Takip Edin

Haber

TÜREK, SEKTÖRÜN BÜYÜMESİ VE İHTİYAÇLARIN ARTMASIYLA OLUŞTU

Yayınlanma tarihi

-

TÜREK’i 7 yıldır gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade eden TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa  Serdar Ataseven, “Sektörün büyümesi bizi böyle bir kongre yapma konusunda harekete geçirdi” diyor.

Kısa adı TÜREK olan Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi, Ankara’da gerçekleştirildi. Kongre ile ilgili konuları TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa  Serdar Ataseven ile değerlendirdik.

KONGREYİ 7 YILDIR GERÇEKLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ

TÜREK 2018 kongreniz nasıl geçti, kongre amacına ulaştı mı ?

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi, (TÜREK) rüzgâr sektörünün büyümesi ve ihtiyaçlarının artması ile oluştu. TÜREB olarak böyle bir kongre düzenlemeden önce, rüzgârla ilgili konular enerji kongrelerinde bir oturumda konuşuluyordu. Fakat sektörün büyümesiyle birlikte o kadar çok konuşulması ve çözüme kavuşturulması gereken konu vardı ki, bu durum bizi harekete geçirdi ve konusu sadece rüzgâr olan ilk ve tek rüzgâr kongresini 2012 yılında hayata geçirdik. Sürecin ilerlemesinde diyalogların önemini bildiğimizden,  hem kamuyu hem özel sektörü bir araya getiren, işbirliklerine zemin oluşturan, sorunlara ortak çözümler üretebilen bu kongreyi yedi yıldır gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Aldığımız geri bildirimlere baktığımızda başarılı sonuçlara ulaştığımızı söyleyebiliriz.

TÜREB olarak yaptığınız bu kongrelerin sektörlere ve TÜREB’e katma değeri nedir?

TÜREB’in kuruluş amacında kamu ve özel sektör arasında köprü olma görevi de var. Bu kongre ve sektör toplantıları ile bu köprünün sağlamlaşmasını ve dialogların iyileştirilmesini sağlamış oluyoruz. Her kongre, hem ulusal hem de uluslar arası düzeyde bilgi alışverişi sağlıyor. Türkiye’deki ve Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etme fırsatı doğuruyor. Kongre boyunca yüzlerce firma birbirlerinin çalışmalarına ve uzmanlıklarına rahatça ulaşım sağlıyor. Etkinlik sonrasında hazırlanan raporlar ilgili kurum kuruluşlara iletiliyor, online platformlardan kongre vidoaları hem Türkçe hem İngilizce olarak paylaşılıyor. Böylece Türkiye’de rüzgâr sektöründe olan gelişmeler küresel piyasalardan rahatça takip edilebiliyor.

Bununla birlikte sektörün gelişmesi ile istihdama ve yerli sanayinin gelişmesine de büyük oranda katkı sağlanmış oluyor. Bu da enerji kaleminin oluşturduğu cari açığın kapatılmasında büyük katma değer yaratıyor.

ÇOĞU PROJENİN 2020 SÜRECİNİ YAKALAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ

Türkiye’de rüzgar sektöründe 2019 beklentileriniz ve gelişmelerinizi aktarırı mısınız, kamudan beklentileriniz bu anlamda ne yöndedir?

Biliyorsunuz 2020 yılı sonuna kadar işletmeye girecek tesisler, işletmeye girdikten sonra on yıl boyunca YEKDEM’den faydalanabilecek. Bundan dolayı projelerini bu sürece yetiştirmeye çalışan firmalar, 2019 yılını epeyce yoğun geçirecek. Tabii 2018’de yaşanan ekonomik çalkantılar, Türkiye’deki finans maliyetlerini arttırdığından, bazı projeler zorlanabilir. Yine de çoğu projenin 2020 sürecini yakalayacağını düşünüyoruz. TÜREK 2018’de (Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi) Bakan Yardımcımız Sayın Abdullah Tancan kapasite artışlarının önünü piyasa takas fiyatı üzerinden yapılması koşuluyla açacaklarını ifade etmişti. Sektörün heyecanla beklediği kapasite artışları ile ilgili karar, bu yılın ilk üç ayı içinde açıklanırsa, 2019 yılının sonunda kurulu gücümüz 8 GW’ı aşabilir. Yani 2019 ve 2020 yıllarının rüzgâr sektörü açısından daha yoğun olacağını ve performansının yüksek olacağını söyleyebiliriz. Ayrıca, yine Türkiye Rüzgâr Enerjisi Kongresi’nde, Mart 2019 içinde YEKA 2 alanları için başvuruların alınacağı ve bu sene dört yarışmanın yapılacağı bildirildi. Çanakkale, Balıkesir, Muğla ve Aydın’da 4×250 MW şeklinde gerçekleştirilecek yarışmaları bir firma da alabilir, dört farklı firma da. Şimdiden sektöre hayırlı olmasını temenni ediyoruz.

UYGUN MALİYETLERLE FİNANS

Biliyorsunuz rüzgârdaki hedef her yıl 1GW kurulu güç olarak açıklandı. Hedefe ulaşmayı kolaylaştırabilmek için, 2020 yılı sonrası düzenlemelerin nasıl olacağının netleştirilmesi, ekosistemin tek bir hedefe kitlenmesi, ihale takviminin net olması gerekiyor. Son yaşanan ekonomik gelişmelerle birlikte artan finans maliyetlerini azaltacak özel fonların sağlanması ve uygun maliyetlerle finans temininin mümkün kılınması lazım. Can suyu niteliğindeki kapasite artış taleplerinin önünün açılması, inşaat izinleri ile ilgili süreçlerin standart hale getirilmesi, kısaltılması ve basitleştirilmesi gerekiyor.

DÜNYA LİDERİ: ÇİN

Dünyadaki  RES çalışmaları ile Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirir misiniz?

Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi’nin (GWEC) 2017 yılı sonunda açıkladığı verilere göre, Dünyada 540 GW rüzgâr kurulu gücü var. Dünya lideri olma konumunu koruyan Çin’in rüzgâr kurulu gücü 188 GW ile küresel pazarın yüzde 35’ini oluşturuyor. Amerika 89 GW ile ikinci sırada bulunuyor. Avrupa’nın rüzgâr lideri Almanya, 56 GW ile dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Hindistan 32 GW ile dördüncü, İspanya 23 GW ile beşinci sırada yer alıyor. Dünyada açık deniz üstü (offshore) çalışmalar da hız kazanmış durumda. İngiltere, Almanya ve Çin offshore’da ilk üçte olan ülkeler. Dünyadaki offshore kurulu gücü 19 GW.

TÜRKİYE, YÜKSELİŞTE

Türkiye’de ise 2018 Temmuz ortalarında rüzgâr kurulu gücü 7 GW’ı aştı. Geçtiğimiz yıl ilk altı ayda 140 MW’lık bir santrali işletmeye alabildik. Son altı ayda da (daha veriler netleşmedi) 300 MW civarında olacağını tahmin ediyoruz. Yani 2018 sonu itibariyle toplamda 7.300 MW – 7.400 MW civarında kurulu güce ulaşmış olacağız.

ORTAK BİR ŞARTNAME İLE KISA SÜREDE YENİDEN GÜNDEME GELECEK

2017 yılında yapılan yarışmalarda ihale alan yatırımcılar projelerin ön lisans ve inşaat izin süreçlerini tamamlamaya çalışıyorlar. YEKA 1 projesinin nihai alanları 29 Eylül’de resmen ilan edildi. Gelinen noktada 406 MW Kırklarelinde, 294 MW Edirne’de, 160 MW ve 90 MW olarak iki ayrı alanda Sivas’ta ve 50 MW Eskişehir’de proje sahaları netleştirildi. Ön lisans ocak sonuna doğru verilir diye düşünüyoruz. Sonrasında 24 ay içinde izinler alınacak ve lisanslama sürecine geçilecek. Her bir projenin 36 aylık süre içinde işletmeye alınması bekleniliyor. Diğer yandan, Türkiye’deki offshore adımları atılmaya başlandı. Geçtiğimiz Ekim ayında gerek piyasanın dalgalanmasından gerek yatırımcıların önünü görememesinden kaynaklı olarak offshore yarışmasına başvuru olmadı. Hem kamunun hem yatırımcının hem de tüketicinin memnun olacağı ortak bir şartname ile kısa sürede yeniden gündeme geleceğini düşünüyoruz.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

Uraloğlu’ndan ZTE’ye Stratejik Ziyaret

Yayınlanma tarihi

-

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Çin’de ZTE Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Heyet, 5G, akıllı şehirler ve dijital altyapılar üzerine bilgi aldı.

ZTE’nin küresel deneyimi ile Netaş’ın yerli üretim gücünün Türkiye’nin dijital dönüşümüne katkı sunacağı vurgulandı. Ziyaret, bölgesel iş birliklerini güçlendirme açısından da stratejik önem taşıyor.

Devamını oku

Haber

İSO 500 Listesi Açıklandı

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarını sıraladığı “İSO 500 – 2024” araştırmasının sonuçlarını 27 Mayıs 2025’te açıkladı. Listenin zirvesinde, 651,6 milyar TL üretimden satışla TÜPRAŞ yer aldı. İkinci sırada 356 milyar TL ile Ford Otomotiv, üçüncü sırada ise 201,6 milyar TL ile Star Rafineri yer aldı.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayinin üretim gücünü ve dönüşüm ihtiyacını vurgularken, bu yılki verilerin ekonomik dalgalanmalara rağmen sanayi sektörünün dirençli yapısını ortaya koyduğunu belirtti.

Devamını oku

Haber

Invest Hong Kong, Gelişmekte Olan Pazarlara Açılıyor

Yayınlanma tarihi

-

Invest Hong Kong, Türkiye, Afrika ve Orta Doğu’da gerçekleştirdiği ziyaretlerle Hong Kong’un yatırım avantajlarını tanıttı.

İstanbul, Kahire, Budapeşte gibi şehirlerde düzenlenen seminerlerde iş dünyasıyla bir araya gelen heyet, Katar ve Kuveyt’te üç mutabakat anlaşması imzaladı. Ayrıca İzmir ve Kahire’de yeni ofisler açıldı. Kurum, gelişmekte olan pazarlardan yatırım çekmeyi ve küresel iş birliklerini artırmayı hedefliyor.

Devamını oku

Trend olan