Proje Taşıma Lojistiği
İskenderun Limanı’nda tahliye ve yüklemeye 3 ay içinde başlanacak
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından Akdeniz’in en önemli çıkış kapısı Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi’ndeki hasar onarım çalışmaları sürüyor. Limanda, gemi tahliye ve yükleme operasyonlarına 3 ay içinde başlanması hedefleniyor.

Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi’nde deprem sebebiyle 6 Şubat’tan itibaren gemi tahliye ve yükleme işlemlerine geçici süre ile ara verildi.
Deprem esnasında konteynerlerin birçoğu şiddetli sarsıntı ile devrilip yan yattı veya kaydı. Depremin tetiklemesi sonucu çıkan yangın ise 13 Şubat’ta söndürüldü. Yangında dolu sahasındaki 5 bin 400 konteynerden 3 bin 670’i yandı. Depremden dolayı devrilen konteynerlerin hasar durumlarının ayrıca tespit edileceği, yaklaşık bin 730 konteynerin ise içerisindeki yüklerle birlikte yandığı belirlendi. Bu arada, Limak İskenderun Uluslararası Liman İşletmesi’nde yangın felaketi sonrasında yükleme ve boşaltma işlemlerine bir an önce geri dönebilmek için çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor.
Limanda boş konteyneri bulunan firmaların boş konteyner kapı çıkış operasyonlarının başlatıldığı, bunun tamamlanmasının ardından, devrilen ve hasar gören konteynerlerin stok sahasına yayılarak yeniden istiflenmesi ve hasar tespit çalışmalarının başlayacağı belirtiliyor.
Edinilen bilgiye göre, Limak İskenderun Uluslararası Limanı’nda dolu konteyner kapı çıkış ve iç boşaltım operasyonlarına mart ayı içerisinde başlanması hedefleniyor. İstifleme ve sayım işlemlerinin netleşmesi ve dolu konteynerlerin incelemeye uygun alana taşınmasının ardından limana giriş konusunda planlama için irtibata geçileceği, planlama dışında limana giriş taleplerine uygunluk verilemeyeceği belirtiliyor.
Çalışmaların titizlikle sürdürüldüğü limanda gemi tahliye ve yükleme operasyonlarının 3 ay içinde başlanması planlanıyor.
Proje Taşıma Lojistiği
YAKUP VİNÇ AĞIR TONAJLI ve YÜKSEK METRAJLI ÜRÜNLERLE PARKINI YENİLİYOR

İş etiğinden ve dürüstlükten taviz vermeden müşterilerinin beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamak adına her türlü özveride bulunan Yakup Vinç İşletmeciliği, genç ve dinamik yönetim kadrosuyla çok önemli bir gelişim ivmesi yakalamış durumda. Yakup Vinç İşletmeciliğinin genç ve başarılı Genel Müdürü Rasim Öksüz’le firmasına ve sektöre dair konuştuk.
Kökler OSTİM’de, Hedef Daima İleri
Yakup Vinç İşletmeciliğinin 1986 yılında Ankara OSTİM’de babası tarafından kurulduğunu kaydeden Öksüz; “Ekibimizi ve makine parkurumuzu teknolojik gelişmeler ışığında sürekli yenileyerek yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Zaten mottomuzu da bu politikamız neticesinde şekillendirdik; ‘İleri, Daima İleri!’” ifadelerini kullandı.
Piyasaya sundukları hizmetler hakkında konuşan Öksüz, “vinç kiralama yükleme ve boşaltma, vinç kiralama oto araç kurtarma, prefabrik taşıma ve montaj, yapı ve inşaat montajı, trafo yükleme ve taşıma, oto araç kurtarma hizmeti, direk ve tabela montajı, sepetli vinç platform ve forklift kiralama gibi oldukça geniş bir yelpazede piyasalara hizmet sunmaktayız” şeklinde konuştu.
Geniş Hizmet Yelpazesiyle Sektöre Değer Katıyor
Açıklamalarında araç parkurları hakkında da bilgi veren Öksüz şunları dile getirdi: “Makine parkımızda sepetli vinç ve forklift grupları bulunmakta. MPG Acar markalı 100, 75 tonluk araçlarımızla piyasaya önemli hizmetler sunmaktayız. Yakın bir gelecekte 45 ve 30 tonluk makinalarımız parkımızda yerini alacak. Bunların yanı sıra 100-130 ton bandında proje bazlı mobil vinç alımı gerçekleştireceğiz. Parkımızı yenilerken teknolojik gelişmeleri takip ederek sıfır makinaları tercih ediyoruz.”
Sektörlerinde yaşanan teknolojik gelişmelerle birlikte piyasada ağır tonajlı makinaların tercih edilmeye başlandığına dikkat çeken Öksüz; “Metrajlı ve tonajlı ürünler oldukça çoğaldı. Özellikle savunma sanayindeki projelerde ağır tonajlı hi-up makinaları kullanmak zorunluğu var. Aynı şekilde inşaat sektöründe de metrajlı makinalara yani mobil vinçlere ihtiyaç var.” dedi.
Uzman Operatör Yokluğu Sektörü Zorluyor
“Sektörümüzde uzman operatör bulma sıkıntısı kendini fazlasıyla hissettirmekte. Konuyla ilgili biz firmaların, STK’ların ve ilgili devlet kurumlarının bir araya gelerek bir operatörlük okulu açılmasına vesile olmalarının gerekliliğine inanıyorum. Bu konuda VİNÇDER’in ve Başkan Ahmet Bey’in yoğun çalışmaları var. Onlara bir kez de sizin aracılığınızla teşekkür etmek istiyorum. Operatör gibi yetişen personel sıkıntısı da çekmekteyiz. Yani yeni personel yetişmiyor. Yani artık makine almak işin zor kısmı olmaktan çıktı. Alacağınız bu makinaya uzman operatör bulmak, bu makinada çalışacak deneyimli personel bulmak zor artık.”
Proje Taşıma Lojistiği
Hakan Baltacı: “Sahipsiz Sektör, Devletin Desteğine İhtiyaç Var”

İzmir’in sanayi ve inşaat sektöründe uzun yıllardır adından söz ettiren Fındık Vinç Platformun sahibi Hakan Baltacı, sektörün dönüşüm sürecini ve karşılaştıkları zorlukları samimi bir dille anlattı. Baltacı, şirketinin 25 yıla yakın deneyimle başladığı vinç ve platform kiralama işinde yaşadıkları dönüşümü, ekonomik dalgalanmaları ve teknolojik gelişmeleri değerlendirirken, sektörün geleceğine dair umutlarını ve eleştirilerini de ortaya koydu.
“Esas Mesleğim Şasecilik, Dampercilik, Makasçılık…”
Röportajın başında, sektörün geçmişine dair nostaljik anılara yer veren Baltacı, “Esas mesleğim şasecilik, dampercilik, makasçılık…” diyerek başladığı işin zorluklarını ve rekabetin acımasız yüzünü dile getirdi. “18 liranın altına gitmeyeceksin. Gidersen cezai işlem uygularım.” ifadesiyle fiyatlandırmadaki kararlılığını vurgulayan Baltacı, işletmesinin nasıl kendi prensipleri doğrultusunda büyüdüğünü anlattı.
İzmir’de İnşaat Sektörü ve Modernizasyon İhtiyacı
Depremin yarattığı yıkımın ardından, inşaat sektöründeki hızlı yükselişi de gündeme getiren iş insanı, İzmir’in bugün artık “metropole dönüştüğünü” ve artık binaların on beş, yirmi hatta kırk kat seviyelerine çıkmaya başladığını belirtti. Bu durum, eskiden kullanılan makinelerin yetersiz kaldığını ve tonajlı makinelerin devreye girmesi gerektiğini gösteriyor. “Her firmanın bünyesinde bir tane yüz otuz tonluk gibi makine olması lazım.” sözleri, sektörün modernizasyon ihtiyacını çarpıcı bir dille özetliyor.
Eleman Yetişmiyor, Sektör Kan Kaybediyor
Baltacı, sektörde yaşanan insan gücü sıkıntısına da değinerek, “Eleman yetişmemesi büyük bir kayıp” dedi. İşçilerin maaşlarının artmasının, kaliteli elemanları sektöre kazandırmadaki önemin altını çizen iş insanı, kendi prensipleriyle hareket ettiğini ve “Param varsa cebimde basıyorum, makineyi yaptırıyorum. Param yoksa yaptırmıyorum.” diyerek risk almaktan kaçınmadığını ifade etti.
Son olarak, sektörün kurumsallaşması ve dernekleşmesi gerektiğini dile getiren Baltacı, devletin de bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirtti. “Sahipsiz bir sektör, sahipsiz bir meslek… Devlet de bizim sektörümüze sahip çıkmalı.” ifadesi, tüm sektördeki ortak sorunlara dikkat çekiyor.
Hakan Baltacı’nın açıklamaları, sektörün zorluklarını ve geleceğe yönelik beklentilerini net bir şekilde ortaya koyarken hem işletmelerin hem de devletin bu alanda daha somut adımlar atması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Enerji Projeleri
TÜREB, WINDEUROPE 2025’Te “Türkiye Rüzgarıyla Sahadaydı” Dedirtti

Rüzgar enerjisi alanında dünyanın önde gelen etkinliklerinden biri olan WindEurope, bu yıl Türkiye açısından ayrı bir önem taşıdı.
Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB), ülkemizin rüzgar enerjisi kapasitesini uluslararası düzeyde tanıtmak amacıyla Danimarka’da gerçekleşen WindEurope 2025 etkinliğine 100’ü aşkın kişilik bir heyetle güçlü bir katılım sağladı. Kopenhag’da düzenlenen etkinlikte TÜREB’in organize ettiği özel oturum büyük ilgi gördü. “Türkiye Rüzgarında Yeni Dalga: Büyüme, Yatırım ve Küresel Rekabet” başlıklı oturum, birbirinden değerli konuşmacılarla, TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç, Enerjisa Üretim CEO’su Sn. Mert Yaycıoğlu TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Sn. Gökhan Serdar oturumda konuşmacı olarak yer aldı.
Sıfırdan 20 Bin İstihdama
TÜREB Başkanı Dr.İbrahim Erden, konuşmasında:
“Türkiye, kamu ve özel sektörler arasındaki güçlü iş birliğinin de etkisiyle, yirmi yıl önce sadece birkaç yüz megavattan bugün yaklaşık 14 GW’a çıkarak rüzgar enerjisinde kayda değer bir ilerleme gösterdi. İleriye baktığımızda, iddialı hedefimiz, Türkiye’nin küresel yenilenebilir enerji manzarasındaki önemli rolünü vurgulayarak 2035 yılına kadar 48 GW’a ulaşmak. Bugün, WindEurope 2025’te, Avrupa’nın ortak enerji vizyonuna olan sürekli bağlılığımızı vurgulayarak 100’ü aşkın katılımcıdan oluşan bir heyete gururla katılıyoruz. En önemlisi, Türkiye’nin 2028 yılında WindEurope Yıllık Etkinliğine ev sahipliği yapmak üzere adaylığını duyurmaktan mutluluk duyuyorum. WindEurope 2028’i İstanbul’da düzenlemek, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında yenilenebilir enerji merkezi olarak stratejik konumunu vurgulayacak ve sektörümüzde iş birliğini, yenilikçiliği ve sürdürülebilir büyümeyi daha da teşvik edecektir” dedi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç Türkiye’nin halen önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunu belirten Kılınç, bu durumu değiştirmek için daha fazla yerli üretim, daha fazla yatırım ve daha güçlü bir iş birliği ortamı gerektiğini ifade ederek Türkiye’nin enerji bağımsızlığına ulaşma konusundaki kararlılığını vurguladı.
“Zorlukları Yakından İzlediyoruz”
devletin bu alandaki vizyonunu yatırımcılarla paylaşma sürecinde aktif iletişim kurduklarını ve sektördeki zorlukları yakından izlediklerini belirtti. Bakanlıklar ve özel sektör arasındaki iş birliğinin artırılması gerektiğinin de altını çizdi.
“Büyüme Potansiyelinin Devlet-Yatırımcı Dengesinin Doğru Kurulmasına Bağlı”
TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, sektörün büyüme potansiyelinin devlet-yatırımcı dengesinin doğru kurulmasına bağlı olduğunu dile getirdi. Mevcut zorluklara ek olarak, makroekonomik dalgalanmaların küresel rekabet açısından yeni bir zorluk oluşturduğunu belirtti.
Türkiye’nin, Avrupa için güvenilir bir tedarik zinciri ortağı olduğuna dikkat çeken Serdar, bu güvenin devamı için Avrupa’daki partnerlerle daha yakın iş birliklerinin kurulması gerektiğini ifade etti.
Enerjisa Üretim CEO’su Mert Yaycıoğlu, uzun süren izin süreçleri, şebeke bağlantı zorlukları ve çevresel-sosyal etkiler. Bu sorunların aşılması için izin süreçlerinin hızlandırılması, yatırım süreçlerinin optimize edilmesi ve kamu desteğinin artırılması gerektiğini söyleyerek sektörün karşılaştığı en temel sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, siber güvenlik konusunun rüzgar enerjisi sektöründe giderek daha kritik hale geldiğini vurgulayan Yaycıoğlu, dijitalleşme yatırımlarının hem bugün hem de gelecekte öncelikli olacağını ifade etti.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi