Takip Edin

Sektörel Gündem

Konutta kredi ‘çıkmaz’ı

Konutta finansmana erişim zorluğu rakamlara yansıdı. Son 5 haftada kredi faizleri 10 puan artışla yüzde 34’ü aşarken, kredi kullanımı da yüzde 0,2’de kaldı. Bankaların kredilerde çok seçici davrandığına, başvurularda reddin arttığına, faizlerin de yüzde 3’ü aştığına işaret eden inşaat sektör temsilcileri, “Taksitler 2 milyonluk kredi de 60-70 bin lirayı aşıyor. Böyle sürerse pazar yüzde 30 daralır

Yayınlanma tarihi

-

Hamide HANGÜL

Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele kapsamında parasal sıkılaştırma adımları, konut kredisi faizlerine de yansıdı. Son 5 haftada konut kredisi faizleri 10,1 puan artışla yıllık ağırlıklı ortalamada yüzde 34,09’a ulaştı. Böylelikle son 5 yılın en yükseğine çıktı.

En son 2018 yılının 26 Ekim haftasında yüzde 29.2’yi görmüştü. BDDK verilerine göre, faizlerin yükselişe geçtiği 26 Haziran – 21 Temmuz 2023’ü kapsayan son beş haftada kredi kullanımı da yüzde 0,2’lik artışla adeta yerinde saydı.

Bankaların kredi verirken çok seçici davrandığını, konut kredisinde faizlerin yüzde 3 seviyesini bulduğuna işaret eden sektör temsilcileri, “Ekspertiz değeri 5 milyon liralık bir konutta bulunabilecek rakam 1-2 milyon lira. O nedenle cebinde 3 milyon lira peşinatın hazır olması gerekiyor. Kredinin yüzde 20’sine ancak bulabiliyor. Ortalama 2 milyon lira bir kredide aylık taksit 60-70 bin lira.

Böyle olunca da krediye erişim problem, bu taksiti ödemek ikinci bir problem. Yeni şeyler düşünüp hayata geçirmeden konut açığını çözmek mümkün görünmüyor” dedi. Konut kredisi için yapılan kredi başvurularında olumlu geri dönüşlerin azaldığına işaret eder sektör temsilcileri, “Şu anda inşaat firmaları da tüketiciler de krediye erişimde zorlandığını için satışları etkiliyor.

Böyle devam ederse yıl sonunda pazarda en az yüzde 30 daralma kaçınılmaz olur” değerlendirmesinde bulundu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) bu yıl şubat ayında yaptığı düzenlemeyle, ekspertiz değeri 5 milyon TL ile 10 milyon TL arasındaki sıfır konutlar için yüzde 70-80 oranında kredi kullanma imkanı söz konusu.

Ancak çoğu banka 250 bin TL üst limitte kredi kullandırırken, bazı bankalarda en çok 3 milyon liraya kadar finansman sağlıyor. Söz konusu 3 milyon liralık konut kredisi güncel ortalama 2,90 faizle hesaplandığında, aylık taksitler 120 ay 90 bin lirayı buluyor. Toplam ödeme 10 milyon 810 bin liraya ulaşıyor. Finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, konut satışlarında ipoteklinin payını yüzde 30’lar seviyesinden yüzde 20’nin altına düşürdü.

Pazar yüzde 30 daralabilir

Bahaş Holding CEO’su Abdüssamet Bahadır, bankaların kredilerde çok seçici davrandığını, bazı müşterilerinin 300 bin – 500 bin liranın üzerinde krediye ulaşamadıklarını söylediğini dile getirdi. Faiz oranlarının da yüksek olduğunu vurgulayan Bahadır, “Bugünkü faizlerle aylık taksitler 60-70 bin liraya denk geliyor. Aylık finansman maliyeti çok yüksek.

Tüketiciler krediye erişemiyorlar. Kredi almak isteyip de erişemeyenlerde artış var. Konuştuğumuz diğer üreticilerde de aynı durum söz konusu. Şu anda sektörde inşaat firmaları da tüketiciler de krediye erişemediği için satışlar etkileniyor. İpotekli satışlarda ciddi düşüş var.

Bu şekilde devam ederse yıl sonunda yüzde 30 daralma söz konusu olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Satış fiyatlarında düşüşün söz konusu olmadığını belirten Bahadır, “Çünkü maliyetler çok yüksek. Enflasyon düştükten sonra bir açılma olursa, ivme yakalanmaya başlar” dedi.

Yeni çözümler üretilmeli

EYG GYO Kurucusu ve İcra Kurul Başkanı Ömer Faruk Çelik, konut kredisine ulaşmakta zorluk olduğunu belirtti. İstanbul’da bugün normal bir konut fiyatının 7-10 milyon lira arasında olduğunu, ancak 10 milyon liralık kredi bulmakta zorlanıldığına işaret eden Çelik, “Rakam sınırı olduğu için yüzdesini konuşamıyoruz. 10 milyon liraysa yüzde 20’sini buluyorsunuz, hepsinde böyle. 1-3 milyon lirada çözüm çıkabiliyor ama üzerinde bulmak çok zor. 5 milyon liralık bir konut alacaksa, bulabileceği rakam 2 milyon, yani 3 milyonu da cebinde hazır olacak” dedi.

Faizlerin yanı sıra taksitlerde de sıkıntı olduğunun altını çizen Çelik, sözlerin şöyle sürdürdü: “Şöyle ki, 10 milyon liralık konut alacak müşteri 5 milyon lira kredide en az 70-80 bin lira ayık taksit ödemek zorunda 120 ay. Böyle olunca da krediye erişim problem, bu taksiti ödemek ikinci bir problem. Finansman noktasında artık yeni şeyler düşünüp hayata geçirmeden konut açığını çözmek mümkün olmayacak gibi görünüyor. Yeni konut üretimi de konut ihtiyacının altında devam ediyor.”

Krediye erişseniz de faiz çok yüksek

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Kurucu Başkanı ve İTO Gayrimenkul Komite Başkanı Hakan Akdoğan, konut kredisine erişilebilirliğin zor olduğuna işaret ederek, “Erişebilseniz de faiz oranları çok yüksek. Bu da finansmandan faydalanmayı çok iştahlı hale getirmiyor.

Konut kredisinde yüzde 2,5-3’ler çok yüksek oranlar” dedi. Bu durumun ipotekli satışları etkilediğine işaret eden Akdoğan, “Konut satışlarında ipotekli oranın payı yüzde 30’lar civarındayken, şimdi yüzde 16’lara geriledi” dedi. Faizin yanı sıra enerji kimlik sınıfına göre de kredi kullanım oranının değiştiğini söyleyen Akdoğan, “A, B, C sınıfı gibi kimlerine göre oranlar farklılaşıyor.

10 milyonun üzerindeyse hiç kullandırılmazken, B enerji sınıfında 10 milyona kadar olan bir konuta yüzde 60 gibi bir oran söz konusu. Bunlar konut kredisine erişimi zorlaştırıyor. Krediye ulaşmak zor olduğu için satışlarda da ciddi düşüşler var. Ancak 3 milyon peşinatınız varsa 3,5-4 milyona ev alıyorsanız oranın yüksekliğine bakmayıp, kalanı tamamlamak üzere katkı ve destek noktasında işe yarıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Oranların düşürülmesi lazım

Boss4 Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş, konut kredisinde finansman sıkıntısının sürdüğünü, oranların da yüzde 3’e yakın olduğunu söyledi. Bazı inşaat firmalarının bankalarla anlaşarak yüzde 1,99’a çekebildiğini ancak, vadenin de 60 ay olduğunu, ancak söz konusu katkı payının konut fiyatlarına yansıdığını belirtti. Kredi zorluğunun etkisiyle bir daralma olduğuna işaret eden Akkuş, “Finansmana erişimde hem müteahhit, hem de tüketici zorlanıyor. Bu oranların düşürülmesi, konut sektöründe bir hareketlenme olması lazım. Onun içinde faizin yüzde 10’un altını görmesi gerekiyor” dedi.

Ortalama gelir kriteri 40 bin TL

Bankacılık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, maliyetlerin arttığı ortamda kredi verirken bankalar da daha seçici davranıyor. Kredilerde aylık ortalama geliri 40 bin lira ve üzerinde olan, gelir düzeyi yüksek, hatta beyaz yakalı, kredi skoru yüksek ve düzenle ödeme yapan başvurulara bakılıyor.

En son 2016-2018 döneminde yüzde 29’u aşmıştı

Konut kredisi faizleri yüzde 29’u en son 2016-2018 döneminde aşmıştı. ABD’li rahip Andrew Brunson krizinin yaşandığı dönemde, S&P ve Moody’s’in not indirimleri ile ABD’nin çelik, alüminyum ithalatına getirdiği ek yüzde 50 vergiler karşısında dolar kurunu baskılamak için Merkez Bankası o dönemde faiz artırımına gitmişti. Yıla 3,79’dan başlayan dolar, aynı yılın ağustos ayında yaşanan Brunson krizi, not indirimleri ve ek vergiler karşısında 5 TL eşiğini geçmiş, hatta 7 liranın üzerine görmüştü. Kur şoklarıyla mücadele için eylül sonundaki ilk faiz toplantısında politika faizi yüzde 17,50’den, yüzde 24’e çıkmış söz konusu artırım, konut kredisi faizlerini de yüzde 29’a kadar taşımıştı.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

İNNOMEK ÜRETİM GÜCÜNE DEĞER YARATAN MARKA

Yayınlanma tarihi

-

İNNOMEK’ten Yeni Bir Adım: 31 Mayıs’ta Ürün Lansmanı Gerçekleşiyor İnovatif çözümleriyle dikkat çeken İNNOMEK, 31 Mayıs 2025 Cumartesi günü gerçekleştireceği özel bir etkinlikle yeni ürünlerini tanıtacak.

İNNOMEK yetkilileri, “Üretim gücümüzü ve saha çözümlerimizi sizinle paylaşacağımız lansman etkinliğimize davetlisiniz, bu özel günde sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız” ifadelerini kullandılar.

Etkinlik Detayları;
Tarih:31 Mayıs 2025, Cumartesi
Yer: İNNOMEK
Saat: 13.00

Devamını oku

Sektörel Gündem

SAHİMDER İş- Mak Fest 2025 Sakarya’da Kapılarını Açtı

Yayınlanma tarihi

-

15 – 18 mayıs tarihleri arasında kapıları açık olacak olan SAHİMDER İş- Mak Fest 2025, Serdivan AVM karşında eşsiz bir törenle başladı. Sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi.

Sakarya Hafriyatçılar ve İs Makinaları Derneği (SAHİMDER) öncülüğünde hayata geçirilen İş – Mak Fest 2025, sektörde önemli bir adım atarak ağır iş makineleri dünyasını Sakarya’da bir araya getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında dikkat çeken etkinlik, büyük bir katlımla başladı. Açılışta, Serdivan ve Erenler Belediye başkanları ile sivil toplum temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar, festivalin şehir ve ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Vinçlerden ekskavatörlere, kaldırma sistemlerinden inovatif platform çözümlerine kadar birçok ürünün sergilendiği alanda ziyaretçiler, sektörel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı yakaladı.

Açılış Hep Birlikte Yapıldı

Etkinliğin açılış kurdelesi; Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik, Erenler Belediye Başkanı Şenol Dinç, 15 Temmuz Milli irade Derneği Genel Başkan Vekili Yunus Özçelik, SAHİMDER Başkanı Can Akova, SAHİMDER yöneticileri ve katılımcı firma temsilcileri tarafınca birlikte kesildi. İş makineleri dünyasının kalbi bu hafta Sakarya’da atıyor. Ekskavatörlerden vinç sistemlerine, platform çözümlerinden kaldırma ve taşıma ekipmanlarına kadar çok sayıda ürün, etkinlik alanında ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Katılımcılar, firmaların sahada sergilediği ürünleri yakından inceleme ve avantajlı tanıtım kampanyalarından faydalanma şansı yakalıyor.

SAHİMDER Başkanı Can Akova “Hedefimiz, Bu Organizasyonu Geleneksel Hale Getirmek ve Her Yıl Daha Da Büyütmek. ” Açılışta konuşan SAHİMDER Başkanı Can Akova, “Bu yıl Sakarya’da sektörel anlamda önemli bir adım attık. Türkiye’nin dört bir yanından iş makinaları temsilcilerini bir araya getirdik. Hedefimiz, bu organizasyonu geleneksel hale getirmek ve her yıl daha da büyütmek.

Destek veren tüm kurumlara ve firmalara teşekkür ediyorum” dedi.

İş-Mak Fest 2025, 15-18 Mayıs tarihleri arasında her gün 10.00-19.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.

 

Devamını oku

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Trend olan