Sektörel Gündem
Finansal koşulların yatırımcılar için destekleyici olması şart
Aksaray’ın giderek yatırımcıların gözde merkezlerinden biri olmaya başladığını söyleyen Ahmet Koçaş, seçim sonrası iş dünyasının en büyük beklentilerinin enflasyon ile etkin bir mücadele, istikrarlı kur ve krediye kolay ulaşılabilirlik olduğunu söyledi.

Aksaray stratejik konumu itibariyle Türkiye’nin sanayi merkezi olma yolunda ilerlediği illerden biri…Kent, sanayi alanında son yıllarda yaptığı atımlarla, mevcut organize sanayi bölgesine ilave olarak açılan yeni OSB’leri ve Sultanhanı Yenilenebilir Enerji Endüstri bölgesiyle Türkiye sanayisi ve ekonomisine büyük bir katkı sağlıyor.
Aksaray’ın yakın zamanda Türkiye’nin en büyük 10 sanayi kentinden birisi olacağını söyleyen Aksaray Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Koçaş, “6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan asrın felaketi sonrasında yatırımcılar alternatif yerler aramaya başladı. Beklenen büyük İstanbul depremi nedeniyle Marmara Bölgesi’nden yatırımcılar Anadolu’ya kaymaya başladı.
Karayollarımızın zenginliği, altyapı kolaylığı, ulaşılabilirliği ve teşvikler Aksaray’ı avantaj olarak öne çıkarmaktadır. Zaten şehirdeki markalara bakıldığında bu belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Aksaray’a gelen yatırımların büyüklüğüne bakıldığında yatırımcıların cazibe merkezinin Aksaray olduğu gözlemlenmektedir. Şehrimizin en büyük dezavantajı ise demiryolu eksikliğidir.
Bugün şehre en yakın liman Mersin’de bulunmaktadır. Ulukışla- Aksaray arasında demiryolu bağlantısı yapılır ve hayata geçirilirse Aksaray, Türkiye’nin bir İstanbul’u, Gebze’si ya da Bursa’sı olması kaçınılmaz bir gerçektir” dedi.
Aksaray, otomotiv sektöründe de ciddi atılımlar gösterebilir
Aksaray sanayisine sektörel bazda baktığımızda tarım ve silo üretiminde marka bir şehir olduklarını belirten Koçaş, “Bu sektördeki markalarımız kendilerini her geçen gün geliştiriyor ve markalarını yayıyorlar.
Bizim yeni yeni büyüyen ve gelişen sektörleri ön plana çıkarmak için çalışmamız gerekmektedir. Aksaray’da son yıllar çok hızlı bir tekstil sektörü gelişmesi yaşanmaktadır. Tekstil denilince akla önceden Denizli, Bursa, İstanbul gibi şehirler gelirken bugün Aksaray da tekstil merkezi olarak anılmaya başlamıştır.
Hızla büyüyen bir tekstil sektörümüz mevcuttur. Bu sektördeki projelerimizi ve çalışmalarımızı artırmayı başarırsak sadece Türkiye’nin değil dünyanın bilinen tekstil üstlerinden birisi olabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca, otomotiv sektöründe de Aksaray’ın bilinirliğini artırmalıyız. Dünya markası olan ve Aksaray’dan dünyanın her ülkesine ihracat yapan Mercedes, Brisa ve Lassa gibi markalar mevcut iken aynı zamanda elektrikli araçların motorlarını üreten yerli bir markaya sahibiz.
Bu alanda yeni yatırımcıları Aksaray’a getirmeyi başarırsak otomotiv sektöründe de çok ciddi atılımlar gösterebiliriz. Dünyada şu an elektrikli araç markaları ve modellerine her gün yenileri katılıyor. Yerli ve milli otomobiliz TOGG Gemlik üssünde araçlarını üretiyor. Bu deneyim yakın zamanda yeni yerli otomobil markaları ülkemize kazandrabilir.
Avrupa Birliği ülkeleri artık dizel araçların üretimini durdurdu. İlerleyen yıllarda benzinli araçların üretiminin azalacağını ve elektrikli araçların üretiminin artacağını göreceğiz. Bu durum sektörde ciddi atılımlar ve yeni yatırımların söz konusu olacağını gösteriyor. İşte bu nokta da Aksaray’ı ön plana çıkarırsak otomotiv sektöründe yıldızımız parlayabilir” şeklinde konuştu.
Bölgenin avantajları yatırımcılara anlatılmalı
Koçaş, yaklaşan seçim süreci ile ilgili şunları söyledi: “Seçim sonrasında bölgemizde kazanan kim olursa olsun Aksaray için bahsettiğimiz dezavantajımız üzerine yani demiryolu projesi noktasında aksiyon hazırlamalı ve üzerine gitmelidir. Organize sanayi bölgesindeki yatırımcıların taleplerinin karşılanması ve devlet desteklerini artırılması ve teşviklerin uzatılması sağlanmalıdır.
Yurt dışı yatırımcıları artırmak ve bölgeye çekmek adına devlet- sanayi iş birliğinde ve Ticaret Bakanlığı’nın önderliğinde yurt dışı yatırımcılar ile bir araya gelinmeli bölgenin avantajları anlatılmalı ve bu noktada çalışmalar yapılmalıdır. Dünyada yaşanan hadiseler yatırımcılar için güvenli limanlar aramaya yöneltmektedir. Rusya- Ukrayna Savaşı, Amerika – Çin gerilimi gibi olaylar yurt dışı yatırımcıları düşündürmektedir.
Eğer ülke olarak iş dünyası adına bizler yurt dışı yatırımcılar ile bir araya gelir isek onlara Türkiye’nin dünyada en güvenli liman olduğunu anlatabiliriz.” Aksaray iş dünyası olarak ekonomi politikalarına yönelik beklentilerinden bahseden Koçaş, “Sıkı para politikaları ile enflasyon ile etkin bir mücadele, istikrarlı kur, krediye ulaşımda düşük maliyetli faiz olarak sıralanabilir.
Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir.
Enflasyon ve faiz oranları arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Faiz ayrıca döviz kurunu da etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Uygulanan politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor. Merkez Bankası’nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu araçlardan birisi politika faiz oranlarıdır” dedi.
İş dünyası teşvik bekliyor
İş dünyasının her alanda teşvik ve destekler istediğini ifade eden Koçaş, “Sektör ayırt etmeksizin devletimizden teşvik ve desteklerin oluşturulmasını, olanlarında da artırılmasını istiyoruz.
Eğer belli sektörlere teşvik verilecekse beklentimiz yenilenebilir enerji, otomotiv, çelik ve bilişim üzerine olacaktır. Dünyada bugün gelirleri en fazla olan sektörler yenilebilir enerji ve bilişim üzerine olmaktadır. Çok değil bundan birkaç yıl önce başlayan ve hala devam eden bir çip krizi yaşanmaktadır. Krizleri fırsata çevirmeliyiz ve çip üretimi noktasında adımlar atmalı ve adım atanları da sonuna kadar desteklemeliyiz.
Yenilebilir enerji alanındaki destek ve teşvikler artırılmalıdır. İşverenlerin üzerindeki en büyük maliyet nedir diye bir sorduğumuzda açık ara verilen cevap enerji maliyetleridir. O zaman bizim yapmamız gereken işverenlerin üzerinde ki bu yükü hafifletmektir. Bu da ne ile sağlanır yenilebilir enerjiyle sağlanabilir.
Bugün büyük yatırımcılar yaptıkları yenilebilir enerji projeleriyle üzerinden ciddi bir maliyeti düşürdüler. Son olarak ise tekstil sektöründeki destek ve teşvikler artırılmalıdır. Burada bizlere belki diyecekler ki zaten tekstil de çok iyiyiz neden tekstile destek sağlanmalıdır? Evet, Türkiye tekstil olarak öne çıkan ülkelerin başında gelmektedir fakat marka ortaya çıkarma noktasında değil, markalara üretim noktasında öne çıkmaktadır.
Bugün dünyanın tekstil markaları İtalya, Amerika, Almanya gibi ülkeler Türkiye’de ki tekstil firmalarımıza üretimlerini yaptırmaktadır. Bu tür firmalar, örnek üzerinden verdiğimizde 100 TL’ye Türkiye’de ürünü yaptırıyor üzerine markasını bastırıyor ve dünyaya 1000 TL’ye satıyor. Aradaki farkı görebiliyor musunuz? İşte bizim bunun önüne geçmek adına çalışmalar yapmamız ve tekstilde marka üzerine teşvik ve destekler sağlamalıyız” dedi.
Sektörel Gündem
İNNOMEK ÜRETİM GÜCÜNE DEĞER YARATAN MARKA

İNNOMEK’ten Yeni Bir Adım: 31 Mayıs’ta Ürün Lansmanı Gerçekleşiyor İnovatif çözümleriyle dikkat çeken İNNOMEK, 31 Mayıs 2025 Cumartesi günü gerçekleştireceği özel bir etkinlikle yeni ürünlerini tanıtacak.
İNNOMEK yetkilileri, “Üretim gücümüzü ve saha çözümlerimizi sizinle paylaşacağımız lansman etkinliğimize davetlisiniz, bu özel günde sizleri de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız” ifadelerini kullandılar.
Etkinlik Detayları;
Tarih:31 Mayıs 2025, Cumartesi
Yer: İNNOMEK
Saat: 13.00
Sektörel Gündem
SAHİMDER İş- Mak Fest 2025 Sakarya’da Kapılarını Açtı

15 – 18 mayıs tarihleri arasında kapıları açık olacak olan SAHİMDER İş- Mak Fest 2025, Serdivan AVM karşında eşsiz bir törenle başladı. Sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi.
Sakarya Hafriyatçılar ve İs Makinaları Derneği (SAHİMDER) öncülüğünde hayata geçirilen İş – Mak Fest 2025, sektörde önemli bir adım atarak ağır iş makineleri dünyasını Sakarya’da bir araya getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında dikkat çeken etkinlik, büyük bir katlımla başladı. Açılışta, Serdivan ve Erenler Belediye başkanları ile sivil toplum temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar, festivalin şehir ve ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Vinçlerden ekskavatörlere, kaldırma sistemlerinden inovatif platform çözümlerine kadar birçok ürünün sergilendiği alanda ziyaretçiler, sektörel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı yakaladı.
Açılış Hep Birlikte Yapıldı
Etkinliğin açılış kurdelesi; Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik, Erenler Belediye Başkanı Şenol Dinç, 15 Temmuz Milli irade Derneği Genel Başkan Vekili Yunus Özçelik, SAHİMDER Başkanı Can Akova, SAHİMDER yöneticileri ve katılımcı firma temsilcileri tarafınca birlikte kesildi. İş makineleri dünyasının kalbi bu hafta Sakarya’da atıyor. Ekskavatörlerden vinç sistemlerine, platform çözümlerinden kaldırma ve taşıma ekipmanlarına kadar çok sayıda ürün, etkinlik alanında ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Katılımcılar, firmaların sahada sergilediği ürünleri yakından inceleme ve avantajlı tanıtım kampanyalarından faydalanma şansı yakalıyor.
SAHİMDER Başkanı Can Akova “Hedefimiz, Bu Organizasyonu Geleneksel Hale Getirmek ve Her Yıl Daha Da Büyütmek. ” Açılışta konuşan SAHİMDER Başkanı Can Akova, “Bu yıl Sakarya’da sektörel anlamda önemli bir adım attık. Türkiye’nin dört bir yanından iş makinaları temsilcilerini bir araya getirdik. Hedefimiz, bu organizasyonu geleneksel hale getirmek ve her yıl daha da büyütmek.
Destek veren tüm kurumlara ve firmalara teşekkür ediyorum” dedi.
İş-Mak Fest 2025, 15-18 Mayıs tarihleri arasında her gün 10.00-19.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.
Sektörel Gündem
Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.
Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:
Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.
2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.
3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.
4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.
5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.
6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.
Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.
2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.
3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.
Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.
Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi