Takip Edin

Enerji Projeleri

KPMG ve Enerji IQ’nun Türkiye’nin 2021 enerji piyasası karnesini yansıtan raporu yayımlandı

Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG ve enerji piyasasına yönelik bilgi ve …

Yayınlanma tarihi

-

Denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık alanında teknoloji temelli hizmetler sunan KPMG ve enerji piyasasına yönelik bilgi ve danışmanlık hizmetleri veren Enerji IQ tarafından ortak hazırlanan, Türkiye’deki enerji sektörünün 2021 yılı görünümünü ortaya koyan “Enerji Sektörel Bakış” raporu yayımlandı. Global ve yerel ekonomik görünümün yanı sıra son küresel gelişmeler ışığında hazırlanan raporda, Türkiye’nin elektrik, doğal gaz ve akaryakıt piyasalarının görünümüne dair önemli bilgilere yer veriliyor.

Raporla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Lideri Hakan Demirelli, “Enerji sektörünün küresel trendleri ve yerel gündeme ilişkin yorumların yanı sıra Türkiye elektrik, doğal gaz ve akaryakıt piyasalarının geçmiş dönemlerle karşılaştırmalı 2021 yılı analizlerini içeren raporumuz, enerji piyasalarına ilgi duyan herkese bu konularda tek başına yeterli bir kaynak olma özelliği taşıyor” dedi.

KPMG Türkiye Elektrik ve Altyapı Lideri Erman Durmaz ise raporu, “Enerji sektöründeki dijital yenilik, piyasalardaki değişkenlik ve dekarbonizasyon için artan talep ve diğer faktörlerin yönlendirdiği dönüşümü ele alan 2021 yılı enerji sektörü raporumuzun sektördeki tüm oyuncalar için işlerini nasıl ayarlayacaklarını, değişen müşteri taleplerini nasıl karşılayacaklarını ve yeni fırsatlardan nasıl yararlanacaklarını araştırırken yararlanabilecekleri iyi bir kaynak olacağını inanıyorum” şeklinde değerlendirdi.

Enerji piyasasında doğru bilgiye ve güvenilir analize hızlı ulaşmanın artan önemine dikkat çeken Enerji IQ Bilgi Servisleri Genel Müdürü Emre Ertürk de “Enerji piyasasında veriye erişimin önündeki engeller büyük oranda kalktı. Ancak, güvenilir bilgiye ve öngörüye dayanan analizlere duyulan ihtiyaç sürekli artıyor. KPMG ile birlikte hazırladığımız raporun, bu gereksinimi karşılamasını umuyoruz” dedi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki aylık payı ilk defa 50’ye ulaştı

Rapora göre 2021 yılında Türkiye’nin elektrik üretimi %9 artışla 329 TWh’e ulaştı. Rüzgâr ve güneş santrallerinin elektrik üretiminde payı toplamda %13’e çıkarken, düşük su seviyelerinden dolayı hidroelektrik santrallerin yıllık elektrik üretiminde %29 azalma kaydedildi. Elektrik enerjisi üretiminde hidroelektrik santrallerinin payındaki bu düşüş, doğal gaz santrallerindeki artan üretim ile karşılandı. Güneşe dayalı kurulu güç yıl sonunda 7,9 GW’a ulaşırken, toplam 117 TWh olarak gerçekleşen yenilenebilir üretimin %64’ü Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında faaliyet gösteren santrallerden geldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimindeki aylık payı ilk defa Nisan 2021’de %50’ye ulaştı.

Toplam elektrik tüketiminde %9’luk yıllık büyüme yaşandı

Elektrik tüketimindeki yıldan yıla değişim, Türkiye’nin GSYH büyüme oranıyla uyumlu bir şekilde ilerledi. Öte yandan, her yıl artmaya devam eden kişi başı elektrik tüketimi son 10 yıldır kişi başına düşen GSYH’den tamamen ayrışmış göründü. Türkiye’nin toplam elektrik tüketimi, 2021 sonu itibarıyla %9’luk yıllık büyümeyle 327 TWh’e ulaştı. Elektrik tüketiminde sanayi %44 ile başı çekerken, bunu %24’lük eşit pay ile mesken ve ticarethaneler izledi. Aydınlatma ve tarımsal sulama, sırasıyla %2 ve %5 ile elektriğin diğer tüketim alanlarını oluşturdu.

Meskenlerde yıllık elektrik tüketimi yaklaşık 3.000 kWh oldu

Yıl sonu itibarıyla mesken abone sayısı 39 milyona yaklaştı, ticarethane abone sayısı ise 7 milyonu geçti. 2020’nin ikinci yarısındaki azalmaya karşın 2021 yılı abone sayısındaki en yüksek artış hızı %8 ile sanayide oldu ve 87 bini geçti. Ülke genelinde mesken abonesi başına ortalama yıllık elektrik enerjisi tüketimi yaklaşık 3.000 kWh olarak hesaplandı. Güncel serbest tüketici limiti ise yıllık 1.100 kWh olarak belirlendi.

Elektrik üretiminde son beş yılın en yüksek artışı

Elektrik üretimi son beş yılın en yüksek artışı olan yıllık %9’luk büyüme ile 329 TWh olarak gerçekleşti. Elektrik üretiminde doğal gazın payı geçen iki yıla kıyasla arttı ve %33 olarak gerçekleşti. Doğal gaz santrallerini sırasıyla toplam %30 ile ithal kömür ve linyit santralleri ve toplam %17 ile akarsu ve barajlı hidroelektrik santraller izledi. 2021 yılında hidroelektrik santrallerin üretimindeki düşüş, doğal gazdaki artış ile karşılandı.

Enerji üretiminde rüzgâr ve güneş rekor kırdı

Yenilenebilir enerji ile ilgili verilerin de yer aldığı rapora göre, 2021 yılında enerji üretiminde hem rüzgâr hem de güneş rekor kırdı ve üretimde payları sırasıyla %9 ve %4 oldu. Hidroelektrik, rüzgâr, jeotermal, biyokütle ve güneş santrallerinden gelen toplam yenilenebilir elektrik üretimi 117 TWh ile yıllık üretimin %35’ini sağladı. Yenilenebilir üretimin %64’üne karşılık gelen 74 TWh YEKDEM kapsamında gerçekleşti. YEKDEM katılımında rüzgâr santralleri 25 TWh ile ilk sırada, hidroelektrik santraller ise 22 TWh ile ikinci sırada yer aldı.

Enerji fiyatlarında çok ciddi artışlar görüldü

2021 yılının özellikle son çeyreğinde elektrik piyasa fiyatlarında çok ciddi artışlar yaşandı. Artışın nedenleri arasında kısıtlamaların sona ermesi ile artan talep, kuraklıktan dolayı hidroelektrik santrallerin düşük doluluk oranları, mevsim normalleri üstündeki yaz sıcaklıkları, rekor düzeylere çıkan ithal kömür ve doğal gaz fiyatları ve doğal gaz ithalatında artan spot LNG’nin payı sayılabilir.

Türkiye’de doğal gaz talebinin %99’undan fazlası ithalat yoluyla karşılanıyor

2021 yılı, Türkiye doğal gaz piyasası için de kolay kolay hafızalardan silinmeyecek gelişmelere sahne oldu. Rapora göre Türkiye’nin ortalama yıllık tüketiminin %26’sına karşılık gelen 15,9 milyar m3 miktarlı uzun dönemli doğal gaz kontratlarının geçen yıl içerisinde sona ermeye başlaması, ülkenin doğal gaz arz tercihlerini yeniden belirlemesi gerekliliğini ortaya çıkardı. Yıllık doğal gaz talebi 60 milyar m3 seviyesine ulaşan Türkiye; Almanya ve İtalya ile birlikte Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olmayı sürdürüyor. Ancak Türkiye’nin doğal gaz üretiminin 2011 – 2021 döneminde ulaştığı 476,82 milyon m3 ortalama miktar, talebin %99’undan fazlasının ithalat yoluyla karşılanmasına neden oluyor. Türkiye Avrupa’nın en büyük pazarlarından biri olmayı sürdürse de sınırlı doğal gaz üretimi, talebin neredeyse tamamının ithalat yoluyla karşılanmasına neden oluyor.

Türkiye’nin en fazla doğal gaz ithal ettiği ülke Rusya

Türkiye, 2021 yılı içerisinde ithal ettiği 58,70 milyar m3 doğal gazın %44,87’sine karşılık gelen 26,34 milyar m3’ü Rusya Federasyonu’ndan ithal etti. Boru hatları ile gaz ithal edilen İran’ın payı 9,43 milyar m3 ile %16,07 olurken, Azerbaycan’ın payı ise Nisan 2021 döneminde süresi biten 6,6 milyar m3/yıl kontrat nedeniyle 8,82 milyar m3 ile %15,03 oranına geriledi. Azerbaycan’dan ithal edilen doğal gaz miktarı, bu nedenle bir önceki seneye göre 2,73 milyar m3 azaldı.

Türkiye’nin ham petrol stoku, net ithalatı 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde

Doğal gaza benzer şekilde ülkemizin ham petrol ihtiyacının %90’ı da ithalat yoluyla karşılanıyor. Türkiye 2021 yılında 3,4 milyon ton ham petrol üretti. Bu toplam 34,8 milyon ton olan arzın %10’unu oluşturdu. Derlenen aylık bildirimlere göre Türkiye’nin rafinerilerinde tutulan toplam ham petrol stoku, 2021 yılı sonu itibarıyla ülkenin net ithalatını 100 gün karşılamaya yetecek düzeyde.

Türkiye, günlük ham petrol üretimini 2023 yılına kadar %75 oranında artırmayı hedefliyor

Artan ham petrol talebi ve arzda %90 oranında dışa bağımlılık karşısında son yıllarda yeni petrol sahaları için arama çalışmalarını hızlandı. Mevcut kuyuların çoğunun üretim verimi, sahaların ilerleyen yaşı nedeniyle düşüyor. Ancak TPAO, günlük ham petrol üretiminin 2023 yılına kadar %75 oranında artmasını hedefliyor. Bu doğrultuda yeni konvansiyonel olmayan arama faaliyetlerine ek olarak, son yıllarda kamu envanterine katılan iki sismik araştırma ve üç sondaj gemisinden oluşan filoyla Karadeniz ve Akdeniz’de arama faaliyetlerine başlandı. Sakarya sahasındaki derin deniz sondajları sonucunda 2020 yılında Tuna-1 kuyusunda ve 2021 yılında Amasra-1 kuyusunda bulunan doğal gaz rezervleri, açıklanan ilk keşifler oldu.

Akaryakıtta en fazla talep motorinde

Türkiye’de yılda toplam 40 milyon ton ham petrol işleme kapasitesine sahip beş adet rafineri bulunuyor. Bu rafinerilerin 2021 yılında ürettikleri toplam 26,2 milyon ton akaryakıt, Türkiye’nin 37,4 milyon ton akaryakıt arzının %70’ini oluşturdu. Kalan 11,2 milyon ton ise %81’i motorin olmak üzere ithal edildi. Öte yandan 2021 yılında oluşan toplam talebin %78’i tüketime, %22’i ise ihracata yönelik oldu. Kısıtlamaların kalkmasıyla artan ulaşım faaliyetlerinin de etkisiyle akaryakıt talebi Mart 2021’den itibaren yükseldi. Motorin, 28,8 milyon ton ile toplam yıllık talebin %74’ünü oluşturdu. Bunu 4,7 milyon ton ile benzin ve 3,5 milyon ton ile havacılık yakıtları izledi. Denizcilik yakıtı talebi 1,3 milyon ton iken fuel oil talebi 0,5 milyon ton oldu.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Enerji Projeleri

YEKA Erzin’de

Yayınlanma tarihi

-

IC Enterra Yenilenebilir Enerji’nin (ENTRA) 136 MWm kapasiteli YEKA Erzin-2 santrali devreye alınıyor. Şirket tarafından KAP’a yapılan açıklamaya göre; Ağustos sonu itibariyle kademeli olarak üretime geçecek olan YEKA Erzin-2 GES projesi, yıl sonuna kadar tam kapasite ile çalışmaya başlayacak.

