Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren DBE Holding, Siemens ile hızlı şarj ünitesi için iş birliğine gitti. Anlaşmaya göre DBE Holding iştiraki olan FOUR, Siemens’ten 50 adet hızlı şarj ünitesi satın aldı.

Siemens ile gerçekleştirdikleri işbirliklerine devam ettiklerini söyleyen DBE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taha Pınar, Siemens ile yeni bir anlaşma daha imzaladıklarını aktardı.

Anlaşmaya göre 50 adet 300 kW çıkış gücüne sahip hızlı şarj ünitesi alımı gerçekleştireceklerini bildiren Pınar, “Bu yatırım kapsamında alımımız, devam eden süreçte 350 adete ulaşıyor olacak. Başlangıç noktası olarak kabul ettiğimiz bu anlaşmayı, FOUR ile yakın zaman içerisinde istasyon sayılarını artırarak Türkiye genelinde sürdürülebilir bir alt yapı sistemi kurmayı hedefliyoruz. Şu an Türkiye’de genel kullanıma açık halihazırda kurulu yaklaşık 3 bin 500 adet şarj istasyonu var. Bunların yüzde 95’i 22 kW çıkışa sahip ve bu ürünlerin dolum süreleri 4-6 saati bulabiliyor. Bizim kullanacağımız ürünler DC elektrikle 300 kW çıkış gücünde hizmet veren cihazlar. Bununla birlikte doldurma süreleri araçların bataryalarına göre 25 dakikaya kadar düşüyor olacak.” dedi.

Amaç, sıfırdan yaygın bir ağa ulaşmak

Elektrikli araç şarj istasyonlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Pınar, şunları kaydetti: “Bu anlaşma ile amacımız sıfırdan yaygın bir ağa ulaşmak. Bugünden, geleceğin teknolojisini hayata geçirmemiz gerekiyor. Kuracağımız istasyonların enerjisini yenilenebilir kaynaklardan elde ederek tamamen çevre dostu üretim yapacağız. Bu imkanla beraber ağır vasıtaların da, elektrikli araç dönüşümünün önünü açmış olacağız. Ülkemizde kurulmuş bulunan DC şarj istasyonları 50-100 kW çıkış gücüne sahip, her ne kadar Türkiye’de bu cihazlar hızlı şarj cihazı olarak isimlendirilse de Avrupa tarafında ‘Supercharger’ ve ‘Rapidcharger’ olarak ikiye ayrılıyor. Türkiye’nin ilk Rapidcharger’larını Siemens ile Türkiye’de kuruyor olmak bizler için heyecan verici.”

“Tam entegre bir alt yapı için çalışmalarımızı bitirmek üzereyiz”

Elektrikli araçlar noktasında Türkiye’nin bir dönüşüm içinde olduğuna dikkat çeken Pınar, aynı zamanda blok-zincir bazlı teknolojilerin her alanda faaliyetini artıracağı bilinciyle de geleceği planladıklarını söyledi.

Bu kapsamda Türkiye’de yenilenebilir enerjinin blok-zincir bazlı YEK-G sertifikası ile yönetiliyor olmasının Türkiye adına önemli bir gelişme olduğunu belirten Pınar, “Bu sebeple sağlayacağımız hizmetin, Kyoto Protokolü kapsamında sıfır karbon esası ile hizmet verebilmesi yönünde blok-zincir entegrasyonlu altyapımızı sunuyor olacağız. Aynı zamanda şarj hizmeti sağlarken, blok-zincir / elektrik depolama / talep dengeleme / yenilenebilir enerji üretiminin tam entegre çalışacağı bir alt yapı için Ar-Ge faaliyetlerimizi tamamlamak üzereyiz. Ülkemizin yeni nesil teknolojiye altyapı olarak hazır olması, gelişen kullanıcı talebi ve Siemens ile gerçekleştirdiğimiz bu iş birliği yarınlar için doğru adımlar attığımızı gösteriyor.”

“Karbon nötr bir ekonomi için çalışıyoruz”

Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis ise, sürdürülebilirlik esaslı büyüme stratejileri kapsamında hayata geçirdikleri DEGREE stratejisi ile karbon nötr bir gelecek için çalıştıklarını söyledi. Gelis, DEGREE’nın “karbondan arındırma”, “etik”, “yönetişim”, “kaynak verimliliği”, “eşitlik” ve “istihdam edilebilirlik” olmak üzere 6 önceliğin adı olduğunu bildirdi.

‘Gelecek için Bugünü Dönüştürme’ yaklaşımıyla hareket ettiklerini kaydeden Gelis, şunları söyledi: “Siemens Türkiye olarak 165 yılı aşkın süredir ülkemizin teknolojik gelişimine öncülük ediyoruz. Amacı olan teknoloji üreterek endüstrilere, çevreye ve dünyaya fayda yaratmayı hedefliyoruz. İş birliği yaptığımız, hizmet verdiğimiz kurumların enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik çalışmalarına destek olmak ve bu sayede karbon nötr bir geleceğe katkı sunmak en önemli amacımız. Sürdürülebilir bir gelecek için elektrikle çalışan araçların öneminin bilincindeyiz. Amacı olan teknoloji bakış açımızla bu alanda hızlı şarj üniteleri üretiyor, kullanıma sunuyoruz. Bu kapsamda DBE Holding iştiraki FOUR ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğimizi çok kıymetli buluyor, sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adım olarak değerlendiriyorum.”