Takip Edin

Haber

Elektrikli araç Togg ile beraber tabana yayılmaya başladı

Doğan Trend Otomotiv Üst Yöneticisi (CEO) Kaan Dağtekin, “Türkiye’deki elektrikli araç ilgisi, özellikle yerli otomobilin 4 sene önceki gösteriminden sonra tabana yayıldı. Aslında elektrikli araca ilgi, vergisel avantajları olduğu için biraz daha üst segmentte vardı. Togg ile beraber tabana yayılmaya başladı.” dedi.

Yayınlanma tarihi

-

Dağtekin, MG’nin elektrikli yeni modeli MG4 Electric’in Antalya’da düzenlenen tanıtım toplantısında, Türkiye’de elektrikli araç pazarının gelişimi ve geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni teknolojiler ve ağırlıklı olarak pil teknolojisinin gelişmesiyle elektrikli araçların dünya geneline yayıldığını ifade eden Dağtekin, şunları kaydetti:

“Kovid-19, birçok sıkıntı yarattı ama elektrikli araçlardaki ivmelenmeyi artırdı, hızlandırdı. Biz bu sayede olgunlaşmış bir pazarda elektrikli araçlara dönüşen markaların arasında kendimize bir yol bulmaya ve burada hızlı olmaya çalıştık. İşin sonunda nereye gideceğini hiçbirimiz tam göremiyoruz ama elektrikliler, hidrojenli araçlar, sentetikler, hepsi bir pay alacak ama gemiyi tam olarak nereye yanaştıracağımızı bilmemekle beraber şunu biliyoruz ki dönüşüm çok hızlı, çok da kuvvetli olacak. Hızlı olup buna adapte olmayan firmaların pek yaşama şansı kalmayacak.”

“TV reklamımızın da etkisiyle elektrikli araçlar daha çok konuşulmaya başlandı”

Türkiye’deki elektrikli araç ilgisinin özellikle yerli otomobilin 4 sene önceki gösteriminden sonra tabana yayıldığını belirten Dağtekin, “Elektrikli araca ilgi, vergisel avantajları olduğu için biraz daha üst segmentte vardı. Togg ile beraber tabana yayılmaya başladı. Zaten Tesla’nın Almanya fabrikası kurulduktan sonra da Tesla yüksek tempoyu tutturmaya başlayınca ‘Türkiye’ye geldi, gelecek’ derken biz de 2021’de ilk elektrikli aracımızı getirdik. Pazarda ufak otomobillerle o süper lüks arabaların arasında tam normal aile arabaları, hepimizin kullanacağı elektrikli ilk otomobil oldu. Türkiye’de elektrikli araçlarda televizyon reklamını ilk kez biz yaptık ve kazanmadan harcadık. Yani yatırım yaptık, yatırım olarak gördük. Onun da etkisiyle elektrikli araçlar daha çok konuşulmaya başlandı.” diye konuştu.

Reklam

Türkiye’de elektrikli otomobillere ilişkin vergi mevzuatının bütün üreticileri çok ciddi zorladığına dikkati çeken Dağtekin, “Aynı otomobili Avrupa’da ya da herhangi bir ülkedeki pazarda daha pahalıya satabilecekleri için Türkiye’ye hep kapasite fazlası varsa, hani birazcık rica, minnet bir nevi araç istiyoruz. Şimdi bu yeni dönemde tüm dünyada elektrikli araçlar çok daha fazla destekleniyor. Yani ciddi destek alıyorlar, parasal destek alıyorlar. Bizde de vergiden kısıntıyla bir avantaj sağlanıyor, görece avantaj ama ulaşmak kolay değil.” ifadelerini kullandı.

“Pazarın yıl sonunda 750 bin ile 800 bin arasında kapanmasını bekliyoruz”

Kaan Dağtekin, Türkiye otomotiv pazarına ilişkin de öngörülerini paylaştı.

Pazarı ve seçim sonrası pazarla ilgili senaryoları sektör temsilcileriyle konuştuklarını aktaran Dağtekin, “ODMD’de, yönetim kurulunda bir sürü senaryoları hep konuşuyoruz. Hepimizin beklentisi seçime kadar temponun yüksek olacağı, seçimden sonra ise belirsizlik olacağı yönünde. Daha düşük tempo olacağı değil, belirsizlik olacağı yönündeydi. Pazarın yıl sonunda 750 bin ila 800 bin arasında kapanmasını bekliyoruz. Araç bulunabilirse 900 binler seviyesine gidebilir.” diye konuştu.

Doğan Trend Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı Tibet Soysal da bu yıl Türkiye otomotiv pazarında yaklaşık 30 bin elektrikli otomobil satışı beklediklerini, 2023 için 5 bin civarında satış yapmayı öngördüklerini ancak satış hedeflerini 7 bin adet olarak güncellediklerini bildirdi.

Reklam

MG’nin Türkiye’deki büyümesinin diğer pazarlara kıyasla öne çıktığını belirten Soysal, MG’nin global yönetiminin en son gelişmelerden sonra Türkiye’deki performanslarını çok yakından takip ettiğini ve MG’nin bağlı olduğu SAIC’in satış fiyatları konusunda kendilerine destek verdiğini söyledi.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

Sport Scooter pazarına XMAX 250 ile iddialı girdi

Yamaha Motor, Sport Scooter segmentinde dünyada ve Türkiye’de MAX ailesi ile büyümesini sürdürüyor.

Yayınlanma tarihi

-

Yamaha Motor, Sport Scooter segmentinde dünyada ve Türkiye’de MAX ailesi ile büyümesini sürdürüyor.

MAX ailesinin en yenileri olarak tanıtılan XMAX 250 ve XMAX 250 Tech MAX ağustos ayı itibarıyla Yamaha Motor Türkiye yetkili bayilerinde yerini aldı.

6 ayda 11 bin adetlik satış

Yamaha Motor Türkiye Genel Müdürü Hakan Kaya, Yamaha olarak Ocak 2020 dönemine kıyasla satışlarının iki kat arttığını belirterek,Yamaha Motor, Türkiye motosiklet pazarında da 30 bin adetten fazla XMAX 250 modeli satışı ile sınıfının liderliğini elinde bulunduruyor ve scooter trendlerini belirliyor. MAX DNA’sı ile yenilenen bağlantılı XMAX 250 ve XMAX 250 Tech MAX, Türkiye’deki motosiklet sürücüleri tarafından en çok tercih edilen Maxi Scooter modeli olmaya devam edecek” diye konuştu.

Hakan Kaya, Yamaha’nın hiçbir zaman satış adedi odaklı bir marka olmadığını hatırlatarak şunları söyledi: “Türkiye 250 cc scooter pazarında yılın ilk 6 ayında yaklaşık 11 bin adet satış gerçekleşti, burada pazar payımız yüzde 25. Bu yıl sonunda payımızı yüzde 50 artırmayı hedefliyoruz. Özellikle şehirli insanın tüm ihtiyaçlarına çözüm olan XMAX ailesi teknolojisini sürekli geliştirerek mobilitenin en çok tercih edilenleri arasında başı çekmeye devam edecek.

Reklam

Motosiklet değişen ekonomik koşullar ve çevresel faktörler nedeniyle artık sadece hobby olmaktan çıktı ve bir ihtiyaç haline geldi. Motosiklet pazarı son 3 yılda çok hızlı bir büyüme trendine girdi. Bu ilgi özellikle iş yaşamının daha mobil hale gelmesi, büyük şehirlerden küçük şehirlere göçün artması ile daha hobi odaklı yaşamın öne çıkması ve motosikletin merkezileşmesi, akaryakıt fiyatlarındaki artış, şehir trafiğindeki yoğunluk gibi nedenlerle en üst seviyeye ulaştı” dedi.

“Arz talep dengesinde kırılmalar söz konusu”

Pazardaki gelişmeleri değerlendiren Hakan Kaya, arz talep dengesinde de ciddi kırılmaların söz konusu olduğunu belirterek şunları söyledi: “Biz Yamaha Motor Türkiye olarak stok tutmadan tüm gelen motosikletleri satışa sunuyoruz. Ancak global anlamda üretimde hammadde kaynaklı yaşanan sıkıntılar talebe yetişilmesine engel oluyor. Hammadde ve tedarik zincirindeki sorunlar birçok sektörde yaşanıyor.

Talepte çok ciddi artış var. Son dönemde motosiklet bir yatırım aracı oldu. Bu da gerçek kullanıcıların ürüne ulaşmasını engelliyor. Tedarikte talebe yetişilmese de aslında ciddi bir üretim var. 2022 yılının satışlarına göre yüzde 30 artış söz konusu. Fırsatları değerlendiriyoruz, özellikler Rusya Ukrayna savaşı sonrası Kuzey Avrupa’daki talep daralması nedeniyle bazı modelleri Türkiye’yi getirdik. Yine de talebe yetişemiyoruz. Bu sorunların 2024 yılında toparlanacağını düşünüyoruz.”

Reklam
Devamını oku

Haber

GNM Trade, ihracat hedeflerini gerçekleştiriyor

GNM Trade sektöründe 25 yıllık tecrübesiyle 2004 yılında Irak’ta başlayıp Almanya ve Türkiye de tarım makineleri, kamyon, otomobil ve iş makineleri ihracatını ve transit ticaretini yaparak faaliyetlerini sürdürüyor Yönetim Kurulu Başkanı Ghanim Sındy ayda 20, yılda ise 150 adet araç ihraç ettiklerini ve yıllık cirolarının 120 milyon TL üzerinde olduğunu ifade etti.

Yayınlanma tarihi

-

Doğukan ÖZTOKLU

Irak, Ortadoğu ülkeleri ve Avrupa ülkelerine müşterilerinin talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda her yıl farklı ürünler ihraç ettiklerini söyleyen Sındy, bu ürünler arasında genel olarak tarım makineleri, ağır vasıtalar ve çekicilerin olduğunu belirtti. Sındy, kalite, güven ve müşteri memnuniyetini ön planda tuttuklarını ve her ürünü güvenle ulaştırarak sektördeki isimlerini korumaya özen gösterdiklerini söyledi.

Devamını oku

Haber

ŞİŞECAM 88’İNCİ YILINI KUTLUYOR

Yayınlanma tarihi

-

Cam ve kimyasallar sektörlerinin global oyuncusu Şişecam, 88’inci kuruluş yıldönümünü gururla kutluyor. 

Camın tüm temel alanlarında faaliyet gösteren tek global şirket olan Şişecam, 88’inci kuruluş yıldönümünü gururla kutluyor. Şişecam, Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hedeflerini yansıtan geleceğini; eşsiz kültürü, yatırımları ve temel harcı olan Cumhuriyet’in değerleri ile tasarlamaya devam ediyor. İnovasyon kabiliyetinden ve iş birliğine dayalı kültüründen aldığı güçle her gün daha iyisini hedefleyerek dünyaya katkı sunuyor.

 

Üretim yolculuğuna 1935 yılında, Paşabahçe’de 400 çalışanıyla başlayan Şişecam, bugün 14 ülkede 45 tesisi ve 25 binden fazla çalışanıyla, Türkiye’nin sanayi gücünü global arenada temsil ediyor. Şişecam uzmanlığı, teknolojik yetkinliği ve rekabet gücü yüksek faaliyetleriyle dünyanın en seçkin üreticileri arasında yer alıyor.

 

Reklam

Cam ev eşyası alanında en büyük iki, cam ambalaj ve düz cam alanlarında ise en büyük beş global üretici arasında yer alan Şişecam, dünyanın en büyük iki soda külü üreticisi arasında olmasının yanı sıra krom kimyasallarında dünya lideri.

 

Şişecam, 88 yıllık deneyimini geleceğe taşımak için kapsamlı bir dönüşüm sürecinde. Dönüşümü gelişimin ana unsurlarından biri olarak gören Şişecam, akıllı teknoloji kullanımı ve yetkin insan kaynağıyla farklılaşırken yarının ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak dijital altyapısını ve kültürünü dönüştürerek gelişmeye devam ediyor.

 

Çalışmalarını 2050 “Sıfır Karbon” vizyonuyla sürdüren Şişecam, attığı her adımda Geleceğin Şişecam’ını yarının ihtiyaçlarına cevap verebilecek yetkinliklerle donatıyor. 2030 CareforNext stratejisi de değer yaratma odaklı sürdürülebilir büyüme yolculuğunda Şişecam’a önemli güç kazandırıyor. CareforNext stratejisinin “Gezegeni Koru”, “Toplumu Güçlendir”, “Yaşamı Dönüştür” yaklaşımları odağında ilerleyen Şişecam, bilim ve teknolojiyi her zaman merkezinde tutuyor.

Reklam
Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan