Takip Edin

Haber

GENEL MÜDÜR ARAS; “ELEKTRİKLİ ARAÇLAR, ARTIK DAHA ULAŞILABİLİR”

Yayınlanma tarihi

-

2006 yılından itibaren 40 yılı aşkın sektörel deneyim ile, Türkiye’nin en çok satan lider markası Renault binek araçlarının, müşteri tercihlerinde önemli yeri olduğunu belirten, Dacia markasının bayiliğini yapan Koçaslanlar Motorlu Araçlar’ın Genel Müdürü Didem Aras konu ile şunları söyledi, Aras “fosil yakıtlı araçların yerini elektrikli araçlar bırakıyor. Bu yıl Avrupa’da en çok satılan elektrikli aracı olan Renault Zoe oldu” dedi.

Konuşmasına devam eden Aras , “Koçaslanlar Holding grup şirketlerinden olan Koçaslanlar Motorlu Araçlar, satış ve satış sonrası maksimum müşteri memnuniyetini en önemli misyonu edinerek, Bursa İnegöl’de hizmet veriyor. Renault ve Dacia markalarının satış, servis ve yedek parça hizmetini veren Koçaslanlar Motorlu araçlar, ayrıca 2. El satışı, 21 adet acente markası ile sigorta ve kasko satışı ve satılan araçlara aksesuar ve lastik satışı hizmetlerini vermektedir” ifadelerinde bulundu.

Fosil yakıt kullanımının doğaya olan zararlarından ve elektrikli otomobil dönüşümünden bahseden Koçaslanlar Motorlu Araçlar Genel Müdürü Didem Aras, “Gelişen teknolojik olanaklar ve endüstrileşme sebebiyle önceden sınırlı bir kitlenin erişebildiği otomobiller, günümüzde hemen hemen her bireyin ulaşabileceği araçlar haline geldiler. Bu durumun doğal bir sonucu olarak fosil yakıtların kullanıldığı araçlar nedeniyle karbon salınımının artmasının yaratmış olduğu hava kirliliği, çevremize oldukça büyük zararlar verme noktasına ulaştı. Bu sebeple arz ve talebin, fosil yakıtlı arabalardan elektrikli motora sahip olan araçlara doğru kaydığını gözlemlemekteyiz. Elektrikli otomobil satışlarının giderek artması ve pek çok otomobil markasının önümüzdeki çeyrek asırda tamamen elektrikli otomobil üretme kararlarını açıklaması bunun en büyük göstergelerinden. Ayrıca elektrik altyapı yatırımlarının, akaryakıt fiyatlarının, çevre duyarlılığının ve araçların menzillerinin artması, elektrikli araçların tercih edilebilirliğini her geçen gün yükseltmektedir.” dedi.

395 KM MENZİL SUNUYOR

Renault Zoe’nin elektrikli motorunun kullanıcılarına yüksek güç ve tork eğrisi sunması ile birlikte hem şehir içi hem şehir dışı kullanımlarda uzun bir menzil sunduğunun altını çizen Aras, “Otomotiv sektörünün öncü firmalarından olan Renault, elektrikli araçlara yönelik bu yönelimi önceden fark edip elektrikli araç yatırımları ve AR-GE’sine büyük bir önem verdi. Bu yatırımların sonucu olarak, Renault’un elektrikli araç pazarındaki en önemli modellerden biri olan Zoe, Avrupa’da en çok satılan elektrikli araç oldu. Bu başarısının altında başta Renault marka bilinirliliği ve güvenilirliğinin yanı sıra kullanıcısına sunmuş olduğu pek çok özellik yatıyor. Zoe’de bulunan R110 elektrikli motor, 80kW (108 HP) güç ve 225 Nm torka sahip ve maksimum 395 kilometreye kadar menzil sunabiliyor. Zoe, evlere kurulabilen 7,4 kW Wallbox(Duvara Monte Şarj İstasyonu) ile şarj edilebiliyor. Wallbox’un olmadığı durumlarda Zoe, sadece 30 dakikalık şebeke şarjı ile 150 km menzil sunabiliyor. Renault EASY LINK sisteminin getirdiği artıyla uzun yolculuklar sırasında rota planlaması yapmak ve bu sayede menzili uzatmak mümkün.” diye konuştu.

Reklam

SINIFININ EN İDDİALI MODELLERİNDEN BİRİ

Renault Zoe’nin kullanıcılarına sunmuş olduğu ferah ve geniş iç mekanı hakkında konuşan Aras, “Renault Zoe, sunmuş olduğu sıfır emisyonlu elektrikli motorunun avantajlarının yanı sıra donanımı ve konfor özellikleri ile de dikkat çekiyor. Konsolu önceki modele göre 3mm uzamış olan Zoe’nin kolay uyum sağlanan ve ergonomik iç mekanında yüksek bir kalite hissi mevcut. Aynı zamanda Zoe, 338 litrelik bagaj hacmi ile sınıfının en iddialı modellerinden biri. Ayrıca koltuk sırtlıkları yatırılarak 1225 litrelik bagaj hacmi elde edilebiliyor. Omuz ve baş mesafesi ile arka kısımda baş mesafesi, bir SUV araçta hissedeceğiniz kadar iyi bir kullanım alanı sunuyor.” şeklinde konuştu.

EURONCAP’TE 5 YILDIZ

Renault Zoe’nin sürücü ve yolcu güvenliği konusunda da sınıfının iyi seçeneklerinden biri olduğunu ifade eden Aras, “Renault Zoe E-Tech EuroNCAP çarpışma testini en yüksek puan olan 5 yıldız alarak tamamladı. Yetişkin yolcu güvenliğinden yüzde 89, çocuk yolcu güvenliğinden yüzde 80, yaya güvenliğinden yüzde 66 ve güvenlik yardımcılarından yüzde 85 alan Zoe, güvenlik konusunda da iddiasını ortaya koyuyor.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Reklam
Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

TÜRK RÜZGARI BİLBAO’YA UZANDI!

Yayınlanma tarihi

-

  • Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu.
  • T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek.

‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi. Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.

Devamını oku

Haber

Arkas Bunker’dan Türkiye’de bir ilk…

Yayınlanma tarihi

-

Arkas Bunker’dan Türkiye’de bir ilk… Arkas Bunker Türkiye’de Denizcilik Yakıtlarında Sürdürülebilirlik Sertifikasını Alan İlk Yakıt İkmal Şirketi Oldu!

Arkas Bunker sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda ilklere imza atıyor. Bu kapsamda Tarım, gıda ve biyoenerji endüstrilerinde sürdürülebilirliği destekleyen, dünya çapında tanınan bir sertifika sistemi olan Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasını (ISCC
– International Sustainability and Carbon Certification) aldı.
Arkas Holding iştiraklerinden Arkas Bunker, denizcilik yakıtlarında sürdürülebilir iş modeli ile
yoluna devam ederken şirketlerin karbon emisyonunu azaltmalarına destek vermek üzere
projelerine devam ediyor.
Çevre ve kaynakların korunması misyonu ile uyumlu olarak uluslararası nitelikte, uygulamaya
yönelik ve şeffaf bir sistem sağlayan dünyanın en itibarlı sertifikasyon programları arasında
yer alan ISCC'den onay aldı.
Biyokütle, biyoyakıt ve diğer yenilenebilir ham maddelerin sürdürülebilir üretimini ve
tedariğini doğrulamak için kullanılan, çok paydaşlı olarak geliştirilmiş, uluslararası kabul
görmüş bir sürdürülebilirlik sertifikasyon sistemi olan ISCC sayesinde Arkas Bunker
sürdürülebilirlik hedeflerine bir adım daha yaklaştı.
ISCC Sertifikası kriterleri arasında yürürlükteki yasa ve yönetmeliklere uyum, sürdürülebilir
arazi kullanımı ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sera gazı emisyonlarının ve diğer çevresel
etkilerin azaltılması, insan haklarına ve işçi haklarına saygı, sorumlu su kullanımı ve
yönetiminin yanı sıra tedarik zincirinde izlenebilirlik ve şeffaflık kriterlerine uyum yer alıyor.
“Doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı” olarak
tanımlanan yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük özelliği, karbondioksit emisyonlarını
azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları, yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa
bağımlılığın azalmasına ve istihdamın artmasına katkıda bulunmaları ve kamuoyundan yaygın

ve güçlü destek almaları olarak biliniyor. Aynı zamanda fosil yakıtlar kullanılmadan
üretildikleri için sürdürülebilirler. Bu sayede doğal gaz, kömür ve petrol gibi enerji kaynakları
tükenmeden yenilenebilir ve çevreye daha az zararlı yakıtlar kullanılmış oluyor.
Arkas Bunker Genel Müdürü Seçkin Gül, armatörlerin ihtiyaçları doğrultusunda sürdürülebilir
ve çevreci yakıtları radarlarında tutmaya devam edeceklerini söyledi.

Devamını oku

Haber

LOGİSTA GLOBAL LOGISTICS GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP AKMAN: LOJİSTİK MERKEZLER CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILINDA GELECEĞİMİZİ DİREKT ETKİLEYECEK!

Yayınlanma tarihi

-

Sayıları giderek artan, fiziksel koşulları iyileştirilen ve teknolojik imkanlarla güçlendirilen lojistik merkezler, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye ekonomisini atağa geçirecek. 2002’den bu yana 13 lojistik merkezinin işletmeye açıldığını söyleyen Logista Global Logistics Genel Müdürü Zeynep Akman, “Şu an 7 lojistik merkezimizin etüt proje ve planlama çalışmaları sürüyor. 2053 yılına kadar ülkemizdeki lojistik merkez sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması planlanıyor. Lojistik merkezler ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyecektir” dedi.

 

İhracat odaklı büyüyen Türkiye’nin en önemli sektörlerinin başında lojistik geliyor.  Bu kadar kritik bir sektörde yatırımlar, hem kamu hem de özel sektör tarafından sürdürülüyor. Buna en güzel örneklerden birini Türkiye’de lojistik merkezi sayısının iki katına çıkarılması gösterilebilir.

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’de lojistik merkezi sayısının 13’ten 26’ya çıkarılacağı belirtildi. Logista Global Logistics Genel Müdürü Zeynep Akman, “Türkiye, son yıllarda ihracat odaklı büyümeyi kendine stratejik hedef edinmiştir. İhracatta başarının altın anahtarı lojistikten geçiyor. Başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mızın yatırımları olmak üzere; özel sektörden çok önemli yatırımlar gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yatırımlar sektörümüz adına son derece sevindiricidir” yorumunda bulundu.

Reklam

8 TRİLYON 600 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ BULUNAN 67 ÜLKEYE 4 SATTE ULAŞABİLİYORUZ

Türkiye’nin Asya-Avrupa-Afrika gibi kıtaların kesişim alanında bulunduğunu, Çin, Hindistan, Rusya, BDT ve Ortadoğu ülkelerinin tam ortasında bulunduğunun özenle altını çizen Logista Global Logistics’in Genel Müdürü Zeynep Akman,” Ülke olarak çok özel bir lokasyonda bulunuyoruz. Türkiye’den 4 saatlik uçuş süresiyle yaklaşık 1,4 milyar insanın yaşadığı ve 8 trilyon 600 milyar dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkeye ulaşılabiliyoruz. Dünya ticaretinin merkezindeyiz dersek abartmamış oluruz” dedi.

LOJİSTİK MERKEZLERLE TÜRKİYE’NİN TİCARETİ İVMELENECEK!

Lojistik sektörünün artık bir bilim dalı haline geldiğini ifade eden Akman son olarak şu bilgileri verdi: “Ülkemizde lojistik sektörü hake ettiği konuma günden güne erişiyor. Sektör olarak birbirinden bağımsız sektörleri kendi içimizde harmanlamak ve iş yaptığımız sektörlere uyum sağlamak durumundayız. Bu da biz lojistikçilerin çok esnek olmasını, hızlı düşünmesini ve partner hizmeti vererek çözümün bir parçası olmasını beraberinde getirmektedir. Lojistik merkezlerin sayısının artması, lojistik merkezlerdeki altyapıların iyileştirilmesi, teknolojik imkanların lojistik sektörünün içinde yer alması ile kazanan Türkiye olacaktır. Tüm bu saydığımız etkenlerle Türkiye’nin ticaretinin ivmeleneceğini ve cumhuriyetimizin ikinci yüzyılından lojistik sektörünün en önemli sektör olacağını öngörüyorum. 2002’den bu yana 13 lojistik merkezimiz işletmeye açılmıştı. Sivas, Kayseri Boğazköprü ve Rize İyidere lojistik merkezlerinin yapımına devam ediliyor. Bilecik-Bozüyük, Mardin, Ovaköy, İstanbul Avrupa Yakası, Çerkezköy, Çandarlı İzmir ve Filyos olmak üzere 7 lojistik merkezinin ise etüt proje ve planlama çalışmaları sürüyor. 2053 yılına kadar ülkemizdeki lojistik merkez sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması planlanıyor. Bu, sadece sektörümüz adına değil ülkemiz ekonomisi adına sevindirici bir gelişmedir. Lojistik merkezleri önemsiyoruz ve bu merkezlerdeki gelişmeleri tüm sektör oyuncuları olarak yakından takip ediyoruz.”

Reklam
Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan