Takip Edin

Sektörel Gündem

MAKİNE SEKTÖRÜNDEN 1.7 MİLYAR DOLARLIK BAŞLANGIÇ

Yayınlanma tarihi

-

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) tarafından yapılan açıklamaya göre, Ocak ayında Türkiye’nin serbest bölgeler dâhil toplam makine ihracatı 1,7 milyar dolar oldu. Geçen yılın Ocak ayına göre yüzde 10,4 artış sağladıklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine ithalatı son çeyrekte hız kesmesine rağmen, geçen yıl yüzde 21,2’lik artışla 34,4 milyar dolara yükselerek Türkiye’nin toplam ithalatı içinde yüzde 13 paya ulaştı. Makine ithalatımızın yüzde 77’sini yapan genel imalat sanayimizin makine ihtiyacının yarısında yerli alternatifleri tercih etmesinin dahi ekonomiye katkısı, 2021 sabit fiyatlarıyla 10 yılda 760 milyar TL olur” dedi. 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bizzat açıklandığı üzere 2021 yılını 20 milyar doların üzerinde ihracatla tamamlayan üç sektörden biri olan makine imalat sanayii, Ocak ayına yüzde 10,4 artış ile başladı. Aylık ihracatı 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşen sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler Almanya, ABD, İtalya, Fransa ve Birleşik Krallık oldu. Bu 5 ülkeye yapılan aylık makine ihracatı 600 milyon doları bulurken, Rusya’ya makine ihracatındaki artış yüzde 41,4 seviyesine ulaştı. Yüzde 342 artışın yaşandığı Hindistan ile yüzde 28,5 artış gerçekleşen Mısır en büyük on ihraç pazarı listesine 6. ve 9. sıradan girdiler.

 BANKACILIĞIN YERİ ÖNEMLİ

Üçüncü çeyrek verilerine göre dünyada yıllık makine ihracatı 20 milyar doları aşan ülkeler arasında, oransal olarak en fazla artış sağlayan ülkenin yüzde 32 ile Türkiye olduğuna dikkat çeken Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Orta-yüksek teknolojili mallar sınıfında tanımlanan makinelerin üretim ve ihracatında pandemi öncesinde başlayan yüksek performans rakiplerimizin üzerinde bir ivmeyle sürüyor. DTÖ’nün son verilerine göre Türkiye’nin yüzde 32 ile en yüksek ihracat artışı yakaladığı ilk 9 ayda, Tayvan ve İtalya’nın artışları yüzde 28 ve yüzde 27 olarak gerçekleşti. Makine ihracatımızın geçen yılın sonunda 23 milyar dolara ulaşmasında, ürünlerimizin teknoloji seviyesinde ve fiyatlarında sağladığımız artış ile pazarlarımızdaki çeşitlenmenin önemli bir rolü var. İhracat artışımız AB dışındaki Avrupa’da yüzde 30, merkezi ve Güney Asya’da yüzde 55, NAFTA’da yüzde 34, MERCOSUR’da yüzde 53 oldu” dedi.

GÜÇLÜ YATIRIM DÖNEMİ

Karavelioğlu, küresel canlılığın ilkbahar aylarından sonra kalıcı olarak devam etmesini beklediklerini ifade ederek, “2021 yılında küresel tedarik zincirlerindeki değişim, yeni kapasite yatırımlarını önemli ölçüde artırarak makine ve teçhizat yatırımlarını 5 trilyon doların üzerine taşıdı. Gerek sürdürülebilirlik ve dijitalleşme gerekse yeşil enerji alanlarında pek çok yatırım yapılıyor. Sadece bu yatırımların değil, tüketimin de giderek pahalanacağını arz kaynaklı enflasyonun emtia, lojistik ve enerji maliyetlerindeki etkilerinden görüyoruz. Güçlü yatırım dönemi ihracat konusundaki iyimserliğimizi artırsa da gelişmelerin üretim maliyetlerine önemli bir etkisi olacak” dedi.

 YÜZDE 50’DEN FAZLA ARTIŞ

Türkiye’nin makine alanındaki başarısını sürdürebilmesini, işletme ölçeklerinin büyümesiyle elde edilen verimlilik ve karlılık artışına bağlayan Karavelioğlu şunları söyledi: Makine teçhizat yatırımlarımız son 2 yılda, hem yeni ve yüksek teknolojili ürünler hem de tevsi modernizasyon projeleri için yüzde 50’den fazla arttı. Küresel pazardaki payımızın yüzde 1’e varmış olmasında üst üste yakaladığımız yüzde 9 ve yüzde 31 üretim artışının büyük rolü oldu. 2 yılda yüzde 43 üretim artışı dünyada yok. Dünya makine üretiminin ancak yüzde 7 kadar artabildiği son 2 yılın sonunda AB, pandemi öncesi seviyesine henüz geri dönebildi. Parasal sıkılaşma adımlarının küresel likiditeyi olumsuz etkileyeceği yakın dönemde etkin tedbirler geliştirebilirsek, dünya makine liginde hızlı yükseleceğimiz çok açık.”

 

YÜZDE 31,2 ÜRETİM ARTIŞI

İmalatçıların dışsal etkileri yönetmek zorunda olduğu yeni dönemde, yurtiçindeki gelişmelerin yaşamsal önemde olacağını belirten Karavelioğlu şunları söyledi: “Ülkemizin en katma değerli sanayi dallarından biri olmasına rağmen makine sanayii, yüksek üretim maliyetleri sonucu yıllık yüzde 58 üretici enflasyonu ile karşılaştı. 2021 yılındaki yüzde 31,2 üretim artışımız da dikkate alındığında işletme sermayesi ihtiyacımız pandemi öncesinin 3 katına yaklaştı. Sektörün finansmana erişiminde sadece stratejik konumunun değil, KOBİ yapısının da dikkate alınması ve özel önlemler geliştirilmesi gerekiyor. Türkiye’nin ihracatının yüzde 76’sının mal veya vesaik mukabili yapılıyor olması zorlu dönemlerde dikkatle yönetilmesi gereken bir risk. Eximbank kaynaklarının yüzde 94’ünün büyük işletmelerce kullanılıyor olması da bu riskin büyük ölçüde KOBİ’lerin üzerinde kaldığının ifadesi. KGF ve İGF gibi, bu dengesizliği bir ölçüde gidermeyi hedefleyen mekanizmaları çok önemsiyoruz. Reel eksi faizin enflasyona oranla uygun finansman imkanı sunduğu bu ortamda, işletmelere kredi sağlama konusunda bankacılık sektörüne büyük sorumluluk düşüyor. Bu çerçevede açıklanan yeni KGF destek paketlerine bankaların bir an önce işlerlik kazandırmalarını bekliyoruz.” 

 

10 YILDA 760 MİLYAR TL

Ekonomik dengelerin fevkalade hassas olduğu bir dönemde, ithal ikameci politikaların farklı biçimde de olsa bütün dünyada yeniden gözde olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu, “Liberal ticarete yönelik cılız söylemlere rağmen, yerli üretim ve tarife dışı engellemelerin standartlar ve sertifikalar üzerinden güçlendirildiğini gözlemliyoruz. Sürdürülebilirlik başlığı altında bu politikalardaki yenilenme açık hale gelecek” dedi.

İthalat baskısı altında gelişemeyen sektörlere yatırım çekme çabası ile ara malı veya tedarik zincirlerinde dışa bağımlı sektörlerin yerli katma değerlerinin yükseltilmesi gayretlerinin bütün dünyada hızlandığını belirten Karavelioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Makine ithalatı son çeyrekte hız kesmesine rağmen, geçen yıl yüzde 21,2’lik artışla 34,4 milyar dolara yükselerek Türkiye’nin toplam ithalatı içinde yüzde 13 paya ulaştı. Yüksek ithalatın genel ekonomi üzerindeki etkileri üzerine hazırlattığımız rapor, yatırım teşvik sisteminin evvel emirde yenilenmesi gereğini işaret ediyor. Makine ithalatımızın yüzde 77’sini yapan genel imalat sanayimizin makine ihtiyacının yarısında yerli alternatifleri tercih etmesinin dahi ekonomiye katkısı, 2021 sabit fiyatlarıyla 10 yılda 760 milyar TL olur. Avrupa’nın en büyük makine imalatçılarından biri olan ülkemizde sanki hiçbir uygun seçenek yokmuş gibi, sanayicimizi ithalata yönlendiren önyargılarla ve özendirici uygulamalarla yüzleşmeliyiz. Asya menşeli makinelerin ithalatımız içindeki payının yüzde 38,9’a ulaşması, bu sorunla yüzleşmeyi acil hale getirmiştir.”

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Depremin ticari hayata etkisini azaltacak formül aranıyor!

Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram, deprem yaşanan illerle ticari bağlantıların kent ekonomisine yansımalarını değerlendirdi. Bayram, Adanalı firmaların ticari alacakları için destek beklediklerini belirtti.

Yayınlanma tarihi

-

Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram, depremlerin büyük acılar yaşatmasının yanı sıra ticari hayatı da önemli ölçüde olumsuz etkilediğini söyledi. Bayram, Adanalı firmaların büyük yıkım yaşanan illerden 2 milyar lirayı aşan alacaklarından kaynaklı büyük sorun yaşadıklarını, bunun için destek beklediklerini bildirdi.

Bayram, Adana Sanayi Odası, Adana Ticaret Borsası ve Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi iş birliğinde, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci’nin katılımıyla düzenlenen İş Dünyası İstişare Toplantısı’nda depremin Adana ticaretine etkilerine dikkat çekti. Bayram, şöyle devam etti: “Çok büyük bir afet yaşadık.

Devle timiz, sivil toplum örgütleri hep birlikte elini taşın altına koymak için mücadele ediyor. Fakat depremin Adana’da ticari bilançosu oldukça yüksek. Bize ulaşan rakamlara göre, Adana firmalarının deprem bölgesinden 2 milyar lirayı aşkın alacağı mevcut. Deprem felaketinden ticari olarak ciddi darbe aldık. Ticaret birbirine bağlı bir döngüdür. Adana bölgede ticaretin önemli bir ayağı ve OHAL kapsamına alınan 11 ilden biri.

Ancak uygulamalarda farklı değerlendiriliyor. Kısa çalışma ödeneği programı ve banka kredi faizleri ile bankaların uygulamalarının OHAL’de olduğumuz sürece deprem yaşanan her il ile eşit değerlendirilmesini istiyoruz.” Deprem bölgesinden alacakların doğal olarak tahsil edilemediğini ifade eden Bayram, bu konuyu bakanlıklara sundukları raporlarda belirttiklerini ifade ederek, “Deprem illerinden 50 ile 100 milyon lira alacağı olan büyük ölçekli firmalarımız var.

Ticaret şöyle işliyor; satıyorsunuz, çeki alıyorsunuz karşılığında siz de tedarikçinize ödeme yapıyorsunuz. Şimdi bu çeklerin tahsil edilme şansı yok. Ama firmalarımız karşı tarafa ödemek zorunda. Çoğu firmamız; Alacağımızı ne yapacağız, diye sormayı bile doğru ve etik bulmuyor. Bu bölgelerden resmî alacağı olanlara o bölgelerde firmalarımıza özellikle Kredi Garanti Fonu gibi ya da farklı bir kredi gibi destek sağlanmalı” diye konuştu.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Deprem korkusu AVM’leri vurdu

Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği (AYD) Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Şapkacı, yaşanan büyük depremlerin en fazla perakende sektörünü etkilediğini belirtti.

Yayınlanma tarihi

-

Mehtap HALICI

Şapkacı, depremin ilk haftasında ülke genelinde ziyaretçi girişlerinin yaklaşık yüzde 30-35 oranında düştüğünü, ilerleyen haftalarda ise bu düşüşün yüzde 15-20 seviyelerine geldiğini kaydetti.

Şapkacı, mart ayında ise ziyaretçi sayılarının deprem öncesine göre yaklaşık yüzde 10 oranında düştüğünü söyledi. Sürecin başta bölge halkı olmak üzere herkesi derinden etkilediğine dikkat çeken Şapkacı, “Perakende sektörü ve lüks segment büyük ölçüde etkilendi. Moda ve eğlenceye yönelik sektörlere tesir etti. Çünkü insanlar eğlenmek istemedi.

Deprem dedikoduları çıktı. Bu durumdan da en çok İstanbul etkilendi. Turistler rezervasyonlarını iptal ettiler. Ancak İstanbul’da bir toparlanma gözlemliyoruz. Çünkü mart ayı itibariyle ziyaretçi girişleri yüzde 10’lara ulaşmış durumda” dedi.

1 AVM bin 500 kişiye istihdam

AVM’lerin, içinde yer alan markalarla birlikte önemli bir ekosistem oluşturduğunu belirten Şapkacı, AVM sektörünün istihdam kapısı olduğunu söyledi. Ekosistemin; üretim, lojistik, altyapı da dahil olmak üzere birçok farklı sektörü kelebek etkisiyle beslediğini söyleyen Nuri Şapkacı, “AVM’leri öyle ya da böyle açmak zorundayız.

Her bir AVM bin 500 kişiye istihdam sağlıyor. Aileler ve tedarikçilerle bu rakam 6-7 bin kişiye ulaşıyor. Biz AVM’leri sadece alışveriş için açmıyoruz, açmadık. Buralar sadece istihdam yeri değil insanların birbirleriyle iletişim kurduğu sosyalleşebilecekleri yaşam merkezleri” diye konuştu.

444 AVM, 88 milyar TL ciro

AVM’lerin oluşturduğu ekonomik değer hakkında da bilgi veren Başkan Şapkacı, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de bulunan 444 AVM, içinde yer alan markalarla birlikte önemli bir ekosistem meydana getiriyor. 50 milyar dolar yatırım hacmine sahip olan sektörümüzde AVM ekosistemi içerisinde 2.1 milyon kişiye istihdam sağlanıyor.

2022 yılında AVM’lerde yaratılan toplam ciro ise yaklaşık 88 milyar lira.” Nuri Şapkacı, AYD Başkanlığı’nın yanı sıra ECE Türkiye’de Genel Müdürlük görevini yürütüyor. Şapkacı mevzuattaki yeni düzenleme ile AVM’lerin reklam toplayamayacağını ve bu nedenle ortak alanlarda eğitim ve çocuk tiyatrosu gibi etkinlikleri artık finanse etmenin mümkün olamayacağını da sözlerine ekledi.

11 ilde barınma için AVM’ler 24 saat açık

Elâzığ dahil 11 ilimizde toplam 27 AVM bulunduğunu ve bunlardan 17’sinin şu anda hizmet verdiğini belirten Nuri Şapkacı, AVM’lerin gece barınma ihtiyacı için kapılarını 24 saat açık tuttuğunu, AVM’lerde kan bağışı stantları kurulduğunu, AVM yatırımcıları tarafından da bölgeye çok sayıda ısıtıcı, battaniye, giysi, hijyen seti, bebek bezi, bebek maması, gıda ve su gibi yardımların ulaştırıldığını söyledi.

Şapkacı, depremi takip eden günlerde yapılan ayni ve maddi yardımlara ek olarak vinç, ekskavatör, forklift gibi teknik ekipmanların AYD üyesi firmalar tarafından bölgeye sevk edildiğini ifade etti. Şapkacı, depremin ilk günlerinden bu yana kurdukları aşevlerinde günde 45 bin kişiye sıcak yemek Nuri Şapkacı ulaştırdıklarını ekledi.

Devamını oku

Sektörel Gündem

İngiltere ve İskoçya’dan TikTok yasağı

İskoçya hükümetinde ve İngiltere parlamentosuna ait tüm elektronik cihazlarda TikTok uygulamasının yasaklanacağı bildirildi.

Yayınlanma tarihi

-

Parlamentodan yapılan açıklamada, hükümetin 16 Mart’ta tüm kamu çalışanlarının kullandığı elektronik cihazlarda TikTok kullanımını yasakladığı hatırlatıldı.

Açıklamada, siber güvenliğin parlamentonun önceliklerinden olduğu vurgulanarak, “Hükümetin, TikTok’un kamu cihazlarında kullanımını yasaklama kararı ardından hem Avam Kamarası hem de Lordlar Kamarası komisyonları, TikTok’u tüm parlamento cihazlarından ve parlamento ağlarından engelleme kararı aldı.” ifadesi kullanıldı.

İskoçya Bölgesel Hükümeti Başbakan Yardımcısı John Swinney de hükümet tarafından kullanılan cihazlarda uygulamanın yasaklanacağını söyledi.

Swinney, kararın İngiltere hükümetinin 16 Mart’ta açıkladığı karar doğrultusunda alındığını ifade etti.

AB ve ABD’de yasaklar getirildi

TikTok, güvenlik ve mahremiyet kaygıları, kullanıcı bilgilerine erişilebileceği ve Çin yanlısı görüşlerin yayılmasında kullanılabileceği endişesiyle ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya.

Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu, güvenlik endişeleri nedeniyle çalışanlarına TikTok yasağı getirirken ABD’de de Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı, İç Güvenlik Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı dahil birçok devlet kurumu, Kongre’de Aralık 2022’de yapılan oylamayı beklemeden TikTok’u yasaklamıştı.

ABD Temsilciler Meclisi de 28 Aralık 2022’de üyeleri ve çalışanlarının kullandığı resmi cihazlara TikTok uygulamasının indirilmesine ve kullanımına yasak getirmişti.

İngiltere’de de 16 Mart’ta alınan kararla tüm kamu çalışanlarına ait cihazlarda TikTok’un yasaklanacağını duyurmuştu.

Devamını oku

Trend olan