Takip Edin

Endüstriyel İş Makinaları

YERLİ ÜRETİM DESTEKLENİRSE ‘MADE IN TURKEY’ DAMGASINI TÜM DÜNYAYA VURURUZ

Yayınlanma tarihi

-

Tibet Makina Genel Müdürü Tibet Arbak, disiplinli çalışarak global markalar çıkarabileceğimizi ve ‘Made In Turkey’ damgasını tüm dünyayay vurabileceğimizi ifade ediyor.

Yerli üretimin neden desteklenmesi gerektiğini, sektördeki gelişmeleri, Tibet Makine’deki son durumu Tibet Makina Genel Müdürü Tibet Arbak ile konuştuk.

GLOBAL ANLAMDA MARKASINI DUYURMUŞ KONUMA GELDİK

Tibet Makine olarak faaliyetlerinizden bahseder misiniz?

Tibet Makine, ilk başlarda iş ve inşaat makinaları kaldırma makinalarına yönelik önemli parçalar üretti. Kule dönüş dişlileri büyük çaplı parçalar bunlardan bazılarıdır. Daha sonra rüzgar sektörü ve savunma sanayine girdik. Şu anda savunma sanayinde kendimize geliştirdiğimiz know haw’ı ile birlikte dünyadaki 2 know haw’dan birtanesiyiz. Global anlamda da markasını duyurmuş bir firma durumuna geldik. Savunma sanayinde de dünyada 2 büyük firmadan birtanesi konumundayız.

Reklam

TÜM DÖNEN HER ŞEYDE TİBET MAKİNA’NIN ALÜMİNYUM YATAKLARI VAR

Şu anda gerçekleştirmiş olduğunuz projelerden basedebilir misiniz bizlere?

Savunma sanayinde imalatı yapılan tüm dönen her şeyde Tibet Makina’nın alüminyum yatakları var.

BİR ANLAMDA TÜRKİYE’Yİ KORUYORUZ DİYEBİLİRİZ

Türkiye’yi Tibet Makine koruyor diyebilirmiyiz bu durum için?

Yani bir anlada öyle diyebiliriz. ASELSAN, ROKETSAN, Fırtına Obüsleri, Altay Tankı yani aklınıza gelebilecek Türkiye’de üretilen yerli üretimdeki tüm şeylerin parçaları Tibet Makine’den çıkıyor.

Reklam

Tibet Makine olarak yerli üretimin öneminden bahseder misiniz?

Kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmeniz için üretiyor olmanız lazım. Bunu da tabi kendi ülkenizde üretiyor olmanız lazım. Mükün olduğunca çok dışa bağımlı olmadan yerli malzeme ile üretiyor olmanız lazım. Ürettiğinizi de sadece kendi ülkenizde değil, yabancı ülkelere de satabilmeniz lazım. Bunun için de çok iyi bir teknolloji geliştirip kendinize bir marka yaratmanız ve bu markayı da yurt dışında bir Türk markası olarak ıspatlamanız lazım. Biz, bugüne kadar uzun yıllar boyunca hep Türkiye’de alt yüklenici olarak çalıştık. Otomotiv sektörlerine çok iyi işler yaptık. Baktığınız zaman dünya otomotiv devlerine çok büyük oranda ürün veriyoruz. Biz Türkiye’de hala bir tane araba üretemedik. Bunun nedeni ise bizim bugüne kadar Ar-Ge’ye, mühendisliğe ve insana yatırım yapamamamızdır. Sadece bizim önümüze hazır konulanı yaptık. Verdiler, teknik resmi biz ürettik. Ama iş bu değil…

TAŞERONLUKTAN KURTULUP DÜNYA PİYASASINA ÇIKMALIYIZ

Biz böyle yaparsak taşeron firma olmaya devam ederiz. Kendi ürünlerimizi, kendi markalarımızı yaratıp dünya piyasasına çıkmalıyız. Bunun en güzel örneği Kore’dir. Türkiye ile aynı zamanda otomotiv sektörüne girmiştir. Fiat’tan aldığı kalıplar ile birtakım araçlar üretmiş, daha sonrasında KİA fabrikasını kurmuştur. Arkasından Samsung markasını oluşturmuştur. Samsung da, Hundai de üretiyor.  İnanılmazlar… Güney Kore’nin birçok markası var. Uzak Doğu pazarına baktığınız zaman Güney Kore, pazarın erişilemez lideri konumunda. Dünya çapına baktığınızda çok ciddi firmaları var. Niye? Çünkü artık onlara verilen lisansla değil; kendi mühendisliği ile, kendi Ar-Ge’si ile, kendi tasarımları ile bir şeyler yaptı. Aynı zamanda ağır sanayiye baktığınız zaman Güney Kore, makine imalatında dünyada lider ülkelerden bir tanesi. Tersanelere, gemi üretimlerine baktığınızda da aynı şekildeki Kore’nin geçmişi ile Türkiye’nin geçmişi bir biri ile çok paralel gidiyor. Onlar da çok büyük savaştan çıkıyorlar. Fakirlik, yoksulluk görüyorlar. Yılmadan devam ediyorlar. Bizim de dünya piyasasına çıkmamız gerekiyor. Şu anda ucuz ülke denilen ülkeler, daha düşük kalite ürün üretiyorlar ama onlar da yatırımlarını yenileyip aynı kaliteyi yakaladığı zaman siz bu sefer ortada kalıcaksınız. Çünkü ürettiğiniz şeyin üzerindeki tek şey kendi yapabildiğiniz tasarım ve üretim olacaktır.

KENDİ MÜHENDİSLİĞİMİZİ VE AR-GE’MİZİ YAPMALIYIZ

Reklam

Türkiye’de yerli üretim nasıl gelişir, yerli üretimin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’de yerli üretim; çok iyi bir mühendislik ve Ar-Ge alt yapısı ile gelişir. Bunun çok basit örnekleri var. Biz, dünyanın eskiden en çok tişört satan ülkesi idik.  Bütün dünya markalarına tişört satıyorduk. 1 tişört 1 dolar bile değildi. Ama gırla gidiyordu. Bizde bizim tekstil sektörümüz şöyle iyi böyle iyi diyorduk. Şimdi ne oldu? Vietnam yapıyor, Kamboçya yapıyor. Hem de sizin yarı fiyatınıza yapıyor. Artık Türkiye’de yapılan tişörtler ucuz tişört olmadı. Artık türkiye tişört satamıyor. Kendi ülkemize satıyor. Ya da çok büyük firmalara, çok kaliteli ürün satıyor. Ama bunun da sonu gelecek. O yüzden artık biz kendi markamızı, kendi mühendisliğimizi yapacağız. Kendi Ar-Ge’mizi yapacağız.

BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM…!

Yerli imalatçılar birlik olabiliyor mu?

Çok ciddi sorunlarımız var. Yıllar önce Türkiye’nin sektörel dış ticaret firmalarının bir tanesinin kurucu ortağı idim ve yönetim kurulundaydım. Her üretimi bir kişinin yaptığı toplantımızda bir iş makinesini oluşturacak kompanentlerin  yapıldığı bir gruptuk. Amacımız da dünya lideri firmalara gidip, ‘biz bu üretimlerin tamamını yapabiliyoruz’ demekti. Yapılan görüşmeler çok güzel geçiyordu. Konuşmalar harikaydı, teklifler harikaydı. Adamlar dediler ki kalite… O zaman ben de dedim ki; çoğu kişinin kalite belgesi yok. Bir tane şirkete kalite belgesi alalım, bütün şirketler ortak bir tane test labaratuvarı yapalım, herkes tek tek yapacağına maliyeti bölüşelim. Ondan sonra bütün ürünler oradan onaylanıp çıksın. Ve maalesef ki maalesef burada ismini vermek istemediğim bir yabancı global şirkete 10 liraya teklif verdiğimiz yere; bizim ortağımız şirket gidip arkadan ben size bunu 9.5 liraya yaparım dedi. Karşınızda dünya devi firmalar olunca bu tür hareketler karşısında direkt sizinle ilişkiyi kesiyor. Daha bunlar kendi içerisinde dürüst değiller diye size anında notunu veriyorlar. Maalesef böyle bir deneyimimiz de oldu. Türkiye’de de özellikle kaldırma ve taşıma kısmında bakıyorsunuz vinç işletmecileri inanılmaz bir rekabet içerisindeler. Bu rekabetten ötürü  inalımaz fiyatlara işler yapılıyor. Kimse kar etmiyor, herkes zarar ediyor. Böyle bir ticaret yapısı olmaz. Bir araya gelip belirli bir fiyat politikası oluşturup bunu herkese kabul ettirmek gerekiyor. Bizdeki mantık ve algı tamamen şu: “Sen bu işi kaç paraya yaptın? 5 lira… Tamam, ben 4.5 liraya yaparım, o diyor ben 3.5 liraya yaparım.” Hiçbir maliyet hesaplamadan, hiçbir şey yapmadan çoğu firma bu yüzden ayakta kalamıyor. Biraz ticaret bakışımızı değiştirmemiz gerekiyor. Hiçbir zaman unutmamalıyız ki birlikten kuvvet doğar. Birlikte daha güçlüyüz.

Reklam

DERNEKLER, SEKTÖRLERE FAYDA SAĞLIYOR

Bu birlikteliği sağlamak için birkaç tane dernek kuruldu. Bu dernekler birlikteliği sağlar mı?

Sağlar tabii ki… Özellikle bu tür derneklere baktığınız zaman, mesela VİNÇDER’e baktığınız zaman,  VİNÇDER’in içine baktığınız zaman sektörde önemli işler başarmış firmalar var. Şimdi bu firmaların tecrübelerini diğer firmalara aktarması, onlara yol göstermesi çok önemli bir şey. Bu tür kurumların faydalı olacağına inanıyorum.

HAYIFLANMAK YERİNE GELECEĞE ODAKLANMALIYIZ

Yerlileşmek için çok mu geç kaldık, yolun başında mıyız, tam olarak neresindeyiz?

Reklam

Aslında çok geç kaldık. Şu anda geç kaldığımız bölüm için yapacağımız bir şey yok. Yapmamız gereken ileriye bakmak. Yapacağımız tek şey ise kaybettiğimiz zamanı nasıl telafi ederiz diye hesap yapmak. Ve hedefe nasıl daha hızlı yürürüz ona bakmamız lazım. Geri dönüp vah vah biz çok geç kaldık diye ağlamanın hiçbir anlamı yok. Biz, bu arayı nasıl kapatırız, daha hızlı nasıl reaksiyon alırız, bunlara bakmalıyız. Herkesin Ar-Ge’sini ve mühendislik alt yapısını güçlendirmesi gerekiyor.  Teknolojiyi çok yakından takip etmesi gerekiyor.  Buna yatırım yapması gerekiyor.

ESKİ MESLEK LİSESİNİN KALİTESİ İLE ŞUANKİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİNİN KALİTESİ BİLE BİR DEĞİL

Sizce sektörel anlamda verilen eğitim yeterli mi?

Meslek lisesi mezunu olan birisi olarak söylüyorum; bir kere eğitim hiç yeterli değil. İzmir motor teknik lisesi mezunuyum. Haftada 8 saat teknik resim dersini, 3 sene boyunca gördüm. Şimdi üniversitelere baktığımız zaman üniversitelerde haftada 1 saattir. Teknik lisede termodinamik dersi vardı. Liseye baktınızda 1 yıl boyunca termodinamik dersi aldık. Fakat bu süre üniversitede daha azdı. Yani şimdi eski meslek lisesinin kalitesi ile şu anki mühendislik fakültesinin kalitesi bile bir değil…

MESLEK LİSELERİNE ÖYLE BİR MUAMELE YAPTILAR Kİ…!

Reklam

Çünkü meslek liselerine öyle bir muamele yaptılar ki… Meslek lisesine gideceksin de ne olucak… Ama bizim zamanımızda öyle değildi. Derlerdi ki meslek lisesine git üniversiteyi kazanırsan devam edersin, ama kazanamazsan da elinde mesleğin olur. Ve benim dönemimden çıkan arkadaşlarımın aşağı yukarı % 80’i mesleği yapıyor. Çoğu Türkiye’deki üst düzey firmalarda yönetici bir çoğu… Bizim okuduğumuz lisede öğretmen…  Kimileri öğretim görevlisi oldu. Böyle bir potansiyeli vardı okulun. Şimdi  meslek lisesinden çıkıyor çocuk,  ne yapacaksın; bir tane takside çalışırım, şoförlük yaparım. Neden elimi kirleteyim diyor. Artık insanlarda öyle bir şey oldu ki çocuğum yorulmadan para kazansın algısı yaygınlaştı. Aman elim kirlenmesin…  Alsancak’ta ofiste oturup çalışsın. Fakat her yer Alsancak değil… Herkes Alsancak’ta oturursa diğer işleri kim yapacak? İşte o yüzden de bu zihniyetin değiştirilmesi gerekiyor.

TUREB KONGRESİ DAHA İYİ YERLERE GELECEK

TUREB Kongresi’nin bu yılki sempozyumu hakkında neler söylemek istersiniz?

İçerik olarak baktığını zaman sonuçta sektör belli, konuşulacak konular belli… Fakat özellikle bu sene yerli üretime, yerlileşmeye olan ilgi ve alaka daha büyük. Aslında baktığınız zaman gün çektikçe  geçmişten günümüze doğru bakınca kendi kalitesinin üzerine kalite koyarak yola devam ediyor.  Daha iyi yerlere geliceğine de inanıyorum.

Rüzgar elektirik santrallerinin sektöre kattığı ivmeden bahseder misiniz?

Reklam

İlk başlarda firma yurt dışından geliyordu, tirbünü buraya kuruyordu, parasını alıyordu ve gidiyordu. Bunun Türkiye’ye bir katkısı olmuyordu. Şimdi baktığınız zaman firmalar; kanadı burada üretelim, kuleyi burada yapalım demeye başladı. Türkiye’de yavaş yavaş tedarik zinciri oluşmaya başladı. Bunun haricinde yıllar önce kurulmuş tirbünlerin kompanentleri eskiyor bunların yerine yenilerini koyulacak. Ama bununla ilgili servis, yedek parça vs gibi konularda firmalar muhatap aramaya başlıyor. Bu da yerli üretici için bir fırsat. Bu yüzden bu hareketlenme çok güzel. Firmalara baktığınız zaman bu potansiyeli gören firmalar Türkiye’de üretim yaptırmaya başladı. Bu da işin güzel tarafı…

Dışarıdan yatırımcı çekebiliyor muyuz bu konuda?

Şu anki ekonomik duruma baktığınız zaman biraz zor. Dışarıdan herkes ön yargı ile bakıyor. Bu ön yargıyı kırmakiçin kendimizi doğru anlatmamız gerekiyor. Mesela ENERKON’un Türkiye’de bu kadar çok yatırım yapmasının nedeni ENERKON’un Türkiye’de çok eski bir geçmişinin olmasından kaynaklanıyor. Türkiye’yi çok yakından tanıyan bir firma… ENERKON’un kendi içerisindeki ekibin Türkiye için bir şeyler yapmaya uğraşan iyi bir ekip olması da burada bir diğer etkendir.

KENDİMİZİ DOĞRU ANLATMALIYIZ

Kendimizi çok iyi bir şekilde anlatmamız lazım. Ben, yıllardır söylüyorum. Turizmde tanıtım demek gidip stant açıp, lokum dağıtıp, adamın kafasına fes takıp, fotoğraf çektirmek demek değildir. Bunu ısrarla yaptığımız için turizm gelişmedi. Bugün Yunanistan’a baktığınızda ne kadar turist çektiğini göreiliyorsunuz. Yurt dışından gelen müşterilerimiz İzmir’i, gençlerimizi görünce; ‘Türkiye’yi biz böyle medeni, uygar, gelişmiş bir yer ıolarak bilmiyorduk’ diyorlar. Özellikle eğitime bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Türkiye’ye  nitelikli eleman yetiştiren okulları kurmamız lazım. Evet, üniversite mezunu gençlerimiz çok, doğru ama 1 milyon tane her sene hiçbir şey öğrenmemiş üniversite mezunu mühendis çıkıcağına 500 tane iyi mühendis çıkarmalıyız. O diğer 500 tane ise iyi bir teknisyen olsun.  O zaman işler daha kolay yürür.

Reklam

TİBET ARBAK KİMDİR?

1969 izmir doğumluyum. İzmir Motor Teknik Lisesi, daha sonrasında Kocaeli Mühendislik Fakültesi’ni bitirdim. Daha sonra 1 sene kadar lisan için yurt dışında bulundum. Sonrasında geldiğimde aile şirketimiz olan şirkette çalışmaya başladım. Meslekteki tecrübem 30 yıl kadar oluyor. Okul yıllarımda da şirkette çalışıyordum. Geldikten sonra şirkette farklı bir vizyon, farklı bir misyon çizerek şu anki imalatımızı yaptığımız konuya yöneldik. Sadece bu işe focuslandık ve kendimize bu işi seçtik. Türkiye’de de bu alanda ilklerden birtanesi durumundayız.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Endüstriyel İş Makinaları

8 ADET İŞ MAKİNASINA İHALE DÜZENLENDİ

Yayınlanma tarihi

-

 

Encümen toplantısın Büyükşehir Belediyesine ait 8 adet muhtelif iş makinesinin satışı için ihale gerçekleştirdi.

Büyükşehir’in encümen salonunda gerçekleştirilen ihaleye 10 firma teklif verdi. TEKLİF VEREN FİRMALAR Büyükşehir Belediyesi’ne ait ekonomik ömrünü tamamlamış 8 adet muhtelif iş makinesinin satış ihalesine Çetin Çelik, Oraklar Geri Dönüşüm Metal adına Atila Geçili, Mehmet Murat Berişpek, Öcallar Turizm adına Cemal Öcal, Güven Grup Otomotiv adına Onur Öcal, Özsönmez İş Makineleri adına Serhat Sönmez, Aydınlar Grup Entegre adına Güven Aydın, Esser Yıkım İnşaat adına Muhlis Ateş, Arslan Can Serdar Gemi Tic. Ltd. Şti. adına Arslan Can Serdar ve İbrahim Kaan adına Ayhan Kaan katıldı.

İHALE İLK OLARAK KAPALI USUL OLARAK BAŞLADI

İhale kapalı teklif usulü başladı. Firmalar arasında en yüksek teklifi veren Öcallar Turizm adına Cemal Öcal, Güven Grup Otomotiv adına Onur Öcal ve Aydınlar Grup Entegre adına Güven Aydın ihalenin ikinci etabına kaldı. İkinci etap ihale 5 tur açık teklif usulü gerçekleşti.

Devamını oku

Endüstriyel İş Makinaları

GÜVENİLİR DANIŞMANI

Yayınlanma tarihi

-

Borusan Makina ve Güç Sistemleri yeni ünite ve makine satış, kiralama ve ikinci el opsiyonlarını sunduğu iş modeliyle, müşterilerinin çözüm ortağı ve güvenilir danışmanıdır.

Satış ve satış sonrası destek hizmetleri, müşterilere verimli ve tasarruflu kullanım olanağı sağlanması için Cat iş makinası kiralama hizmeti, sertifikalı ikinci el iş makinası konseptiyle Türkiye’de benzeri olmayan garantili ikinci el hizmeti sunmasının yanı sıra, katma değerli mühendislik hizmetleriyle tek noktadan anahtar teslimi enerji çözümleri ve denizcilik, petrol işlerinde anahtar teslim çözümleri de sağlıyor.

STANDIMIZA HERKEZİ BEKLİYORUZ

Çiftçilerimizin verimliliğini artıran kazıcı yükleyicilerimiz Cat® 434 ile Kazıcı Yükleyici, zorlu zemin şartlarına karşı eşit teker, 28 inçlik lastikleri avantajıyla birlikte 1.3 metreküplük kovası ve tarıma yönelik hidrolik ataçmanları çalıştırabilme kabiliyetiyle verimliliğinizi artırır. Açık alanda yer alan standımıza sizleri de bekliyoruz!​ Detaylı bilgi için https://bit.ly/tariminkalbindeyiz linkine tıklayabilirsiniz.

Devamını oku

Endüstriyel İş Makinaları

YERLİ ÜRETİM İSTİF MAKİNASI KURULDU

Yayınlanma tarihi

-

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş 1975 yılında inşaat demiri üretmek amacı ile Aliağa Ağır Sanayi Bölgesi’nde kuruldu .

İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş, çelikhanesinde kendi inşaat demiri üretimi için 150×150 ebadında kütük, profil haddehanesi için 180×180, 220×220 ve 280×220 ebatlarında blum kütük ile Entegre Haddehane Tesislerinde 08 – 040 mm arası nervürlü inşaat demiri üretmektedir.

ÖMÜR BOYU YEDEK PARÇA GARANTİLİLİ

İstanbul Sanayi Odası (İSO)’nın 2021 verilerine göre, Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında 37. sırada yer almakta olan İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş., Ülkemizin önde gelen ark ocağı ile üretim yapan firmalarından biridir. Şimdi ise İzmir Demir çelik Türkiye’ nin İlk Yerli Üretim İstif Makinasını yaptığını belirtiyor. Tüm Ürünlerimiz CE Belgelidir Ve 2 Yıl Servis, Ömür Boyu Yedek Parça Temini Garantilidir Türkiye’ nin Her Yerine Ve Yurt Dışına Sevkiyatımız Vardır Bizlere ulaşmak isterseniz www.izmirdemirlift.com 0 236 231 16 63 – 0 505 99 789 15 – 0505 367 57 54 telefon numaralarından bizlere ulaşabilirsiniz.

Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan