Takip Edin

Sektörel Gündem

Memiş: Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 2 milyar 700 milyon dolarlık ihracat hedefliyoruz

Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (AHBİB) Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Memiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü olan 2023’te yüzde 28 artışla 2 milyar 700 milyon dolarlık ihracat hedeflediklerini açıkladı.

Yayınlanma tarihi

-

Yılın ilk 6 ayında 913,5 milyon dolarlık ihracata imza attıklarını belirten Başkan Veysel Memiş, ilkbahar yağışlarının mevsim normallerinde gerçekleşmesiyle hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda yaşanan ürün bolluğunun yılın ikinci yarısında ihracat performansına yansıyacağını ve uluslararası pazarlarda yeni başarı hikâyeleri yazacaklarını vurguladı.

“Hükümetten beklentimiz, kısıtlama ve kotaların tamamen kaldırılması, bakliyat ekiminin teşvik edilmesidir”

Türk hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar sektörünün ürün işleme kapasitesi ve pazarlama kabiliyetinin çok yüksek olduğunu, ancak arz tarafında sorunlar yaşandığını ifade eden Başkan Veysel Memiş, hükümetten en büyük beklentilerinin ihracatta kısıtlama ve kota uygulamalarına son verilmesi ile nadasa bırakılan alanlarda bakliyat ekimini teşvik edecek politikaların genişletilmesi olduğunu söyledi.

Bol ve bereketli bir sezon yaşandığını kaydeden AHBİB Başkanı Veysel Memiş, hububat, bakliyat ve yağlı tohum ürünlerinde ciddi oranlarda rekolte artışı olacağını, Türk çiftçisinin yurt içi ihtiyaçları fazlasıyla karşılayacak üretimi yaptığını, geçen yıldan devreden stoklarla birlikte değerlendirildiğinde herhangi bir ihracat kısıtlamasına gerek olmadığını vurguladı.

Kırmızı mercimek ve nohutta yüzde 30’lar civarında rekolte artışı yaşandığını kaydeden Başkan Memiş, Güneydoğu illerinde hasat edilen nohut ve kırmızı mercimeğin Mersin başta olmak üzere bölgedeki fabrikalara sevkiyatının hızlandığını belirtti. Başkan Veysel Memiş, “Mersin’de işleme kapasitesi yüksek firmaların mevcut stoklarını da dikkate aldığımızda, nohut ihracatına uygulanan kotanın kaldırılmasını bekliyoruz. Kırmızı mercimekte Dahilde İşleme Rejimi (DİR) üzerinden ihracat gerçekleştirebiliyor.

Yaşanan ürün bolluğundan dolayı kırmızı mercimek ihracatının da önünün açılmasını istiyoruz. Bu konuda hem Tarım ve Orman Bakanlığı hem de Ticaret Bakanlığı yetkilileriyle görüşmelerimizi başlattık. Bakanlık yetkililerinin pozitif yaklaşım sergilemeleri bizleri sevindirdi. Yakın zamanda nohut ve kırmızı mercimek ihracatındaki engellerin kaldırılmasını bekliyoruz.” diye konuştu.

“Nadas alanlarına bakliyat ekimini yaygınlaştırarak üretimi üç katına çıkartabiliriz”

Binlerce yıldır insanlığı doyuran bakliyat ürünlerinin yüksek protein değeri, üretiminde az suya ihtiyaç duyulması, toprak verimliliği ve çevreye katkıları avantajlarıyla geleceğin gıdası olacağını, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede stratejik rol oynayabileceğini dile getiren Başkan Veysel Memiş, “Protein, vitamin ve lif yönünden zengin gıdalar arasında bulunan bakliyat çeşitleri protein kaynağı olduğu kadar çevreci özelliğiyle de büyük değer taşıyor. Dünyada en az su isteyen ürünlerden olan bakliyat çeşitleri, iklim değişikliği ve kuraklıkla mücadelede ve karbon salımının azaltılmasında büyük rol oynayabilir. Bu farkındalık yıldan yıla artıyor.

Artık çiftçiler, önce bakliyat ekip, rotasyonlarında da bakliyatı bulundurarak daha sonra elde edecekleri ürünlerdeki verimin artışını göz önüne alıyor. Çünkü bakliyat çeşitleri havadaki azotu fotosentez yoluyla alıyor ve toprağın altındaki yumrularına yüklüyor. Ürün biçildiğinde, toprak altında kalan yumrular bir süre sonra çürüyor ve gübre oluyor. Ülkemizde ekim deseninde bakliyatın mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor.

Bu tercih, tarımsal gübre ihtiyacını da önemli ölçüde azaltacaktır. Aynı tarlada üç yılda bir bakliyat ekiminin teşvik edilmesi, hatta zorunlu hâle getirilmesi büyük fayda sağlayacaktır. Tarım arazilerimizi nadasa bırakmak yerine bakliyat ekimiyle değerlendirirsek yaklaşık 1,3 milyon ton olan yıllık üretim miktarını 4,5 milyon tona kadar yükseltebiliriz.

Ülkemiz genelinde yıllık 4 milyon ton bakliyat işleme kapasitesine sahip tesislerimizin hammadde sıkıntısı yaşadığı dikkate alındığında, arz açığının kapatılması için nadasa bırakılan tarım arazilerinin bakliyat ekimiyle değerlendirilmesi elzemdir.” dedi.

“Mersin, dünya bakliyat ticaretine yön veren merkezler arasında”

Dünya bakliyat piyasasında Mersin’in çok büyük rol oynadığını, küresel ölçekte sektöre yön veren ilk 5 kentten biri konumunda bulunduğunu aktaran Başkan Veysel Memiş, şunları söyledi: “Limanı, serbest bölgesi, demir yolu ve kara yolu ağı, lojistik kültürü ve donanımlı insan kaynaklarıyla dış ticaretteki stratejik rolü yıldan yıla artan Mersin ilimiz, tarımsal ürün çeşitliliğini yüksek katma değere dönüştürerek ihracat pazarlarında etkinliğini sürekli artırıyor. Gıda ihracatında Türkiye’nin itici gücü konumunda bulunan Mersin’in dış satımında hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü lider konumda bulunuyor.

Ülkemizde yıllık 4 milyon ton ürün işleme kapasitesine sahip tesislerimiz var. Fakat, ülkemizde bu kadar ürün üretilemiyor. İhracatçı firmalarımız zengin bir müşteri portföyüne sahip. Ürün kalitemizle, işleme teknolojilerimizle ve tedarik kabiliyetlerimizle dünya klasmanında güçlü bir konumdayız. Yapmamız gereken üretimi artıracak tedbirlerin hızla devreye alınması olacaktır.

“Bulgur tanıtım hamlemizde hedef pazarlar İran, Rusya ve Endonezya”

Başkan Veysel Memiş, Türk mutfağında ayrı bir yeri olan bulgurun dünyanın dört bir yanında tüketimini yaygınlaştırmak ve ihracatını artırmak amacıyla başlattıkları tanıtım hamlesinde yol haritasının belirginleştiğini belirtti.

AHBİB olarak bulgur tanıtım faaliyetlerinde hedef ülke olarak İran, Rusya ve Endonezya’yı seçtiklerini açıklayan Başkan Veysel Memiş, “Anadolu’nun mirası olan bulgur, bizim için çok kıymetli ve bu ürünün dünya pazarlarında pirince alternatif olarak talep görmesi için çalışacağız. Uzun vadeli eylem planımızda tanıtım videoları, sosyal medya tanıtımları, tadım etkinlikleri, alım heyetleri faaliyetlerimiz olacak.

Örneğin, Endonezya’da pirinç pişirme makineleri var. Bu ülke insanlarının damak zevkine uygun şekilde bulgur pişirme makinelerinin geliştirilmesi, sevdikleri sebzeler ve baharatlarla birlikte yeni lezzetler ortaya çıkarılması için çalışmalar yapacağız.

Bu konuda aşçılarımızla görüşüyoruz. Hedef pazar olarak belirlediğimiz ülkelerde sivil toplum kuruluşlarıyla da iş birliği yürüteceğiz. Bulgurumuzun lezzetine güveniyoruz. Güçlü bir tanıtım kampanyası ile Türk bulgurunun dünyanın dört bir yanından çok fazla talep göreceğine inanıyorum.“ diye konuştu.

“İngiltere, Fransa, Almanya ve ABD pazarlarında etkinliğimizi artırmaya çalışacağız”

AHBİB olarak geleneksel pazarlarda daha etkin hâle gelmek ve pazar çeşitliliğini artırmaya yönelik faaliyetlerde de tempo yükselttiklerini belirten Başkan Veysel Memiş, UR-GE projesi kapsamında eylül ayında İngiltere pazarına yönelik sektörel ticaret heyeti etkinliği düzenleyeceklerini, benzer faaliyeti ekim ayında Fransa’da gerçekleştirmeyi planladıklarını duyurdu.

Yine ekim ayında Fransa’daki SIAL Paris Fuarı’na info stant ile katılım sağlayacaklarını aktaran Başkan Veysel Memiş, Almanya’daki Anuga Fuarı’nda da tanıtımlar yapacaklarını, kasım ayında ise ABD’deki PLMA Fuarı’nda yeni ticaret köprüleri kurmak için çalışmalar gerçekleştireceklerini sözlerine ekledi.

“2023’ün ilk 6 ayında sektör ihracatına yüzde 16,6 oranında destek verdik”

AHBİB’in 2023 yılı Ocak-Haziran ayları arasındaki ihracatını değerlendiren Başkan Veysel Memiş, haziran ayında 100,4 milyon dolarlık dış satım gerçekleştiren Birliğin 6 aylık süreçte 913,5 milyon dolar döviz kazandırdığını bildirdi.

AHBİB olarak 2023 yılı Ocak-Haziran döneminde 5 milyar 510 milyon dolarlık sektör ihracatına yüzde 16,6 oranında destek verdiklerini dile getiren Başkan Veysel Memiş, şöyle konuştu: “2023 yılı Ocak-Haziran ayları arasında 1 milyon 2 bin 61 ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendiren Birliğimiz, en yüksek değerlere bakliyat, pastacılık ürünleri ve bitkisel yağlarda ulaştı.

Bakliyatta yüzde 9 artışla 292,8 milyon dolarlık, pastacılık ürünlerinde yüzde 6 artışla 197,4 milyon dolarlık, bitkisel yağlarda 101,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu dönemde bölge ihracatımızın yüzde 19’unu oluşturan kırmızı mercimek ihracatından ülkemize 177,4 milyon dolar döviz kazandırdık. Yılın 6 ayında 171 ülkeye ihracat yapan Birliğimiz, en yüksek değerlere Irak, Suriye ve Almanya pazarlarında ulaştı.

Bölge ihracatımızın yüzde 27’sini oluşturan Irak’a 248,5 milyon dolarlık, Suriye’ye 61,2 milyon dolarlık, Almanya’ya 32,7 milyon dolarlık ihracat yaptık. Söz konusu dönemde ihracat hacminde 50’ye yakın ülkede anlamlı artışlar yakaladık. İhracat hacminde en güçlü artışları Suudi Arabistan, Somali, İran, Cibuti, Benin, Kenya, Avusturya, Senegal, Togo ve Tanzanya pazarlarında elde ettik.”

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

İNNOMEK ÜRETİM GÜCÜNE DEĞER YARATAN MARKA

Yayınlanma tarihi

-

İNNOMEK’ten Yeni Bir Adım: 31 Mayıs’ta Ürün Lansmanı Gerçekleşiyor İnovatif çözümleriyle dikkat çeken İNNOMEK, 31 Mayıs 2025 Cumartesi günü gerçekleştireceği özel bir etkinlikle yeni ürünlerini tanıtacak.

İNNOMEK yetkilileri, “Üretim gücümüzü ve saha çözümlerimizi sizinle paylaşacağımız lansman etkinliğimize davetlisiniz, bu özel günde sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız” ifadelerini kullandılar.

Etkinlik Detayları;
Tarih:31 Mayıs 2025, Cumartesi
Yer: İNNOMEK
Saat: 13.00

Devamını oku

Sektörel Gündem

SAHİMDER İş- Mak Fest 2025 Sakarya’da Kapılarını Açtı

Yayınlanma tarihi

-

15 – 18 mayıs tarihleri arasında kapıları açık olacak olan SAHİMDER İş- Mak Fest 2025, Serdivan AVM karşında eşsiz bir törenle başladı. Sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi.

Sakarya Hafriyatçılar ve İs Makinaları Derneği (SAHİMDER) öncülüğünde hayata geçirilen İş – Mak Fest 2025, sektörde önemli bir adım atarak ağır iş makineleri dünyasını Sakarya’da bir araya getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında dikkat çeken etkinlik, büyük bir katlımla başladı. Açılışta, Serdivan ve Erenler Belediye başkanları ile sivil toplum temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar, festivalin şehir ve ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Vinçlerden ekskavatörlere, kaldırma sistemlerinden inovatif platform çözümlerine kadar birçok ürünün sergilendiği alanda ziyaretçiler, sektörel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı yakaladı.

Açılış Hep Birlikte Yapıldı

Etkinliğin açılış kurdelesi; Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik, Erenler Belediye Başkanı Şenol Dinç, 15 Temmuz Milli irade Derneği Genel Başkan Vekili Yunus Özçelik, SAHİMDER Başkanı Can Akova, SAHİMDER yöneticileri ve katılımcı firma temsilcileri tarafınca birlikte kesildi. İş makineleri dünyasının kalbi bu hafta Sakarya’da atıyor. Ekskavatörlerden vinç sistemlerine, platform çözümlerinden kaldırma ve taşıma ekipmanlarına kadar çok sayıda ürün, etkinlik alanında ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Katılımcılar, firmaların sahada sergilediği ürünleri yakından inceleme ve avantajlı tanıtım kampanyalarından faydalanma şansı yakalıyor.

SAHİMDER Başkanı Can Akova “Hedefimiz, Bu Organizasyonu Geleneksel Hale Getirmek ve Her Yıl Daha Da Büyütmek. ” Açılışta konuşan SAHİMDER Başkanı Can Akova, “Bu yıl Sakarya’da sektörel anlamda önemli bir adım attık. Türkiye’nin dört bir yanından iş makinaları temsilcilerini bir araya getirdik. Hedefimiz, bu organizasyonu geleneksel hale getirmek ve her yıl daha da büyütmek.

Destek veren tüm kurumlara ve firmalara teşekkür ediyorum” dedi.

İş-Mak Fest 2025, 15-18 Mayıs tarihleri arasında her gün 10.00-19.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.

 

Devamını oku

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Trend olan