Takip Edin

Makale

Nefes için aşı gerekli

Yayınlanma tarihi

-

Bakış Açısı: Pi kodu

Merhaba değerli Okuyucularım…

Nefes için aşı gerekli

Taşıma Kaldırma Üniteleri Magazin Dergisinin olarak www.tkumagazin.com internet haber portalı ile sektörde bir devri açtık. Günlük ve gündemi öngören haber çalışmalarımız ile devam ediyoruz. Elinizin altına sektörel bir rehber olan haber portalımıza anlık proje vs haberlerinizi gönderebilirsiniz.

Pandemi covid 19 virüsünün bir yıl geçmesine rağmen ülkemizde ölüm oranları gün geçtikçe çoğalmakta olduğunu görüyoruz. Süreç ülkemizi ekonomik daralmaya itiyor. Bu arada vatandaş da mağdur olmasına devam ediyor. Bu illet hastalıktan kurtulmak için kurallara uymak gerekiyor. Sektörümüzde birçok değerli sanayicileri kaybettik. Dileriz ki tüm vatandaşlarımızın aşılanması sağlanır.  Bu durum ülkemizin biraz nefes almasını sağlayacaktır.

Reklam

Yerli üretimde zihniyet karmaşası

55 sayımız konseptini yine bozmadık Türkçe-İngilizce olarak dopdolu bir çalışmaya imza attık. 2020 sektördeki ivmelenmeyle beraber ilk pandemi vakasından sonra görmediği bir talep öngörüsü ile karşılaştı… Endüstriyel iş makinaları olarak adlandırdığımız istif, forklift, manlift, vinç kiralama iyi bir talep yakaladı. Sektörün yatırım yapmak istediğini gördük. Yatırım maliyetlerinde önemli parçası kur çıpasının dalgalı olması sektörde ayrı bir başlık. Kurun yerinde durmaması yatırımları engelliyor.

55 sayımızda üç özel dosya üzerinde durduk. özel haber dosyalarını hazırlamak için kolları sıvadık. Bunlardan biri “yerli üretime katma değer yaratan firmalar” oldu. Yürekten desteklediğimiz yerli üretimin bu özel sayımızda olmasını temenni ettiğimiz firmaların da bu durumu önemsemediğini gördük. Bunun nedeni araştırabilir, ama benim gördüğüm sektörümüze yön veren yerli üretimin zihniyet karmaşası içinde olmasıdır… Kurumsallığın en önemli aşamasının PR çalışması olduğunu hatırlatmak isterim.

Önemli tedarikçi, treyler sektörü

Diğer bir dosya konumuz ise sektörümüzün hedef kitlesi olan “ağır yük çeken ticari araçlar” oldu. Özellikle yerli üretim yapan, bunları bir çatı altında birleştiren TREDER derneği bu konuda bizlere destek verdi. Bu bağlamda TREDER Genel Sekreteri Göktan GÜÇLÜ’ye ilgilerinden dolayı Net Medya Yayıncılık olarak teşekkür ederiz. Yayınımızın önemli tedarikçisi olan treyler, dorse, çekiciler önemli bir yer tutmakta. Yerli üretim yapan firmalar yaptığımız çalışmayı önemsediler, önemseyenlerle yolumuza devam ettik… Bir kısım üreticilerin ise yurt içi ve yurtdışı pazarında yakaladıkları güzel ivmenin sarhoşluğu ile başları döndüğünü gördüm. Bu tespite yabancı markalar da girebilir.

Reklam

Sihirli düğme kimin elinde

Bu sayımızda özellikle, pandemi ve sektörün sorunlarını, hem ağır proje lojistik sektöründe, ve diğer sektördeki röportajlarını gerçekleştirdiğimiz firmalara sorduk. Yanıtlayan herkes aynı dertten muzdarip: Bürokrasi… Bürokrasi ise devlet kadrolarında yetenek ve uzmanlık isteyen işler. Sorunlar zor değil, çözüme açık ama bürokratik yapıdaki iç denetimi sağlayan yetkinlik derecesindeki kişilerin az olması olaya tuz biber ekiyor. STK’ların beyni dönmüş durumda. Enteresan durum şu: Bir STK, bakanlıktaki müsteşar veya genel müdüre sorununu anlatmak için kapısına gidiyor sorunu anlatıyor. Fakat diğer sefer kapısını çalacağı zaman aynı bürokratı görmek ne mümkün. Aynı makamda değil; alınmış veya başka bir yere atanmış. Ağlasak mı gülsek mi… Toplantıda çekilen resimler elde hatıra olarak kalıyor. Sonra sil baştan…! Devletin, sorunları çok iyi bildiklerini biliyoruz tabii ki, ama bilmek ile iş bitmiyor; çözmek gerekiyor!!! Bu sihirli çözüm düğmesi kimin elinde olabilir diye sormadan edemiyorum…

Sağlıklı günler dileğiyle

Metin ŞENDİL

 

Reklam

 

 

 

 

 

Reklam

 

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Makale

ALPER KALAYCI ;ENERJİ ,TÜM DÜNYANIN EN ÖNEMLİ KONUSU HALİNE GELDİ

Yayınlanma tarihi

-

ENSİA, BİR PROJE DERNEĞİDİR

Kalaycı açıklamalarına şöyle devam etti: “ENSİA, 2016 Temmuz ayında derneğimiz kuruldu. 7 senemizi doldurmuş durumdayız. 2021 mart ayı itibarıyla da derneğin başkanlığını yürütüyorum. 2016 yılı Temmuz ayında “Türkiye’yi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında ekipman, teknoloji ve proje üreten uluslararası bir merkeze dönüştürmek” vizyonu ile çıktığımız yolda, temiz enerji alanında ülkemizin en kapsamlı kümelenme adresi olma seviyesine ulaşmış durumdayız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına doğru koşar adım ilerlerken, 100’e yaklaşan Kurumsal Üyelerimizle 50 bini aşkın insanımıza istihdam sağlıyoruz. Malatya’dan Mersin’e, Adana’dan Ankara’ya, Balıkesir’den İstanbul’a, Kocaeli’nden İzmir’e kadar; yurdumuzun pek çok kentinde faaliyet gösteren üyelerimiz; ülkemizin yenilenebilir ve temiz enerji yolculuğuna katkı koyuyor ve katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. 105 kurumsal üyemiz var, 150’nin üzerinde toplam üyemiz bulunmaktadır.

 

Devamını oku

Makale

Forklift Çatalı Üzerinde Menşesi Yazan Tek Marka: Vetter

Yayınlanma tarihi

-

İSG AÇISINDAN FORKLİFT ÇATALI NEDEN ÖNEMLİ

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) açısından forklift çatallarının önemli olduğunu bilmeyen yok gibidir. Burada dikkat etmemiz gereken bazı parametreler bulunmaktadır.

Çataldaki ölçüler her zaman kapasiteyi belirlemez. Her zaman çatal ölçüsüne göre yeni bir ürünü teklif etmemeliyiz. Makinanın kapasitesine göre çatalı teklif etmeliyiz.

Çatal ölçüsüne göre hareket edersek kapasitesi düşük olan bir çatalı takmış olabiliriz. 5 tonluk bir makineye 3 tonluk bir çatal takmış olabiliriz. Bu da İSG olarak risklidir.

FORKLİFT ÇATALINDA ÖLÇÜ BİR PARAMETRE FAKAT ANAYASA DEĞİL

Reklam

Her zaman ölçüye göre değil çatalın üzerindeki kapasiteye göre hareket etmek gerekir. Ölçü, kapasiteyi belirlemiyor.

Satın almacı eğer ölçü ile ilgili bir satın alma yaparsa bir kaza, ölümlü bir durum olduğunda satınalmacı sorumludur.

Ama satınalmacı makinenin kapasitesine göre çatal talebinde bulunursa, getiren yanlış getirirse burada getiren sorumludur.

Ölçüye göre mi satınalma yapılıyor? Yoksa kapasiteye göre mi yapılıyor? Çatalın üzerinde yazılı olan kapasiteye her zaman dikkat etmek gerekir. Ölçü bir parametre ama anayasa değil. Burada can alıcı nokta çatalın üzerinde yazan kapasite.Makinanın hakkını verebilmek için makinanın kapasitesi ile çatalın üzerinde yazan çatal kapasitesinin uyumu önemli.

BEYAZ YALANLARA DİKKAT EDELİM

Reklam

. Burada satıcı firmaların da bazı beyaz yalanları bulunmaktadır ve bunlara da dikkat etmek gerekmektedir. Mesela marka Alman markası ama üretim yeri Çin.

Bu, Alman menşeili değil Çin menşeilidir. Buna dikkat etmek gerekmektedir. Çin malına İngiliz diyen de var. Bu marka bunu kendi ülkesinde üretmiyor, fason ürettiriyor, yüksek fiyatlardan pazarlıyorlar. Bunu Almanya’da yapamazlar, İngiltere’de yapamazlar. Bunu sadece bizim Türkiye’de yapabiliyorlar sebebi euro bazında satış yaptıkları için bunlara dikkat etmek gerekiyor.

 

Devamını oku

Haber

GAZETECİ AHMET DOĞAN YAZDI: GELİŞMEKTE OLAN BİR ÜLKE: TÜRKİYE

Yayınlanma tarihi

-

Çocuktum… Küçüktüm yani… Ufacıktım… Türkiye, ‘gelişmekte olan ülkeler’ arasındaydı. Gelişiyorduk. Sürekli gelişiyorduk. Sonra, rahmetli Turgut Özal’ı tanıdım. O zamanlar sadece TRT var tabii… Tonton Özal Amca’mız TRT’ye çıkıyordu. Eline, kalemini alıyordu. Dudaklarını şapırdatıyordu. Ve, ‘İcraatın İçinden’ programı ile ülkede ne var ne yok bir bir anlatıyordu.

Ülkede işler iyiydi… İnşaatlar dikiliyordu. Beton, demir fiyatları da güzeldi. İşler iyiydi sizin anlayacağınız. Eeee, koca inşaatlar dikildiğine göre işler hele bir iyi olmasındıydı…

 

Bir de Özal’ın buzdolabı hesabı vardı. Meşhurdu. Buzdolabıya bakarak işlerin iyi mi kötü olduğunu en iyi hesap uzmanından daha iyi hesaplayabiliyordu… Buzdolabı ekonomi korelasyonu… Ne kaaaa buzdolabı o kaaaa ekonomi…

Ha unutmadan yazmalıyım: Özal döneminde sürekli çağ atılıyorduk. Öyle çağ atlıyorduk, öyle çağ atlıyorduk ki… Atlaya atlaya bir hal olmuştuk… Sırıkla atlayanlar filan yanımızda esamesi okunmayacak türden sporculardı. Çağ atlamak bizden sorulurdu.

Reklam

Halk, zam üstüne zam yiyordu. Rahmetli Kemal Sunal’ın orta direk filmleri o dönemlerin eseridir. Yine stokçuluk üstüne Kemal Sunal en güzel komedi (hiciv) filmlerini o dönem çevirmişti. En azından ülkede film çevrilebiliyordu… (?)

Zamsalak olmuştuk… Ve Rahmetli Nejat Uygur’un ‘kazık gülü’ hepimizin aklındadır. İşte o kazık gülleri o günlerin eseridir…

Aradan uzun zamanlar geçti. Demirelleri gördük, Çiller, Mesut Yılmaz, Yıldırım Akbulut, Necmettin Erbakan, Ecevit (çok kısa) gördük.

Ve o küçük çocuk büyüdü. Büyüdü ve sorgulamaya başladı…Yıl oldu 2023… Cumhuriyetimizin 100. Yılı. İkinci yüzyıla merhaba dedik ülkece. Merhaba diyebildik mi sahi? Sosyal medya fenomenlerinin merhaba dediği kesin de vatandaşın pek merhaba diyecek hali de kalmamış gibi…

 

Reklam

Vatandaş doların, euronun 30 TL olduğu, benzin-mazotun 40 tl civarında seyrettiği

Ve o küçük çocukla beraber ülke de büyüdü. Gelişti. Ama gelişmekte olan ülkeler kategorisinden bir türlü sıyrılamadık. Ha bir de, o kadar geçen zamana rağmen gelişmekte olan ülkeler ligindeyiz. Bu kadar gelişmekte olmak da ne bileyim…

Bir düşünsenize dostlar!

3 tarafımız denizlerle çevrili ve fakat günün sonunda balık dahi yiyemiyoruz. Kişi başına düşen balık tüketiminde diplerdeyiz… Yoo, lüferden, somondan filan bahsetmiyorum. Bildiğiniz hamsi, istavrit yiyemiyoruz. Düz, istavrit yani… Düz hamsi… Balığın Karadeniz görmüş hali yani…

Bir düşünsenize dostlar!

Reklam

Ülkede peri bacaları var. Şafakta o canım seher vaktinde o güzelim bozkır rüzgarı ile balona binenler de var. Peki kim bunlar? Turistler… Biz peki? Biz de ağzımızı açıp balonlara bakıyoruz… Bu ülkenin asıl vatandaşları… Kaçımız balona binebildik? Bir balonun fiyatı ne kadar? 4 kişilik bir aile balona binmeye çalışsa sanırım bırakın maaşını oraya gömmeyi kredi çekmek durumunda kalır…

Haa, kredi demişken. En ufak banka bile yüzde 40-50-60 kar açıklıyor. Bu rakamların üstünde karlılık oranları da var. Marjinal doyum noktası… Ya da var olmanın dayanılmaz hafifliği mi desek, Türkiye’de banka olmanın dayanılmaz hafifliği mi desek? Ben bilemedim… Varın siz adını koyun…

Bir düşünsenize dostlar!

Pamuk, şekerpancarı, incir, fındık, buğday, mercimek, kavun, karpuz, üzüm vs. sizin topraklarınızda hayat buluyor. Siz ise saman ithal ediyorsunuz… Bildiğiniz saman… Düz saman yani…

Bir düşünseniz dostlar!

Reklam

Ya da boş verin dostlar düşünmeyin… Nasılsa bizim yerimize düşünen böyyüklerimiz var. Biz onlardan daha mı iyi bileceğiz. Di mi ama…!

Ahmet Doğan

TKU MAGAZİN

Devamını oku

Trend olan