STK
Arbak: Tek eksiğimiz, ülkemizdeki yatırım ikliminde yaşanan sorunlar!

Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENİSA) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tibet Arbak 2021 yılını değerlendirerek sektörün önümüzdeki süreçte izleyeceği yol haritası hakkında önemli bilgiler verdi.
Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği olarak 2021 yılının sektörel bir değerlendirmesini yapar mısınız? 2022 yılı için ENSİA’nın sektöre vereceği katma değer ne olacak?
Geride bıraktığımız 2021 yılı yenilenebilir enerji sektörü için yatırım ivmesinin hız kazandığı bir yıl oldu. Yıl içinde devreye alınan tesislerin %98’inin de yenilenebilir kaynaklı olmasını elbette vurgulamamız gerekiyor. Bu durumda hiç kuşkusuz pandemi nedeniyle başlangıcı altı ay ertelenen yeni YEKDEM mekanizmasının etkisi büyük oldu. Rüzgâr enerjisi tarafında Dolar bazlı önceki destek mekanizmasından yararlanmak isteyen yatırımların hızla başlatılması ve aşama aşama devreye alınması ile sektörümüzdeki yatırım yoğunluğu artış gösterdi. 2021 yılı, rüzgâr enerjisinde psikolojik eşik noktası olan 10 bin megavat sınırının aşıldığı bir yıl olarak da tarihe geçti. 2022 yılında rüzgâr enerjisinde ivmenin 2021’e göre biraz daha düştüğü bir döneme girdik. Ancak yenilenebilir ve temiz enerji sektörümüz, rüzgar enerjisi dışındaki disiplinlerinde yatırım dostu ve potansiyel vaat eden konumunu koruyor. 100 bin Megavat olan toplam kurulu gücümüz içinde; Rüzgâr, Güneş, Jeotermal ve Biyokütle’nin payı 21 bin 500 Megavat seviyesinde. Potansiyelimizin çok çok altında bir kurulu güçten söz ediyoruz. Çok güçlü yatırımcıların ve onları destekleyen güçlü bir yan sanayinin varlığı, ülkemizin mukayeseli üstünlükleri arasında. Tek eksiğimiz, ülkemizdeki yatırım ikliminde yaşanan sorunlardan kaynaklanıyor. Döviz kurlarının son bir yılda çok yüksek volatiliteye sahip olması, finansman maliyetlerinde karşımıza çıkan destabilite ortamı eksilerimiz… 2021 yılı içinde dolar kurunun yüzde 100’ün üzerinde devalüe olması, sadece bizim sektörümüzde değil, tüm yatırım alanlarında uzun vadeli planları olumsuz etkiliyor.
Son dönemlerde enerji açığı konusu ülkemizde yoğun bir şekilde dillendirildi. Konuya ilişkin neler söylersiniz?
Ülkemizin enerjide ithal kaynaklara olan bağımlılığı azalmadıkça, deyim yerindeyse diken üstünde olmayı sürdüreceğiz. Bildiğiniz gibi geçen Ocak ayında, çetin kış şartlarının da etkisi ile tüm Türkiye’de sanayi tesisleri 72 saat süre ile durduruldu. Bu durumu Türkiye ilk kez yaşadı. Savaşlar, ambargolar, askeri darbeler döneminde bile böyle bir durumla karşılaşmamıştık. 2012 ve 2015 yılında da (bu ölçekte olmasa da) benzer kesintilerle karşılaşmıştık. Yaşananlardan ders almadığımız süre, korkarım yazın aşırı klima tüketimi kışın aşırı doğalgaz tüketimi gibi gerekçelerle bu kesintileri yaşayacağız. 85 milyonluk dev bir ülkenin sanayisini 72 saat durdurmak zorunda kalmak, enerjideki bağımlılığımızın bir bekâ meselesi olduğunu gösteriyor. Türkiye elektrik enerjisi kurulu gücünü son on yılda ikiye katlayarak 2021 Aralık ayı sonu itibarıyla 99 bin 820 Megavat’a (MW) taşıdı. Bu kurulu güç içinde yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının payı yüzde 21.5’e karşılık geliyor. Yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına son on beş yılda yapılan yatırımlar olmasaydı, sadece sanayide değil evlerde de elektrik kesintisi yaşamak zorunda kalacaktık. Temiz enerjide önemli yollar kat ettik ama almamız gereken yolun henüz başında sayılırız. Yatırım iklimini birkaç küçük adımla daha iyi bir seviyeye taşımış olsaydık, bugün 11 bin 500 MW olan rüzgâr enerjisi kurulu gücümüz en az 20 bin MW, 7 bin 800 MW seviyesindeki güneş enerjisi kurulu gücümüz de en az 20 bin MW seviyesine ulaşabilirdi.
Bu noktada önerimiz ve beklentimiz; yenilenebilir enerji kaynaklarımız içinde en yüksek kurulu güce ulaştığımız Rüzgâr ve Güneş enerjisi başta olmak üzere; bireysel ve kurumsal tüm yatırımların önünün tamamıyla açılması… Bırakalım, insanlarımız ve şirketlerimiz kendi enerjilerini kendileri üretsinler ve tüketsinler. Tüketim fazlası olan enerjiyi devlete çok uygun fiyatla satsınlar. Örnekleri dünyanın hemen tüm ülkelerinde görülen ve başarısı tescillenmiş bir sistemden söz ediyoruz. Rüzgar ve güneş enerjisinde her yıl bin 500’er Megavat kurulu gücü devreye almaya başarırsak, gerek vatandaşımızın gerekse sanayicilerimizin enerji maliyetlerinde birkaç sene içinde gözle görülür bir iyileşme sağlamamız mümkün olabilecek. Ülkemiz güneş enerjisinde dünyanın en verimli coğrafyaları arasında yer almasına rağmen, 100 bin Megavat’lık toplam kurulu gücü içinde güneş enerjisinin payı sadece 7 bin 881 Megavat (MW) seviyesinde. Türkiye’nin yıllık 2 bin 737 saat, günlük 7,5 saat verimli güneşlenme süresi bulunurken, evsel tüketim için çatı tipi GES kullanımı ihmal edilebilir büyüklükte bulunuyor…
Oysa başarısı tescilli en somut örnek Almanya…
Güneş enerjisi kurulu gücünü 51 bin Megavat seviyesine çıkaran Almanya’nın başkenti Berlin’in yıllık güneş enerjisi üretim potansiyeli 1100 kilovat saat iken, Türkiye’nin kuzeyindeki en az güneş alan bölgesi Karadeniz Bölgesi’nin yıllık güneş enerjisi üretim potansiyeli ise tek başına 1400 kilovat saat düzeyinde… Bu rakam Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne gidildikçe yılda 2000 kilovat saate yükseliyor… Bu veriler, ülkemizin güneş enerjisinde henüz yolun başında olduğunu ve öz tüketime dayalı çatı tipi GES yatırımlarının bir an önce artırılması gerektiğini ortaya koyuyor…
STK
PLATFORMDER’de Güven Tazelendi

Saruhan Günaydın Yeniden Başkan; PLATFORMDER’in 5. Olağan Genel Kurulu, 22 Mayıs’ta İstanbul’da yapıldı. Yoğun katılımla gerçekleşen toplantı, Atatürk ve şehitler anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
Ortak Akıl Vurgusu
PLATFORMDER Başkanı Günaydın, “Mütevazı bütçelerle büyük işler başardık” diyerek, derneğin vizyoner ve kurumsal yapısını vurguladı.
Yeni Yönetim Belirlendi
Tek listeyle yapılan seçimde Saruhan Günaydın ve ekibi yeniden göreve geldi. Faaliyetler ve yeni dönem planları üyelerle paylaşıldı.
PLATFORMDER, sektörel dayanışma ve kamu iş birlikleriyle büyümeyi sürdürecek.
STK
Depreme Dirençli Yapı Üretiminde Ön Şart Doğru Beton Uygulamalarıdır

Depreme Dayanıklı Yapılar İçin Doğru Beton Uygulamaları Şart
Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), Isparta’da “Beton Teknolojileri ve Doğru Beton Uygulamaları Semineri” düzenledi. Kaliteli beton üretimi ve doğru uygulamaların önemine dikkat çekilen etkinlikte, depreme dayanıklı yapıların temelinin “KGS belgeli hazır betonun doğru kullanımı” olduğu vurgulandı.
THBB Genel Sekreteri Reşat Sönmez, Türkiye’nin Avrupa’da en fazla beton üreten ülke olduğunun altını çizerek, “Depreme karşı güvenli yapılar için en az C30/37 sınıfı beton kullanılmalı. Kaliteli üretim kadar şantiyede doğru uygulama da büyük önem taşıyor.” dedi. Sönmez ayrıca, 12-15 Kasım’da İstanbul’da düzenlenecek .“ dedi ve BETON 2025 Fuarı ve Zirvesinin hazırlıklarının sürdüğünü de konuşmasında ekledi.
Seminerde bir de, İTÜ’den Prof. Dr. Özkan Şengül ve THBB Teknik Danışmanı Yasin Engin, betonun dayanıklılığı, çevresel etkiler karşısındaki performansı ve doğru uygulama teknikleri üzerine sunumlar yaptı.
1988’den beri faaliyet gösteren THBB, güvenli yapıların inşası için standartlara uygun üretimi ve uygulamayı teşvik etmeye devam etmekte.
STK
TREYLERCİLER 100 BİN ADET ÜRETİM VE DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ HEDEFİ KOYDU

Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER) ve Ağır Ticari Araçlar Derneği (TAİD) iş birliğiyle düzenlenen 7. Ağır Vasıta, Treyler Zirvesi, 20 Şubat’ta Crowne Plaza Asia’da gerçekleştirildi. “Mega Trendler Merkezinde Türkiye” ana temasıyla düzenlenen zirvede, treyler ve ağır vasıta sektörünün geleceğini şekillendiren trendler ve yenilikler ele alındı.
Taşımacılık sektörüne yön veren gelişmelerin ışığında gerçekleştirilen 7. Ağır Vasıta, Treyler Zirvesi geniş bir katılımla gerçekleşti. Sektörün gelecek vizyonunun değerlendirildiği, yapay zeka, otomasyon ve robot teknolojileri gibi hem üreticilere hem de taşımacılara etki eden konular masaya yatırıldı.
ŞENTÜRK: “SEKTÖRÜN HEDEFİ AVRUPA’DA BİRİNCİ, DÜNYADA ÜÇÜNÜCÜ OLMAK”
Zirvenin açılışında konuşan Treyler Sanayicileri Derneği (TREDER) Başkanı Yalçın Şentürk, sektörün 2023 yılında 60 bin adetlik üretimle tarihi bir rekor kırdığını belirterek, “İnşallah bu seviyeleri tekrar görür, hatta üzerine çıkarız. Eğer 100 bin adetlik üretime kavuşursak, Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü olacağız” dedi.
SALTIK: “AVRUPA’DA İKİNCİ OLMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ”
TREDER Başkan Yardımcısı Kaan Saltık, Türk treyler sektörünün uluslararası pazardaki konumunu güçlendirmek adına önemli adımlar attıklarını belirtti. Saltık, “Bugün, Türk treyler sektörünün Avrupa’da ikinci konuma yükselmesinin haklı gururunu yaşıyoruz. TREDER, bu başarının gerekli temellerini oluşturmuştur” dedi.
HOŞGÖREN: “TEKNOLOJİ İLE REKABET GÜCÜMÜZÜ ARTIRACAĞIZ”
Türkiye Ağır Vasıta Distribütörleri Derneği (TAİD) Başkanı Burak Hoşgören, yapay zeka ve robot teknolojilerinin sanayiye entegrasyonunun kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Hoşgören, KOBİ’lerin ve sanayi kuruluşlarının bu dönüşüme ayak uydurması gerektiğini söyledi. Hoşgören, “Robot yatırımını planlamak, sanayide verimliliği artırmak ve ülkemizi rekabet edebilir hale getirmek için adımlar atmalıyız” diyerek, bu alandaki yatırımların hızlandırılması gerektiğine dikkat çekti.
ATILGAN: “TÜRK TREYLER SEKTÖRÜ TECRÜBESİ VE ESNEKLİĞİYLE ÖNE ÇIKIYOR”
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan, treyler ve ağır vasıta sektörünün Türkiye’nin Avrupa’da liderlik için mücadele verdiği, son derece tecrübeli ve iddialı olduğu bir sektör olduğunu söyledi. Treylere olan talebin önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğini kaydeden Atılgan, “Türkiye, hem Avrupa’ya hem Orta Dogu’ya hem de Afrika’ya üretim yapabilen eşsiz bir coğrafi konuma sahip. Sektördeki tecrübesi, esnekliği ve tedarik ağının da gelişimi rakiplere göre çok daha öne çıkmamıza olanak veriyor” ifadelerini kullandı.
PROF. DR. EMRE ALKİN GLOBAL RİSKLERİ ANLATTI
Topkapı Üniversitesi Rektörü Ekonomist, Yazar Prof. Dr. Emre Alkin, yaptığı sunumla global risklerin etkileriyle ilgili görüşlerini paylaştı. Alkın, “Kalıcı ve çoklu riskler dönemine girdik. Eskiden krizler 10-11 yılda bir oluyordu şimdi sürekli krizler oluyor” dedi. Alkın, önümüzdeki dönemde şirket cirolarının önemli ölçüde artacağını ancak o zamana kadar ayakta kalmanın asıl sorun olarak durduğunu söyledi.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi