Takip Edin

Haber

AB, Rusya’ya savaştan sonra enerji için 35 milyar euro ödedi

AB’nin savaş başladıktan sonra Rusya’ya enerji için 35 milyar euro ödediği belirtildi. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası …

Yayınlanma tarihi

-

AB’nin savaş başladıktan sonra Rusya’ya enerji için 35 milyar euro ödediği belirtildi.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ve AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa’nın Strazburg kentinde toplanan Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda konuştu.

Liderler, 24-25 Mart’ta yapılan AB Liderler Zirvesi’nin sonuçlarını, Ukrayna’daki savaş ve AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlarının uygulanmasıyla ilgili son gelişmeleri değerlendirdi.

Borrell, AB’nin Rus fosil yakıtlarına yaptığı ödemelerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşını finanse ettiğine dikkati çekti.

“Savaşın başlangıcından bu yana enerji için Putin’e 35 milyar euro ödedik.” diyen Borrell, bunun Ukrayna’ya verilen askeri 1 milyar euroluk destekle kıyaslandığında enerji bağımlılığı azaltmanın öneminin görüleceğini kaydetti.

Reklam

“Er ya da geç”

Michel, AP’ye hitabında AB’nin Rusya’ya “er ya da geç” petrol ve gaz yaptırımları da uygulanması gerektiğini söyledi.

Buça’da ve Ukrayna’nın diğer bölgelerindeki sivillerin ölümleri “savaş suçları” olarak tanımlayan Michel, “Rusların Ukrayna halkına karşı vahşetinin sınırsız olduğunun bir başka kanıtı.” ifadesini kullandı.

Michel, AB’nin bu duruma kayıtsız kalmayacağını, sorumluları için söz konusu eylemlerin sonuçlarının olacağını dile getirdi.

Daha fazla yaptırım

Reklam

AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen de savaş suçlarından sorumlu olanlardan hesap sorulacağını yineleyerek AB’nin Rusya’ya, Birliğe verdiğinden daha çok zarar verecek “akıllı” yaptırımları artırmaya devam etmeyi planladığını belirtti.

Von der Leyen, dün açıklanan beşinci yaptırım paketine atıfta bulunarak “Kömürü yasakladık ama şimdi petrole bakmamız gerekiyor ve Rusya’nın fosil yakıtlardan elde ettiği gelirlere bakmamız gerekecek.” dedi.

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

TÜRK RÜZGARI BİLBAO’YA UZANDI!

Yayınlanma tarihi

-

  • Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) öncülüğünde üst düzey kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşan büyük bir heyet, 20-22 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenecek WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliği katılımı için Bilbao’ya uçtu.
  • T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez’in de çeşitli görüşmeler yapmak üzere aralarında yer aldığı heyet, Türkiye rüzgar sektörünün Avrupa’nın en güvenilir tedarik partneri olduğunu mesajını bir kez daha vurgularken yerli rüzgar sanayisinin daha da gelişmesine ve iş hacmini artırmasına yönelik temaslar gerçekleştirecek.

‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ mottosuyla sektörün büyümesini hızlandıracak adımlar atmayı sürdüren TÜREB öncülüğündeki geniş bir heyet, Türkiye rüzgar sektörünü dünyadan ve Avrupa’dan temsilcilerle buluşturmak üzere WindEurope Bilbao Yıllık Etkinliğine katılmak üzere Bilbao’ya uçtu. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez ile T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan üst düzey temsilcilerin de katıldığı programda, heyet mensupları, ‘Türkiye Pavilyonu’ niteliği taşıyacak TÜREB standında Avrupa rüzgar sektörü temsilcileriyle çeşitli temaslar gerçekleştirecek.

Dünyanın farklı ülkelerinden 12 binden fazla rüzgar profesyonelini bir araya getirecek olan WindEurope 2024 Yıllık Etkinliği, küresel anlamda en etkili sektör platformları arasında yer alıyor. TÜREB Başkanı İbrahim Erden, yatırımcılardan türbin şirketlerine, yerli sanayiden sektörle ilgili karar verici kurumlara kadar çok geniş bir yelpazeden üst düzey temsilcilerin yer aldığı Bilbao Heyeti’nin, Türk rüzgar sektörü adına verimli iş birliklerine imza atacağına inandığını söyledi. Sanayi Yılı ve Yatırım Yılı’nın ardından 2024’ü ‘Rüzgarda Seferberlik Yılı’ ilan ettiklerinin altını çizen Erden, büyük potansiyelini gerçekleştirme yolunda ilerleyen Türkiye rüzgar sektörü olarak yurt içinde proje izin süreçleri, finansman ve sürdürülebilir büyümeye; yurt dışında ise yerli rüzgar sanayisinin Avrupa’nın en güçlü tedarik ortağı olduğu mesajını vermeye odaklandıklarını hatırlattı. İbrahim Erden, WindEurope etkinliklerinin Türkiye’nin bu alandaki gücünü ve potansiyelini uluslararası arenada vurgulamak açısından en uygun platformlar olduğunu kaydederek 2035 ulusal emisyon hedeflerine erişimde daha fazla rüzgar kurulu gücünü hızla gerçekleştirmenin giderek daha kritik bir etken haline geldiğini sözlerine ekledi.

Etkinlikte ikili temasların yanı sıra Türkiye’nin rüzgar enerjisi potansiyelini, teknolojik gelişmelerini ve vizyonunu katılımcılara tanıtacak olan TÜREB Heyeti, 22 Mart’ta sona erecek WindEurope Bilbao Fuarı’nın tamamlanmasının ardından 23 Mart’ta Türkiye’ye dönecek.

Devamını oku

Haber

Arkas Bunker’dan Türkiye’de bir ilk…

Yayınlanma tarihi

-

Arkas Bunker’dan Türkiye’de bir ilk… Arkas Bunker Türkiye’de Denizcilik Yakıtlarında Sürdürülebilirlik Sertifikasını Alan İlk Yakıt İkmal Şirketi Oldu!

Arkas Bunker sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda ilklere imza atıyor. Bu kapsamda Tarım, gıda ve biyoenerji endüstrilerinde sürdürülebilirliği destekleyen, dünya çapında tanınan bir sertifika sistemi olan Uluslararası Sürdürülebilirlik ve Karbon Sertifikasını (ISCC
– International Sustainability and Carbon Certification) aldı.
Arkas Holding iştiraklerinden Arkas Bunker, denizcilik yakıtlarında sürdürülebilir iş modeli ile
yoluna devam ederken şirketlerin karbon emisyonunu azaltmalarına destek vermek üzere
projelerine devam ediyor.
Çevre ve kaynakların korunması misyonu ile uyumlu olarak uluslararası nitelikte, uygulamaya
yönelik ve şeffaf bir sistem sağlayan dünyanın en itibarlı sertifikasyon programları arasında
yer alan ISCC'den onay aldı.
Biyokütle, biyoyakıt ve diğer yenilenebilir ham maddelerin sürdürülebilir üretimini ve
tedariğini doğrulamak için kullanılan, çok paydaşlı olarak geliştirilmiş, uluslararası kabul
görmüş bir sürdürülebilirlik sertifikasyon sistemi olan ISCC sayesinde Arkas Bunker
sürdürülebilirlik hedeflerine bir adım daha yaklaştı.
ISCC Sertifikası kriterleri arasında yürürlükteki yasa ve yönetmeliklere uyum, sürdürülebilir
arazi kullanımı ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sera gazı emisyonlarının ve diğer çevresel
etkilerin azaltılması, insan haklarına ve işçi haklarına saygı, sorumlu su kullanımı ve
yönetiminin yanı sıra tedarik zincirinde izlenebilirlik ve şeffaflık kriterlerine uyum yer alıyor.
“Doğanın kendi evrimi içinde bir sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı” olarak
tanımlanan yenilenebilir enerji kaynaklarının en büyük özelliği, karbondioksit emisyonlarını
azaltarak çevrenin korunmasına yardımcı olmaları, yerli kaynaklar oldukları için enerjide dışa
bağımlılığın azalmasına ve istihdamın artmasına katkıda bulunmaları ve kamuoyundan yaygın

ve güçlü destek almaları olarak biliniyor. Aynı zamanda fosil yakıtlar kullanılmadan
üretildikleri için sürdürülebilirler. Bu sayede doğal gaz, kömür ve petrol gibi enerji kaynakları
tükenmeden yenilenebilir ve çevreye daha az zararlı yakıtlar kullanılmış oluyor.
Arkas Bunker Genel Müdürü Seçkin Gül, armatörlerin ihtiyaçları doğrultusunda sürdürülebilir
ve çevreci yakıtları radarlarında tutmaya devam edeceklerini söyledi.

Devamını oku

Haber

LOGİSTA GLOBAL LOGISTICS GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP AKMAN: LOJİSTİK MERKEZLER CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILINDA GELECEĞİMİZİ DİREKT ETKİLEYECEK!

Yayınlanma tarihi

-

Sayıları giderek artan, fiziksel koşulları iyileştirilen ve teknolojik imkanlarla güçlendirilen lojistik merkezler, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye ekonomisini atağa geçirecek. 2002’den bu yana 13 lojistik merkezinin işletmeye açıldığını söyleyen Logista Global Logistics Genel Müdürü Zeynep Akman, “Şu an 7 lojistik merkezimizin etüt proje ve planlama çalışmaları sürüyor. 2053 yılına kadar ülkemizdeki lojistik merkez sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması planlanıyor. Lojistik merkezler ülkemizin geleceğini doğrudan etkileyecektir” dedi.

 

İhracat odaklı büyüyen Türkiye’nin en önemli sektörlerinin başında lojistik geliyor.  Bu kadar kritik bir sektörde yatırımlar, hem kamu hem de özel sektör tarafından sürdürülüyor. Buna en güzel örneklerden birini Türkiye’de lojistik merkezi sayısının iki katına çıkarılması gösterilebilir.

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’de lojistik merkezi sayısının 13’ten 26’ya çıkarılacağı belirtildi. Logista Global Logistics Genel Müdürü Zeynep Akman, “Türkiye, son yıllarda ihracat odaklı büyümeyi kendine stratejik hedef edinmiştir. İhracatta başarının altın anahtarı lojistikten geçiyor. Başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mızın yatırımları olmak üzere; özel sektörden çok önemli yatırımlar gerçekleştiğini görüyoruz. Bu yatırımlar sektörümüz adına son derece sevindiricidir” yorumunda bulundu.

Reklam

8 TRİLYON 600 MİLYAR DOLAR TİCARET HACMİ BULUNAN 67 ÜLKEYE 4 SATTE ULAŞABİLİYORUZ

Türkiye’nin Asya-Avrupa-Afrika gibi kıtaların kesişim alanında bulunduğunu, Çin, Hindistan, Rusya, BDT ve Ortadoğu ülkelerinin tam ortasında bulunduğunun özenle altını çizen Logista Global Logistics’in Genel Müdürü Zeynep Akman,” Ülke olarak çok özel bir lokasyonda bulunuyoruz. Türkiye’den 4 saatlik uçuş süresiyle yaklaşık 1,4 milyar insanın yaşadığı ve 8 trilyon 600 milyar dolar ticaret hacmi bulunan 67 ülkeye ulaşılabiliyoruz. Dünya ticaretinin merkezindeyiz dersek abartmamış oluruz” dedi.

LOJİSTİK MERKEZLERLE TÜRKİYE’NİN TİCARETİ İVMELENECEK!

Lojistik sektörünün artık bir bilim dalı haline geldiğini ifade eden Akman son olarak şu bilgileri verdi: “Ülkemizde lojistik sektörü hake ettiği konuma günden güne erişiyor. Sektör olarak birbirinden bağımsız sektörleri kendi içimizde harmanlamak ve iş yaptığımız sektörlere uyum sağlamak durumundayız. Bu da biz lojistikçilerin çok esnek olmasını, hızlı düşünmesini ve partner hizmeti vererek çözümün bir parçası olmasını beraberinde getirmektedir. Lojistik merkezlerin sayısının artması, lojistik merkezlerdeki altyapıların iyileştirilmesi, teknolojik imkanların lojistik sektörünün içinde yer alması ile kazanan Türkiye olacaktır. Tüm bu saydığımız etkenlerle Türkiye’nin ticaretinin ivmeleneceğini ve cumhuriyetimizin ikinci yüzyılından lojistik sektörünün en önemli sektör olacağını öngörüyorum. 2002’den bu yana 13 lojistik merkezimiz işletmeye açılmıştı. Sivas, Kayseri Boğazköprü ve Rize İyidere lojistik merkezlerinin yapımına devam ediliyor. Bilecik-Bozüyük, Mardin, Ovaköy, İstanbul Avrupa Yakası, Çerkezköy, Çandarlı İzmir ve Filyos olmak üzere 7 lojistik merkezinin ise etüt proje ve planlama çalışmaları sürüyor. 2053 yılına kadar ülkemizdeki lojistik merkez sayısının 13’ten 26’ya çıkarılması planlanıyor. Bu, sadece sektörümüz adına değil ülkemiz ekonomisi adına sevindirici bir gelişmedir. Lojistik merkezleri önemsiyoruz ve bu merkezlerdeki gelişmeleri tüm sektör oyuncuları olarak yakından takip ediyoruz.”

Reklam
Devamını oku
Reklam hba.com.tr
Reklam hba.com.tr
Bumerang - Yazarkafe

Trend olan