Takip Edin

Sektörel Gündem

Savunma sanayiinin büyük buluşması IDEF’23 başlıyor

Türkiye’de savunma sanayiinin en büyük buluşması IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı yurt içi ve dışından gelen yoğun talep doğrultusunda, mevcut sergi salonlarına bir yenisini daha ekleyerek, 2023 yılında rekor sayıda ziyaretçi ve katılımcıya ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Yayınlanma tarihi

-

IDEF’23 16’ncı Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı; Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Millî Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı katkılarıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı yönetim ve sorumluluğunda, TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. organizatörlüğünde, 25 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açacak.

Küresel ölçekteki en prestijli fuarlar arasında yer alıyor

Dünyanın en prestijli savunma sanayi fuarları arasında yer alan IDEF, hemen hemen her coğrafyadan üst düzey devlet ve özel sektör yetkililerini ağırlayan nitelikli fuarlar arasında gösteriliyor. Hatırlanacağı üzere Türk savunma sanayi bugün itibarıyla ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleri ile bir bütün olarak Türkiye’nin en önemli sektörlerinden biri haline geldi.

Bugün, Türk savunma sanayii firmaları tarafından üretilen kara-hava-deniz araçları, komuta kontrol sistemleri, elektronik harp sistemleri, atış kontrol sistemleri, haberleşme sistemleri, gözetleme sistemleri ve belirli güdümlü silâhlar millî imkânlarla tasarlanıyor ve silahlı kuvvetlerin kullanımına sunuluyor.

Savunma sanayiinin son yıllarda göstermiş olduğu atılım, birçok alanda firmanın platform, sistem ve yeteneklerinin yurtdışı pazarlarda talep edilir hale gelmesini sağladı. Bu talebi sürekli kılmak adına ise IDEF ile yerli üretimin başarısı taçlandırılıyor. Fuar kapsamında yapılan iş birlikleri aynı zamanda sektörün geleceğini inşa etme anlamında stratejik önem arz ediyor.

Savunma sanayii devlerini tek çatı altında buluşturan IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, hatırlanacağı üzere 2021 yılında, 53 ülkeden, bin 238 katılımcı firma ve 94 ülkeden 68 bin 795 profesyonel ziyaretçi ağırladı. Katılımcı ve ziyaretçilerin yanı sıra 81 ülke, iki uluslararası kuruluştan 163 heyetin ağırlandığı fuarda; 94 imza töreni ile ulusal ve uluslararası sözleşmelere imza atıldı. Fuar, 2023 yılında da her coğrafyadan katılımcı ve profesyonel ziyaretçiyi buluşturmaya hazırlanıyor. 2021 yılı IDEF fuarına yönelik gerçekleştirilen ziyaretçi ve katılımcı memnuniyet araştırmasına göre; ziyaretçilerin yüzde 90’ı fuarı iş çevrelerine tavsiye ediyor.

Ayrıca yüzde 99’u fuardan memnun olduğunu belirtiyor, yüzde 98’i ziyaret amaçlarına fuar sayesinde ulaşıyor ve yüzde 98’i 2023 yılı IDEF fuarını ziyaret etmeyi planlıyor. Öte yandan fuar katılımcıları ile yapılan 2021’deki anket sonuçlarına göre ise katılımcıların yüzde 82’si fuarı iş çevrelerine tavsiye ediyor. Yüzde 88’i fuardan memnun ayrılıyor. Yine katılımcıların yüzde 90’ı hedef kitlesine IDEF sayesinde ulaşıyor. Ayrıca katılımcıların yüzde 95’i IDEF’23 fuarına da katılmayı planlıyor.

Rakamlarla IDEF’21

– 120 bin metrekarelik alanda 14 salon

-53 ülkeden 1.238 katılımcı

– 94 ülkeden 68 bin 795 profesyonel ziyaretçi

– 81 ülke ve 2 uluslararası kuruluştan 163 heyet

-4 bin 55 adet planlı görüşme sonrası 94 imza töreni

YAŞAR GÜLER Millî Savunma Bakanı: Yerli ve milli savunma sanayimiz ‘Türkiye Yüzyılı’nın yıldızı olacak

Küresel düzeyde belirsizlik, risk ve tehditlerin arttığı, çözüm bekleyen sorunların krize, hatta savaşa evrildiği bir dönemden geçiyoruz. Böyle bir dönemde ülkeler, uluslararası alanda çok boyutlu ilişkiler kurarken aynı zamanda savunma ve güvenlik stratejilerini güncel tutmak, sınır güvenliğinin sağlanmasından siber alanın korunmasına kadar hemen her alanda risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olmak zorundadır.

Dolayısıyla yüksek teknoloji ürünlerinin lokomotifi olan savunma sanayi, ülkelerin gündeminde ilk sırada yer almaya; siber uygulamalar, yapay zekâ, büyük veri analizi ile robotik ve otonom sistemler geleceğin odak noktası olmaya devam edecektir. Bu nedenle savunma sanayi alanındaki gelişmelerin yakından takip edilmesi, Ar-Ge çalışmalarıyla bu gelişmelerin içinde yer alınması hayati önemi haizdir.

Yüksek teknolojiye sahip milli savunma ürünlerimiz var

Cumhurbaşkanımızın başlattığı ‘Millî Teknoloji Hamlesi’ ile savunma sanayiine öncelik verilmiş ve bu kapsamda ülkemizin rekabet gücünün artırılması, bilimsel ve teknolojik gelişimin hızlandırılması için son 20 yılda yeni uygulama ve mekanizmalar hayata geçirilmiş; Ar-Ge ekosistemi desteklenerek, yüksek teknolojiye sahip millî savunma sanayi ürünleri geliştirilmiştir. Bu çalışmalarımızın neticesinde sadece kendi savunma ihtiyaçlarımızı değil, aynı zamanda dost, kardeş ve müttefiklerimizin de ihtiyaçlarını karşılamaktayız.

Bugün itibarıyla geldiğimiz noktada yerli ve millî savunma sanayimiz, elde ettiği başarılarla, ‘Türkiye Yüzyılı’nın parlayan yıldızı olacak, ülkemizi uluslararası alanda zirveye taşıyacaktır. Savunma sanayi fuarları yüksek teknoloji askeri ürünlerin sergilenmesi ve gelişmelerin takibi açısından uluslararası iş birliği imkânlarının geliştirilmesine önemli katkı sağlamaktadır.

Bölgesinde en büyük, dünyada ise sayılı fuarlar arasında yer alan Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF) 2023, savunma sanayinin önde gelen firmalarını buluşturan ve uluslararası iş birliğine zemin oluşturan prestijli bir organizasyondur. Bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı tarafından 15 defa başarı ile icra edilen IDEF’in, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına denk gelen 16’ncı organizasyonunun da büyük heyecan ve başarıyla düzenleneceğine inanıyorum.

İDEF tarihinin içeriği en dolu organizasyonu hedefleniyor

Türk savunma sanayisinin son yıllardaki gelişimine paralel olarak kritik öneme sahip Ar-Ge çalışmalarının, birçok yeni projenin ve yerlileştirilen sistemlerin görücüye çıkacağı IDEF 2023’ün, tarihindeki en büyük ve içeriği en dolu organizasyon olması beklenmektedir. IDEF, daha önceki yıllarda olduğu gibi 2023 yılında da gücünü bir kez daha kanıtlayacak, ziyaretçi ve katılımcıların beğenisini kazanacaktır.

Millî Savunma Bakanı olarak dost ve müttefik ülkelerin resmî heyetlerini ve savunma sanayi firma temsilcilerini iki kıtanın buluştuğu, birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapan, barış ve hoşgörünün merkezi, dünyanın en özel ve en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’da görmeyi arzu ettiğimizi belirtir, IDEF 2023’ün adına yakışır şekilde başarılı ve verimli geçmesini temenni ederim.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. HALUK GÖRGÜN: Devler liginde yer almayı hak ettiğimizi fuarda göstereceğiz

Askerî, sivil, savunma, havacılık ve uzay alanlarında faaliyet gösteren ana sanayi ve KOBİ’lere, yeni pazarlar bulmak, iş fırsatları yakalamak ve iş ortaklıkları kurmak hedefiyle bu yıl 16’ncısı düzenlenmekte olan IDEF, dünyanın en prestijli savunma sanayi fuarlarından birisi olup, tüm coğrafyalardan üst düzey devlet ve özel sektör yetkililerine ev sahipliği yapmaktadır.

Türk savunma sanayiinin son yıllarda göstermiş olduğu atılım, birçok alanda firmalarımızın platform, sistem ve yeteneklerinin yurtdışı pazarlarda talep edilir hale gelmesini sağlamıştır. IDEF 2023 Fuarı, Türkiye’nin savunma sanayinde göstermiş olduğu ilerlemeyi ve artık devler liginde yer alabilecek bir Türkiye’nin var olduğunu dünyaya göstereceğimiz bir arenadır.

Tüm dünyanın kullanmak için sırada beklediği, alanında dünya rekorları kıran sistemlerimiz var. Savaş alanının alışagelmiş doktrinlerini yeniden düzenleme ihtiyacı hissettiren sistemlere ve platformlara sahibiz. Bu imkan ve yetkinliklerle ülkemiz savunma sanayi, bir çok ülkenin rol model alacağı bir yapıya kavuşmuştur. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirilecek IDEF 2023, aynı zamanda, savunma sanayi iş birliğimizin yoğun olarak devam ettiği ülkeler ile faaliyetlerimizi gözden geçireceğimiz ve yeni oluşumlar ve birliktelikler için önemli adımlar atacağımıza inandığımız bir platformdur.

Oluşan işbirliklerini sürekli kılmak ve yenilerini eklemek adına IDEF Fuarı’nda yapacağımız uluslararası iş birliği faaliyetleri de oldukça faydalı olacak. Katılımcı firmaların yetenek ve kabiliyetlerinin tanıtımını yapabilmeleri için her türlü imkanın sağlanacağı fuarda; firmalarımız yerli ve millî imkanlarla geliştirdikleri platform ve sistemlerini sergileme imkanına sahip olacaklar.

TSK Güçlendirme Vakfı Genel Müdür Vekili SADIK PİYADE: IDEF 2023 ile çıtayı yükselteceğiz

IDEF 2023 Fuarı, Cumhuriyetimizin 100’üncü ve IDEF’in 30’uncu yılını kutlamanın gururu ve heyecanı ile Millî Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, Savunma Sanayii Başkanlığı destekleriyle ve son iki fuarda olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı himayelerinde olmak üzere 25 Temmuz 2023 itibarıyla İstanbul/TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde icra edilecek.

Tüm dünyayı sarsan KOVİD-19 pandemisine rağmen IDEF 2021 Fuarı 17-21 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul’da başarıyla gerçekleştirilmiştir. IDEF 2023 hedefimiz, IDEF 2021’de ulaşılan bu sayıları çok daha yükseğe çıkarmak olacaktır. Bilindiği gibi IDEF’in en önemli özelliklerinden biri de resmi tedarik makamlarımızın da dâhil olduğu yabancı heyetler ve katılımcı firmalar arasında oluşturulan görüşmeler platformudur.

Görüşmelerin planlanması ve icrasına yönelik süreçte yaptığımız iyileştirmelerle bu platformun daha etkin olarak kullanılacağını ve çıtayı yükselteceğimizi düşünüyorum. Diğer yandan KOVİD-19 pandemisinin etkisini yitirmesinin fuara katılacak ülke, firma ve katılımcı sayılarında önemli artışlar yaratacağını değerlendiriyorum. TSKGV olarak, dünyanın dört bir yanından Fuara katılacak tedarik makamları ile savunma sanayii şirketlerini ve profesyonel ziyaretçileri aramızda görmekten büyük bir mutluluk ve gurur duyacağımızı ifade etmek isterim.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.

Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.

Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.

İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.

Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu

Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.

Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

İMİAD Başkanı Görkem Durmuş: ” Tavrımız Net Olmalı”

Yayınlanma tarihi

-

İstif Makinaları İş Adamları Derneği (İMİAD) Başkanı Görkem Durmuş TKU Magazin Dijital Dergisine verdiği röportajda Forkliftlerde emisyon sistemlerinin iptalinin, ayıplı mal, hukuki sorumluluk ve gelecek nesillere zararı ile ilgili söylememizde önemli konulara vurgu yaptı.

Forklift sektöründe giderek yaygınlaşan ve büyük tehlike arz eden bir durumla karşı karşıya olduğunu belirten Durmuş, “Emisyon sistemleriyle oynanmış, DPF’si (Dizel Partikül Filtresi) iptal edilmiş, AdBlue sistemi devre dışı bırakılmış makineler piyasaya sunuluyor. Bazı satıcılar daha az bakım maliyeti vaadiyle bu sistemleri iptal ederek kullanıcıya ‘avantaj’ sağladığını iddia ediyor. Oysa bu makineler, fabrika çıkışı teknik standartlara uygun olmadığı için ‘ayıplı mal’ statüsündedir ve hukuki yaptırımlara tabi olduğunu” söyledi.

 

DPF ve AdBlue Neden Önemlidir?
Modern forkliftlerde yer alan DPF, EGR ve AdBlue sistemleri, motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazların doğaya salımını önlemeye yönelik hayati parçalardır. İfadesini kullanan Durmuş, “Bu sistemler sayesinde karbon monoksit, azot oksit gibi insan sağlığına zararlı gazlar minimize edilir. Özellikle kapalı alanlarda çalışan forkliftlerde bu sistemlerin işlevi, doğrudan işçi sağlığını ilgilendiren bir konudur.”

İş Kazaları ve Hukuki Sorumluluk
Emisyon sistemleri devre dışı bırakılmış makineler, kapalı ortamlarda ciddi iş kazalarına yol açabilir. Zehirli gaz solunumu nedeniyle bayılmalar, solunum hastalıkları ve uzun vadeli sağlık problemleri yaşanabilir. Bu tür durumlar meydana geldiğinde makine sahibi ve işveren doğrudan sorumludur ve ağır cezalarla karşılaşabilir. Ayrıca bu makineler, iş güvenliği yönetmeliklerine de açıkça aykırıdır.

Emisyonla Oynamak Sadece Teknik Bir Müdahale Değil, Aynı Zamanda Hukuki ve Ahlaki Bir Sorun
Emisyon sistemleriyle oynamak yalnızca teknik bir müdahale değil; aynı zamanda hukuki, ticari ve ahlaki sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu tür müdahalelerle şirin görünmeye çalışan bazı satıcılar, aslında kullanıcıyı uzun vadede çok daha büyük risklerle baş başa bırakmaktadır. Bugün düşük bakım masrafı için yapılan bu tercihler, ileride cezalar, iş kazaları ve itibar kaybı olarak geri döner.

Sektör Olarak Tavrımız Net Olmalı

Bu tür uygulamaların yaygınlaşması yalnızca bireysel bir sorun değil; sektörümüzün geleceğini de tehdit eden bir durumdur. Satıcılar bu tarz makineleri satıştan men etmeli, servis noktaları bu sistemlerin iptaline aracı olmamalıdır. Aksine, sektördeki teknik ekiplerin emisyon sistemlerini doğru şekilde tanıması ve arızalarını çözebilmesi, mesleki gelişim adına önemli bir adımdır.

“Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluğumuz” Diyerek Sorumluluk Bilincini Vurguladı
Unutulmamalıdır ki emisyon sistemleri yalnızca bugünü değil; yarını da korur. Hava kirliliğiyle mücadele, iklim değişikliğinin önlenmesi ve çevre dostu üretim anlayışı, sadece bireylerin değil; sektörlerin de sorumluluğundadır. Bugün yapılan bir müdahale, gelecekte çocuklarımızın soluduğu havayı etkileyebilir. Bu nedenle gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.

Sonuç olarak: “Forkliftlerde DPF, EGR ve AdBlue gibi emisyon sistemlerinin devre dışı bırakılması; hukuken suç, ticari olarak risk, çevre açısından ise büyük bir tehdittir. Tüm sektör paydaşlarının bu konuda bilinçlenmesi, kendi makinelerinde ve müşterilerine sundukları ürünlerde bu tür uygulamalara karşı tavır alması, hem sektörümüzün saygınlığı hem de insan sağlığı için elzemdir.” dedi.

Devamını oku

Trend olan