Takip Edin

Sektörel Gündem

“Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Yeni Bir Karayolu Taşımacılığı İşbirliği: Beklentiler ve Olasılıklar” projesinin sonuçları açıklandı

Yayınlanma tarihi

-

UND, Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD), Polonya Uluslararası Karayolu Taşımacıları Derneği (ZMPD) ve Brüksel merkezli Avrupa Komşuluk Konseyi (ENC) iş birliğinde yapılan “Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Yeni Bir Karayolu Taşımacılığı İsbirliği: Beklentiler ve Olasılıklar Projesi” bir yıllık çalışmanın ardından sonuçlandı ve 4 farklı rapor hazırlandı. Pandemi süreci ve sonrasında Avrasya bölgesindeki siyasi ve ekonomik konjonktürdeki yeni gelişmelerin Türkiye’yi tedarik zincirinin merkezine yerleştirdiği belirtilirken; Karayolu taşımalarında Türkiye mevzuatı ile Avrupa müktesebatının yüzde 95 uyumlu olduğu, Türk taşımacılarının Avrupa’da karşılaştıkları sorunların sadece Türk ekonomisine değil AB ekonomisine de zarar verdiği, mevcut koşulların aynı kalması durumunda AB ve Türkiye arasındaki ticaretin sürdürülebilir şekilde gelişmesinin ve Gümrük Birliği’nin kazanımlarının sürekliliğinin sağlanmasının mümkün olamayacağı, Türkiye-AB arasında karayolu özelinde işbirliğinin daha ileri seviyeye getirilmesi, Türkiye-AB arasındaki taşımacılığın kota ve vize gibi engellerden arındırılması gerektiği raporlarla ortaya kondu.  

 

UND, Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği (ABKAD), Polonya Uluslararası Karayolu Taşımacıları Derneği (ZMPD) ve Brüksel merkezli Avrupa Komşuluk Konseyi (ENC) iş birliğinde başlatılan “Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında Yeni Bir Karayolu Taşımacılığı İşbirliği: Beklentiler ve Olasılıklar” projesi 24 Mart’ta geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirildi. Avrupa Birliği ve Türkiye Arasında Sivil Toplum Diyaloğunun Desteklenmesi Hibe Programı (CSD-VI) desteğiyle Nisan 2021 tarihinden bu yana sürdürülen projenin kapanış toplantısında hazırlanan 4 farklı raporun sonuçları paylaşılırken, proje kapsamında yapılan çalışmalar hakkında değerlendirmelerin yapıldığı basın toplantısı gerçekleştirildi. 

 

ÖZEL: TÜRKİYE’YE KAYAN TEDARİK AKIŞINI İYİ DEĞERLENDİRMEK ZORUNDAYIZ

Toplantının açılış konuşmasını yapan UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel, “Dünyada artık rekabet üstünlüğü tedarik zincirlerinin hızı ve etkinliği ile sağlanabiliyor. Covid-19 pandemisi sonrasında ticaret politikasını revize eden Avrupa Birliği’nin üye ülkeleri yakın bölgelerden, kendi sistemlerine yakın  ülkelerden tedarik sağlayarak arz kaynaklarını çeşitlendirip yeni krizlere dayanıklı hale getirmeye yöneliyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yönelik ihracatının son yıllardaki muazzam artışında bunun etkisi oldu. Siparişler Türkiye’ye kaydı. Ukrayna krizi ile birlikte Avrupa’nın ticaret ve lojistik haritası da değişiyor; kuzey güzergahı kapanırken AB’nin Avrasya bölgesine yönelik ticaret açılımında Türkiye’nin transit konumu ile ilgili önemli fırsatlar ortaya çıktı. Bu nedenle transit taşımacılık rejimini AB ile karşılıklı olarak daha da kolaylaştırmak durumundayız. Bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor” dedi. 

4 FARKI RAPOR HAZIRLANDI MEVCUT DURUM ORTAYA ÇIKTI

UND AB Uzmanı Ayşegül Ketenci projenin sonuçları hakkında bilgiler verdi.  Proje kapsamında 4 sivil toplum kuruluşunun bir araya geldiğini ve 4 farklı raporun hazırlandığını söyleyen Ketenci şu bilgileri verdi: “İlk raporda, Türkiye karayolu müktesebatı ile Avrupa müktesebatının yüzde 95 uyumlu olduğunu gördük. İkinci raporda; Türk taşımacılarının Avrupa’da karşılaştıkları sorunların sadece Türk ekonomisini değil AB ekonomisine de olumsuz etkilediği sonucuna ulaşıldı. 3. Raporda ise AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı anlaşmalar incelendi ve AB ve Türkiye arasında nasıl bir yol haritası çizilebileceğine bakıldı. Mevcut koşullar aynı kalırsa AB ve Türkiye arasında ticaretin sürdürülebilir gelişiminin mümkün olamayacağı belirlendi. 4. Rapor ilk 3 raporun sonucunun analiz edilmesini ve çıktılar oluşturulmasını kapsıyor. Raporlar hazırlandıktan sonra tam metin olarak proje için özel olarak hazırlanan web sitesinde (www.eutransportdialogue.org) 4 farklı dilde yayınlanacak.” 

VESTERBYE: AB, EKONOMİK MENFAATLERİ İÇİN TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEK ZORUNDA

ENC (Avrupa Komşuluk Konseyi) Müdürü Samuel Doveri Vesterbye, AB-Türkiye Taşımacılık İlişkilerinin Gelişimi ve Ekonomik Etkileri adlı raporla ilgili bilgiler verdi. Vesterbye, Türkiye-AB ilişkilerinde ulaşımın çok önemli bir yere sahip olduğunu ve anlaşmazlıkların çözülmesi gerektiğini söyledi. “AB’nin ekonomik menfaatleri için Türkiye ile arasındaki ilişikleri geliştirmesi gerekiyor” diyen Vesterbye, şöyle konuştu: “Türkiye önemli bir tedarik zinciri ülkesi. Daha önce Kazakistan ve Rusya’dan geçen Tır’lar yeni hatlardan geçecek. Ya Hazar rotasını ya da İran rotasının düşünülmesini gündeme gelecek gibi görünüyor. Bütün meseleler Türkiye’yi karar alıcılar arasında çok önemli noktaya getirdi.  Sadece AB-Türkiye arasındaki ticaret değil AB ile Orta Asya ve Asya arasındaki ticarette Türkiye’nin; kara, deniz ve demiryolu bağlantıları daha önem kazanacaktır.”

 

ULUSLARARASI ANLAŞMALARI İNCELEYEREK ÇÖZÜM İÇİN İPUÇLARI ARADIK

ZMPD Taşımacılık Birimi Araştırmacısı Tomasz Malyszko, AB’nin Karayolu Alanında imzaladığı Uluslararası Anlaşmalar adlı raporun çıktılarını paylaştı. Malyszko “AB’nin 3. Ülkelerle yaptığı tüm anlaşmalara baktık ve Türk taşımacılarının AB ülkelerine yönelik taşıma koşullarının iyileştirilmesi için bunlardan nasıl yaralanabileceğimize baktık. İsviçre Anlaşması önemliydi. Burada her iki taraftan da taşımacılara tam erişim veriyor. Batı Balkan ülkeleriyle AB arasındaki Ulaşım Topluluğu Anlaşması’na baktık, orada da AB müktesebatına tam uyum sağlanması şartı karşılansa da, tam serbestleşmenin öngörülmediğini gördük. Ukrayna ve Rusya ortaklık anlaşmasına da baktık. Burada bir serbestleşme için yeterli koşul göremedik. Polonya AB’ye girdiğinde yapılan iyileştirmelerden yararlandık. Neticede bir takım opsiyonlar ve çözümler bulduk.”

 

KARAYİĞİT: AB’NİN YAPTIĞI ANLAŞMALAR TÜRKİYE İÇİN EMSAL TEŞKİL EDEBİLİR

Marmara Üniversitesi AB Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Karayiğit,

AB’nin karayolu alanında ı̇mzaladığı uluslararası anlaşmaları değerlendirerek şöyle konuştu:“

“Acaba AB’nin Türk taşımacılara uyguladığı taşımacılık rejimi gerçekten Gümrük Birliği’nin içinde mi dışında mı? Gerçekten malların dolaşımı gümrük birliği içinde midir? AB’de yapılan anlaşmaların Türkiye’den yapılan taşımalar için emsal teşkil edip edemeyeceğine bakılması gerekir. Özellikle Macaristan ve Romanya ile yapılan anlaşmalar emsal teşkil edebilir. Biz Türkiye olarak standartlar uygulansın istiyoruz, bize kurallarla değil,  standartlarla gelin diyoruz.”

 

BAYDAROL: TÜRKİYE ARTIK TEDARİK ZİNCİRİN TAM MERKEZİNDE

ABKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı  Dr. Can Baydarol, yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin giderek güçlenen tedarik merkezi konumuna vurgu yaptı. Dünyada yaşanan paradigma değişikliğine dikkat çeken Baydarol pandemi ve ardından Ukrayna krizi ile birlikte Türkiye’nin öneminin hiç olmadığı kadar arttığını vurguladı.  “Koşullar değişti ve AB-Türkiye ilişkileri sadece Gümrük Birliği ile sınırlı kalmayacak. Artık Türkiye tedarik zincirinin tam merkezinde bulunuyor.  Rusya üzerinden taşımalar 20 yıl yapılamayacaktır. Savaş bitse de ambargolar devam edecektir. Yollar da kalmadı. AB’den Orta Asya ve Orta Doğu’ya yapılan Karayolu taşımaları Türkiye üzerinden yapılacaktır” diye konuşan Baydarol, Türkiye’nin artık ricacı ülke pozisyonundan çıktığını ve pozisyonların değiştiğine dikkat çekti. Türkiye’ye yapılan kota engellemelerini eleştirerek şartların değiştiğine vurgu yapan Baydarol, “Benim üzerimden geçen ülkelere kota uygularsam ne olacak” diye sordu ve Türkiye’nin şu anda yaşadığı durumun anlaşılmasın gerektiğine dikkatleri çekti.  

 

NAS: AB’NİN TÜRKİYE’YE YAKLAŞIMINI DEĞİŞTİRMESİ GEREKİYOR

İKV Genel Sekreteri Çiğdem Nas, yeni gelişmelerin AB-Türkiye ilişkilerinin gelişmesi için uygun bir ortam oluşturduğunu ve Türkiye’nin jeopolitik fırsat penceresini iyi kullanması ve reformlar yapması gerektiğini söyledi. Nas, “AB’nin de stratejik vizyonunu genişleterek Türkiye’ye yaklaşımını değiştirmesi gerekiyor. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, ticaretin kolaylaştırılması, mülteci ilişkilerinin düzenlenmesi noktasında yeni bir gündem gelişti ancak bunun sonuçlarını göremedik. Şu anda ilişkileri canlandırabilecek en önemli nokta Gümrük Birliği’nin bir bütün olarak ele alınıp güncellenmesi olacaktır. Kapsamının genişletilmesi 

gerekiyor. Burada ulaştırma sektörü çok önemli rol oynuyor. Geçiş ücreti, kota gibi ulaştırma kapasitesini kısıtlayan engellerin ortadan kalkması gerekiyor. Bu ayrı bir anlaşma olarak da ele alınabilir.”

 

KOŞAN: DİĞER TAŞIMA MODLARINDA HÜKÜMLER UYGULANIRKEN KARAYOLUNDA UYGULANMIYOR

Ticaret Bakanlığı Daire Başkanı Çiğdem Koşan da Türkiye’nin elinde mevcut güçlü anlaşmalar olduğunu ancak sorunun uygulamalarda olduğuna dikkat çekti. Koşan, “GATT Madde V, GATS, Katma Protokol ve Gümrük Birliği hükümleri güçlü hükümler içeriyor. Elimizde aslında güçlü anlaşmalar var. Sorun uygulamalarda. Karayolu taşımacılığı olduğunda taahhütler uygulanmıyor. Dünyanın genelinde böyle bir sorun var. Başka taşımacılık modlarında hükümler istisnasız uygulanıyor. Bunu iyi düşünmemiz ve karayolu taşımacılığındaki hassasiyetleri anlamaya çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda, projenin başlığı çok anlamlı. Çünkü AB Türkiye arasında karayolu taşımacılığı ilişkilerinde birbirimizi yeniden anlamaya ve sonra yeni iş birlikleri kurmaya ihtiyacımız var. ” diye konuştu.

BOZ: EN ÖNEMLİ SORUN GEÇİŞ BELGELERİ, KOTALAR VE SÜRÜCÜ VİZELERİ

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Daire Başkanı Hasan Boz, karayolu ile yapılan taşımaların 1.2 milyon adetten 1.5 milyon adede çıktığını belirterek kotalar konusunda bir çok ülkede önemli sonuçlar aldıklarını söyledi. Denizcilik, havacılık ve demiryolunda oturmuş genel kurallar olduğunu ancak karayolu taşımaları için her ülkeyle ayrı ayrı ilişki kurmak gerektiğini aktaran Boz, ülkelerle yapılan görüşmeler ve çalışmalardan örnekler verdi. “Asıl sorunumuz geçiş belgesi, sürücü vizeleri ve kotalar” diyen Boz, sürücü temini ile AB’de yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek “Bizim elimizde sürücüler var ama vize sorunu nedeniyle bunları kullanamıyoruz. Burada büyük bir çelişki var” dedi.  Ayrıca, pandemi ile birlikte tedarik zincirindeki eğilimlerin değiştiğini, bölgemizde yaşanan gelişmeler de dikkate alındığında, karayolu taşımacılığında sorunların çözümü için yeni bir bakış açısı gerektiğini ifade etti.

 

BİNGÖL: TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE KARAYOLUNUN ÖNEMİ ARTTI

UND İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Evren Bingöl, projenin amacının Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri geliştirmek olduğunu STK’ları arasında yapılan iş birlikleri ile bu amaç için çalıştıklarını söyledi. Proje kapsamında kurulan “AB-Türkiye Uluslararası Yeşil Koridorlar STK Ağı” ile Türkiye, Polonya ve Belçika’dan 50 ayrı STK’nın bir araya getirildiğini belirten Bingöl, projenin en önemli kazanımı olan bu Ağ üzerinden, Türkiye-AB karayolu taşımacılığı alanında yeni işbirlikleri ve ortak projelerin geliştirilmesi için etkin bir platform sağlanmış olduğunu belirtti. “Proje kapsamında hazırlanan raporlardan çıkan temel tespit şu; karayolu taşımacılığı Türkiye-AB ekonomilerinin geleceği ve rekabet gücü için önem taşıyor. Bunun desteklenmesi lazım” diyen Bingöl, Türkiye-AB arasında karayolu özelinde iş birliğinin daha ileri seviyeye getirilmesi ve kota ve vize gibi engellerden arındırılması gerektiğinin altını çizdi. 

 

BAŞTOR: TAŞIMACILIKTA YAŞANAN SORUNLAR SÜRÜYOR

Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor,  AB-Türkiye ticaretinde karayolu taşımacılığının öne çıkan mod olduğunu belirterek, “Ancak geçiş belgesi kotaları, geçiş ücretleri ve sürücü vizeleri konusunda taşımacılarımız yaşadığı sorunlar hala devam ediyor. Her ülkeyle tek tek mücadele ediyoruz, adeta savaş veriyoruz” dedi. 

 

“AB bir taraftan sürücü temin etmeye çalışırken, biz ise sürücülerimiz için vize sorunu yaşıyoruz. 6 aya varan vize süreçleri yaşanıyor” diyerek eleştirilerde bulunan Baştor, şu değerlendirmelerde bulundu: “AB tarafından çözüm olarak bize sunulan Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmaları maalesef bekleme aşamasında. Ayrıca. Türkiye-AB ikili ilişkileri bağlamında, taşımacılık başka olmak üzere bazı fasıllar askıya alınmış durumda. Avrupa Komisyonu tarafından 2014 yılında Etki Analiz Çalışması yapıldı. Mevcut durumun her iki taraf için de sınırlamalar ve maliyet yükü getirdiği görüldü. Bu çalışmaların sonucunu kendilerine hatırlattığımızda, konunun sadece ekonomik boyutunun olmadığını sosyal ve çevresel boyutlarının da olduğunu söylüyorlar. Ancak Türkiye olarak, AB ile çok güçlü bir ortaklık anlaşmamız var. Gümrük Birliği’ni tesis etmiş bir ülkeyiz. AB’ye aday ülke konumundayız. Karayolu taşımacılığı alanında mevzuatımızı büyük oranda AB ile uyumlu hale getirdik.”

 

BULGARİSTAN-TÜRKİYE SINIRINA 100 MİLYON EURO İLE YENİ BİR KAPI YAPILABİLİR

UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Şener, projenin en büyük çıktısının ortak bir sivil diyaloğun oluşturulması olduğunu söyledi. “Türkiye-AB arısındaki sorunları konuşacaksak mevzuatlara bakmak gerekiyordu.  Yaptığımız incelemelerde gördük ki mevzuatımız AB ile yüzde 95 uyumlu” diyen Şener sorunu çözmek için gösterilecek iradenin önemli olduğuna dikkat çekti. 2014 yılında AB Komisyonu tarafından yaptırılan Etki Analizi Çalışmasında karayolu taşımalarında yaşanan sorunlar nedeniyle Türkiye-AB ticaretindeki kaybın 3.5 milyar Euro olduğunun ortaya çıktığını aktaran Şener, “Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Bu ticarette en zayıf nokta Kapıkule’dir. Bu soruna çözüm bulamazsak ticareti hızlandıramayız” dedi. Global Gateway kapsamında sınır geçişleri dahil ulaştırma alanındaki yatırım projelerine 4.6 milyar dolarlık fon ayrıldığını Bulgaristan-Türkiye arısında 100 milyon Euro’luk yatırımla yeni bir kapının inşa edilebileceğini belirterek bu fondan yararlanmak istediklerini aktardı. 

 

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

GTO ve İhtiyaç Haritası’ndan işbirliği

Gaziantep Ticaret Odası ve İhtiyaç Haritası, “Bölgesel Yeniden Yapılanma Merkezi” çatısı altında bölgenin sosyo-ekonomik ihtiyaçlarına yönelik yürütülecek çalışmalar için işbirliği protokolü imzaladı.

Yayınlanma tarihi

-

Deprem bölgesindeki yaraların hızla sarılması ve ihtiyaçların doğru kanallardan ulaşması adına iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları birlikte hareket etmeye devam ediyor.

Bu işbirliklerinden biri de Gaziantep Ticaret Odası (GTO) ve İhtiyaç Haritası oldu. İki kurum, “Bölgesel Yeniden Yapılanma Merkezi” çatısı altında bölgenin ihtiyaçlarını belirlemek için protokol imzaladı.

Yapılacak ortak çalışmaları GTO iştirakleri GAGA, GETHAM ve Destek A.Ş.’nin yanı sıra İhtiyaç Haritası ile organik bağları olan IDEMA ve INOGAR da uzmanlık alanları kapsamında destekleyecek.

İhtiyaç Haritası’nın kurucuları sanatçı Mert Fırat ve Dr. Ali Ercan Özgür’ün de yer aldığı imza töreninde konuşan GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım tarafların deprem felaketinin ilk gününden itibaren birlikte çok önemli faaliyetler yürüttüklerini ifade ederek şunları söyledi: “Odamız ve İhtiyaç Haritası felaketin başından bu yana el ele.

Bugün de felaketin yaralarını sarmak, iyileşmek için bir araya geldik ve imzaları attık.” Bölgede tedavi sürecinin yeni başladığına, Bölgesel Yeniden Yapılanma Merkezi’nin de bu süreci desteklemek için kurulduğuna vurgu yapan Yıldırım şöyle devam etti: “Hepimiz çok iyi biliyoruz ki bugüne kadar yarayı sadece pansuman ettik. Tedavi süreci yeni başlıyor.

Uzun bir iyileşme süreci var önümüzde. GTO ve İhtiyaç Haritası olarak bugüne kadar çok iyi bir sinerji yakaladık ve bu imza ile de oluşan sinerjiyi çok daha güzel işler başarabilmek için devam ettireceğiz.”

Hem bizlere ve hem de bölgeye umut verdiniz

İhtiyaç Haritası Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Ercan Özgür ise deprem felaketinde GTO’nun üyeleri birlikte gösterdiği çabanın tarihi bir örnek olduğunu söyledi.

İşbirliğinin Gaziantep başlıyor olmasının önemine dikkat çeken Özgür şöyle devam etti: “Gaziantep ekonomik olarak ülkenin en önemli merkezlerinden. Buranın güçlü olması demek bölgenin güçlü olması demektir.

O nedenle bu işbirliğinin bölgesel kalkınma perspektifi ile Gaziantep’ten başlıyor olması çok önemli. Şimdi uzun sürecek bir yolculukta yeniden yapılanmayı, kalkınmayı hem bilime hem tecrübeye hem de Gaziantep’in kadim deneyimine dayanarak hep birlikte yaraları saracağız.

Hem bizlere hem bölgeye umut verdiniz iyi ki varsınız.” İhtiyaç Haritası Kurucusu ve Başkan Yardımcısı sanatçı Mert Fırat ise konuşmasında GTO’ya şimdiye kadar gösterdiği destek için teşekkür ederek “Sizinle birlikte yaptığımız çalışmalar bize çok şey kattı.

Bizi en çok heyecanlandıran şey yalnız hissetmedik bu süreçte. Sizler gibi biz de bu toprakların çocuklarıyız. Ben Hataylıyım, Ali Ercan hocam Kahramanmaraşlı. İlk günden beri burada destekleşmek çok kıymetli.

Her birimizin iyileşmesi aslında toplumumuzun iyileşmesi noktasında çok değerli. Şimdiye kadar göstermiş olduğunuz destek ve bundan sonraki çalışmalar için size ve ekibinize çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Kocaeli kapasite kullanımı ile ayrışıyor

Mart ayında kapasite kullanım oranı; Türkiye genelinde yüzde 73.5 ile geçen yılın aynı ayına göre 3.8 puan, şubat ayına göre 1.7 puan geriledi.

Yayınlanma tarihi

-

Belma A. ÖZGEN

Kocaeli Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kocaeli imalat sanayi kapasite kullanım oranının martta yüzde 71 ile geçen yıl ile aynı seviyede gerçekleştiğini, şubat ayına göre ise 0.4 puan arttığını söyledi.

Kapasite kullanımlarında Kocaeli’nin pozitif ayrıştığını ifade eden Zeytinoğlu, ihracat yapan bir il olmasının faydaları olduğunu söyledi.

Yaptıkları araştırmada Kocaeli’deki firmaların yüzde 65’inin kapasite kullanım oranlarını artırdığına dikkat çeken Ayhan Zeytinoğlu, “Mart ayı anketine katılan Kocaeli firmalarının nisan ayı iç ve dış piyasadaki beklentilerine baktığımızda; firmalarımızın yüzde 22’si nisan ayında iç siparişlerinin arttığını belirtilirken, yüzde 16’sı azaldığını belirtmiştir. Firmaların yüzde 62’sinde ise iç sipariş miktarlarında bir değişim yaşanmamıştır.

İhracat yapan firmaların yüzde 18’i dış siparişlerinin nisan ayında arttığını belirtirken, yüzde 14’ü azalış bildirmişlerdir. Firmaların yüzde 68’inde ise alınan dış sipariş miktarlarında bir değişim yaşanmamıştır” açıklamasını yaptı.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Cumhuriyetin 100. yılında 100 uçak eşiğini geçeceğiz

Pegasus CEO’su Güliz Öztürk “2023 yılında filomuza ekleyeceğimiz yeni uçaklarla, toplam kapasitemizi yaklaşık yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında filo büyüklüğümüzde 100 uçak eşiğini aşacağız” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Pegasus’u yakın, orta ve uzun dönemde dünya havacılığında nerde konumlandırıyorsunuz”sorusunu Güliz Öztürk, Pegasus Hava Yolları olarak 2022’yi operasyonel kârlılık göstergesi olan FAVÖK marjında global anlamda en yüksek gerçekleşmeyle tamamladıklarını belirterek şöyle yanıtladı; “Birim maliyet açısından da yine global hava yolları arasında en iyi performansı sergiledik. Pandemi çıkışında zorlu pazar şartları devam ediyorken elde ettiğimiz bu başarıdan gurur duyuyoruz.

Ana hedefimiz, 2023 ve takip eden yıllarda da yenilikçi, akılcı, ilkeli ve sorumlu yaklaşımımızla sektördeki bu öncü pozisyonumuzu korumak ve daha da ilerletmek… Diğer bir deyişle, lider konumda kalmanın yanında kendi kendimizle de rekabet ederek tüm metriklerde daha da iyi ve kuvvetli performans sergilemeyi temel hedef olarak alıyoruz.

Öncü dijital dönüşüm çalışmalarımız, yeni nesil uçaklarla filo dönüşümümüz, her geçen gün genişlettiğimiz uçuş ağımız, teknoloji ve insana yaptığımız yatırım, sürdürülebilir havacılığa desteklerimiz, kapsayıcılık ve çeşitlilik konusundaki öncülüğümüz; sürdürülebilir başarımızın mimarları olacak.”

Uçuş ağımızı genişletiyoruz

Uçak filosu ve yeni rotalar, destinasyonlar başta olmak üzere 2023 hedeflerini aktaran Güliz Öztürk şu bilgileri verdi; “Hava yolu işletmeciliği sektörünün doğası gereği, uzun vadeli uçak siparişleriyle çalışmak gerekiyor.

Pegasus Hava Yolları olarak, Airbus ile ilk imzasını 2012’de attığımız ve zaman içerisinde eklemelerle revize ettiğimiz bir anlaşmamız bulunuyor. Bu doğrultuda, devam eden toplam 114 uçaklık siparişimizin hepsi de yakıt tasarrufu sağlayan yeni nesil uçaklar…

Önemli bir kısmını teslim aldık, 2025 yılının sonuna kadar yaklaşık 45 tane daha planlanmış teslimatımız var. Biz pandemi döneminde dahi siparişlerimizi iptal etmedik, uçaklarımızı teslim aldık. Bir yandan yeni uçaklarımızı teslim alırken, diğer yandan eski nesil uçaklarımızın filodan çıkışını da yönetiyoruz. 2023 yılında filomuza ekleyeceğimiz yeni uçakların da katkısıyla, toplam kapasitemizi yaklaşık yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz.

Mevcut planlarımıza göre; Cumhuriyetimizin 100. yılında filo büyüklüğümüz 100 uçak eşiğini aşacak ve büyümeye devam edecek.Filomuzu yeni nesil uçaklarla genişletirken ve gençleştirirken; yeni destinasyonları da uçuş ağımıza ekleyerek misafirlerimizi diledikleri şehirlere ulaştıracağız.”

Pegasus’un SAF kullanımı başta olmak üzere sürdürülebilirlik hedefleri hakkında da bilgi veren Öztürk şunları söyledi; “Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarımızdan ve burada hızla kat ettiğimiz mesafeden dolayı çok mutluyuz.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ile birlikte verdiğimiz “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdü ve bu taahhüdümüzü pekiştirmek amacıyla belirlediğimiz 2030 ara dönem karbon emisyon azaltım hedefimiz. Buna göre, birim yolcu kilometre başına düşen uçuş kaynaklı karbon emisyonumuzu, 2030’a kadar 2019’a kıyasla yüzde 20 azaltmayı hedefliyoruz.

Ekim 2021’den itibaren aylık karbon emisyonumuzu geçmiş yıllarla karşılaştırmalı olarak şeffaf bir şekilde paylaşıyoruz. Baz yıl olan 2019’daki emisyon oranımız 64,9 grCO2/RPK seviyesindeydi. 2030’da bunu 52,0 grCO2/RPK seviyesinin altına çekmeyi hedefliyoruz.”

Airbus Neo uçaklara yatırım önemli

Pegasus’un kendi sınıfında en genç uçak ilosuna sahip hava yollarından biri olduğuna dikkat çeken Öztürk “Sürdürülebilirlikte verimliliği sağlayan çok sayıda etken var. Öncelikle filo dönüşümümüz ve sınıfının en verimli uçak tipi olan Airbus neo uçaklara yaptığımız yatırımlar burada önemli. Geçtiğimiz yıl 17 adet yeni A321neo uçak teslim aldık. 2023 yılında 15 adet yeni A321neo uçak teslim almayı hedefliyoruz.

Türkiye’nin en genç filosuna ve aynı zamanda tüm dünyada düşük maliyetli taşıyıcılar arasında en genç filolardan birine sahibiz. Bu verimliliğin yakıt tüketimi ve emisyon azaltımına ciddi katkısı var. Bunun dışında birçok operasyonel verimlilik çalışması yürütüyoruz. Önem verdiğimiz bir diğer konu da Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF). Mart 2022’de Petrol Ofisi ile iş birliği yaparak yurt içi uçuşlarımızda SAF kullanımını başlattık.

Şubat 2023’te ise bu iş birliğini sürdürme kararı aldık; iş birliğimiz 2023 ve 2024 yıllarında artan SAF hacmiyle devam edecek. BIST Kurumsal Yönetim Endeksinde %97,1 ile en yüksek derecelendirme notlarından birine sahibiz” dedi.

Zor günlerde dayanışmanın önemine gönülden inanıyoruz

Güliz Öztürk “Türkiye’de havacılıkta ilk kadın CEO olarak bu zor dönemde kaptan köşkünde idiniz. Gözlemleriniz ve deneyimleriniz nasıldı bu süreçte”şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi“Tahliye uçuşları için yoğun ve titiz bir operasyon yürüttük ancak sürecin en zorlu tarafı şüphesiz yaşanılan acı… Kaybedilen canların geri gelmeyeceğini bilmek, depremin milyonlarca insana yaşattığı olumsuz etkiyi görmek çok üzücü.

Havacılık sektörü anlık operasyonlarda hızla aksiyon alınan, zorlu şartlara alışık olduğumuz bir sektör ama kayıplarımız için duyduğumuz üzüntü çok zorlayıcı oldu hepimiz için. Ülke olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin acısı hâlâ çok taze.

Bu zorlu günleri aşmak ve iyileşmek için dayanışmanın önemine gönülden inanıyoruz. Milletçe, dayanışma içerisinde yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Elbette şu anda hepimizin en öncelikli görevi; depremden etkilenenlere en hızlı ve etkin şekilde destek olabilmek, desteğimizi uzun soluklu bir şekilde sürdürebilmek… Bu süreçte, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Mor Yerleşke projesini desteklemeye karar verdik.”

IATA Genel Kurulu İstanbul’da

Haziran’da İstanbul ‘da gerçekleşecek IATA’nın Yıllık Genel Kurul toplantısına Pegasus ‘un ev sahipliği yapacağını belirten Güliz Öztürk “Pegasus Hava Yolları olarak 4-6 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilecek IATA Yıllık Genel Kurul toplantısına ev sahipliği yapacağız.

Dünya çapında üst düzey havacılık profesyonellerini bir araya getiren bir organizasyon bu. Hava yolları, sektör ortakları, uluslararası ve bölgesel kuruluşlar, havacılık sektörünün önde gelen üreticileri ve tedarikçilerinden oluşan yaklaşık 1.000 katılımcı bir araya gelecek.

Hava taşımacılığı sektörünün karşı karşıya olduğu önemli ekonomi, teknoloji ve sürdürülebilirlik temelli sorunlarına odaklanacağız. Böyle önemli bir etkinliğin İstanbul’da gerçekleştirilecek olması, Türk sivil havacılığının dünyadaki konumu açısından da gurur verici” diye konuştu.

Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan