumak için yılsonuna kadar kısa çalışma ödeneği kullanımının sağlanması da sektörümüze nefes aldıracak.”

Reklam

Deride, 2 binden fazla açık oluştu

Deri ve deri mamulleri sektörünün 2023 Nisan ayı itibarıyla doğrudan 75 bin kişiye istihdam sağladığını açıklayan İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Güven Karaca, dolaylı çalışanlarla bu sayının en az 250 bin olduğunu söyledi. Hedeflere ulaşabilmek adına nitelikli insan gücüne büyük ihtiyaç duyduklarını ifade eden Karaca, “Yalnızca nicelik değil nitelik anlamında da istihdamın artırılmasını önemsiyoruz” dedi. Sektörün 2022 yılı Aralık ayını 82 binden fazla kişiye istihdam sağlayarak kapattığını kaydeden Karaca, “2023 Nisan ayı itibariyle 75 bin kişiye geriledi.

Son yıllarda bu avantajımızı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Sektöre yeni nesli kazandırmaya çalışırken yetişmiş işgücümüzün sektörden kopması büyük bir kayıp” diye konuştu. Karaca, işçilik giderlerinin, girdi maliyetlerinin yüzde 15 ila 40’ını oluşturduğunu aktardı.

Kimyada ara eleman ihtiyacı artıyor

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, sektörde 417 binin üzerinde çalışan bulunduğunu kaydetti. Ara eleman ve nitelikli eleman ihtiyacı bulunduğunu söyleyen Pelister, “Ar-Ge merkezlerinin geliştirilmesine, üniversitelerde alt sektörlere yönelik bölümler kurulması beklentilerden bazıları. Sektörel meslek liselerinin yaygınlaştırılması, kimya ihtisas üniversitelerinin kurulması da sektörümüzün nitelikli ara elaman sorununa çözüm olacaktır. Meslek Yüksek Okulu öğrencilerine uzun dönemli staj imkanı ile nitelikli çalışan sayısı arttırılmalı” dedi.

Reklam

Mobilyada sosyolog tasarımcı aranıyor

Türkiye’de toplamda yaklaşık 43 bin mobilya üreticisi bulunduğunu açıklayan Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, sektörün gençler bazında istihdam problemi yaşadığını kaydetti. Özellikle imalatta çalışacak gençlere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Güleç, şöyle devam etti: “Dünyaya açılmış bir sektör olarak mobilya kültürü ve alışkanlıklarına odaklanabilmek, dünya pazarında daha çok var olabilmek için sosyologlara, tasarımcılara ve psikologlara da ihtiyaç duyuyoruz.”

Armatürde istihdam kaybı hızlandı

Armatürün 100 bin kişinin üzerinde istihdam sağladığını açıklayan ARMATÜR Derneği Başkanı Gökhan Turhan, “İhracat pazarlarında yaşanan daralmanın yanı sıra rakip ülkelere göre yüksek maliyetler nedeni ile sipariş kaçıran sektörlerden biri olarak yaşanan küçülmeye EYT düzenlemesi eklenince istihdam kaybımız hızlandı” dedi. Turhan, işçilik payının yüzde 20-25 arasında değiştiğini belirtti. Sektörün kalifiye eleman bulmakta zorluk çektiğini dile getiren Turan, “Eğitim ve yetenek geliştirme programlarına yatırım yapılılmalı” diye konuştu.

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan