Takip Edin

Sektörel Gündem

Eviniz riskli de olsa dönüşemeyebilir!

Türkiye’de 20 milyon binanın yüzde 70’i depreme karşı dayanıksız. Beklenen İstanbul depreminde en az 70 bin bina kullanılamaz hale gelecek ve acil dönüşüm gerekiyor. Yetkilendirilmeyen kuruluştan alınan risk analiz raporu geçersiz ve kentsel dönüşüm anlamında hiçbir hak talep edilemiyor.

Yayınlanma tarihi

-

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN

Kahramanmaraş depremlerinin ardından vatandaşlar, oturdukları konutların depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek için teknik analiz yapacak kuruluşların kapısını çalıyor. Uzmanlar uyarıyor; ‘yetkin’ olmayan kuruluşlar da risk analiz raporu veriyormuş gibi sahaya çıkıyor.

Risk analiz maliyeti kat başına 10-20 bin lira tutarken tek bina için 5-10 bin lira isteyen kuruluşların yetkinliğinin sorgulanması gerekiyor. Çünkü piyasada merdiven altı olarak çalışan sayısı da bir hayli fazla. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6306 sayılı kanun kapsamında riskli yapıların tespiti için kurum ve kuruluşlara yetki belgesi veriyor.

İstanbul’da 144 özel kuruluş, 40 ilçe belediyesi, aralarında İTÜ, YTÜ ve İstanbul Üniversitesi’nin de bulunduğu 12 üniversite bu sertifikaya sahip. Bu kuruluşlar, numune almadan önce Bakanlıktan numara alıyor ve sonrasında alınan örnekler bu numara ile raporlanıyor. Böylece binanın risk durumuna göre güçlendirme ya da kentsel dönüşüm işlemleri yapılıyor.

Yetkilendirilmeyen kuruluştan alınan risk analiz raporu geçersiz ve kentsel dönüşüm anlamında hiçbir hak talep edilemiyor. Sadece bilgilendirme amaçlı hatta bazıları yanıltıcı da olabiliyor. Özellikle 2000 yılı öncesi yapılan binalarda oturanlar ve olası risk durumunda kentsel dönüşüme girmek isteyenler tarafından bakıldığında bu kuruluşların testleri bilgi verme dışında bir anlam ifade etmiyor.

Çünkü bu testler resmi rapor olarak kabul edilmiyor ve kentsel dönüşümde sunulan kira ve taşınma yardımı, dönüşüm kredisi gibi desteklerden mahrum bırakılıyor.

Uzmanlar, bazı raporların bilgi vermekten bile uzak olduğuna işaret ederek yanıltıcı olabileceğine dikkat çekiyor. Ülker Müşavirlik Mühendislik firma yetkilisi Dr. Hamit Ülker, risk analizlerinin Bakanlık’tan sertifikalı kuruluşlara yaptırılması gerektiğini söyleyerek başvuru yapılan binanın bodrum dahil her katından ayrı örnek alındığına işaret etti.

Bakanlığın laboratuvar lisansı ve kentsel dönüşüm için riskli yapı analiz lisansı verdiğini açıklayan Avrupa Test Yapı firma yetkilisi Mustafa Sade, piyasada yönetmeliğe uygun olmayan firmaların da bu işi yaptığını söyledi. “Aslında yönetmelik çok açık, lisansı olmayan firmalar resmi rapor veremez” diyen Sade, sözlerine “Bu firmalar kentsel dönüşüm dosyası hazırlayamaz. Kanunda hiçbir istisnası yok. Bilgi amaçlı olabilir ama Bakanlık bunu da onaylamıyor.” diye devam etti.

90 gün şartı yönlendiriyor

Peki vatandaş ne yapmalı? Mustafa Sade bu konuda şunları söyledi: “Öncelikle Bakanlıktan lisansı, laboratuvar izin belgesi var mı diye sorulmalı. Düşük fiyat veriliyorsa vatandaşın şüphelenmesi lazım.” İnşaat mühendisi Selçuk Zelveci’nin dikkat çektiği konu ise kimi vatandaşların özellikle lisanssız kuruluşları tercih etmesi oldu. Çünkü Bakanlık onaylı kuruluşların analiz raporları sisteme yansıyor ve yapı risk grubunda ise en çok 90 günde binanın boşaltılması gerekiyor. Binasının durumunu merak eden ancak gidecek yeri olmayanlar tespit için mühendislik firmalarına başvuruyor.

Risk analizi nasıl yapılıyor?

Öncelikle her kat maliki, binasının bulunduğu ildeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne risk analizi yaptırmak için başvuru yapıyor. Kiracı analiz için başvuru yapamıyor. Depremde binanın ağır hasar alıp almayacağı 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası gereğince tespit ediliyor. Beton kalitesi, donatı durumu hızlıca kontrol ediliyor. Riskli yapı tespiti yapılması durumunda yıkım kararı veriliyor.

Rezerv İstanbul’un kuzeyi mi?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un “İstanbul’da 1.5 milyon riskli konutu hem Avrupa hem de Anadolu yakasında belirlediğimiz iki rezerv alana taşıyacağız” açıklaması bu alanların neresi olacağı sorusunu gündeme getirdi. Bu yaklaşık 5 milyon insanın taşınması anlamına gelirken Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Koçak’a göre, rezerv alanlar İstanbul’un kuzeyi.

Bu durumda da Arnavutköy, Çatalca ve Şile’nin kuzey bölgelerindeki orman arazilerinin imara açılmasını gündeme getiriyor. Uzmanlar, 5 milyon insanı taşımanın mümkün olmayacağına vurgu yaparak ağırlıklı yerinde dönüşüm gerektiğini belirtiyor. Alınan bilgilere göre, bu da Bakanlığın gündeminde. Ayrıca kira desteğinin artırılması ve bilim kurulu oluşturulması da gündemde.

Kentsel dönüşümün maliyeti 465 milyar dolar

Dünya Bankası’nın 2021 yılında hazırladığı rapora göre, Türkiye’de yıkılıp yeniden yapılması ya da güçlendirilmesi gereken tam 6.7 milyon gayrimenkul bulunuyor. Bunun yapılabilmesi için gerekli olan meblağ yaklaşık 465 milyar dolar.

Dünya Bankası’nın rapora şu notu da düştüğü görülüyor: “Şu ana kadar bu binaların sadece yüzde 4’ü dönüştürüldü.” Türkiye’deki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birlikte çalıştıklarını belirten Dünya Bankası, kentsel dönüşümün finansal sorunlarını aşmak için Türk yetkilileri Japon yetkililerle de buluşturduklarının altını çizdi. Türk yetkililerle Japon Konut Finans Ajansı (JHF) yetkilileri 21 Aralık 2021’de online bir toplantı yaptı.

“Destek verilsin 2 ayda biter”

İstanbul’da 1999 yılından önce yapılmış binalar için devletten destek isteyen Selçuk Zelveci, “Destek verilirse biz lisanslı kuruluşlar olarak tespit çalışmasını 2 ayda bitiririz. Devlet konut da üretirse yenilenme 5 yılda biter. Şakası yok. Harekete geçmeliyiz” dedi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

İnci Holding ve GS Yuasa, TAYSAD Ege Bölgesi Odak Üye Toplantısına Ev Sahipliği Yaptı

Yayınlanma tarihi

-

İnci Holding ve Japon akü devi GS Yuasa’nın iştiraki İnci GS Yuasa, Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) her çeyrek dönemde düzenlediği Odak Üye Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Otomotiv yan sanayinin önde gelen 24 temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen bu toplantıda, sektördeki küresel gelişmeler, mevcut durum ve gelecekteki fırsatlar ele alındı. 

Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek ve en yetkin temsilcisi olan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), her çeyrek dönemde bir üyesinin ev sahipliğinde gerçekleştirdiği Ege Bölgesi Odak Üye Toplantısı’nı bu kez İnci GS Yuasa’nın Manisa’daki modern üretim tesisinde düzenledi. Toplantıya, otomotiv yan sanayinin önemli 24 temsilcisi katıldı. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yakup Birinci, TAYSAD Yönetim Kurulu Üyesi ve İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Elbirlik ile İnci GS Yuasa İcra Direktörü Kadir Kaymakçı‘nın yer aldığı toplantıda, derneğin faaliyetleri, sektördeki rolü, küresel bağlantıları ve üyelerine sunduğu faydalar detaylıca aktarıldı.

“BİRLİKTE DAHA GÜÇLÜ ADIMLAR ATMAYA KARARLIYIZ”

Gerçekleşen toplantıyla ilgili olarak TAYSAD Başkan Yardımcısı Yakup Birinci, “Toplantımızda, küresel ve ulusal üretim verilerini değerlendirerek sektörümüzün dünya sıralamasındaki yerini ele aldık. Üyelerimizin beklentilerini dinleyerek sinerji oluşturduk ve TAYSAD’ın yakın dönem faaliyetlerini gözden geçirdik. Birlikte daha güçlü bir gelecek için adımlar atmaya kararlıyız” açıklamasını yaptı.

İnci GS Yuasa’nın 40 yıllık birikimini ve sektöre sunduğu çözümleri katılımcılarla paylaşan İcra Direktörü Kadir Kaymakçı, “Sektörümüzün gücünü ve potansiyelini bir araya getiren TAYSAD’ın kıymetli etkinliğine ev sahipliği yaptığımız için mutluluk duyduk. İnci GS Yuasa olarak enerji depolama sektöründe 40 yıldır yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştiriyoruz. Bugün, Manisa’daki üretim tesislerimizde en son teknolojiyi kullanarak ürettiğimiz akülerimiz, dünya genelinde 80’den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Bu başarı, iş ortaklarımızın ve çalışanlarımızın katkılarıyla mümkün oldu” dedi.

Şirketin üretim süreçlerinde sürdürülebilirliği ve verimliliği merkeze koyduklarını belirten Kaymakçı şöyle konuştu: “Bu çerçevede geliştirdiğimiz projeler ve teknoloji yatırımlarımızla sadece bugünün değil yarının da enerji ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. TAYSAD üyeleriyle bir araya gelerek sektörümüzün geleceğine yönelik fikir alışverişinde bulunmak ve sinerji oluşturmak bizim için çok değerli. Önümüzdeki dönemlerde de iş birliklerimizi güçlendirmeye ve Türkiye’nin otomotiv sanayinde dünyada lider bir konuma gelmesine katkı sağlamaya kararlıyız.”

Toplantının ardından katılımcılar, İnci GS Yuasa’nın Manisa’daki üretim tesislerini gezerek akü üretim hatlarını yerinde inceleme fırsatı buldu. En son teknolojiyle donatılan üretim hatları ve şirketin Ar-Ge faaliyetleri hakkında detaylı bilginin paylaşıldığı fabrika turunun ardından, üyeler arasında bilgi paylaşımını artırmak amacıyla bir soru-cevap oturumu düzenlendi.

DAHA GÜÇLÜ BİR SİNERJİ VE İŞ BİRLİĞİ İÇİN HER ÇEYREK TOPLANTI

TAYSAD üyeleri, her çeyrek dönemde bir araya gelerek sektörün küresel gelişmelerini ve mevcut gündemi değerlendiriyor. İnci GS Yuasa’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Ege Bölgesi Odak Üye Toplantısı ile üyeler arasında iş birliğinin güçlendirilmesi ve sektörde ortak bir bakış açısı oluşturulması hedefleniyor.

Devamını oku

Haber

YASED: Ağustos’ta Türkiye’ye 497 Milyon Dolar Değerinde Yatırım Geldi

Yayınlanma tarihi

-

Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) 11 Ekim 2024’te paylaştığı Ödemeler Dengesi İstatistiklerinden derleyerek hazırladığı “Rakamlarla Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Bültenine” göre, 2024 yılının Ağustos ayında, Türkiye’ye 497 milyon dolarlık Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) girişi gerçekleşti.

11 Ekim 2024’te paylaşılan güncel resmi verilere göre, 2024 yılının Ağustos ayında, Türkiye’ye, 497 milyon dolar değerinde UDY girişi gerçekleşti.

Güncel bu istatistikle beraber, yılın ilk sekiz ayında Türkiye’ye gelen toplam UDY miktarı, 6,41 milyar dolar olarak kaydedildi. Yılın ilk sekiz ayında 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 2’lik bir düşüş kaydedilirken 2002 yılından itibaren Türkiye’ye gelen UDY girişlerinin toplam değeri ise 270 milyar dolara yaklaştı.

Ağustos ayında gerçekleşen toplam UDY girişi 497 milyon dolar olarak hesaplanırken bu yatırımların 283 milyon doları yatırım sermayesi şeklindeydi. Ağustos ayındaki toplam UDY’nin 201 milyon doları yabancı uyruklulara gayrimenkul satışı ve 35 milyon doları ise borçlanma araçları yoluyla kaydedildi. Aynı ay içerisinde yatırım tasfiyelerinin 22 milyon dolar değerinde aşağı yöndeki etkisiyle, Ağustos ayındaki toplam UDY girişi 497 milyon dolar oldu.

En fazla yatırım toptan ve perakende ticaret ile gıda imalatında gerçekleşti

2024 yılının Ağustos ayı içerisinde gerçekleşen 283 milyon dolar değerindeki yatırım sermayesi girişlerinde, 46 milyon dolarlık yatırım girişi ile toptan ve perakende ticaret, yüzde 16’lık bir pay aldı. Gıda, içecek ve tütün ürünleri imalatı, geçmiş kümülatif performansının üzerinde bir performans ile aynı dönem içerisinde gerçekleşen yatırım sermayesi girişlerinin yüzde 16’sını çekti. En fazla yatırımın gerçekleştiği diğer sektörler yüzde 11’lik payı ile kimyasalların, kimyasal ürünlerin ve temel eczacılık ürünleri ile malzemelerinin imalatı ve yüzde 9’luk payı ile Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) oldu.

Ağustos ayında en fazla uluslararası yatırım Almanya, İsviçre ve Hollanda’dan geldi

2002-2023 dönemi toplamında yüzde 59’luk pay sahibi olan Avrupa Birliği (AB-27) ülkeleri 2024’ün sekizinci ayında yüzde 54’lük bir pay aldı. Aynı ay içerisinde AB üyesi olmayan diğer Avrupa ülkeleri yüzde 16’lık paylarıyla Türkiye’ye en çok yatırım yapan ikinci bölge oldu. Ağustos 2024 özelinde, Almanya yüzde 22 ile en büyük paya sahip olurken, onu yüzde 11 ile İsviçre, yüzde 10 ile Hollanda, yüzde 9 ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD), yüzde 9 ile Fransa, yüzde 8 ile Lüksemburg ve yüzde 7 ile Tayvan takip etti.

Yılın ilk sekiz ayının toplamı değerlendirildiğinde ise Türkiye’ye en çok yatırım yapan üç ülke; yüzde 20’lik payı ile Hollanda, yüzde 15’lik payı ile Almanya ve yüzde 13’lük payı ile ABD olarak sıralandı.

Devamını oku

Haber

KADIN ETKİ RAPORU LOJİSTİK SEKTÖRÜNE IŞIK TUTACAK

Yayınlanma tarihi

-

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği UTİKAD, lojistik sektöründe kadın istihdamının etkilerini ortaya koyacak “Kadın Etki Raporu” çalışmalarında verimli sonuçlar elde etmek için “Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket”i lojistik sektörüne sunuyor.

UTİKAD üyesi firmaların kadın çalışanlarından ve yöneticilerinden oluşan UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu (KLOG), kurulduğu 2021 yılından bu yana aktif olarak çalışmalarına devam ediyor. Başta Mentor – Mentee Projesi olmak üzere sektöre farklı bakış açıları kazandırmayı hedefleyen faaliyetleriyle ön plana çıkan UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu” ile bu sene lojistik sektöründeki kadın çalışanların etkisini ortaya koymaya hazırlanıyor.

“KARAR VERME SÜREÇLERİNDE KADINLARIN POZİTİF DEĞERLERİNİ ORTAYA KOYABİLECEKLERİ ŞİRKET YAPILARININ SAYISINI ARTIRMAYI AMAÇLIYORUZ”

UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “2021 yılında Ayşem Ulusoy’un başkanlığında kurulan Kadın Lojistikçiler Odak Grubu’nun 2024 projeleri arasında en çok önemsediklerimizden biri “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu”. Çünkü “Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu”ndaki analizlerle lojistik sektöründeki kadın çalışanların önündeki bariyerleri azaltmak, kadınların ulusal ve uluslararası teşvik ve desteklerden yararlanmalarını sağlamak ve yönetim kademesinde kadın istihdamını artırarak karar verme süreçlerinde kadınların pozitif değerlerini ortaya koyabilecekleri şirket yapılarının sayısını artırmayı amaçlıyoruz.” dedi.

“KADIN ÇALIŞANLAR İÇİN HER KADEMEDE ÇALIŞMA ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLMELİ”

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’nün Ağustos ayında yayınladığı “Çalışma Hayatı İstatistikleri Aylık E-Bülteni”ne göre ülkemizde 32.522.000 kişi istihdam ediliyor. Erkeklerde işgücüne katılım oranı yüzde 72,4 iken kadınlarda bu oran yüzde 36,7 olarak karşımıza çıkıyor. İstihdam oranlarında da erkeklerin kadınlara yaklaşık 2 katı oranla önde olduklarını görüyoruz. Erkeklerde istihdam oranı yüzde 66,9; kadınlarda istihdam oranı yüzde 32,1. Söz konusu bültendeki bir başka veride zorunlu sigortalı olanlarda erkeklerin oranı yüzde 66, kadınların oranı ise yüzde 34 olarak belirtiliyor. Bu istatistikler her ne kadar genel iş ortamını yansıtsa da lojistik sektörünün de erkek egemen bir sektör olduğunu varsaydığımızda, lojistik sektöründe de benzer bir sonuçla karşılaşacağımızı belirten UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “Kadın çalışanlar lojistik sektöründe beyaz yakalı pozisyonlarda yer alma imkanı bulabiliyorlar. Ancak belli bir kademeden sonra cam tavan dediğimiz sınırlarda kalıyorlar, kadınların yönetim kademesinde ve şirketlerin C-Level pozisyonlarında, karar verici mercilerdeki sayılarını artırmak istememiz kadar, lojistik sektöründe sahada çalışmak isteyen özellikle liman sahalarında görev almak isteyen birçok kadın çalışan da var. Dolayısıyla kadın çalışanlar için her kademede çalışma şartlarının iyileştirilmesi, eşitlikçi ve gelişime açık bir sektör ortamı oluşturmak da oldukça önemli.” diye konuştu.

“KADIN ÇALIŞAN ETKİSİ HAKKINDA ANKET”

UTİKAD, Lojistik Sektörü Kadın Etki Raporu çalışmaları kapsamında İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ebru Demirci’den destek alıyor. Prof. Dr. Ebru Demirci tarafından hazırlanan “Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket” Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu’nda lojistik işletmelerinde görev yapan çalışanların profilleri ile görev yaptıkları işletmelerin performansları arasındaki ilişkiyi incelemek üzere tasarlandı.

UTİKAD Kadın Lojistikçiler Odak Grubu Koordinatörü Aslı Malay Tuncer, “KLOG olarak 150’nin üzerinde grup üyemizle birlikte sektördeki kadın gücünü, sektöre getirdiği farklılıkları paylaşmaya ve yeni nesil lojistisyenlere bu bilinci yerleştirmeye çalışıyoruz. 2022 yılında hayata geçirdiğimiz Mentor-Mentee Projesi ile grup üyemiz olan üst düzey mevkilerde görev yapan 15 kadın yönetici, 15 kız öğrenci ile eşleşerek staj dönemleri boyunca birebir çalışma imkanı bulmuştu. Bu dönemde de bu projemizin ikincisini gerçekleştireceğiz. KLOG olarak Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu sonrasında en heyecan duyduğumuz projelerimizden biri olan Mentor-Mentee Projesi ile de sektöre yeni adım atacak kadın çalışanları destekliyoruz.” dedi.

Lojistik Sektöründe Kadın Etki Raporu’nun Prof. Dr. Ebru Demirci’nin katkılarıyla hazırlanmasının ardından kamuoyu ile paylaşılacağını belirten Aslı Malay Tuncer, “Raporun sağlıklı ve verimli sonuçlar ortaya koyabilmesi için lojistik sektöründe faaliyet gösteren tüm firmalarımızı anketi yanıtlamaya davet ediyorum. Ankete katılmak ve katkı vermek isteyenler UTİKAD ile iletişime geçebilirler.” diye konuştu.

Kadın Çalışan Etkisi Hakkında Anket için tıklayınız.

 

Devamını oku

Trend olan