Makale
Abbas Musa Gökburun Kocaeli İş Sağlığı İş Güvenliği Derneği (KİSGEDER) Başkanı
Eminim ki dünyayı Arda Demir Baran değiştirecekti. Ama artık aramızda yok. Çünkü İzmir depreminde hayatını kaybetti. TEOG birincisi olan zeki öğrencimiz okumak için gittiği şehirde deprem(!) yüzünden hayatını kaybetti. Eğer hayatta olsaydı Türkiye’yi belki de dünyayı o değiştirecekti ama olamadı.
Gerçekten bir bakış açısı her şeyi değiştirebilir mi? İş güvenliği dünyayı değiştirebilir mi? Bizce mümkün. Her şeye ve herkese rağmen değişebilir. Bu yadsınamaz bir gerçek; “Sakın bir çiviyi küçümseme. Bir çivi bir nalı, nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu koca bir ülkeyi kurtarır.”Kelebek etkisi dediğimiz şey hayatın ta kendisi.
ÇERNEBOL TÜM DÜNYAYI ETKİLEDİ
Bir iş kazası tüm dünyayı olumsuz etkiledi. Adı; Çernobil… Evet, o da bir iş kazasıydı. On binlerce can aldı. Üzerinden otuz yıldan fazla geçmesine rağmen hala bölgeye güvenli giriş yapılamıyor. O kadar büyük bir felaket. Bhopal felaketi, Hindistan’da kurulan böcek ilacı üreten fabrikadan yanlışlıkla 40 ton metil isosiyanat gazını dışarı atması 18.000 kişinin ölümüne, 150.000’den fazla insanın zehirlenmesine neden oldu. Bu da bir iş kazasıydı. Bu konuda verilecek örnekler oldukça fazla. Her yıl iş kazalarından dolayı hayatını kaybeden veya yaralanan çalışanların sayısı çok fazla. Bu iş kazalarında ölen insanların geride bıraktığı ailelerine ve sevdiklerine dünyalar sunulsa bile onların acısı dinmez ve onlar geri gelemez. Sadece ailesi ve sevdikleri kaybetmez ölen çalışanı ülke de kaybeder. Çünkü artık bir kişi eksiktir o ülke. Kim bilir belki de o kişi ülkeyi değiştirecek kişi olacaktı…
DÜNYAYI ARDA DEMİR BARAN DEĞİŞTİRECEKTİ, AMA ARTIK ARAMIZDA YOK
Bir çalışan neyi değiştirebilir demeyin! Ankara’da bir işçi belediye başkanı oldu mu? Oldu. Steve Jops bir işçiydi ama dünya teknolojisini değiştirdi mi? Evet. Nicola Tesla çukur kazarak geçimini sağlarken dünyaya elektriği armağan etti mi? Evet. Bu liste uzayarak gider. Peki, iş kazasında hayatını kaybeden bir kişi dünyayı değiştirecek kişi olsaydı ve siz bunu bilseydiniz, onu korumak için neler yapardınız? İşte her insanın bir değer olduğunu düşünüp çalışanlarımızı bu şekilde korumalıyız. Her çalışan dünyayı değiştiremez belki ama dünyalarını değiştirmesi gerektiren bir ailesi olduğunu hep hatırlamalıyız. Ama ben eminim ki dünyayı Arda Demir Baran değiştirecekti. Ama artık aramızda yok. Çünkü İzmir depreminde hayatını kaybetti. TEOG birincisi olan zeki öğrencimiz okumak için gittiği şehirde deprem(!) yüzünden hayatını kaybetti. Eğer hayatta olsaydı Türkiye’yi belki de dünyayı o değiştirecekti ama olamadı. Belediyenin kazdığı çukura düşerek hayatını kaybeden Orhan Veli Kanık çok erken aramızdan ayrılmıştı. Belki de William Shakespeare’den daha iyi eserler çıkaracaktı ve tüm dünya bizi okuyacaktı olmadı. Suçlu olan sadece çukurdu…
Makale
ALPER KALAYCI ;ENERJİ ,TÜM DÜNYANIN EN ÖNEMLİ KONUSU HALİNE GELDİ
ENSİA, BİR PROJE DERNEĞİDİR
Kalaycı açıklamalarına şöyle devam etti: “ENSİA, 2016 Temmuz ayında derneğimiz kuruldu. 7 senemizi doldurmuş durumdayız. 2021 mart ayı itibarıyla da derneğin başkanlığını yürütüyorum. 2016 yılı Temmuz ayında “Türkiye’yi yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanında ekipman, teknoloji ve proje üreten uluslararası bir merkeze dönüştürmek” vizyonu ile çıktığımız yolda, temiz enerji alanında ülkemizin en kapsamlı kümelenme adresi olma seviyesine ulaşmış durumdayız. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına doğru koşar adım ilerlerken, 100’e yaklaşan Kurumsal Üyelerimizle 50 bini aşkın insanımıza istihdam sağlıyoruz. Malatya’dan Mersin’e, Adana’dan Ankara’ya, Balıkesir’den İstanbul’a, Kocaeli’nden İzmir’e kadar; yurdumuzun pek çok kentinde faaliyet gösteren üyelerimiz; ülkemizin yenilenebilir ve temiz enerji yolculuğuna katkı koyuyor ve katma değeri yüksek üretimler gerçekleştiriyor. 105 kurumsal üyemiz var, 150’nin üzerinde toplam üyemiz bulunmaktadır.
Makale
Forklift Çatalı Üzerinde Menşesi Yazan Tek Marka: Vetter
İSG AÇISINDAN FORKLİFT ÇATALI NEDEN ÖNEMLİ
İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) açısından forklift çatallarının önemli olduğunu bilmeyen yok gibidir. Burada dikkat etmemiz gereken bazı parametreler bulunmaktadır.
Çataldaki ölçüler her zaman kapasiteyi belirlemez. Her zaman çatal ölçüsüne göre yeni bir ürünü teklif etmemeliyiz. Makinanın kapasitesine göre çatalı teklif etmeliyiz.
Çatal ölçüsüne göre hareket edersek kapasitesi düşük olan bir çatalı takmış olabiliriz. 5 tonluk bir makineye 3 tonluk bir çatal takmış olabiliriz. Bu da İSG olarak risklidir.
FORKLİFT ÇATALINDA ÖLÇÜ BİR PARAMETRE FAKAT ANAYASA DEĞİL
Her zaman ölçüye göre değil çatalın üzerindeki kapasiteye göre hareket etmek gerekir. Ölçü, kapasiteyi belirlemiyor.
Satın almacı eğer ölçü ile ilgili bir satın alma yaparsa bir kaza, ölümlü bir durum olduğunda satınalmacı sorumludur.
Ama satınalmacı makinenin kapasitesine göre çatal talebinde bulunursa, getiren yanlış getirirse burada getiren sorumludur.
Ölçüye göre mi satınalma yapılıyor? Yoksa kapasiteye göre mi yapılıyor? Çatalın üzerinde yazılı olan kapasiteye her zaman dikkat etmek gerekir. Ölçü bir parametre ama anayasa değil. Burada can alıcı nokta çatalın üzerinde yazan kapasite.Makinanın hakkını verebilmek için makinanın kapasitesi ile çatalın üzerinde yazan çatal kapasitesinin uyumu önemli.
BEYAZ YALANLARA DİKKAT EDELİM
. Burada satıcı firmaların da bazı beyaz yalanları bulunmaktadır ve bunlara da dikkat etmek gerekmektedir. Mesela marka Alman markası ama üretim yeri Çin.
Bu, Alman menşeili değil Çin menşeilidir. Buna dikkat etmek gerekmektedir. Çin malına İngiliz diyen de var. Bu marka bunu kendi ülkesinde üretmiyor, fason ürettiriyor, yüksek fiyatlardan pazarlıyorlar. Bunu Almanya’da yapamazlar, İngiltere’de yapamazlar. Bunu sadece bizim Türkiye’de yapabiliyorlar sebebi euro bazında satış yaptıkları için bunlara dikkat etmek gerekiyor.
Haber
GAZETECİ AHMET DOĞAN YAZDI: GELİŞMEKTE OLAN BİR ÜLKE: TÜRKİYE
Çocuktum… Küçüktüm yani… Ufacıktım… Türkiye, ‘gelişmekte olan ülkeler’ arasındaydı. Gelişiyorduk. Sürekli gelişiyorduk. Sonra, rahmetli Turgut Özal’ı tanıdım. O zamanlar sadece TRT var tabii… Tonton Özal Amca’mız TRT’ye çıkıyordu. Eline, kalemini alıyordu. Dudaklarını şapırdatıyordu. Ve, ‘İcraatın İçinden’ programı ile ülkede ne var ne yok bir bir anlatıyordu.
Ülkede işler iyiydi… İnşaatlar dikiliyordu. Beton, demir fiyatları da güzeldi. İşler iyiydi sizin anlayacağınız. Eeee, koca inşaatlar dikildiğine göre işler hele bir iyi olmasındıydı…
Bir de Özal’ın buzdolabı hesabı vardı. Meşhurdu. Buzdolabıya bakarak işlerin iyi mi kötü olduğunu en iyi hesap uzmanından daha iyi hesaplayabiliyordu… Buzdolabı ekonomi korelasyonu… Ne kaaaa buzdolabı o kaaaa ekonomi…
Ha unutmadan yazmalıyım: Özal döneminde sürekli çağ atılıyorduk. Öyle çağ atlıyorduk, öyle çağ atlıyorduk ki… Atlaya atlaya bir hal olmuştuk… Sırıkla atlayanlar filan yanımızda esamesi okunmayacak türden sporculardı. Çağ atlamak bizden sorulurdu.
Halk, zam üstüne zam yiyordu. Rahmetli Kemal Sunal’ın orta direk filmleri o dönemlerin eseridir. Yine stokçuluk üstüne Kemal Sunal en güzel komedi (hiciv) filmlerini o dönem çevirmişti. En azından ülkede film çevrilebiliyordu… (?)
Zamsalak olmuştuk… Ve Rahmetli Nejat Uygur’un ‘kazık gülü’ hepimizin aklındadır. İşte o kazık gülleri o günlerin eseridir…
Aradan uzun zamanlar geçti. Demirelleri gördük, Çiller, Mesut Yılmaz, Yıldırım Akbulut, Necmettin Erbakan, Ecevit (çok kısa) gördük.
Ve o küçük çocuk büyüdü. Büyüdü ve sorgulamaya başladı…Yıl oldu 2023… Cumhuriyetimizin 100. Yılı. İkinci yüzyıla merhaba dedik ülkece. Merhaba diyebildik mi sahi? Sosyal medya fenomenlerinin merhaba dediği kesin de vatandaşın pek merhaba diyecek hali de kalmamış gibi…
Vatandaş doların, euronun 30 TL olduğu, benzin-mazotun 40 tl civarında seyrettiği
Ve o küçük çocukla beraber ülke de büyüdü. Gelişti. Ama gelişmekte olan ülkeler kategorisinden bir türlü sıyrılamadık. Ha bir de, o kadar geçen zamana rağmen gelişmekte olan ülkeler ligindeyiz. Bu kadar gelişmekte olmak da ne bileyim…
Bir düşünsenize dostlar!
3 tarafımız denizlerle çevrili ve fakat günün sonunda balık dahi yiyemiyoruz. Kişi başına düşen balık tüketiminde diplerdeyiz… Yoo, lüferden, somondan filan bahsetmiyorum. Bildiğiniz hamsi, istavrit yiyemiyoruz. Düz, istavrit yani… Düz hamsi… Balığın Karadeniz görmüş hali yani…
Bir düşünsenize dostlar!
Ülkede peri bacaları var. Şafakta o canım seher vaktinde o güzelim bozkır rüzgarı ile balona binenler de var. Peki kim bunlar? Turistler… Biz peki? Biz de ağzımızı açıp balonlara bakıyoruz… Bu ülkenin asıl vatandaşları… Kaçımız balona binebildik? Bir balonun fiyatı ne kadar? 4 kişilik bir aile balona binmeye çalışsa sanırım bırakın maaşını oraya gömmeyi kredi çekmek durumunda kalır…
Haa, kredi demişken. En ufak banka bile yüzde 40-50-60 kar açıklıyor. Bu rakamların üstünde karlılık oranları da var. Marjinal doyum noktası… Ya da var olmanın dayanılmaz hafifliği mi desek, Türkiye’de banka olmanın dayanılmaz hafifliği mi desek? Ben bilemedim… Varın siz adını koyun…
Bir düşünsenize dostlar!
Pamuk, şekerpancarı, incir, fındık, buğday, mercimek, kavun, karpuz, üzüm vs. sizin topraklarınızda hayat buluyor. Siz ise saman ithal ediyorsunuz… Bildiğiniz saman… Düz saman yani…
Bir düşünseniz dostlar!
Ya da boş verin dostlar düşünmeyin… Nasılsa bizim yerimize düşünen böyyüklerimiz var. Biz onlardan daha mı iyi bileceğiz. Di mi ama…!
Ahmet Doğan
TKU MAGAZİN
-
1 Konu 1 Konuk3 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Ağır Yük Taşıma Araçları3 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber2 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Özel Haber3 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika3 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber3 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika3 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika2 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi