Takip Edin

Sektörel Gündem

Yapay resif ile yapay balık yuvaları artacak

Deniz popülasyonunun artırılması için gerçekleştirilen Yapay Resif Bloklarının İmal Edilmesi ve Deniz Tabanına Yerleştirilmesi Projesi’ni, Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de hayata geçirdi. Mersin Tarım ve Orman İl Müdürü Arif Abalı, kaynak bulunduğu sürece projelerin devam edeceğini söyledi.

Yayınlanma tarihi

-

Müjde DEMİR

Denizlerin ısınması ve yoğun avcılıktan kaynaklı yapay balık yuvalarına ihtiyaç duyulması sebebiyle, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan, “Yapay Resif Bloklarının İmal Edilmesi ve Deniz Tabanına Yerleştirilmesi Projesi” Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından da hayata geçirildi. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Mersin Tarım ve Orman İl Müdürü Arif Abalı, “Geçen yıl 796 adet 1.5 tonluk kutuyu denize attık.

Bu yıl ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, Liman Başkanlığı ve Mersin Üniversite Su Fakültesi ile birlikte, balık yuvalarının oluşumu, gelişimi, yosunlaşmasının olup olmadığını öğrenmek amacıyla incelemelerde bulunduk. Bilimsel anlamda da herhangi bir problem ile karşılaşmadık. Bizler Deniz tabanına yapay resifleri yerleştirirken, kumlara ve çamura gömülmemesi için yeraltı taraması yaparak doğru noktaları belirledik. Mersin’den sonra Adana’da da bu tür çalışmalar yapıldı. Denizcilik alanında güzel bir proje oldu.

Kaynak bulunduğu sürece projelerimiz devam edecektir” dedi. Abalı ayrıca, dalış turizmine ve balıkçılığa katkı sağlamak için Mersin sahilinde uygun bir yerde amforalarla yapay resifler yapmak amacıyla bir proje geliştirdiklerini ve yakın zamanda da yapımına başlamayı planladıklarını belirtti.

“Kaçak avcıların izindeyiz”

Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne ait tekne filosunun denetim noktasında kaçak balıkçılığı engellemek amacıyla yenilendiğini belirten Arif Abalı, “Bizler denizlerde kaçak av takibinden, karaya çıkış ve satış noktalarına kadar denetimler gerçekleştiriyoruz. İl müdürlüğümüze yeni aldığımız hız teknesini suya indirdik. Teknemiz ile kaçak avlanan balıkçılarımızı tespit edeceğiz. Mersin’de av kaçakçılığı çok fazla değil. Fakat tedbiri elden bırakmamak için her türlü denetimlerimiz devam edecek” dedi.

Habitat yaratılması amaçlanıyor

Mersin Körfezi’ndeki yapay resif çalışmalarına ilişkin bilgi veren ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Devrim Tezcan da, “Kıyısal ekosistemlerin korunması ve restore edilmesi için dünyada birçok yerde yapay resif oluşturuluyor. Yapay resiflerin temel hedefi balık ve diğer canlı türlerinin kullanabileceği habitatlar yaratmaktır. Yapay resifler kimi yerlerde doğal taşlarla, kimi yerlerde insanlar tarafından üretilen değişik geometrilere sahip beton bloklar dökülerek oluşturulmaktadır” diye konuştu.

Bitkiler, yumuşakçalar ve kaya balıkları tercih ediyor

Proje kapsamında Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından 2022 yılında Mersin ili Erdemli ilçesinde yer alan Alata sahiline yapay resifler bırakıldığını söyleyen Tezcan, “Orta Doğu Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün paydaş olarak yer aldığı bu uygulama öncesi çalışma sahası deniz taban yapıları yandan taramalı sonar ile incelenmiş, alınan deniz tabanı çökel örneklerinin tane boyu analizleri yapılmıştır. Erdemli limanında üretilen 796 adet geleneksel içi boş küp şekilli resifler öbekler halinde deniz tabanına yerleştirilmiştir.

Bu öbeklerden üç tanesi 15 metre derinlik konturuna, diğer üç tanesi ise 20 metre derinlik konturuna denk gelecek şekilde konulmuştur. Uygulama sonrasında da resiflerden elde edilen görüntüler incelenerek deniz canlılarınca tercih edilme durumları incelenmiştir. Bu resiflerin özellikle bitkiler, deniz yumuşakçaları (istiridyegiller) ve farklı türlere ait kaya balıklarının tarafından tercih edildiği görülmüştür” bilgisini verdi.

Akdeniz Meyve Sineği ile mücadelede tuzak projesi

Akdeniz Bölgesi’nde özellikle turunçgil üreticilerinin en büyük sorunlarından biri de ‘Akdeniz Meyve Sineği’. Yoğun dönemlerde mücadele gerçekleşmediğinde yüzde 80’e varan ekonomik kayıplara neden olan bu böcek türü, ülkemizde Akdeniz’e kıyı olan birçok şehirdeki meyveye de zarar vermektedir.

Akdeniz Meyve Sineği’nin Mersinli çiftçilere tanıtılmasının yanı sıra sinekle nasıl mücadele edileceğini anlatmak amacıyla tuzak projesi gerçekleştirdiklerini de paylaşan Mersin Tarım ve Orman İl Müdürü Arif Abalı, proje çerçevesinde ilk yıl yaklaşık 3 milyon TL tutarındaki tuzakları çiftçilere dağıtarak, verimli sonuçlar elde ettiklerini söyledi.

Sıcaklık 16 dereceyi geçer geçmez acil ilaçlama yapılmalı

Akdeniz Meyve Sineğinin, turunçgiller başta olmak üzere zeytin, dut, bağ, nar, muz, zakkum, yerfıstığı, balkabağı, kavun, karpuz ve pek çok süs bitkisine zarar verdiğine vurgu yapan Abalı, Kimyasal mücadele yöntemlerine de değinerek, “Ağustos ayı sonu eylül ayı başlarında turunçgil bahçelerine, özellikle erkenci çeşit olan satsuma mandarinleri olgunlaşmadan önce mutlaka tuzak asılarak Akdeniz meyve sineği çıkışı kontrolü yapılmalıdır.

Sineğin tespitinden sonra meyveler vurma olgunluğuna erişmişse (dipten itibaren sararma başlamışsa) ve sıcaklıklar 16 derecenin üzerindeyse derhal ilaçlamaya geçilmelidir. İlaçlamayı takiben tuzaklarda yine sinek görülüyorsa 7-10 gün ara ile hasada 10 gün kalıncaya kadar ilaçlamaya devam edilmelidir. Günlük ortalama sıcaklıklar 16 derecenin altına düştüğünde ilaçlama gerekmez. Limon bahçelerinde ilaçlamaya gerek duyulmaz” dedi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Servet Coşkun Deneyimi ve Garantisi ile “COSKUN-SUNHUNK”

Yayınlanma tarihi

-

41 yıllık tecrübesiyle sektöre önemli bir ivme kazandıran Servet Coşkun Vinç, ağır kaldırma ve kiralama hizmetlerinin yanı sıra güçlü makinelerle 2024 yılında sektördeki konumunu daha da güçlendirdi. Şirket, kiralama parkurunu sürekli geliştirerek makine parkuruna yeni ve modern ekipmanlar ekliyor.

1984 yılında Ümraniye Tepeüstü’nde kurulan Servet Coşkun Vinç, köklü geçmişiyle güvenilir bir vinç tedarikçisi olarak öne çıkıyor. Vinç kiralama hizmetleriyle başladığı yolculuğunda, bugün Türkiye, Avrupa ve Kuzey Afrika pazarlarına hizmet verecek şekilde kapsamını genişletmiş durumda.

Servet Coşkun Vinç, 2024 yılından itibaren Çin’in dünya çapında tanınan markası Sunhunk’un Türkiye temsilcisi olarak ürün yelpazesini genişletiyor. Şirket, “COSKUN-SUNHUNK” adıyla yeni bir marka ve şirket çatısı altında faaliyetlerine devam ediyor.

Yönetim Kurulu Başkanı Servet Coşkun, sektöre giriş nedenlerini ve şirketin büyüme hikayesini anlattı:

“41yılı aşkın süredir sektörün içerisindeyiz. Kardeşim Sedat Coşkun ile birlikte, babamızın vefatının ardından firmamızı daha iyi bir konuma getirmek için büyük bir mücadele verdik. Almanya’da aldığımız eğitimler ve disiplinli bakış açısı, işletmemizin temel unsurlarından biri haline geldi. Bugün piyasada birçok projede tonajlı vinçler kullanılmaya başlandı. Biz de kiralama firması olarak makine alımlarında titiz davranmayı tercih ediyoruz.

Ziyareti Sunhunk yetkilileriyle bir araya geldik ve fabrikalarını, AR-GE çalışmalarını, üretim sahalarını ziyaret ettik. Kullanılan komponentler ve teknolojiye dayalı üretimleri bizi oldukça memnun etti. Firma olarak en çok önem verdiğimiz konu ise iş güvenliği; bu prensibimizden asla taviz vermedik. Sağlam ve güçlü makinelerle parkurumuzu sürekli yeniliyoruz.”

Sunhunk Katlanır Bomlu Vinçler

Servet Coşkun, projelerde kullanılmak üzere 120 ton ve 160 ton kapasiteli Sunhunk katlanır bomlu vinçlerini getirdiklerini ve bu vinçler için satış ve satış sonrası teknik hizmetleri de organize ettiklerini belirtti. Ayrıca bu makinelerin 55 metreye kadar dikey çalışma kapasitesine sahip olduğunu ifade etti.

Coşkun, 2025 yılında 285 tonluk ve 830 ton/metre kapasiteli vinçlerin de Türkiye’ye getirileceğini belirterek, bu yeniliklerin sektör için büyük bir adım olduğunu vurguladı.

COSKUN-SUNHUNK ile Güçlü Gelecek

“Çin’de üretilen en kaliteli katlanır bomlu vinçler, Türkiye ve Avrupa pazarında önemli bir yer edinecek. COSKUN-SUNHUNK markamızla, sektördeki liderliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz,” dedi.

 

 

Devamını oku

Sektörel Gündem

SİF İŞ Makinaları JCB ile Ortaklığın 50. Yılını Kutladı

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’nin önde gelen iş makinaları firmalarından SİF İş Makinaları, JCB ile 50 yıllık ortaklığını ve sektördeki 68. yılını Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlenen görkemli bir etkinlikle kutladı. Geceye, İngiltere Başkonsolosu Kenan Poelo, STFA Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Adnan Nas, SİF Yönetim Kurulu Başkanı Alp Taşkent, JCB Yönetim Kurulu Üyesi George Bamford, JCB CEO’su Graeme Macdonald, JCB yüksek düzey yöneticileri, SİF çalışanları, müşteriler ve basın mensupları katıldı.

İşbirliğinin 50. Yılına Vurgu

Açılış konuşmasını yapan STFA Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Nas, 50 yıllık bu ortaklığın özgün değerlere ve karşılıklı güvene dayandığını belirtti. Nas, şu ifadeleri kullandı: “SİF İŞ Makinaları olarak, Türkiye’de 50 yıldır JCB’nin distribütörü olmaktan gurur duyuyoruz. Bu ortaklık sayesinde, sektöre önemli katkılar sağladık ve sağlamaya devam ediyoruz. Müşterilerimize değer yaratma felsefesi, başarımızın temelini oluşturuyor.”

Etkinlikte bir video mesajla yer alan JCB Yönetim Kurulu Başkanı Lord Anthony Bamford, Türkiye pazarındaki zorlu şartlara rağmen SİF-JCB işbirliğinin büyümeye devam ettiğini belirtti ve şu sözlerle mesajını sonlandırdı: “Doğum günün kutlu olsun, nice başarılı yıllara SİF JCB!”

Müşteri Odaklı Hizmet Anlayışı

JCB CEO’su Graeme Macdonald ise etkinlikteki konuşmasında, SİF’in müşterilerine yakın olma stratejisiyle sektörde fark yarattığını vurguladı. Macdonald, “Kilometre taşları kutlanmalıdır. Elli yıllık başarı, her şirketin gurur duyacağı bir dönüm noktasıdır,” dedi.

SİF İŞ Makinaları Genel Müdürü Hayati Kösoğlu da, şu anda yurt geneline yayılmış 8 merkez ve toplamda 32 servisle müşterilere hizmet verdiklerini belirtti. Kösoğlu, JCB markasının Türkiye’de kazıcı-yükleyici ve teleskobik yükleyici segmentlerinde lider olduğunu söyledi.

Yenilik ve Sürdürülebilirlik Vurgusu

1945’te kurulan JCB, dünyanın lider iş makinesi üreticilerinden biri olarak öne çıkıyor. Elektrikli ve hidrojenli makinalara yaptığı yatırımlarla sürdürülebilirliğe katkı sağlayan şirket, Guinness Rekorlar Kitabına giren en hızlı dizel motor gibi teknolojik başarılara imza attı.

SİF İŞ Makinaları da 68 yıllık deneyimiyle JCB’nin global gücüyle yerel pazar bilgilerini birleştirerek, önümüzdeki dönemde pazar payını artırmayı ve sektöre yön vermeyi hedefliyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Savuma Sanayisinin Milli Lastikleri TEKNOFEST’te Sergilendi

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’nin önde gelen lastik üreticilerinden Petlas, 2-6 Ekim tarihlerinde Adana’da düzenlenen TEKNOFEST’te Türkiye savunma sanayisine özel olarak ürettiği lastikleri görücüye çıktı. Festivalin bronz sponsorluğunu da üstlenen Petlas’ın Kamu İhale Satış Müdürü Ümit Berber, “Savunma araçlarımızın yerlileştirilmesi programı kapsamında milli hava araçları KAAN, KIZILELMA, AKINCI, TB2, TB3, HÜRJET, HÜRKUŞ ve GÖKBEY için ürettiğimiz lastiklerimizi TEKNOFEST’te sergiledik. Savunma araçlarımızın güçlendirilmesinde milli bir bilinçle ve hassasiyetle çalışıyoruz” dedi.

Milli teknolojinin geliştirilmesinde kritik rol oynayan birçok kuruluşun paydaşlığıyla düzenlenen Türkiye’nin ilk ve tek havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST, 2-6 Ekim tarihlerinde Adana’da yüzbinlerce ziyaretçiyle buluştu. Gökyüzünde görsel bir şölene imza atan hava gösterileri, simülasyon deneyim alanları, sergiler, gösteriler, konserler ve bilim atölyeleri ile teknoloji dolu bir dünyaya festival ev sahipliği yaptı.  Son yıllarda dünya kamuoyunda da övgüyle bahsedilen Türkiye’nin milli askeri hava araçları KAAN, KIZILELMA, AKINCI, TB2, TB3, HÜRJET, HÜRKUŞ ve GÖKBEY için özel proje kapsamında yüzde 100 yerli Ar-Ge, teknoloji ve işgücü ile Petlas tarafından Türkiye’de üretilen lastikleri TEKNOFEST’te büyük beğeni topladı.

 “Milli savunma sanayimizi sürekli geliştirmek zorundayız”

Türkiye’nin savunma sanayisinin millileştirilmesine yönelik üstlendikleri sorumluluğa değinen Petlas Kamu İhale Satış Müdürü Ümit Berber, “Dünyamızın ve bölgemizin son dönemde yaşadıklarına bakınca savunma sanayimizin milli olmasının önemi çok daha fazla belirginleşiyor. Milli Teknoloji Hamlesi için yola çıkmış, öncelikle Türk gençliğinde, toplumun diğer tüm fertlerinde ortak ideal ve heyecan ile bu ülkenin gücüne ve geleceğine olan inancın, artık büyük bir seferberlik ruhuna taşınmış olduğunu görüyoruz. Bu doğrultuda teknolojik ürünlerin ve gelişim süreçlerinin toplumla paylaşılması, toplumun bu sürecin öznesi haline getirilmesi ve bu farkındalığın yaratılması, yaygınlaştırılması için bizler de PETLAS olarak geçmişte olduğu gibi bugün de milli teknolojilerin geliştirilmesinde doğru yerde durmaya devam ediyoruz” dedi. 

Devamını oku
Reklam hba.com.tr

Trend olan