IC Holding’in enerji sektöründe çeyrek asrı aşan uzmanlığı ve birikimiyle faaliyet gösteren IC Enterra Yenilenebilir Enerji (ENTRA), sürdürülebilir büyüme ve şirket portföyünü çeşitlendirme hedefiyle faaliyetlerine devam ediyor. Şirket bu doğrultuda Türkiye’deki en büyük güneş santrali projelerinden biri olan 136 MWm kapasiteli YEKA Erzin-2 santralini Ağustos sonu itibariyle kademeli olarak devreye almaya başlıyor.

IC Enterra tarafından Kamu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamada, “Santralimizin tüm kapasitesinin yıl sonuna kadar devreye alınması planlanmıştır. YEKA Erzin-2 projemizin tam kapasite devreye alınması ile ortalama 248,000 MWh/yıl üretim gerçekleştirmesi beklenmektedir. Bu üretimle yaklaşık 155 bin hanenin elektrik üretim ihtiyacı karşılanacak ve yıllık yaklaşık 157 bin ton karbondioksit (CO2) emisyonun azaltımı sağlanacaktır” ifadeleri kullanıldı.

 

Hatay’da yer alan YEKA Erzin-2 Projesi’nin devreye alınmasıyla birlikte Türkiye’nin sürdürülebilir elektrik üretimine önemli bir katkı sağlayacaklarını belirten IC Enterra Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Taşkın Kızılok, “Türkiye’de toplam kurulu gücü 388 MW olan 9 HES ile elektrik üretimi gerçekleştiriyoruz, mevcut santrallerimizin yanı sıra yeni yatırımlarla büyümeyi hedefliyoruz. Yurtdışı çalışmalarıyla birlikte, izin süreçleri süren 61 MWm Bağıştaş hibrit GES projesinin yanı sıra, toplam kurulu gücü 485MW olacak depolamalı RES ve GES yatırımlarıyla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz” dedi.   IC Enterra Yenilenebilir Enerji, bu yatırımlar da dikkate alındığında 2026 yılı sonu itibarıyla toplamda işletme ve yatırım sürecindeki lisanslı proje portföyünde yaklaşık 1200 MW kurulu güce ulaşmayı hedefliyor.

 

 

Devamını oku

Enerji Projeleri

Enerji rüzgar Yatırımları Hızlandı

Yayınlanma tarihi

-

Rönesans Enerji rüzgar yatırımları için ,Almanya’dan 165 milyon dolarlık finansman sağladı.

Türkiye’nin en büyük üç yeşil enerji şirketinden biri olma hedefi doğrultusundaki çalışmalarına hız veren Rönesans Holding ve TotalEnergies ortaklığındaki Rönesans Enerji, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin ihracat kredi garantisi desteğiyle 15 yıl vadeli 165 milyon dolarlık finansman sağladı. 

Rönesans Enerji’nin hayata geçireceği projeler için Alman İhracat Kredi Ajansı (ECA) garantisi ile alınan finansmanda HSBC; Yeşil Kredi Koordinatörü, Koordinasyon ve Yapılandırma Bankası, Finansman Sağlayıcısı, Teminat Temsilcisi ve ECA Destekli Kredi Veren Banka, ING ise ortak düzenleyici ve ECA Destekli Kredi Veren Banka olarak yer aldı.

Uzun vadeli geri ödeme süresi ve rekabetçi kredi maliyeti ile yatırım için en uygun şartları sunan finansman, benzerlerinin aksine yerel banka garantisi gerektirmemesiyle öne çıkıyor. Elde edilen bu önemli finansman ile birlikte, Rönesans Enerji, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı Rüzgar Enerji Santrali – 3 (YEKA RES – 3) projeleri kapsamında ilk operasyonel tesisini hayata geçirmiş olacak. Rönesans Enerji, YEKA-3 projelerini hayata geçirmesiyle birlikte, Türkiye genelinde kurulu olan 166 MW hidroelektrik santral kapasitesine 189 MW’lık yeni rüzgar enerjisi santrali ekleyerek yenilenebilir enerji kapasitesini iki katın üzerine çıkaracak. Rönesans Holding’in gerçekleştirdiği ilk ‘Yeşil Kredi’ işlemi olan finansman, aynı zamanda sektördeki ilk YEKA RES – 3 kredilerinden biri olma özelliği taşıyor.

Yenilenebilir enerji portföyü ile büyümeye devam edecek

Müteahhitlik ve yatırım faaliyetlerinin yanı sıra enerji sektöründe de büyümesini sürdüren Erman Ilıcak liderliğindeki Rönesans Holding, 2023 yılında TotalEnergies ile yaptığı ortaklık anlaşmasıyla, Rönesans Enerji’nin yüzde 50 hissesinin TotalEnergies tarafından satın alındığı uluslararası bir iş birliğine daha imza atmıştı. 

 

Ortaklık dönemi ile yüzde 100 yenilenebilir enerji portföyü ile büyümeye devam ederek Türkiye’nin en büyük üç yeşil enerji şirketinden biri olmayı hedefleyen Rönesans Enerji, sağladığı son finansman ile birlikte 2028’e kadar 2.000 MW’lık yeşil enerji yatırım hedefi için ise büyük bir adım atmış oldu.

 

Net sıfır emisyon hedefimize ulaşma yolunda önemli bir dönüm noktası

Rönesans Holding Başkanı Erman Ilıcak konuyla ilgili şunları söyledi: “Rönesans Enerji’de hedefimiz 2028 yılına kadar Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı’nda belirtilen yeşil enerji yatırımlarının yaklaşık yüzde 7-10’unu gerçekleştirmek. TotalEnergies ile yaptığımız ortaklık anlaşmasının hemen ardından hedefimize ulaşmak için somut adımlar attık. Bu yeni finansman anlaşması, net sıfır emisyon hedefimize ulaşma yolunda önemli bir dönüm noktası olurken, bir yandan da ülkemizin rüzgar enerjisinde hedeflenen yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşmasına da aktif olarak katkıda bulunuyor. Bu yönde ilerleme kaydederek ülkenin fosil yakıtlara olan bağımlılığını ve dolayısıyla sera gazı emisyonlarını azaltmak için Almanya İhracat Kredi Ajansı (ECA) ve diğer uluslararası ortaklarımızla birlikte çalışmaktan mutluluk duyuyoruz.”

 

Rönesans Holding Enerji Grubu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Hatem konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu yeni finansmanla, mevcut yatırım portföyümüzdeki üç rüzgar enerji santralini tamamlayarak kapasitemizi bir yıl içinde iki katından fazla bir seviye olan 355 MW’a çıkaracağız. Bu adım, Türkiye’nin en büyük üç yeşil enerji şirketinden biri olma hedefimize bizi daha da yaklaştıracak. Geniş ölçekli Mühendislik-Tedarik-İnşaat (EPC) uzmanlığımız ve son derece rekabetçi oranlarla uluslararası finansman alma becerimiz sayesinde Türkiye’nin yeşil enerji dönüşümüne katkıda bulunmayı istiyoruz. Tamamı yurt dışından olmak üzere 15 yıl vadeli ve piyasadaki en düşük maliyetli kredilerden birini almak hem şirketimiz hem de sektörümüz için oldukça önemli bir kazanım. Bu yatırım ve finansman büyüme hedeflerimize ulaşmamızda çok önemli katkı sağlayacak” dedi.

Toplam 27 rüzgar türbini kurulacak

Bu proje ve finansmanı, sürecin her aşamasında tüm paydaşlar için önemli başarılara işaret ediyor. Anlaşma, YEKA şartnamelerinin yerel gereksinimlerini karşılamak için sofistike bir yapı kullanarak Almanya ECA aracılığıyla elde edilen kredi miktarını en üst düzeye çıkarıyor. Bu anlaşmayla finanse edilecek 189 MW’lık yeni kapasite üç tesise bölünecek. En büyükleri olan 84 MW kapasiteli 12 türbinin Malatya Sağıluşağı’nda, 56 MW kapasiteli sekiz türbinin Çorum Osmancık’ta ve 49 MW kapasiteli yedi türbinin ise Sivas Kayalar’da kurulması planlanıyor. Bu projelerin tamamlanmasıyla Türkiye’de yaklaşık 340 bin hanenin elektrik ihtiyacının karşılanması ve yılda tahmini 345 bin ton CO2 emisyonunun önlenmesi hedefleniyor.

Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını optimize etmek üzere tasarlanan YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı) modeli kapsamında hayata geçirilecek olan 189 MW’lık üç rüzgar enerjisi santrali projesi, 20 farklı bölgede toplam 850 MW kapasite tahsis edilen üçüncü rüzgar enerjisi projesi (RES-3) ihalesi kapsamında Rönesans Enerji’ye verildi. Mevcut YEKA ihaleleri arasında, Rönesans en hızlı finansal kapanışlardan birini gerçekleştirdi ve YEKA RES-3 projesi için verilen ilk finansmanlardan birini aldı.

2024 yılı sonundan itibaren kademeli olarak faaliyete geçecek

Her üç tesisin de 2024 yılı sonundan itibaren kademeli olarak faaliyete geçmesi hedefleniyor. Türkiye’de ticari olarak mevcut en yüksek kapasiteli 7 MW rüzgar türbinleri kullanılacak ve kuleler, kanatlar ve jeneratörler de dahil olmak üzere ekipmanın büyük bir kısmı Türkiye’den tedarik edilecek.

HSBC Türkiye Kurumsal Bankacılık ve Yatırım Bankacılığı Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı Caner Işlak yaptığı açıklamada, “Bu ezber bozan finansman için Koordinasyon ve Yapılandırma Bankası ve Yeşil Kredi Koordinatörü olmaktan mutluluk duyuyoruz. HSBC olarak müşterilerimizin hedeflerini destekleyen önemli işlemleri hayata geçirmek için onlarla yakın çalışmayı önemsiyoruz” dedi.

ING Yapılandırılmış İhracat Finansmanı Genel Müdürü Bart Ponsioen ise şu açıklamayı yaptı: “İhracat finansmanı ve sürdürülebilir finansman konusundaki derin bilgi birikimimiz ve ilişki odaklı yaklaşımımızla, Rönesans Holding ve TotalEnergies’i Türkiye’deki enerji dönüşümünü hızlandırma yolunda desteklemekten mutluluk duyuyoruz. Bu süreçte yer alan tüm tarafları tebrik ederiz.”

 

 

Devamını oku

Enerji Projeleri

TÜRKİYE RÜZGAR KURULU GÜCÜ 13 BİN MW’A DAYANDI!

Yayınlanma tarihi

-

  • Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, rüzgar sektörünün 2024 yılının ilk yarısını nasıl geçirdiği ve bundan sonraki döneme dair öngörüleri paylaştığı basın sohbet toplantısını 18 Temmuz 2024 Perşembe günü Novotel İstanbul Bosphorus’ta gerçekleştirdi.
  • TÜREB Başkanı İbrahim Erden, TÜREB Genel Sekreteri İskender Kökey, Başkan Yardımcıları Ebru Arıcı, Ufuk Yaman, Ali Aydın ve Uğur Işık ile yönetim kurulu üyelerinin de katıldığı toplantıda Türkiye’de 2024’ün ilk 6 ayında 450 MW’lık yeni rüzgar kurulu gücünün şebekeye katıldığını belirten TÜREB Başkanı İbrahim Erden, bunun, 2023’ün toplamında gerçekleşen ve son 13 yılın en düşük kurulu güç ilavesi olarak kayıtlara geçen yaklaşık 400 MW’lık rüzgar kurulu gücünden de fazla olduğunu söyledi. Türkiye rüzgar kurulu gücünün an itibarıyla 12 bin 933 MW’a eriştiğini ifade eden Erden, 13 bin MW sınırına dayanan rüzgarda 2026 itibarıyla önemli bir sıçrama görülmeye başlanacağını vurguladı.
  • Türkiye rüzgar sektörünün, Eylül ayı sonunda Hamburg’da yapılacak WindEnergy Hamburg Fuarı’na yine kamu ve özel sektörden oluşan geniş bir heyetle katılım göstereceğini de dile getiren Erden, bu tür etkinliklerin, Türkiye’nin Avrupa rüzgar sektörünün ‘en güvenilir partneri olduğunu vurgulama’ yönündeki çalışmaları adına ciddi faydalar sağladığını belirtti.

18 Temmuz’da İstanbul Novotel Bosphorus’ta yapılan toplantıya basın mensuplarının yanı sıra TÜREB YK üyelerinin bir bölümü de katıldı. Öğleden sonra ‘Yatırımcı Toplantısı’ ile devam eden programın sabah yapılan basın toplantısında konuşan İbrahim Erden, halen yaşanan enerji dönüşümünde en büyük payın rüzgar ve güneşe ait olduğunu hatırlatarak ve 2024 sonuna kadar 1.000 MW’lık yeni kurulu gücün gerçekleşmesini beklediklerini söyleyerek şunları kaydetti: “Türkiye’de 2026, 2027, 2028’de gerçekten çok hızlı bir ivmelenme bekliyoruz. Halen depolama rüzgar projelerinde 19 bin MW tahsis edildi. Ayrıca lisanssız projelere hariç olmak üzere 15 bin MW’a yakın da takriben güneş kapasitesi tahsis edilmiş durumda. Rüzgar tarafındaki 19 bin MW’lık proje portföyünün önemli bir kısmı büyük yatırımcıların elinde ve projenin geliştirme süreçlerinin hızla takip edildiği ile ilgili bir izlenimimiz var. Yatırımcılarımız projeleri en hızlı şekilde inşaat aşamasına getirmeye çalışıyor.”

Proje geliştirme ve izin süreçlerinde hızlanma ihtiyacı

TÜREB Başkanı İbrahim Erden, rüzgar enerjisi sektöründe tahsis edilen projelerin yatırıma dönmesinde ve proje geliştirme süreçlerinde yaşanan sorunları da toplantıda basın mensuplarıyla paylaştı. Hali hazırda geçen yıldan bu yıla aktarılan 3 bin MW seviyesinde kontratlanmış proje olduğuna işaret eden Erden, “3 bin MW’lık kontratlanmış proje havuzu var. Bu da önümüzdeki yıllarda geçmiş yıllara oranla büyük ve güçlü kurulumlar gelecek

anlamına geliyor. Bu önemli bir gösterge. Finansman sorunları ve tahsis edilen bu projelerin geliştirme süreçlerinde yaşanan önemli sorunlar var. 19 bin MW’lık uygun bulunan projenin yaklaşık 15 bin MW’lık kısmı ön lisans aldı. Yani top yatırımcının sahasında, projeyi alacak, proje geliştirme süreçlerini yürütecek. Bu süreçler Avrupa’da da yaşanıyor. Covid-19 sonrası dönemdeki zorluklar benzer şekilde şu anda da yaşanıyor” dedi.

Rüzgar sektörü süper izin sürecinden umutlu

Enerji Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ve yenilenebilir enerji proje süreçlerinde ciddi bir hızlanma sağlayacak ‘süper izin’ kanunu hakkında da değerlendirmelerde bulunan İbrahim Erden, son 3 yılda yapılan enerji yatırımlarının yüzde 75’ine yakınını sadece rüzgar ve güneşin oluşturduğunu anımsatarak ‘Dolayısıyla bu projelerin önünün açılmasını elzem buluyoruz. Çünkü baz yük yatırımı gelmediği zaman çok daha fazla rüzgar ve güneş yatırımı yapmak zorundasınız. Aynı zamanda şebeke yatırımlarının da yapılması gerekiyor. TEİAŞ’ın bu alanda özellikle 2035 sonrasına yönelik olmak üzere çok ciddi bir yatırım süreci için çalıştığını da biliyoruz. Şebeke tarafında sahada karşılaştıkları önemli bir sıkıntı müteahhitlik kısmı” dedi.

“Sektörün kapasitesi yılda 3 bin MW yeni kurulu güç”

Toplantıda deniz üstü rüzgar santralleri alanındaki çalışmalar ve depolama konusunda sektörle bağlantılı son gelişmeler hakkında da bilgiler veren İbrahim Erden, Türkiye rüzgar sektörünün yılda 3 bin MW’lık yeni kurulu güç gerçekleştirme kapasitesine sahip olduğunu belirterek “Yeter ki biz bunu yapabilecek izin ve finans süreçlerini sağlayalım!” şeklinde konuştu.

Devamını oku

Trend olan