Takip Edin

Sektörel Gündem

Kira tahliye davaları patladı

Ev sahibi ile kiracı arasında yargıya taşınan anlaşmazlıklar Sulh Hukuk mahkemelerini kilitledi. Bu yılın ilk 6 ayında 47 bin kira tahliye davası açıldı. Yaklaşık 100 bin kadar da kira tespit davası açıldığı öngörüsünde bulunan gayrimenkul hukukçuları, mahkemelerin duruşma için en erken 8-9 ay, hatta bir yıl sonrasına gün verdiğini kaydetti.

Yayınlanma tarihi

-

Hamide HANGÜL

Konut fiyatlarının 5-10 milyon liradan başlayan satış değerine ulaşması kiralık talebini artırdı. Birikimleri daire satın almaya yetmeyen vatandaşların kiralıklara yönelmesi ise fiyatları uçurdu. Kira gelirinin, hem enflasyon, hem de bulunduğu bölgeye göre düşük kaldığını düşünen ev sahipleri kiralıklara zam yoluna gitti. Bu da fiyatların 4-5 bin liralardan en az 10-15 bin liralara fırlamasına neden oldu.

Ev sahiplerinin, “oğlum gelecek”, “kızım gelecek”, “evi satacağız” gibi bahanelerle kiracısını çıkarmaya, sözleşme yenilememeye, mevcut rakamın 2-3 katı zam talep etmeye başlaması ev sahibi ile kiracı anlaşmazlıklarını mahkemeye taşıdı. Sulh mahkemelerinin ‘tahliye’ ve ‘kira tespit’ davaları ile katlandığına işaret eden gayrimenkul hukuku uzmanları, mahkemelerin kitlendiğinin altını çizdi.

Tahliye davaları yüzde 113 arttı

Gayrimenkul Hukuku Derneği (GHD) Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz, kira tahliye davalarının, 2022 yılının tamamında 22 bin olurken, bu yılın ilk 6 ayında 47 bine ulaştığına işaret etti. Kiraz, “Sadece ilk 6 ayda, bir yılda iki kat daha fazla tahliye davası açıldığı görülüyor. Bundan daha fazla, 100 bin kadar da kira tespit davası olduğu kanaatindeyim. Çok ciddi bir rakam. Mahkemeler zaten çalışamaz hale gelmiş durumda. Sulh hukuk mahkemelerinin kitlendiğini görüyoruz” diye konuştu.

“Hakim mal sahibinin isteğini kısmen karşılıyor”

Tahliye ve kira tespit davalarında mahkeme sürecinin yaklaşık 2-3 sürdüğüne işaret eden Kiraz, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bunu istinaf dahil söylüyorum. Kira tespit davalarında sonuç, kira tahliye davalarından daha çok olumlu çıkıyor. Yani 2 bin liraya oturan bir kiracınız var diyelim. Bölgede rayiç 15 bin lira olduysa, hakim o kirayı 10-12 bin lira bandına yükseltiyor.

Mal sahibinin isteği kısmen de karşılanıyor. Tahliye davalarında olay, bizim hukukumuz sadece haklı sebeple tahliyeye dayalı olduğu için, her gerekçe tahliyeye sebebiyet vermiyor. Ancak mülkiyet hakkı, üstün bir hak olduğu için tahliye davalarında da genel olarak tahliye kararları çıkıyor. Kanunda sayılı 8 haklı gerekçeden herhangi birine sahipse mal sahibi, biraz bekliyor ancak tahliye sonucunu mutlaka alıyor. Genel kabul oranları yüzde 75-80’in üzerindedir mal sahibi lehine davalarda.

Her iki dava da en az 2-3 yıl sürüyor.” Sulh hukuk mahkemelerini adeta kilitleyen kira davaları dolayısıyla duruşma sürelerinin de uzadığına işaret eden Kiraz, “Duruşma süreleri 8-9 ay, hatta İstanbul’un kimi yerlerinde 1 yılı buluyor ilk duruşma. Bu mahkemelerin kilitlendiğini gösteriyor. 1 Eylül’de arabuluculuk devreye girecek. Belki bir miktar rahatlata yaşatır ancak temel olarak sorunu çözmez” değerlendirmesinde bulundu.

“Para teklifinde hukuka aykırılık yok”

Bazı ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan, para karşılığı evden çıkma teklifinin hukuk aykırı bir durum olmadığına işaret eden Avukat Ali Güvenç Kiraz, “Taraflar anlaşıyorsa bir sorun yok. Ancak bunun bir tehdit vasıtasına gelmemesi lazım. Hukuki olarak, ‘vermezsen çıkmam’ bunlar ayrı değerlendirmeye tabi olabilir. Ödeme konusunda anlaşmışlarsa bunlar hukuka ayrı değil. Sadece kabul edilmeyecek olanı işin tehdit boyutudur. Yani ‘bu ev benim çıkmıyorum’, ‘para vermezsen şöyle yaparım, böyle yaparım’ gibi şeyler farklı hukuki sistem kapsamında değerlendirilebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Davaların yüzde 90’ını ev sahipleri açıyor

Son dönemde de özellikle enflasyonun ciddi artması ve ekonomik bozulmayla nedeniyle, mal sahiplerinin, beş yılı beklemeden, kira tespit davası açmadan, kira uyarlama davaları açtığını gördüklerini açıklayan Kiraz, “Yeni davalarda bunu görüyoruz” dedi. Kiracıların ise ev sahiplerine karşı daha çok taşınmazın eksiği, kira sözleşmesinin feshine ilişkin davalar açtığına işaret eden Kiraz, “Orada çok büyük bir artış yok. Ancak, mahkemelere gelen davaların yüzde 90’ı ev sahiplerinin kiracılara açtığı tahliye ve tespit davaları” diye konuştu.

Kiraya üst ve alt sınır olmalı kiralık sosyal konut üretilmeli

Kira davalarının azalması ve sorunun çözümü için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği konusunda Kiraz, şu önerilerde bulundu: “Sorun şöyle çözülür. Kira artış oranında yüzde 25 kuralı birinci yıl değil ancak, ikinci yıl için doğru değil. Kirada hem üst, hem alt sınır getirilmeli. Yani bir bölgede, bir apartmanda 2 bin liraya oturan kiracı ile 15 bine oturan kiracı olmaz.

Eğer o bölgede kira rayici 15 bine çıkmışsa, alt sınır da 7 bin 500 lira olur. Böyle bir durumda, kira tespit davaları imkansız hale gelebilir. Ancak yine de gelirse, yargı reformu yapılarak kira tespit ve tahliye davalarının istinafsız kesin hükümle çözülmesi, yani 3 ay ile 6 ay arasında çözülmesine yönelik adımlar atılabilir. Üçüncü çözüm de enflasyonun düşürülmesi ve kiralık sosyal konut üretmektir.”

Kiracılar 7 gün içinde itiraz etmek zorunda

Avukat Haydar Erol, kira davalarının ciddi boyuta ulaştığını, ancak Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılan tahliye davalarının yanı sıra İcra Hukuk Mahkemelerinde de kira bedelinin ödenmemesi ya da geç ödenmesi nedeniyle bazı tahliye davalarının İcra Hukuk Mahkemelerinde açılabildiğini belirtti.

Erol, şunları söyledi: “Bir kiracı örneğin her ay 5 bin lira ödüyorsa, ancak bir ay eksik ödeme ya da kirayı geciktirmesi durumunda da icra davası açılabiliyor. Mesela 5 bin liralık kirayı 4 bin 500 lira ödediyse, ya da o ay hiç ödemediyse böyle bir dava söz konusu olabiliyor. Kiracının adresine ödeme emri tebligatı gidiyor.

Kiracının buna 7 gün içinde itiraz etmesi ya da 30 gün içinde de kirayı ödemesi gerekiyor ki takibi durdurabilsin. 5 yılı doldurmasa bile kirayı ödememesi durumunda tahliye davası açılabiliyor.” Tahliye davaları miktarının sadece Sulh Hukuk Mahkemeleri dosya sayısıyla ölçülmesi durumunda eksik olacağını ifade eden Avukat Haydar Erol, “İcra Hukuk Mahkemelerinde açılan Tahliye davalarının da buna ilave edilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

İnci Holding ve GS Yuasa, TAYSAD Ege Bölgesi Odak Üye Toplantısına Ev Sahipliği Yaptı

Yayınlanma tarihi

-

İnci Holding ve Japon akü devi GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa, Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) her çeyrek dönemde düzenlediği Odak Üye Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Otomotiv yan sanayinin önde gelen 24 temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen bu toplantıda, sektördeki küresel gelişmeler, mevcut durum ve gelecekteki fırsatlar ele alındı. 

Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek ve en yetkin temsilcisi olan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), her çeyrek dönemde bir üyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirdiği Ege Bölgesi Odak Üye Toplantısı’nı bu kez İnci GS Yuasa’nın Manisa’daki modern üretim tesisinde düzenledi. Toplantıya, otomotiv yan sanayinin önemli 24 temsilcisi katıldı. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yakup Birinci, TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Elbirlik ile İnci GS Yuasa İcra Direktörü Kadir Kaymakçı‘nın yer aldığı toplantıda, derneğin faaliyetleri, sektördeki rolü, küresel bağlantıları ve üyelerine sunduğu faydalar detaylıca aktarıldı.

“BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ ADIMLAR ATMAYA KARARLIYIZ”

Gerçekleşen toplantıyla ilgili olarak TAYSAD Başkan Yardımcısı Yakup Birinci, “Toplantımızda, küresel ve ulusal üretim verilerini değerlendirerek sektörümüzün dünya sıralamasındaki yerini ele aldık. Üyelerimizin beklentilerini dinleyerek sinerji oluşturduk ve TAYSAD’ın yakın dönem faaliyetlerini gözden geçirdik. Birlikte daha güçlü bir gelecek için adımlar atmaya kararlıyız” açıklamasını yaptı.

İnci GS Yuasa’nın 40 yıllık birikimini ve sektöre sunduğu çözümleri katılımcılarla paylaşan İcra Direktörü Kadir Kaymakçı, “Sektörümüzün gücünü ve potansiyelini bir araya getiren TAYSAD’ın kıymetli etkinliğine ev sahipliği yaptığımız için mutluluk duyduk. İnci GS Yuasa olarak enerji depolama sektöründe 40 yıldır yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştiriyoruz. Bugün, Manisa’daki üretim tesislerimizde en son teknolojiyi kullanarak ürettiğimiz akülerimiz, dünya genelinde 80’den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Bu başarı, iş ortaklarımızın ve çalışanlarımızın katkılarıyla mümkün oldu” dedi.

Şirketin üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği ve verimliliği merkeze koyduklarını belirten Kaymakçı şöyle konuştu: “Bu çerçevede geliştirdiğimiz projeler ve teknoloji yatırımlarımızla sadece bugünün değil yarının da enerji ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. TAYSAD üyeleriyle bir araya gelerek sektörümüzün geleceğine yönelik fikir alışverişinde bulunmak ve sinerji oluşturmak bizim için çok değerli. Önümüzdeki dönemlerde de iş birliklerimizi güçlendirmeye ve Türkiye’nin otomotiv sanayinde dünyada lider bir konuma gelmesine katkı sağlamaya kararlıyız.”

Toplantının ardından katılımcılar, İnci GS Yuasa’nın Manisa’daki üretim tesislerini gezerek akü üretim hatlarını yerinde inceleme fırsatı buldu. En son teknolojiyle donatılan üretim hatları ve şirketin Ar-Ge faaliyetleri hakkında detaylı bilginin paylaşıldığı fabrika turunun ardından, üyeler arasında bilgi paylaşımını artırmak amacıyla bir soru-cevap oturumu düzenlendi.

DAHA GÜÇLÜ BİR SİNERJİ VE İŞ BİRLİĞİ İÇİN HER ÇEYREK TOPLANTI

TAYSAD üyeleri, her çeyrek dönemde bir araya gelerek sektörün küresel gelişmelerini ve mevcut gündemi değerlendiriyor. İnci GS Yuasa’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Ege Bölgesi Odak Üye Toplantısı ile üyeler arasında iş birliğinin güçlendirilmesi ve sektörde ortak bir bakış açısı oluşturulması hedefleniyor.

Devamını oku

Haber

YASED: Ağustos’ta Türkiye’ye 497 Milyon Dolar Değerinde Yatırım Geldi

Yayınlanma tarihi

-

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 11 Ekim 2024’te paylaştığı Ödemeler Dengesi İstatistiklerinden derleyerek hazırladığı “Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenine” göre, 2024 yılının Ağustos ayında, Türkiye’ye 497 milyon dolarlık Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi gerçekleşti.

11 Ekim 2024’te paylaşılan güncel resmi verilere göre, 2024 yılının Ağustos ayında, Türkiye’ye, 497 milyon dolar değerinde UDY girişi gerçekleşti.

Güncel bu istatistikle beraber, yılın ilk sekiz ayında Türkiye’ye gelen toplam UDY miktarı, 6,41 milyar dolar olarak kaydedildi. Yılın ilk sekiz ayında 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 2’lik bir düşüş kaydedilirken 2002 yılından itibaren Türkiye’ye gelen UDY girişlerinin toplam değeri ise 270 milyar dolara yaklaştı.

Ağustos ayında gerçekleşen toplam UDY girişi 497 milyon dolar olarak hesaplanırken bu yatırımların 283 milyon doları yatırım sermayesi şeklindeydi. Ağustos ayındaki toplam UDY’nin 201 milyon doları yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı ve 35 milyon doları ise borçlanma araçları yoluyla kaydedildi. Aynı ay içerisinde yatırım tasfiyelerinin 22 milyon dolar değerinde aşağı yöndeki etkisiyle, Ağustos ayındaki toplam UDY girişi 497 milyon dolar oldu.

En fazla yatırım toptan ve perakende ticaret ile gıda imalatında gerçekleşti

2024 yılının Ağustos ayı içerisinde gerçekleşen 283 milyon dolar değerindeki yatırım sermayesi girişlerinde, 46 milyon dolarlık yatırım girişi ile toptan ve perakende ticaret, yüzde 16’lık bir pay aldı. Gıda, içecek ve tütün ürünleri imalatı, geçmiş kümülatif performansının üzerinde bir performans ile aynı dönem içerisinde gerçekleşen yatırım sermayesi girişlerinin yüzde 16’sını çekti. En fazla yatırımın gerçekleştiği diğer sektörler yüzde 11’lik payı ile kimyasalların, kimyasal ürünlerin ve temel eczacılık ürünleri ile malzemelerinin imalatı ve yüzde 9’luk payı ile Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) oldu.

Ağustos ayında en fazla uluslararası yatırım Almanya, İsviçre ve Hollanda’dan geldi

2002-2023 dönemi toplamında yüzde 59’luk pay sahibi olan Avrupa Birliği (AB-27) ülkeleri 2024’ün sekizinci ayında yüzde 54’lük bir pay aldı. Aynı ay içerisinde AB üyesi olmayan diğer Avrupa ülkeleri yüzde 16’lık paylarıyla Türkiye’ye en çok yatırım yapan ikinci bölge oldu. Ağustos 2024 özelinde, Almanya yüzde 22 ile en büyük paya sahip olurken, onu yüzde 11 ile İsviçre, yüzde 10 ile Hollanda, yüzde 9 ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yüzde 9 ile Fransa, yüzde 8 ile Lüksemburg ve yüzde 7 ile Tayvan takip etti.

Yılın ilk sekiz ayının toplamı değerlendirildiğinde ise Türkiye’ye en çok yatırım yapan üç ülke; yüzde 20’lik payı ile Hollanda, yüzde 15’lik payı ile Almanya ve yüzde 13’lük payı ile ABD olarak sıralandı.

Devamını oku

Haber

KADIN ETKİ RAPORU LOJİSTİK SEKTÖRÜNE IŞIK TUTACAK

Yayınlanma tarihi

-

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektöründe kadın istihdamının etkilerini ortaya koyacak “Kadın Etki Raporu” çalışmalarında verimli sonuçlar elde etmek için “Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket”i lojistik sektörüne sunuyor.

UTİKAD üyesi firmaların kadın çalışanlarından ve yöneticilerinden oluşan UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu (KLOG), kurulduğu 2021 yılından bu yana aktif olarak çalışmalarına devam ediyor. Başta Mentor – Mentee Projesi olmak üzere sektöre farklı bakış açıları kazandırmayı hedefleyen faaliyetleriyle ön plana çıkan UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu” ile bu sene lojistik sektöründeki kadın çalışanların etkisini ortaya koymaya hazırlanıyor.

“KARAR VERME SÜREÇLERİNDE KADINLARIN POZİTİF DEĞERLERİNİ ORTAYA KOYABİLECEKLERİ ŞİRKET YAPILARININ SAYISINI ARTIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “2021 yılında Ayşem Ulusoy’un başkanlığında kurulan Kadın Lojistikçiler Odak Grubu’nun 2024 projeleri arasında en çok önemsediklerimizden biri “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu”. Çünkü “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu”ndaki analizlerle lojistik sektöründeki kadın çalışanların önündeki bariyerleri azaltmak, kadınların ulusal ve uluslararası teşvik ve desteklerden yararlanmalarını sağlamak ve yönetim kademesinde kadın istihdamını artırarak karar verme süreçlerinde kadınların pozitif değerlerini ortaya koyabilecekleri şirket yapılarının sayısını artırmayı amaçlıyoruz.” dedi.

“KADIN ÇALIŞANLAR İÇİN HER KADEMEDE ÇALIŞMA ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLMELİ”

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’nün Ağustos ayında yayınladığı “Çalışma Hayatı İstatistikleri Aylık E-Bülteni”ne göre ülkemizde 32.522.000 kişi istihdam ediliyor. Erkeklerde işgücüne katılım oranı yüzde 72,4 iken kadınlarda bu oran yüzde 36,7 olarak karşımıza çıkıyor. İstihdam oranlarında da erkeklerin kadınlara yaklaşık 2 katı oranla önde olduklarını görüyoruz. Erkeklerde istihdam oranı yüzde 66,9; kadınlarda istihdam oranı yüzde 32,1. Söz konusu bültendeki bir başka veride zorunlu sigortalı olanlarda erkeklerin oranı yüzde 66, kadınların oranı ise yüzde 34 olarak belirtiliyor. Bu istatistikler her ne kadar genel iş ortamını yansıtsa da lojistik sektörünün de erkek egemen bir sektör olduğunu varsaydığımızda, lojistik sektöründe de benzer bir sonuçla karşılaşacağımızı belirten UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “Kadın çalışanlar lojistik sektöründe beyaz yakalı pozisyonlarda yer alma imkanı bulabiliyorlar. Ancak belli bir kademeden sonra cam tavan dediğimiz sınırlarda kalıyorlar, kadınların yönetim kademesinde ve şirketlerin C-Level pozisyonlarında, karar verici mercilerdeki sayılarını artırmak istememiz kadar, lojistik sektöründe sahada çalışmak isteyen özellikle liman sahalarında görev almak isteyen birçok kadın çalışan da var. Dolayısıyla kadın çalışanlar için her kademede çalışma şartlarının iyileştirilmesi, eşitlikçi ve gelişime açık bir sektör ortamı oluşturmak da oldukça önemli.” diye konuştu.

“KADIN ÇALIŞAN ETKİSİ HAKKINDA ANKET”

UTİKAD, Lojistik Sektörü Kadın Etki Raporu çalışmaları kapsamında İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ebru Demirci’den destek alıyor. Prof. Dr. Ebru Demirci tarafından hazırlanan “Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket” Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu’nda lojistik işletmelerinde görev yapan çalışanların profilleri ile görev yaptıkları işletmelerin performansları arasındaki ilişkiyi incelemek üzere tasarlandı.

UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “KLOG olarak 150’nin üzerinde grup üyemizle birlikte sektördeki kadın gücünü, sektöre getirdiği farklılıkları paylaşmaya ve yeni nesil lojistisyenlere bu bilinci yerleştirmeye çalışıyoruz. 2022 yılında hayata geçirdiğimiz Mentor-Mentee Projesi ile grup üyemiz olan üst düzey mevkilerde görev yapan 15 kadın yönetici, 15 kız öğrenci ile eşleşerek staj dönemleri boyunca birebir çalışma imkanı bulmuştu. Bu dönemde de bu projemizin ikincisini gerçekleştireceğiz. KLOG olarak Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu sonrasında en heyecan duyduğumuz projelerimizden biri olan Mentor-Mentee Projesi ile de sektöre yeni adım atacak kadın çalışanları destekliyoruz.” dedi.

Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu’nun Prof. Dr. Ebru Demirci’nin katkılarıyla hazırlanmasının ardından kamuoyu ile paylaşılacağını belirten Aslı Malay Tuncer, “Raporun sağlıklı ve verimli sonuçlar ortaya koyabilmesi için lojistik sektöründe faaliyet gösteren tüm firmalarımızı anketi yanıtlamaya davet ediyorum. Ankete katılmak ve katkı vermek isteyenler UTİKAD ile iletişime geçebilirler.” diye konuştu.

Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket için tıklayınız.

 

Devamını oku

Trend olan