Takip Edin

Son Dakika

PTT, “YEŞİL LOJİSTİĞE” BÜYÜK ÖNEM VERİYOR

Yayınlanma tarihi

-

PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten: “Faaliyetlerimiz neticesinde kurumumuzda oluşan atıklardan kaynaklı sera gazı salınımlarının azaltılmasını sağlıyoruz. Yürüttüğümüz bu çalışmalar, Avrupa Kamu Posta İşletmecileri Birliği (PostEurop) tarafından her yıl oluşturulan “En İyi Sosyal Sorumluluk Broşürü” içerisinde 2020 yılının iyi uygulamaları arasında yerini aldı.”

 “Posta ve kargo dağıtım hizmetlerinde kullandığımız tüm ambalaj malzemelerimiz yüzde 100 geri dönüştürülebilir ve renklendirmelerde faydalandığımız materyaller ise suda çözülebilir özellikte.”

Ulaştırma ve Haberleşme Şûrası’nın 12’ncisi bu yıl 25 binden fazla katılımcıyla gerçekleştirildi. Şûrada, Sürdürülebilir Lojistikte İnovasyon, Yeni Trendler ve Yeşil Lojistik Uygulamaları oturumunda konuşan PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, PTT’nin geleceğin önemli çözümleri arasında görülen Yeşil Lojistik alanına büyük önem verdiğini söyledi.

Gülten, dünyanın büyük bir hızla yeni teknolojiler geliştirdiği bir dönemde lojistik sektöründeki dinamiklerin de değişime uğradığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Perakende satış, E-ticaretin hayatımıza girmesiyle lojistik sektörleri için bir dönüm noktası oldu. Öncesinde tedarikçiler arasında bir köprü görevi üstlenen sektörümüz, bugün son tüketiciye kadar mal ve hizmet sağlanmasına aracılık eder hale geldi. Lojistik ve kargo sektörü, bugün doğuyu batıyla, kuzeyi güneyle buluşturan en dinamik ağı kurmuş durumda. Dünya çapında da bu hizmetlerden kaynaklanan karbon salınımının azaltılabilmesi için PTT Ailesi olarak çevre dostu projelere önem veriyor ve bu kapsamdaki projelerimizi hayata geçiriyoruz.”

“PTT, çevre dostu projelerle geleceğe umutla bakıyor”

Reklam

PTT’nin çevre dostu projeleriyle geleceğe umutla baktığını kaydeden Gülten, bu kapsamda hayata geçirdikleri projelerle ilgili konuştu. Çevre kirliliğini azaltan, pratik hizmet sunmayı sağlayan doğa dostu elektrikli scooterları 2021 Haziran ayından itibaren İstanbul’da dağıtım hizmetlerinde kullanmaya başladıklarını ifade eden Gülten, bu araçlarla 3 ayda yaklaşık 450 bin gönderiyi sahiplerine ulaştırdıklarını vurguladı.

Gülten, “Dağıtım sürecimizde kullandığımız elektrikli scooterlarımızın sunduğu verimlilik konusunda sahadan olumlu geri dönüşler alıyoruz.  Ayrıca, Şirketimizde kullanılan araçların, binde 5’inin hibrit araçlardan seçilmesi yönünde aldığımız kararla da karbon salınımı konusunda gösterdiğimiz hassasiyetle faaliyetlerimize devam ediyoruz” dedi.

“Sıfır atık prensibi ile temiz bir gelecek inşa ediyoruz”

 Çevre Kanunu kapsamında, Sıfır Atık Yönetmeliği ile pek çok kurum ve kuruluş gibi PTT’nin de önemli faaliyetlerde bulunduğunu kaydeden Gülten, 2018 yılından bu yana 3 bin tonun üzerinde tehlikeli ve tehlikesiz atık biriktirerek belediyelere veya lisanslı geri dönüşüm firmalarına teslim ettiklerini ve bu kapsamda ülke ekonomisine katkı sağladıklarını ifade etti.

Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında olan 3 bin 100 iş yerinden 2 bin 482 adedinin temel seviyede sıfır atık belgesi alarak faaliyetlerini belgeli bir şekilde sürdürdüğünü dile getiren Gülten, “Faaliyetlerimiz neticesinde kurumumuzda oluşan atıklardan kaynaklı sera gazı salınımlarının azaltılmasını sağlıyoruz. Yürüttüğümüz bu çalışmalar; Avrupa Kamu Posta İşletmecileri Birliği (PostEurop) tarafından her yıl oluşturulan “En İyi Sosyal Sorumluluk Broşürü” içerisinde 2020 yılının iyi uygulamaları arasında yerini aldı. Süreçlerimizde ve uygulamalarımızda çıtayı hiç düşürmeden aynı anlayış ve tempoyla devam edeceğiz” diye konuştu.

Reklam

Sıfır atık kapsamında, PTT olarak çevreye zarar vermeyen malzemeleri kullanmaya özen gösterdiklerini vurgulayan Gülten, şunları söyledi:

“Posta ve kargo dağıtım hizmetlerinde kullandığımız tüm ambalaj malzemelerimiz yüzde 100 geri dönüştürülebilir ve renklendirmelerde faydalandığımız materyaller ise suda çözülebilir özellikte. Tüm bunların yanında, çevreye duyarlı projeler geliştirmeye ve bu anlamdaki iş birliklerimizi sürdürmeye de devam ediyoruz. Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) ile yargısal süreçleri hızlandırmanın yanında binlerce ağacı kesilmekten kurtarıyoruz. Elektronik Belge Yönetim Sistemi’ni kullanarak kâğıt israfının önüne geçmiş oluyoruz.”

“PTT olarak doğal afetlerde de vatandaşımızın yanındayız”

Her zaman ve her koşulda, 181 yıldır vatandaşın yanında yer alarak hizmetlerini sürdürdüklerini vurgulayan Gülten, afet lojistiği konusunda da büyük sorumluluk üstlendiklerini kaydetti. Gülten, AFAD ile PTT arasında gerçekleşen iş birliği kapsamında; Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde gerçekleşen deprem, yangın ve sel gibi tüm doğal afetlerde AFAD Başkanlığı’na ait taşımaların PTT tarafından yapıldığını dile getirdi.

PTT olarak tüm bu süreçleri proaktif bir yaklaşımla yürüttüklerini kaydeden Gülten, sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam

“AFAD’a ait 27 deponun ve 53 cep deposunun işletmesini, depolarda bulunan ekipmanların bakım ve kontrollerini, acil durumlarda 7/24 olarak istenen yardım malzemelerinin istenen yere hızla sevk edilmesi görevlerini başarıyla yerine getirdik. Bu alanda sürekli yeni değişkenler karşımıza çıkıyor. Hızlı müdahale etme becerisini sürekli hale getirmek ve ihtiyaçların daha doğmadan belirlenmesini sağlamak konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bu noktada ısı kontrollü araçlarla gerçekleştirilen nakliyelerin de önemi ortaya çıkıyor. Geçtiğimiz yıllarda İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı sağlık birimlerinin laboratuvar numunelerinin taşınmasını ısı kontrollü, takip sistemli araçlarımız ve operasyonda kullandığımız yazılımlarla gerçekleştirdik. Bu alanda da kendimizi sürekli geliştiriyor, deneyimimizi ve teknik kapasitemizi artırmaya devam ediyoruz.”

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

TÜRK RÜZGARI BİLBAO’YA UZANDI!

Yayınlanma tarihi

-

  • Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu.
  • T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek.

‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi. Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.

Devamını oku

Haber

Arkas Bunker’dan Türkiye’de bir ilk…

Yayınlanma tarihi

-

Arkas Bunker’dan Türkiye’de bir ilk… Arkas Bunker Türkiye’de Denizcilik Yakıtlarında Sürdürülebilirlik Sertifikasını Alan İlk Yakıt İkmal Şirketi Oldu!

Arkas Bunker sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda ilklere imza atıyor. Bu kapsamda Tarım, gıda ve biyoenerji endüstrilerinde sürdürülebilirliği destekleyen, dünya çapında tanınan bir sertifika sistemi olan Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasını (ISCC
– International Sustainability and Carbon Certification) aldı.
Arkas Holding iştiraklerinden Arkas Bunker, denizcilik yakıtlarında sürdürülebilir iş modeli ile
yoluna devam ederken şirketlerin karbon emisyonunu azaltmalarına destek vermek üzere
projelerine devam ediyor.
Çevre ve kaynakların korunması misyonu ile uyumlu olarak uluslararası nitelikte, uygulamaya
yönelik ve şeffaf bir sistem sağlayan dünyanın en itibarlı sertifikasyon programları arasında
yer alan ISCC'den onay aldı.
Biyokütle, biyoyakıt ve diğer yenilenebilir ham maddelerin sürdürülebilir üretimini ve
tedariğini doğrulamak için kullanılan, çok paydaşlı olarak geliştirilmiş, uluslararası kabul
görmüş bir sürdürülebilirlik sertifikasyon sistemi olan ISCC sayesinde Arkas Bunker
sürdürülebilirlik hedeflerine bir adım daha yaklaştı.
ISCC Sertifikası kriterleri arasında yürürlükteki yasa ve yönetmeliklere uyum, sürdürülebilir
arazi kullanımı ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sera gazı emisyonlarının ve diğer çevresel
etkilerin azaltılması, insan haklarına ve işçi haklarına saygı, sorumlu su kullanımı ve
yönetiminin yanı sıra tedarik zincirinde izlenebilirlik ve şeffaflık kriterlerine uyum yer alıyor.
“Doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı” olarak
tanımlanan yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük özelliği, karbondioksit emisyonlarını
azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları, yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa
bağımlılığın azalmasına ve istihdamın artmasına katkıda bulunmaları ve kamuoyundan yaygın

ve güçlü destek almaları olarak biliniyor. Aynı zamanda fosil yakıtlar kullanılmadan
üretildikleri için sürdürülebilirler. Bu sayede doğal gaz, kömür ve petrol gibi enerji kaynakları
tükenmeden yenilenebilir ve çevreye daha az zararlı yakıtlar kullanılmış oluyor.
Arkas Bunker Genel Müdürü Seçkin Gül, armatörlerin ihtiyaçları doğrultusunda sürdürülebilir
ve çevreci yakıtları radarlarında tutmaya devam edeceklerini söyledi.

Devamını oku

Haber

LOGİSTA GLOBAL LOGISTICS GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP AKMAN: LOJİSTİK MERKEZLER CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILINDA GELECEĞİMİZİ DİREKT ETKİLEYECEK!

Yayınlanma tarihi

-

Sayıları giderek artan, fiziksel koşulları iyileştirilen ve teknolojik imkanlarla güçlendirilen lojistik merkezler, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye ekonomisini atağa geçirecek. 2002’den bu yana 13 lojistik merkezinin işletmeye açıldığını söyleyen Logista Global Logistics Genel Müdürü Zeynep Akman, “Şu an 7 lojistik merkezimizin etüt proje ve planlama çalışmaları sürüyor. 2053 yılına kadar ülkemizdeki lojistik merkez sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması planlanıyor. Lojistik merkezler ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyecektir” dedi.

 

İhracat odaklı büyüyen Türkiye’nin en önemli sektörlerinin başında lojistik geliyor.  Bu kadar kritik bir sektörde yatırımlar, hem kamu hem de özel sektör tarafından sürdürülüyor. Buna en güzel örneklerden birini Türkiye’de lojistik merkezi sayısının iki katına çıkarılması gösterilebilir.

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’de lojistik merkezi sayısının 13’ten 26’ya çıkarılacağı belirtildi. Logista Global Logistics Genel Müdürü Zeynep Akman, “Türkiye, son yıllarda ihracat odaklı büyümeyi kendine stratejik hedef edinmiştir. İhracatta başarının altın anahtarı lojistikten geçiyor. Başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mızın yatırımları olmak üzere; özel sektörden çok önemli yatırımlar gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yatırımlar sektörümüz adına son derece sevindiricidir” yorumunda bulundu.

Reklam

8 TRİLYON 600 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ BULUNAN 67 ÜLKEYE 4 SATTE ULAŞABİLİYORUZ

Türkiye’nin Asya-Avrupa-Afrika gibi kıtaların kesişim alanında bulunduğunu, Çin, Hindistan, Rusya, BDT ve Ortadoğu ülkelerinin tam ortasında bulunduğunun özenle altını çizen Logista Global Logistics’in Genel Müdürü Zeynep Akman,” Ülke olarak çok özel bir lokasyonda bulunuyoruz. Türkiye’den 4 saatlik uçuş süresiyle yaklaşık 1,4 milyar insanın yaşadığı ve 8 trilyon 600 milyar dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkeye ulaşılabiliyoruz. Dünya ticaretinin merkezindeyiz dersek abartmamış oluruz” dedi.

LOJİSTİK MERKEZLERLE TÜRKİYE’NİN TİCARETİ İVMELENECEK!

Lojistik sektörünün artık bir bilim dalı haline geldiğini ifade eden Akman son olarak şu bilgileri verdi: “Ülkemizde lojistik sektörü hake ettiği konuma günden güne erişiyor. Sektör olarak birbirinden bağımsız sektörleri kendi içimizde harmanlamak ve iş yaptığımız sektörlere uyum sağlamak durumundayız. Bu da biz lojistikçilerin çok esnek olmasını, hızlı düşünmesini ve partner hizmeti vererek çözümün bir parçası olmasını beraberinde getirmektedir. Lojistik merkezlerin sayısının artması, lojistik merkezlerdeki altyapıların iyileştirilmesi, teknolojik imkanların lojistik sektörünün içinde yer alması ile kazanan Türkiye olacaktır. Tüm bu saydığımız etkenlerle Türkiye’nin ticaretinin ivmeleneceğini ve cumhuriyetimizin ikinci yüzyılından lojistik sektörünün en önemli sektör olacağını öngörüyorum. 2002’den bu yana 13 lojistik merkezimiz işletmeye açılmıştı. Sivas, Kayseri Boğazköprü ve Rize İyidere lojistik merkezlerinin yapımına devam ediliyor. Bilecik-Bozüyük, Mardin, Ovaköy, İstanbul Avrupa Yakası, Çerkezköy, Çandarlı İzmir ve Filyos olmak üzere 7 lojistik merkezinin ise etüt proje ve planlama çalışmaları sürüyor. 2053 yılına kadar ülkemizdeki lojistik merkez sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması planlanıyor. Bu, sadece sektörümüz adına değil ülkemiz ekonomisi adına sevindirici bir gelişmedir. Lojistik merkezleri önemsiyoruz ve bu merkezlerdeki gelişmeleri tüm sektör oyuncuları olarak yakından takip ediyoruz.”

Reklam
Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan