Takip Edin

STK

ULUSLARARASI NAKLİYECİLER DERNEĞİ İLE TÜRKİYE MOTORLU TAŞIT BÜROSU ARASINDA İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI

Yayınlanma tarihi

-

UND ve TMTB arasında; yeşil kart sigortası konusunda bilinirliği artırmak, trafik kazalarının önüne geçerek can ve mal güvenliğini sağlamak, yeşil kartta sahteciliğin önüne geçmek, Yeşil Kart Sistemine üyeliği bulunmayan ülkelerin Yeşil Kart Sistemine üyeliği teşvik etmek amacıyla iş birliği protokolü imzalandı. İş birliği kapsamında TMTB temsilcileri, UND Bölge Çalışma Grubu Toplantılarına katılarak Yeşil Kart Sigortaları hakkında bilgilendirmeler yapacak.

 

Türkiye ekonomisinin ihracata dayalı büyüme modelindeki karayolu taşımacılığı alanında en önemli paydaşı Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) ile Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu (TMTB) arasında iş birliği protokolü imzalandı. 15 Şubat 2022 Salı günü İstanbul Wyndham Otel’de gerçekleştirilen toplantıya, UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, TMTB Yönetim Kurulu Başkanı  Remzi Duman, UND  İcra Kurulu Başkanı  Alper Özel,  Başkan Yardımcısı  Elif Savrum ve Büro Müdürü  Mehmet Akif Eroğlu ile sektör temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

 

UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, TMTB Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Duman, UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel ve Büro Müdürü Mehmet Akif Eroğlu iş birliği protokolünün amacı ve kapsamı hakkında açıklamalar yaptılar.

Reklam

REMZİ DUMAN: PRİMLERİN YÜZDE 78’İ KARAYOLU TAŞIMACILARINDAN

 

İmza töreni toplantısının açılışını Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu Yönetim Kurulu Başkanı Remzi Duman yaptı. Duman, işbirliğinin kapsamı ve yapılacak çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

 

Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun; 1963 yılında, ziyaret edilen ülkenin motorlu taşıtlar için zorunlu tuttuğu üçüncü şahıs mali sorumluluk sigortası ile ilgili kriterlerin karşılanmasını sağlayarak motorlu araçların uluslararası dolaşımının kolaylaştırılması ve kaza durumunda o ülkenin ulusal kanun ve düzenlemelerine uygun olarak zarar görene tazminat ödenmesinin garanti altına alınma amacı ile kurulduğunu belirten Duman, “Bugün burada prim üretiminin % 78 ile en büyük payını alan karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığı sektörünün çatı kuruluşu olan UND ile karşılıklı iş birliğini geliştirmek üzere bir araya geldik.” dedi.

Reklam

 

UND’nin Türkiye karayolu eşya taşımacılığının en önemli paydaşı ve kendilerinin de en büyük müşterisi olduğunun altını çizen Duman, büro olarak son dönemde sahte yeşil kartlarda artış gördüklerini, sahte yeşil kart nedeni ile sigorta sektörünün prim, acentenin komisyon kaybettiğini ama daha da önemlisi sahte yeşil kart kullanan işleten ve sürücülerin yüksek miktarda Euro ve Pound cinsinden tazminatlara maruz kaldıklarını söyledi.  Duman, bu konuda yapılacak bilinçlendirme ve farkındalık oluşturmanın önemine dikkat çekerek yapılan protokolün birlikte hareket etmek için önemli bir adım olduğuna da vurgu yaptı.

 

“UND uhdesindeki çekicilerimiz için 2021 yılında 59 bin adet yeşil kart düzenledik. Bu oldukça önemli bir sayı ve bizim de toplam portföyümüzün %57’sini oluşturuyor.” diyen Duman konuşmasına şöyle devam etti: “Yeşil kart hususunda filo indirimi ve bonus malus sistemi gibi uygulamalarımız var. Bu nedenle, bu konularda işletenleri, nakliyecileri bilgilendirmek önemli. Ayrıca her yıl yeşil kart uygulamasının dahil olduğu coğrafyada yaklaşık 400.000 kaza meydana gelmektedir. Türk plakalı araçların 11 yılda toplam kaza sayısı: 45.101 ve bunun % 96’sı Tır kazası.  Bu kazaların lokasyonlarını Büro olarak biliyoruz. Sebeplerini de biliyoruz. Bu bilgiler ışığında sürücülerimizi bilgilendirmek önlem almak istiyoruz. Böylece hem kaza riskini azaltmış hem de yeşil kart primlerinin düşmesine olumlu katkı sağlamış olacağız. Bu ve benzeri ortak alanlarda iş birliği yapmaya karar verdik.”

 

Reklam

Duman, Büronun çağın gereklerine uygun ve daha kurumsal bir yapıya kavuşturulması için çalıştıklarını ifade ederek, Büronun görünürlüğünü ve yeşil kart sisteminin bilinirliğini artırma yönünde çalışmalar yaptıklarını da aktardı.

 

FATİH ŞENER: TAŞIMACILARIN BİLİNÇLENDİRİLMESİ SEKTÖRE BÜYÜK FAYDA SAĞLAYACAK

 

UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener de yaptığı konuşmada, karayolu taşımacılık sektörünün ihracattaki payının artmasıyla sefer sayılarının da arttığına dikkat çekerek; “Karayoluyla gerçekleştirilen ihracatımızın değeri 2021 yılında 88 milyar dolara ulaştı. Toplam ihracatımızda (Ro-Ro taşımaları da dahil olmak üzere) karayolu taşıma modunun payı %40. Hizmet ihracatı sektörü olan karayolu taşımacılığı 2021 yılında ülkemize sağladığı döviz gelirini de artırmaya devam ediyor.  Sektörümüzün 2021 yılında ülkemize kazandırdığı döviz miktarı 12 milyar dolara yaklaştı. Türk taşımacıları, yeşil kart sistemine dahil olan Avrupa ülkelerine 2021 yılında yaklaşık 536 bin ve Azerbaycan’a 42 bin sefer gerçekleştirdi. Yaklaşık 600 bin sefer için yeşil kart sigortası kullanılıyor. Bu anlamda, gerek yeşil kartla ilgili doğru bilgilendirmelerin yapılması gerek sahte yeşil kartla mücadele ve de en önemlisi yurt dışında meydana gelen kaza noktaları ve sebepleri bilgisinin analiz edilerek taşımacıların bilgilendirilmesi oldukça fayda sağlayacaktır.” diye konuştu.

Reklam

 

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

SAHİM-SEN BAŞKANI ÖZLEM AKARKEN: SAĞLIKÇILAR ENFLASYONA EZDİRİLMİŞTİR, BUNU KABUL ETMİYORUZ!

Yayınlanma tarihi

-

SABİM’2023 üyeleri, memur ve memur emeklilerinin sosyal ve mali haklarının belirlendiği 7’nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden çıkan sonuca tepki gösterdi. SABİM’2023 üyesi STK’lardan 13’ünün temsilcileri, Ankara’da 10 Eylül’de ortak basın toplantısı düzenledi. Katılan 13 STK  adına açıklamada bulunan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Kemal Noyan, “Bu sefalet dayatmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz” dedi.  Memur ve memur emeklisinin sadaka istemediğini vurgulayan SAHİM-SEN Başkanı Özlem Akarken, “Sosyal devlet anlayışı yok sayılarak Türkiye Yüzyılı’na refah payı bile olmadan geçinmesi istenen bir kamu personeli ve emeklisi yaratıldı. Türkiye yüzyılına yakışmayan hareketler bunlar. Merkez Bankası’nın tahmini enflasyon oranı ortada. Memurlar ve emekliler resmen enflasyona ezdirilmiştir.” dedi.

 Kısa adı SABİM’2023  olan SAĞLIK ve Sosyal Hizmet Birlik ve Mücadele Platformu üyeleri, memur ve memur emeklilerinin sosyal ve mali haklarının belirlendiği 7’nci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden çıkan sonuca tepki gösterdi. SABİM ‘2023 üyesi 13 sendikanın temsilcileri, Ankara’da 10 Eylül’de ortak basın toplantısı düzenledi. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Dr. Kemal Noyan, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının; deprem, sel, afet ve pandemi gibi tüm olumsuz koşullarda mesleki sorumluluklarını eksiksiz bir şekilde yerine getirdiklerini belirterek, SABİM’2023 sağlıkta şiddeti önlemek ve sağlık çalışanlarının mali ve sosyal haklarını korumak amacıyla kurulduğunu söyledi.

‘BU SEFALET DAYATMASINI KABUL ETMİYORUZ, ETMEYECEĞİZ’

1, 2 ve 3’üncü basamak sağlık ve sosyal hizmet iş kolunu ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin başladığı 1 Ağustos’ta sürdürülebilir nitelikli sağlık hizmetini yerine getirebilmek için mali ve özlük hakları taleplerini ilan ettiklerini hatırlatan Noyan, “Her ne kadar sağlık bakanımız bizlere gönderdiği mektup ile bu sorunları çözeceğine dair beyanda bulunduysa da bu iradeyi ortaya koyacak bir düzenleme gerçekleşmemiştir. Maalesef memur ve emekli maaşlarına yapılacak olan ücret artışlarının Maliye Bakanlığı’nca enflasyonun sebebi olarak gösterilmesi talihsiz bir açıklamadır. Şöyle ki Merkez Bankası tarafından açıklanan yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 65 olarak revize edilmişken memur ve emekliye temmuz ayı itibarıyla yüzde 17,5 ücret artışı yapılmış, seyyanen yapılan artış ise hiçbir kamu çalışanının taban aylığına yansıtılmamış, kamu çalışanları yetkili sendika ve siyasi irade tarafından yoksulluğa bir kez daha mahkum edilmiş ve enflasyona karşı ezdirilmiştir. Bizler bu sefalet dayatmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.” dedi.

SAHİM-SEN BAŞKANI ÖZLEM AKARKEN: TÜRKİYE YÜZYILINA YAKIŞMAYAN HAREKETLER BUNLAR

Reklam

Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken, “7.Dönem Toplu İş Sözleşmesi memurları hayal kırıklığına uğrattı. Memur ve emeklisi sadaka istemiyoruz. Geçinmek istiyoruz dedi. Ama sesini yaşanan bu gürültü, bu komedi içerisinde yetkililere ulaştıramadı.  Sosyal devlet anlayışı yok sayılarak Türkiye Yüzyılı’na refah payı bile olmadan geçinmesi istenen bir kamu personeli ve emeklisi yaratıldı. Şiddet, kurumlarda artarak devam ediyor. Türkiye Yüzyılı’na yakışmayan hareketler bunlar” dedi.

MERKEZ BANKASI’NIN TAHMİNİ ENFLASYON ORANI ORTADA

Ekonomik verilere atıfta bulunan SAHİM-SEN Başkanı Akarken son olarak şöyle konuştu: “2 yıl için Merkez Bankası’nın tahmini enflasyon oranı % 48. Çalışanlara ve emeklilere verilen oran, 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi ile beraber % 36. Yani MB’nın tahmini enflasyonunun 12 puan altında. Bütün bu veriler ortada iken yaşananlar resmen trajikomik geliyor. Devletin memuru enflasyona resmen ezdiriliyor. Bu saydıklarımız sadece olayın maddi boyutu ve mali haklar. Özlük hakları itibari ile de birçok güvencesiz istihdam modeli, sağlıkta şiddet vakaları hepimizin çalışma hayatını ve sağlığını etkilemiştir. SAHİM-SEN olarak artık yasalarla korunan, ezdirilmeyen ve mağdur edilmeyen emeklilerimiz ve sağlık çalışanlarımız olsun istiyoruz. Kamunun kanayan yarası Yardımcı Hizmetler Sınıfının kalkmasını sağlık kurumlarında hizmet veren SHS, GİH, THS’nin VHKİ’lerinin haklarının düzenlenmesini, meslek kanunlarının çıkmasını görev tanımlarının çağın şartlarına göre güncellenmesini istiyoruz.  Ne maddi ne manevi şiddetin olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Liyakat ve çalışma barışı olursa sağlık çalışanlarımızın, nitelikli insanlarımızın beyin göçü ile yurt dışına gitmesinin önüne geçilebilir.”

TKU MAGAZİN

Reklam
Devamını oku

Haber

SAHİM-SEN’DEN HEMŞİRELER GÜNÜ DEĞERLENDİRMESİ: ‘’HEMŞİRELER GÜNÜ’NDE SADECE KUTLAMA YAPIYORUZ, SORUNLAR ÇÖZÜLMÜYOR!’’

Yayınlanma tarihi

-

Hemşireler Günü’nde hemşirelerin sorunları ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken ‘’Her yıl kronik bir şekilde 12 Mayıs’ta hemşirelerimizin sorunları sadece haberlerde ve seminerlerde dile getiriliyor. Hakkınız ödenmez deyip hakkı ödenmeyen hemşirelerimiz, sadece gelinen noktada 3600 ek göstergeyi alan meslek grubu olmuşlardır” dedi. Hemşireliğin bağımsız meslekler arasında görülmesi gerektiğine vurgu yapan SAHİM-SEN Başkanı Akarken, hemşirelerin liyakatla değil siyasi kararlarla belirlendiğinin de özenle altını çizdi. 

Sağlık sisteminin olmazsa olmazı Hemşireler Günü dünyada 1954, ülkemizde ise 1964 yılından bu yana Florence Nightingale’ in doğum günü olan 12 Mayıs tarihi itibarıyla kutlanmaktadır.

Hemşireler Günü, her yıl farklı bir tema ile etkinlikler düzenlenmektedir. Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken Hemşireler Günü özelinde bir dizi değerlendirmelerde bulundu. Akarken şunları dile getirdi:

HAKKINIZ ÖDENMEZ DEYİP HAKKI ÖDENMEYEN HEMŞİRELER       

“Hakkınız ödenmez deyip hakkı ödenmeyen meslek grubu sağlık çalışanları ve sağlık kurum çalışanları. Yine bir mayıs ayı ve günlerden 12 Mayıs… Sadece gelinen noktada 3600 ek göstergeyi alan meslek grubu olmuşlardır.  Çözüm bununla bitiyor mu tabii ki hayır.

Reklam

 

HEMŞİRELERİN SORUNLARI ÇÖZÜLMÜYOR, SADECE HABERLERDE VE SEMİNERLERDE DİLE GETİRİLİYOR

Sağlık ordusunun en önemli işlevsellerinden biri olan Hemşire mesleği zaman içinde değişim yaşadığı gibi mesleğin sorumluluk alanları da genişlemiştir.  Çağımıza gelene kadar Hemşirelik, önemli aşamalar kaydederek bir dizi değişim geçirmiştir. Hemşire arkadaşlarımız başlangıçta hastaların sadece fiziksel gereksinimlerini gideriyorken giderek bu yaklaşım değişmiş, hasta veya sağlıklı bireyi bütüncül bir şekilde değerlendirmeye başlayan, uygulama alanlarını ve sorumluluklarını genişleterek sağlığa odaklanmış, özerk bir mesleğe dönüşmüştür. Bu özel günde gönül isterdi ki hemşirelerin başarılarını, mutluluklarını ve refah düzeylerini konuşalım. Ancak işini layıkıyla yapmaya çalışan hemşirelerin yaşadığı sorunlar her yıl mayıs ayında dile getirilse bile sadece haberlerde ve seminerlerde kalmaktadır.

HEMŞİRELİK ‘BAĞIMSIZ MESLEKLER’ ARASINDA GÖRÜLMELİ

Sağlık ordusunun parçası hemşireliğin bağımsız meslekler arasında görülmesi gerektiğini vurguluyoruz. Amacımız hemşirelerin birinci ve en büyük sorunu ‘bağımsız bir meslek’ vurgusunu dile getirerek, hemşirelerin diğer sorunlarına değinebilmektir. Sağlık hizmetinin bir ekip işi olduğunun sözde değil idari kararlarla da ortaya konulması, hemşirelik mesleğinin yöneticiler, sağlık ordusu ve toplum açısından bağımsız bir meslek olarak görülmesi gerekir.

Reklam

HEMŞİRELER LİYAKATLA DEĞİL, SİYASİ KARARLARLA BELİRLENİYOR

Sağlık ordusunun içinde yer alan meslek gruplarında  iş gücü planlaması yapılmadan, çok sayıda tıp fakültesi, diş hekimliği fakültesi,   sağlık teknikeri yetiştiren yüksek okul  ve hemşire yetiştiren yüksekokul ve fakültelerin  açılması, ihtiyaç ve kapasiteyi aşacak sayıda kontenjan ayrılması, sağlık kurumlarında yetersiz sayıda başta hemşire  olmak üzere sağlık personeli çalıştırılması, mezuniyet sonrasında ise atama sorununun olması, hemşirelik okullarına hemşirelik dışı yönetici atanması ve öğretim elemanı olarak hemşirelik dışı (hekim, veteriner, biyolog, kimyager) akademisyen ataması yapılması, uzman hemşirelere yönelik kadrolar açılmaması, uzmanlık hakkı tanınmaması, uzman istihdam edilmemesi, uzman hemşireliğe ilişkin mali ve özlük haklar kapsamında düzenlemeler yapılmaması, tüm yönetim kademelerinde hemşirelik mesleğinin temsilcilerine yer verilmemesi, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü ve servis sorumlu hemşirelerin liyakatla değil, siyasi kararlarla belirlenmesi ve hemşirelik dışı atamaların yapılması, tüm yönetim kademelerinde hemşirelik mesleğinin temsilcilerine yer verilmemesi kanayan yaraların başında gelmektedir.

MEVZUAT HEMŞİRELİK YASA VE YÖNETMELİĞİNE GÖRE DÜZENLENMELİ

Hemşirelik yasası ve yönetmeliğinin işler kılınmaması, mevzuatın hemşirelik yasa ve yönetmeliğine göre düzenlenmemesi, hemşirelerin çalışacakları alanlara karar verilirken karar mekanizmalarının(idari kadrolar) sınırlarını aşması, bazı sendika ve hastane yöneticilerinin, hemşireler üzerinde güç kullanması ve baskı oluşturması; mesai arkadaşlarımızın siyasi görüş ve yaşam tarzlarından dolayı ayrımcılığa ve etik dışı uygulamalara maruz kalması, hemşirelerin yöneticilere sorunlarını iletmede veya iyileştirmede iletişim sorunları yaşamaları kendilerini ifade etmede yetersiz bırakılmaları, hemşirelere yönelik hem ekip içi hem de yönetimden kaynaklı mobbing’in ciddi olarak araştırılmaması ve cezalandırılmaması, işe yeni başlayan hemşirelerin oryantasyon süreçlerinin yetersizliği, deneyim kazanmadan ağır hastalara bakmak ve yoğun kliniklerde çalışmak zorunda bırakılmaları, sertifikalı hemşirelerin kendi alanlarında çalıştırılmaması, hemşirelerin mesleki gelişimleri için yeterince desteklenmemesi, koruyucu sağlık hizmetlerinde kilit rol oynayan hemşirelerin, okul hemşireliği ve iş sağlığı hemşireliği alanlarında istihdam edilmemesi,
hemşirelik yönetmeliğinde de tanımlanan diyaliz hemşireliği, halk sağlığı hemşireliği, iş sağlığı hemşireliği gibi hemşireliğin özel alanlarının yok edilmesi, 24 saat hizmet veren bir alan olmasına rağmen, hastanede düşük maliyetli ve düşük standartlı yemek hizmeti verilmesi, çalışma ortamlarında giyinme, dinlenme ve hasta eğitim odaları  ihtiyaç alanlarının olmaması/yetersiz olması, nöbetten çıkma yılının 25 yılın üzerinde idarenin inisiyatifinde olması yasal olarak 30 yılın üzerindekilerin nöbetten çıkması, personel taşıma servis imkanlarının olmaması, çocuk bakımı için hastanede kreş olanağının yetersizliği veya hiç olmaması gibi sorunlar silsile halinde devam etmektedir.

