Takip Edin

İş Güvenliği

İMİB Başkanı Aydın Dinçer’in Dünya Madenciler Günü mesajı

Yayınlanma tarihi

-

İMİB Yönetim Kurulu Başkanı ve TİM Maden Sektör Kurulu Başkanı Aydın Dinçer, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajında geçmişten bugüne ülke ekonomilerine katkı sağlayan madencilik sektörünün önemine ve bugününe değinen Dinçer, sürdürülebilir madencilik ile iş sağlığı ve güvenliğine dair de açıklamalarda bulundu.

Roma İmparatorluğu zulmünden maden ocağına kaçarak madencilere sığınan ve burada madencileri koruyan Santa Barbara’nın dünya madencilerine armağan ettiği gün olan 4 Aralık Dünya Madencileri Günü çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Maden Sektör Kurulu Başkanı Aydın Dinçer de 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla özel değerlendirmelerde bulundu. İnsanlık tarihi kadar eski bir sektör olan madenciliğin ülke ekonomilerine kattığı öneme değinen Dinçer, sürdürülebilir madenciliğin yapılabilmesi için iş sağlığı ve güvenliğinin önemine dikkat çekti.

“Güçlü bir ekonomi için madencilik çalışmalarına daha fazla önem vermeliyiz”

Gündelik hayatta ihtiyaç duyulan tüm ürünlerin en az bir maden çeşidi içerdiğini belirten Aydın Dinçer, madencilik sektörünün hemen hemen tüm sektörlere ham madde sağladığı gibi istihdama da ciddi oranda katkı sunduğunu kaydetti. Dinçer, madenlerin önemine ve Türkiye’ye sağladığı katma değere dair şunları söyledi: “Bütün ülke ekonomilerinde ham madde ve enerji kaynağı olması bakımından madenler stratejik bir önem taşıyor. Ne şanslıyız ki böylesine stratejik bir sektörde çeşitlilik ve rezerv bakımından zengin bir ülkeyiz. Dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80’i ülkemizde bulunuyor. Madenler arasında önemli bir yere sahip doğal taşlar ise bugün dünyada sıklıkla tercih ediliyor ve uzun süreli kullanım imkanı sağlıyor. Bu noktada doğal taşın anavatanı olan ülkemiz, 650’nin üzerinde renk ve desende, 150’den fazla doğal taş türü ile mekanları mimari olarak güzelleştirmenin yanında, ekonomimize milyarlarca dolar katkı sağlıyor. Tüm ürünlerin neredeyse ham maddesi olması sebebiyle Türkiye ekonomisine dolaylı olarak 40 milyar dolarlık katkı sağlayan, doğrudan 150 bin, dolaylı olarak da 2 milyon insana istihdam alanı yaratan maden sektörümüzün ihracatı ise 2020 yılı itibarıyla 4,27 milyar dolar gerçekleşti. Türkiye sanayisi için stratejik önemi olan madenlerimiz hâlihazırda 182 ülkede tercih ediliyor. Bu noktada ülkemizin zenginliğini doğru biçimde çıkarmak, işlemek ve ülke ekonomisine sunmak ana hareket noktamız olmalı. Güçlü bir ekonomi, gelişmiş bir sanayi ve kendimize yetebilmek için madencilik çalışmalarına dünden daha fazla önem vermeliyiz. Bunu da sürdürülebilir madenciliği odağımıza alarak gerçekleştirebiliriz.”

“Güvenliği ön plana aldığımız takdirde madenlerden aldığımız verim artacaktır”

Reklam

Madenciliğin doğru koşullarda yapılmasının temel taşının iş sağlığı ve güvenliği olduğuna değinen Dinçer, “Çevre, insan sağlığı ve güvenliği bizim kırmızı çizgimiz ve bunlara uyarak zenginliğimizi ortaya çıkarmak için 360 derece eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Bu noktada ise eğitimli personeller önem kazanıyor. Madencimiz, üretim tesislerimizde görev alan her bir çalışanımız, mühendislerimiz, kamu ve özel sektördeki bütün sorumlu kişiler, ihracatçılar yani madencilik faaliyetinin bütün bileşenleri olarak bu konuya önem vermeliyiz. Dünyada en zorlu sektörlerden biri olan madenciliğin ihracat hedeflerine ulaşması için çalışmaların güvenlik çerçevesinde ele alınması gerekiyor. İnanıyorum ki güvenliği ön plana aldığımız takdirde madenlerden aldığımız verim daha da artacak ve ülkemizin kalkınması hızlanacaktır. Bu kapsamda insanlık tarihinin en eski ve emek gerektiren mesleğini yaparak yeraltı kaynaklarını hizmete sunan tüm madencilerimizin 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nü kutlarım” dedi.

 

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

Abbas Musa Gökburun: DEPREME DAİR

Yayınlanma tarihi

-

Deprem anında en önemli şey sakin olmaktadır. Deprem anında kesinlikle koşmayın binadan atlamaya çalışmayın. Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK, Başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN, Düşmemek için sabit bir yere TUTUN…

Ülkemiz; deprem, sel ve heyelan gibi doğal afetlerin sıkça görüldüğü bir coğrafyada yer almaktadır. Afetler, doğa, teknolojik ya da insan kaynaklı oluşan, insanların hayatlarını, sosyal ve ekonomik faaliyetlerini önemli ölçüde etkileyen, yaralanma ve fiziksel tahribat ile birlikte büyük çapta can kaybına yol açan olağan dışı durumlardır. Afet eğitimleri toplum için çok önemlidir.  Afetler sırasında nasıl davranmamızı bilmemiz bizleri afet anında ve afet sonrasında bizleri koruyacaktır. Yakın zamanda yaşadığımız afet olan depremden bahsedelim. Depremlerde alınacak önlemler deprem öncesi ve sonrası olarak 2’ye ayırabiliriz:

Deprem anında neler yapmalıyız?

Deprem öncesi;

Doğal bir afet olan depremlere karşı hazırlıklı olmak adına bazı çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Reklam

Önceliğimiz deprem olmadan önce bazı hazırlıklar yapmak olmalıdır.

Evinizin depreme dayanıklı olup olmadığını araştırmalısınız.

Evimizde işyerimizde devrilme tehlikesi bulunan dolap televizyon gibi eşyalar mutlaka sabitlenmelidir.

Hemen ulaşabileceğiniz bir acil durum çantası hazır bulundurulmalıdır. İçinde kuru gıda ve su gibi malzemeler olmalıdır.

Gaz ve elektrik şalterlerinin yerini öğrenin.

Reklam

Kapıların dışa doğru açılan özellikte olması sağlanmalıdır.

Afet toplanma alanını bilmemiz çok önemlidir. Afetler sonrası nerede toplanacağımızı E devlet üzerinden adres bilgimizi girerek rahatlıkla öğrenebiliriz.

Deprem anında;

Deprem anında en önemli şey sakin olmaktadır. Deprem anında kesinlikle koşmayın binadan atlamaya çalışmayın. Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK, Başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN, Düşmemek için sabit bir yere TUTUN…

Balkona çıkmak çok tehlikelidir. Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır.

Reklam

Deprem anında Kesinlikle asansör kullanılmamalıdır.

Pencerelerden uzak durulmalıdır. Deprem anında kırılıp sizi yaralayabilir.

Deprem öncesi hazırlıkları tamamlamak sizin için büyük bir avantaj olacaktır. Deprem esnasında doğru şekilde hareket etmek adına afet bilinci eğitimi alınmalıdır. Yapısal olmayan hasarları en aza indirmek adına evlerde mutlaka eşyalar sabitlenmelidir. Depremin ne zaman geleceği belli değildir bunun için her zaman hazırlıklı olmalıyız. (Kaynak; AFAD)

Abbas Musa Gökburun

Güvensel Grup / A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı/Genel Müdür

Reklam

 

TKU MAGAZİN

Devamını oku

Son Dakika

Makineye Sıkışan İşçi Hayatını Kaybetti

Yayınlanma tarihi

-

Kocaeli’nin Başiskele ilçesindeki bir metal geri dönüşüm fabrikasında bulunan makineye sıkışan işçi, yaşamını yitirdi.

Karadenizliler Mahallesi Başyiğit Caddesi’nde bir metal geri dönüşüm fabrikasında çalışan yabancı uyruklu C.T. (27) henüz belirlenemeyen nedenle makineye sıkıştı. İhbar üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri, C.T’nin hayatını kaybettiğini tespit etti.

Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

Devamını oku

İş Güvenliği

YAZIN GÜNEŞİN ALTINDA ÇALIŞANLARIN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER

Yayınlanma tarihi

-

Yaz yaklaştıkça ve günler uzadıkça, sıcak havalarda dışarıda ya da kapalı ortamlarda çalışmanın tehlikeleri de artıyor.

Özellikle vücut sıcaklığı kontrol edilemediğinde ortaya çıkan sıcak çarpması, çalışanlarda ciddi rahatsızlıklara neden oluyor. Sıcak havalarda nasıl güvenli çalışılacağını bilmenin ve gerekli önlemleri almanın önemine dikkat çeken Ülke Endüstriyel Kurumsal Çözümler Direktörü Murat Şengül, yaz aylarında çalışanlarda ısı stresi yaralanmalarını ve sıcak çarpmasını önlemeye yardımcı olabilecek ipuçlarını sıralıyor.

Yaz mevsimi tatil yapacaklar için deniz, kum ve güneş üçlüsünü getirirken sıcak havalarda veya ortamlarda çalışanlar için ise birçok riski ortaya çıkarıyor.  Güneşe ve ışınlarına direkt maruz kalınması, sıvı kaybının önlenememesi, çalışılan ortamın aşırı sıcak ve hava akımının yeterli olmaması ile çalışanların kalın ve sentetik kıyafetler giymesi gibi nedenlerin sıcak çarpmasına yol açtığını aktaran Ülke Endüstriyel Kurumsal Çözümler Direktörü Murat Şengül, çalışanların aşırı sıcak havalarda rahat çalışabilmeleri için işverenlerin bazı önlemleri erken dikkate alması gerektiğini, aksi takdirde sıcak çarpmalarında can kaybı oranlarının çok yükseldiğini belirtiyor.

Sıcak Çarpması Ölüme veya Kalıcı Sakatlığa Neden Olabiliyor

Reklam

Havalar gittikçe ısınıyor ve sıcak havalarda çalışmak ciddi tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Bu koşullara maruz kalındığında ise genellikle 36°C ile 38°C arasında olan vücut sıcaklığı normalin üzerine çıkıyor ve vücudun iç sıcaklığını kontrol edememesi ısı stresine yol açabiliyor. Özellikle vücut ısısının 10 ile 15 dakika içinde 41 derece veya daha yükseğe çıkmasının acil tedavi sağlanmazsa çalışanlarda sıcak çarpmasını meydana getirdiğini de aktaran Murat Şengül, ölüme veya kalıcı sakatlığa neden olabilen bu tehlikenin önüne geçmek için işletmelerin ve çalışanların dikkat etmesi gereken ipuçlarını sıralıyor.

1. Çalışma ortamı klimatize edilmeli. Çalışma ortamı klimatize edilmeli ve iklimlendirmesi olmayan bölgelerde doğal hava akımı sağlanmalıdır. Çalışılan bölgeye direkt güneş ışınlarının gelmesi engellenmelidir. Dış ortamlarda çalışan personelin de daha serin saatlerde çalışması sağlanmalı, ağır işler mümkün olduğunca daha az sıcak günlere kaydırılmalıdır.

2. Çalışan kıyafetleri ortama uygun olmalı. Çalışma kıyafetleri rahat, ince ve ısı tutmayan nitelikte olmalı, sentetik kıyafetler giyilmemelidir. Özellikle ayakkabı, tulum, baret ya da eldiven gibi kişisel koruyucu ekipmanların çalışma ortamındaki sıcaklık derecesine uygun özellikli olanları seçilmeli, aşırı sıcak nedeniyle çalışanların emniyet ekipmanlarından vazgeçmelerine olanak tanınmamalıdır.

3. Sıvı kaybı önlenmeli. Günlük sıvı tüketimi artırılmalı, kişiler susama hissi olmadan su içmeye teşvik edilmelidir. Vardiyalar normalden daha sık aralıklarla mola verilecek düzene göre ayarlanmalıdır.

Reklam

4. Çalışan sağlık durumu takip edilmeli. Hipertansiyon, kalp hastalığı, şeker hastalığı, tiroid bezinin fazla çalışması gibi metabolik rahatsızlığı olanlar, astımlılar ve diğer kronik hastaların tedavileri gözden geçirilmeli ve doktorlarıyla bağlantı kurmaları, kullandıkları ilaçları kontrol ettirmeleri istenmelidir. 

5. Yiyecek tüketimine dikkat edilmeli. Yemek verilen iş yerlerinde hafif, sindirimi kolay, mevsime uygun menüler hazırlanmalıdır.

Devamını oku

Trend olan