Takip Edin

Sektörel Gündem

Seçim sonrası makroekonomik istikrarı sağlayacak politikalar devreye alınmalı

Cumhuriyetin 100. yılında seçim öncesi ekonomik dengesizliklerin derinleştiğini vurgulayan Özer Matlı “İş dünyası temsilcileri olarak seçimin ardından gelecek yeni yönetimden öncelikli beklentimiz, makroekonomik istikrarı sağlayacak politikaları devreye almasıdır” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı Covid-19 ile başlayan ve sonrasında devam eden süreç ile birlikte savaş, deprem ve sel afetlerinin etkileri, mevcut enflasyonist ortam, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar ve küresel iklim değişikliklerinin getirdiği öngörülemez gelişmeler sonrası Türkiye’nin seçim atmosferine girdiğini belirtti.

Yılın ilk yarısında uygulanan seçim ekonomisinin ardından çok daha farklı politikaların devreye alınacağı bir süreç ile karşı karşıya kalınacağını söyleyen Özer Matlı, 2023 yılının ekonomik anlamda Türkiye’nin gideceği yönü belirleyeceğini söyledi.

Seçim sonrası süreçte iş dünyasının beklentilerinin başında finansmana erişimin kolaylaştırılması ve ekonomide istikrar ortamının tesis edilmesi olduğunu aktaran Bursa TB Başkanı Özer Matlı şunları kaydetti: “Firmalarımızın bu süreci rahat atlatabilmeleri için öncelikle finansmana erişiminin kolaylaştırılması, ekonomide güven ve istikrar ortamının tesis edilmesi, rasyonel faiz politikasının izlenmesi, enflasyonist baskıların azaltılması, kur ve enflasyon ilişkisinin yeniden tesis edilerek, dalgalı kur rejimi ile uyumlu olmayan tedbirlerin kaldırılması, enerji ve hammadde başta olmak üzere üretimin üzerindeki maliyet yükünün aşağı çekilmesi, istihdamı koruyacak tedbirlerin uygulanması, yatırımların önündeki engelleri kaldıracak regülasyonların yapılması, iş dünyasının beklentileri arasında yer almaktadır.”

Rusya-Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi ve artan kuraklık tehlikesi sonrası lojistiğin öneminin daha açık bir şekilde ortaya çıktığını ifade eden Bursa TB Başkanı Özer Matlı “Bursa gibi Türkiye’nin en önemli tarım ve sanayi kenti, en büyük eksiği olan raylı sistem hatları nedeniyle ihracatının büyük bir bölümünü karayolu ile sağlamaktadır.

Bu durum zaman kaybına neden olurken, yüksek lojistik maliyetleri nedeniyle de sanayicimize ağır yükler getirmektedir. Dolayısıyla, ülkemizin lokomotif kenti Bursamızın, yolcu taşımacılığının yanı sıra yük taşımacılığına da imkân tanıyan hızlı tren hattıyla geç de olsa buluşacak olmasını oldukça geç atılmış stratejik bir adım olarak görüyorum’’ dedi.

Hayata geçirilmesi beklenen tren, liman ve otoyol bağlantıları gibi ulaşım yatırımları ile Bursa’yı yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da en önemli üretim üslerinden biri haline getirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Matlı, “Bu hattın bir an önce devreye alınması ticaret kapasitemizde büyük artışlar sağlayacaktır.

Ayrıca, hızlı tren projesinin hem Gemlik hem de Bandırma limanlarına bağlanması, kentimizin Balıkesir gibi ekonomik potansiyeli yüksek çevre illeri de kapsayacak şekilde geniş bir alana hitap etmesine olanak tanıyacağı gibi, dünya şehirleriyle yarışabilecek düzeyde lojistik avantaj da sunacaktır’’ ifadelerini kullandı.

Geleneksel ticaret dönüşüyor

Bursa’nın konvansiyonel ticaret yöntemlerinden dijital ticaret yöntemlerine geçişte önemli aşama kaydettiğini ifade eden Matlı, “Şehrin geçmişine baktığımızda başta tarımsal markalarıyla birlikte, tekstil ve otomotiv ile büyüyen bir şehirden bahsediyoruz.

Zira, ürün güvenliği endişelerinin arttığı ve dijital ticaret trendlerinin ciddi şekilde ön plana çıktığı günümüzde, geleneksel ticaret tüm araç ve mekanizmalarıyla dönüşmektedir. Özellikle salgın döneminde dış ticaret faaliyetleri ve lojistikte karşılaşılan güçlükler, ihracatçı ve ithalatçı firmalarımızı konvansiyonel ticaret yöntemlerinden dijital ticarete yakınlaştırmıştır. Bu durum stratejik yatırımlarla daha da gelişerek, ülkemizin dışa bağımlılığını azaltan ve üstün olduğu sektörlerde temel tedarikçi konumunda olabilecek güçtedir” dedi.

Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için harekete geçtik

Özer Matlı, Bursa’nın otomotiv sektöründe Türkiye’nin ve dünyanın önemli markalarına ev sahipliği yapmasının yanında tarımsal üretim açısından da çok daha önemli konuma sahip olma potansiyeli olduğunu belirtti.

Bursa’yı tarım kenti olarak nitelendiren Matlı, Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için harekete geçtiklerini şu şekilde anlattı: “Önemli bir tarım kenti olan Bursa’da, teknoloji odaklı tarımsal üretimi de yaygınlaştırmak zorundayız. Ancak Bursa’da tarım ve gıda sektörünün nitelikli ürünler ortaya koyarak büyümesinin önünde birtakım engeller bulunmakta. Bu engellerin başında hiç kuşkusuz hızlı şehirleşme nedeniyle gıda sektöründe faaliyet gösteren firmaların kent içinde sıkışıp kalması geliyor.

Katma değerli üretimi, ihracatı, istihdamı odağına alan firmaların önünü açmamız gerekiyor. Bunun için Bursa Ticaret Borsası olarak şehrin içinde kalan firmalarımıza hareket kabiliyeti kazandıracak, büyümelerine imkân tanıyacak Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için harekete geçmiş bulunuyoruz.”

Tarımsal destek efektif değil

Tarım sektörünün gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 1’i oranında bile bir bütçeyi alamamasını eleştiren Matlı şu ifadeleri kullandı: “Savuma sanayi gibi tarım sektörü de bizim için oldukça stratejik bir sektördür. Dolayısıyla tarım sektörü, piyasa koşullarında kendi haline bırakılmayacak kadar hayati öneme sahiptir. Ülkemizde uygulanan tarımsal destek sisteminin efektif olduğunu söylemek pek mümkün değil.

Sektör, gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 1’i oranında bile bir bütçeyi alamamaktadır. Oysa sağlanacak yeterli devlet destekleriyle, tarımın dijitalleşmesi için gerekli olan alt yapının oluşturulması ve gübre, sulama, tohum gibi girdi maliyetlerinin azaltılması sağlanacak, Ar-Ge destekleri ve yatırımları gibi politikalarla da tarım devlete yük değil katkı sağlayan ve kalkınmanın hızlandırıcısı bir sektör haline gelecektir.”

60 yıllık hayalimiz gerçekleşti

Türkiye’nin özellikle savunma sanayinde yerli ve milli projeler aracılığıyla ciddi atılımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Özer Matlı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin öncülüğünde hayata geçen TOGG projesi ile 60 yıllık hayalin gerçek olduğunu belirtti.

Bursa’nın TOGG ile birlikte dünyanın en önemli otomotiv üslerinden biri haline geldiğini ifade eden Matlı, “Türkiye’de üretilen her üç araçtan birinin üretildiği, dünya devlerinin üretim tesislerinin yanı sıra ciddi yan sanayi ağının bulunduğu Bursa, TOGG ile birlikte dünyanın en önemli otomotiv üslerinden biri haline gelecektir.

Toplam bedeli 22 milyar lira olan proje, yedek parça ve yazılımsal destekler ile geçtiğimiz günlerde temeli atılan batarya geliştirme ve üretim tesisi ile birlikte, doğrudan ve dolaylı olarak 20 bin kişiye iş kapısı açarak istihdama da ciddi katkı sağlayacaktır.

Ayrıca, TOGG’un harekete geçireceği ekosistemin 15 yıl içinde Gayrisafi Milli Hasıla’ya katkısının 50 milyar avro, cari açığa olumlu katkısının ise 7 milyar avro olması beklenmektedir. Dolayısıyla bu dev proje, başta Gemlik’in gelişip büyümesinde lokomotif görevi göreceği gibi; katma değerli üretimle birlikte kilogram başına ihracatta yaşanacak gelir artışı ile Bursa’mızın hali hazırda 10 bin 765 dolar seviyesinde olan kişi başı gelirini de yükseltecektir’’ dedi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

SAHİMDER İş- Mak Fest 2025 Sakarya’da Kapılarını Açtı

Yayınlanma tarihi

-

15 – 18 mayıs tarihleri arasında kapıları açık olacak olan SAHİMDER İş- Mak Fest 2025, Serdivan AVM karşında eşsiz bir törenle başladı. Sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi.

Sakarya Hafriyatçılar ve İs Makinaları Derneği (SAHİMDER) öncülüğünde hayata geçirilen İş – Mak Fest 2025, sektörde önemli bir adım atarak ağır iş makineleri dünyasını Sakarya’da bir araya getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında dikkat çeken etkinlik, büyük bir katlımla başladı. Açılışta, Serdivan ve Erenler Belediye başkanları ile sivil toplum temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar, festivalin şehir ve ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Vinçlerden ekskavatörlere, kaldırma sistemlerinden inovatif platform çözümlerine kadar birçok ürünün sergilendiği alanda ziyaretçiler, sektörel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı yakaladı.

Açılış Hep Birlikte Yapıldı

Etkinliğin açılış kurdelesi; Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik, Erenler Belediye Başkanı Şenol Dinç, 15 Temmuz Milli irade Derneği Genel Başkan Vekili Yunus Özçelik, SAHİMDER Başkanı Can Akova, SAHİMDER yöneticileri ve katılımcı firma temsilcileri tarafınca birlikte kesildi. İş makineleri dünyasının kalbi bu hafta Sakarya’da atıyor. Ekskavatörlerden vinç sistemlerine, platform çözümlerinden kaldırma ve taşıma ekipmanlarına kadar çok sayıda ürün, etkinlik alanında ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Katılımcılar, firmaların sahada sergilediği ürünleri yakından inceleme ve avantajlı tanıtım kampanyalarından faydalanma şansı yakalıyor.

SAHİMDER Başkanı Can Akova “Hedefimiz, Bu Organizasyonu Geleneksel Hale Getirmek ve Her Yıl Daha Da Büyütmek. ” Açılışta konuşan SAHİMDER Başkanı Can Akova, “Bu yıl Sakarya’da sektörel anlamda önemli bir adım attık. Türkiye’nin dört bir yanından iş makinaları temsilcilerini bir araya getirdik. Hedefimiz, bu organizasyonu geleneksel hale getirmek ve her yıl daha da büyütmek.

Destek veren tüm kurumlara ve firmalara teşekkür ediyorum” dedi.

İş-Mak Fest 2025, 15-18 Mayıs tarihleri arasında her gün 10.00-19.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.

 

Devamını oku

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.

Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.

Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.

İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.

Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu

Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.

Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.

Devamını oku

Trend olan