KAMU İŞÇİLERİNE YAPILAN ZON ZAMLAR GİDERLERİ DAHİ KARŞILAYAMIYOR

Reklam

Kamuda çalışan işçilere yapılan son zamlara bakılınca maaşların giderlerini karşılamada yetersiz kalması, üniversite ve Sağlık Bakanlığı’na ait sağlık tesislerinde görev alan hemşirelerin farklı ücret ve istihdam şekillerinde çalıştırılması, hemşirelerin insanca yaşamalarını sağlayacak ücret politikalarının olmaması ve buna yönelik iyileştirmelerin ötelenmesi,  düşük maaşlı statüde istihdam edilmeleri, ek ödeme katsayılarının düşük olması, nöbet ücretlerinin yetersiz olması ve sağlık çalışanları içerisinde hemşirelere yapılan ek ödemeler ve döner sermayenin hemşireler arasında adil dağıtılmaması, mevcut performans uygulamalarının -hemşireleri kapsamadığı halde- hemşirelerin iş yükünün artırması, düşük giyim yardımı, görev tanımlarının çağımızın şartlarına göre düzenlenmemesi, hekimler ve hemşirelerin şiddete maruz kalması, güvenli çalışma ortamlarının oluşturulmaması, hemşirelerin, nitelikli ve güvenli hemşirelik hizmetlerinin sunumuna yönelik taleplerinin, politika yapıcılar, karar vericiler ve yöneticiler tarafından duyulmaması, fazla mesai, uzun çalışma saatleri ve aşırı iş yüküne bağlı tükenmişlik yaşayan hemşirelerin, işten ayrılmalarının görmezden gelinmesi ve bu alanda araştırma ve iyileştirmelerin yetersiz olması, hasta bakımında aktif görevli sağlık personellerinde tecrübeleri baz alınarak birebir hasta ve hastayla temaslı çalışanların bilime çok fazla katkıları olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu yüzden ciddi maddi ve manevi bilimsel teşviklere gereksinim duyulduğu unutulmamalıdır.”

Devamını oku

Haber

UTİKAD’DAN DEPREMZEDELERLE ANLAMLI BULUŞMA

Yayınlanma tarihi

-

UTİKAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve üye firmaların temsilcileri, Büyükçekmece Belediyesi’nin 8 Mart etkinliği kapsamında 500 depremzede kadınla Kaya İstanbul Fair & Convention Oteli’nde düzenlenen yemekte bir araya geldi. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayşem Ulusoy, depremzede ailelere umut aşılayan kısa bir konuşma yaptı.

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında on bir ilde meydana gelen büyük yıkım birçok aileyi evsiz bıraktı. Bölgeden tahliye edilen aileler büyük şehirlere ya da çevre illere nakledilerek misafir ediliyor. Bu belediyelerden biri de Büyükçekmece Belediyesi…

UTİKAD Yönetim Kurulu Üyeleri ve üye firmaların temsilcileri, deprem bölgesinden İstanbul’a gelen ve Büyükçekmece Belediyesi’nin misafirhanelerinde konaklayan 500 kadın ve çocukları için Büyükçekmece Belediyesi’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlediği yemekli organizasyon programında depremzede ailelerle bir araya gelerek acılarına ortak oldu.

Yemeğin ardından kürsüye çıkan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, depremzede aileleri İstanbul’da ağırlamanın hem insani hem de kurumsal olarak görevleri olduğunu dile getirirken destek veren kuruluşlara teşekkür etti. Buluşma sonrasında yaptığı kısa konuşmada duygularını ifade eden Ayşem Ulusoy; “İnancımız, geleneklerimiz ve milletçe sahip olduğumuz dayanışma duygusu zor günlerde omuz omuza durabilmeyi, acıların paylaşıldıkça azalacağını öğretti bizlere. Bugün Büyükçekmece Belediyesi’nin siz değerli misafirleriyle böylesine anlamlı bir organizasyonda bir araya gelmekten, tüm üyelerimizin dayanışma duygularını ve selamlarını sizlere iletmekten çok memnunuz. Yalnız olmadığınızı sizlere hissettirebilmek adına buradayız, yanınızdayız, yasınızdayız…” dedi.

UTİKAD Yönetim Kurulu Eski Başkanı ve FIATA Kıdemli Başkan Yardımcısı Turgut Erkeskin de WCA (World Cargo Alliance) Vakfı’nı temsilen Büyükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği etkinliğe katıldı. WCA’nın destek mektubunu Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün’e sundu. Erkeskin, Büyükçekmece Belediyesi’nin depremzede kadınlar için gerçekleştirdiği bu anlamlı organizasyona katılmaktan memnuniyet duyduğunu, gelecek günlerde de depremzedelere destek vermeye devam edeceklerini ifade etti.

Reklam

TKÜ MAGAZİN

Devamını oku

Trend olan