Takip Edin

Enerji Projeleri

RESMEN YÜRÜLÜĞE GİRDİ! ELEKTRİKLİ OTOMOBİLLERİ İLGİLENDİREN PROJELERE 20 MİLYON TL’LİK DEVLET DESTEĞİ

Yayınlanma tarihi

-

Son satış verilerinde de göze çarpan elektrikli otomobillerdeki artış talebinin TOGG ile ilerleyen süreçte zirveye çıkması bekleniyor. 3 bin 500 elektrikli araç şarj istasyonuna sahip olan ülkemiz, artan bu talebi karşılamada yeterli sayıya ulaşabilmek için çalışmalarını sürdürüyor. Resmi gazetede yayımlanan yönetmelik ile dolum istasyonlarına yönelik projelerdeki harcamaların yüzde 75’ine geri ödemesiz destek sağlanacağı ifade ediliyor. Dolum noktalarını yeterli seviyeye çıkarmada satış ve servis hizmet verecek olan Üçay Grup ise bir yeniliğe daha imza attı. Mart ayında 1 milyon doları aşan bir yatırımla araç filolarını %100 elektrikli araçlara dönüştürmeye başladığını duyuran Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, “Bu yatırımı devam ettirerek araç filomuzun tamamını elektrikli şarj istasyonlarından oluşacak şekilde değiştirmeyi ve karbon izimizi sıfırlamayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

 Dünya genelinde elektrikli araç satışları her geçen gün katlanarak artmaya devam ediyor. Ülkemizde de kur hareketleri ve uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının yükselmesi nedeniyle akaryakıt fiyatlarında oluşan yukarı yönlü seyrediş tüketicilerin satın alma tercihlerinin elektrikli araçlara yöneltmesine neden oluyor. Dünyaca ünlü çok sayıda otomotiv markası tarafından yapılan açıklamalarda da 2030 yılına kadar tamamen elektrikli otomobil üretimine geçileceği ifade edildi. Bu ihtiyaç ve gelecek vizyonuyla yola çıkılarak, Türkiye’nin Otomotiv Girişimi Grubu (TOGG) tarafından tasarlanan ve 2023 yılında yerli ve milli olarak yollarda olması hedeflenen elektrikli araçlar ise tüketiciler tarafından merakla bekleniyor. Ülkemizde milli elektrikli araç projesi kadar önem arz eden bir diğer önemli konu olan elektrikli şarj istasyonlarının kurulumu hususunda da çalışmalarını sürdüren ve alanında lider olma hedefinde olan Üçay Grup’tan ise dikkat çeken bir inovasyon hamlesi geldi.

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR İÇİN HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN SİSTEMLERİ TÜRKİYE’YE GETİRECEKLER

Ülkemizde elektrikli araçlara rağbetin hızla artmasına rağmen şarj istasyonlarının yeterliliği konusu kullanıcıların en merak ettiği soruların arasında yer alıyor. Bu soruna çözüm amaçlı olarak harekete geçen Üçay Grup, geçtiğimiz Ekim ayında güç yönetim firması EATON ile partnerlik anlaşmasına imza attı. Anlaşmaya göre elektrikli araçlar için hayati değer taşıyan AC ve DC şarj istasyonları, yük dengeleme üniteleri, network şarj yönetim yazılımı (CNM) ve RFID ödeme sistemleri gibi çözümleri Türkiye’ye getirerek, satış ve satış sonrası temsilciliğini de üstlenecek olan Üçay Grup, araç filolarının tamamını elektrikli araç şarj istasyonu oluşacak şekilde yenilemeyi amaçladıklarını duyurdu.

ELEKTRİKLİ ARAÇ ŞARJ İSTASYONLARINDA DESTEK VE TEŞVİKLER BAŞLIYOR

Benzinli ve dizel otomobillerden kaçışın sürdüğü Türkiye’de, yatırımların odağında elektrikli araçların gerek duyduğu altyapı sistemleri yer aldı. Resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelikle, birden çok sektörde gelişimi hızlandırma potansiyeline sahip mobilite alanında hızlı şarj istasyonlarına yönelik yatırımların desteklenmesi kararlaştırıldı.

Projelerdeki harcamaların yüzde 75’ine geri ödemesiz destek sağlanacağı belirtilirken, söz konusu yardımların tutarının ise 20 milyon TL ile sınırlandırılacağı açıklandı. Hali hazırda 3 bin 500 dolum istasyonun bulunduğu ülkemiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu programıyla geleceğe yönelik adımlarını hızlandırdı.

“TOGG’UN ÇIKIŞIYLA PAZARDAKİ TALEP DAHA DA ARTACAK”

Türkiye ve dünyada elektrikli araç pazarı ile ilgili çok önemli gelişmelerin yaşandığını aktaran Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı, yaptığı değerlendirmede, elektrikli araçların önümüzdeki süreçte tüketicilerin tercihlerinde önemli bir yer alacağını vurguladı. Şakacı, yerli ve milli araç projesi TOGG’un da yollara çıkışıyla birlikte elektrikli araç pazarındaki talebin daha da artacağına inandığını belirtti.

YAKLAŞIK 15 MİLYON TL’LİK YATIRIM

Yenilenebilir enerji kaynaklarına verdikleri önemin bu süreçte daha da önem kazandığını belirten ve araç filolarını tamamen elektrikli araçlardan oluşacak şekilde güncelleyeceklerini açıklayan Şakacı, “Üçay Mühendislik olarak karbon izimizi sıfırlamanın yanı sıra sürekli artan yakıt maliyetleri karşısında da yenilenebilir enerji kaynaklarına verdiğimiz önem daha da artıyor. Bu kapsamda araç filomuzun tamamını elektrikli otomobillerden oluşacak şekilde yenileyeceğiz. Aldığımız karar doğrultusunda, 1 milyon doları aşan bir yatırımla, 25 adet yüzde 100 elektrikli otomobili araç filomuza kattık. Kısa ve orta vadede bu yatırımı devam ettirerek ve önce filomuzun yüzde 50’sini, daha sonra ise tamamını elektrikli otomobillerden oluşacak şekilde değiştirmeyi hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.

ELEKTRİKLİ ARAÇ SATIŞLARI KATLANDI

Ülkemizdeki elektrikli araçlara olan ilgi satış rakamlarındaki artışla da dikkat çekiyor. Türkiye’de Ocak ayı verilerine göre elektrikli otomobil satışları geçen yıla oranla 237,2 artışla 2 bin 846’ya yükselirken, hibrid otomobil satışları ise yüzde 105,1 artışla 49 bin 493’e ulaştı. Elektrikli otomobillerin toplam satıştaki payı bir önceki yıla göre yüzde 0,1’den yüzde 0,5’e; hibrid otomobillerin payı ise yüzde 4’ten yüzde 8,8’e çıktı. Dünya genelinde artık üretimi yavaş yavaş azaltılan dizel motorlu araç satışlarında ise geçen yıl yüzde 39,5 olan oran yüzde 19,7’ye kadar geriledi. Veriler elektrikli araç satışlarındaki artış trendinin ve pazardan alınan payın ilerleyen dönemlerde otomotiv sektöründeki gelecek planlaması doğrultusunda daha da artacağı tahmin ediliyor.

2030 YILINA KADAR ÇOK SAYIDA MARKA TAMAMEN ELEKTRİKLİ ARAÇ ÜRETİMİNE GEÇECEK

Küresel ısınma ile mücadele kapsamında sektörün önde gelen çok sayıda otomotiv markası gelecek planlamalarının temelini elektrikli modellere geçiş doğrultusunda oluşturuyor. Dünyaca ünlü çok sayıda marka 2030 yılına kadar tamamen elektrikli araç üretimine geçeceklerini duyururken bu plan çerçevesinde milyarlarca dolarlık yatırımlar gerçekleştiriyor.

TKUMAGAZİN

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Enerji Projeleri

TÜRKİYE RÜZGÂRDA 14.000 MW SINIRINA DAYANDI

Yayınlanma tarihi

-

TÜREB’in açıkladığı 2024 Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu’na göre, yıl sonu itibarıyla Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 13.792,50 MWma ulaştı. Yalnızca 2024 yılında 1.310 MWm yeni kapasite devreye alındı. Türkiye, bu alanda Avrupa’da 6. sırada yer aldı.

TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden, 2035 hedefinin 48.000 MW rüzgâr kapasitesi olduğunu vurgularken, özellikle depolamalı RES projelerinin hız kazandığını belirtti. Türkiye’de toplam 24.000 MW’ı aşan proje stoğu bulunuyor.

En yüksek kurulu güce sahip şehirler İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Manisa olurken; depolamalı projelerde öne çıkan iller Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Antalya ve Eskişehir oldu.

Süper İzin Kanunu dışında pek çok mevzuat düzenlemesinin de 2024 yılı boyunca takip edildiğini dile getiren Erden; “Yenilenebilir projelerden yapı denetimin kaldırılması, orman izinlerinin sayısının azaltılması, TEA konusunda yeni bir protokol imzası ile süreçlerin hızlanması gibi olumlu adımları 2024 yılı boyunca takip ettik. Ümit ediyoruz ki kanunun da 2025 yılında yürürlüğe girmesi sonrası izin süreçlerinin de hızlı bir şekilde tamamlanabileceği depolamalı projeler, gelecekte yenilenebilir enerji entegrasyonunun daha verimli hale gelmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bu kanun ve ilgili düzenlemeler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması açısından kritik bir dönüm noktası olabilir” açıklamasında bulundu.

Devamını oku

Enerji Projeleri

TÜREB, WINDEUROPE 2025’Te “Türkiye Rüzgarıyla Sahadaydı” Dedirtti

Yayınlanma tarihi

-

Rüzgar enerjisi alanında dünyanın önde gelen etkinliklerinden biri olan WindEurope, bu yıl Türkiye açısından ayrı bir önem taşıdı.

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB), ülkemizin rüzgar enerjisi kapasitesini uluslararası düzeyde tanıtmak amacıyla Danimarka’da gerçekleşen WindEurope 2025 etkinliğine 100’ü aşkın kişilik bir heyetle güçlü bir katılım sağladı. Kopenhag’da düzenlenen etkinlikte TÜREB’in organize ettiği özel oturum büyük ilgi gördü. “Türkiye Rüzgarında Yeni Dalga: Büyüme, Yatırım ve Küresel Rekabet” başlıklı oturum, birbirinden değerli konuşmacılarla, TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi.

 

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç, Enerjisa Üretim CEO’su Sn. Mert Yaycıoğlu TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Sn. Gökhan Serdar  oturumda konuşmacı olarak yer aldı.

Sıfırdan 20 Bin İstihdama

TÜREB Başkanı Dr.İbrahim Erden, konuşmasında:

“Türkiye, kamu ve özel sektörler arasındaki güçlü iş birliğinin de etkisiyle, yirmi yıl önce sadece birkaç yüz megavattan bugün yaklaşık 14 GW’a çıkarak rüzgar enerjisinde kayda değer bir ilerleme gösterdi. İleriye baktığımızda, iddialı hedefimiz, Türkiye’nin küresel yenilenebilir enerji manzarasındaki önemli rolünü vurgulayarak 2035 yılına kadar 48 GW’a ulaşmak. Bugün, WindEurope 2025’te, Avrupa’nın ortak enerji vizyonuna olan sürekli bağlılığımızı vurgulayarak 100’ü aşkın katılımcıdan oluşan bir heyete gururla katılıyoruz. En önemlisi, Türkiye’nin 2028 yılında WindEurope Yıllık Etkinliğine ev sahipliği yapmak üzere adaylığını duyurmaktan mutluluk duyuyorum. WindEurope 2028’i İstanbul’da düzenlemek, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında yenilenebilir enerji merkezi olarak stratejik konumunu vurgulayacak ve sektörümüzde iş birliğini, yenilikçiliği ve sürdürülebilir büyümeyi daha da teşvik edecektir” dedi.

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç Türkiye’nin halen önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunu belirten Kılınç, bu durumu değiştirmek için daha fazla yerli üretim, daha fazla yatırım ve daha güçlü bir iş birliği ortamı gerektiğini ifade ederek Türkiye’nin enerji bağımsızlığına ulaşma konusundaki kararlılığını vurguladı.

“Zorlukları Yakından İzlediyoruz”

devletin bu alandaki vizyonunu yatırımcılarla paylaşma sürecinde aktif iletişim kurduklarını ve sektördeki zorlukları yakından izlediklerini belirtti. Bakanlıklar ve özel sektör arasındaki iş birliğinin artırılması gerektiğinin de altını çizdi.

“Büyüme Potansiyelinin Devlet-Yatırımcı Dengesinin Doğru Kurulmasına Bağlı”

TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, sektörün büyüme potansiyelinin devlet-yatırımcı dengesinin doğru kurulmasına bağlı olduğunu dile getirdi. Mevcut zorluklara ek olarak, makroekonomik dalgalanmaların küresel rekabet açısından yeni bir zorluk oluşturduğunu belirtti.
Türkiye’nin, Avrupa için güvenilir bir tedarik zinciri ortağı olduğuna dikkat çeken Serdar, bu güvenin devamı için Avrupa’daki partnerlerle daha yakın iş birliklerinin kurulması gerektiğini ifade etti.

 

Enerjisa Üretim CEO’su Mert Yaycıoğlu,  uzun süren izin süreçleri, şebeke bağlantı zorlukları ve çevresel-sosyal etkiler. Bu sorunların aşılması için izin süreçlerinin hızlandırılması, yatırım süreçlerinin optimize edilmesi ve kamu desteğinin artırılması gerektiğini söyleyerek sektörün karşılaştığı en temel sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, siber güvenlik konusunun rüzgar enerjisi sektöründe giderek daha kritik hale geldiğini vurgulayan Yaycıoğlu, dijitalleşme yatırımlarının hem bugün hem de gelecekte öncelikli olacağını ifade etti.

Devamını oku

Enerji Projeleri

Rüzgar Endüstrisi 2.2 Milyar Dolara Ulaştı

Yayınlanma tarihi

-

KOPENHAG – Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) ve beraberindeki heyet, Danimarka’nın başkenti Kopenhag yakınlarında bulunan Middelgrunden deniz üstü rüzgâr enerjisi santralini ziyaret etti.

Kopenhag’ın 3,5 kilometre açığında, Oresund deniz yolu güzergahında yer alan santral, 2000 yılında inşa edildiğinde her biri 2 megavat gücünde olan 20 türbiniyle dünyanın en büyük deniz üstü rüzgâr çiftliği olarak kayıtlara geçmişti. Hâlen Kopenhag’ın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 4’ünü karşılıyor.

“Türkiye’nin Rüzgâr Endüstrisi 2,2 Milyar Dolar Değere Ulaştı”
Santral gezisi kapsamında açıklamalarda bulunan TÜREB Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman, Türkiye’nin rüzgâr endüstrisinin 2,2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını ve bu endüstrinin cirosunun yüzde 70’inin ihraç edildiğini vurguladı.

Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisi Daha Avantajlı 

Daha yüksek üretim kapasitesi sunması nedeniyle deniz üstü rüzgâr enerjisinin avantajlı olduğunun altını çizen Yaman, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Denizüstü rüzgâr sadece enerji üretimi olarak görülmemeli. Bu alana yatırım yaparken tedarik zincirini oluşturma, know-how elde etme ve bu bilgiyi ihracata yönlendirme imkânı bulacağız. Şu an 2,2 milyar dolara ulaşan, cirosunun yüzde 70’ini ihraç eden bir karasal rüzgâr endüstrisi söz konusu. Aynı başarı deniz üstünde de elde edilebilir. Deniz üstü rüzgâr enerjisine gerekli destek sağlanabilirse çok ciddi bir sanayi oluşacak, önümüzdeki 10 yılda Avrupa’nın enerji dönüşümünde önemli rol oynayacak. Böylelikle Türkiye’nin cari açığını kapatmaya destek olacak bir sanayiyi tetiklemiş olacağız.”

Denizüstü Rüzgâr Projeleri İçin Marmara’da Çalışmalar Sürüyor

Yaman, Türkiye’de şu an için deniz üstü rüzgâr enerjisi projelerine ilişkin dört alanın belirlendiğini belirtti. Marmara Denizi’ndeki üç bölgede ölçümlerin başladığını ve bu bölgelerden iki alanın teknik analizler için uygun bulunduğunu aktardı.

“2026 Yılı İlk Çeyrekte Teknik Fizibiliteyi Tamamlamış Olacağız”

Gelecek yılın ilk çeyreği sonunda alanlara ilişkin teknik fizibilite için yeterli verinin toplanmasının hedeflendiğini dile getiren Yaman, şöyle devam etti:
“İklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede enerji sektörüne çok iş düşüyor. Deniz üstü rüzgâr enerjisi de önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Türkiye olarak enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda çalışmalar, deniz üstü rüzgâr enerjisi alanında da devam ediyor.”

Devamını oku

Trend olan