Takip Edin

Sektörel Gündem

Selçuk Bayraktar açıkladı: Kızılelma’dan sonra sırada ne var?

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, “Kızılelma’dan sonra sırada ne var” sorusuna yanıt verdi.

Yayınlanma tarihi

-

Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın ev sahipliğinde gerçekleşen Beyoğlu Sohbetleri Türkiye Yüzyılı Buluşmaları’nda konuşan Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Türkiye’nin İHA teknolojilerine doğru zamanda çok erken başladığını söyledi.

Baykar’ın son 20 yılda insansız hava araçlarındaki geçmişini anlatan Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB2 SİHA’ların kendi sınıfında bütün dünyaya açık ara nam saldığını ve şu anda 28 ülkeyle dünyanın en fazla ülkeye ihraç edilen ve en fazla muharebede bulunmuş silahlı insansız hava aracı olduğunu kaydetti.

Geçen yıl aralık ayında Bayraktar Kızılelma’nın ilk uçuşunu yaptığını hatırlatan Bayraktar, “Kızılelma, ülkemizin ilk insansız savaş uçağı olacak ve havacılıkta geleceğin muharebesinde devrim yapacak. Hava muharebesinde geleceği ifade eden ülkemizin ilk insansız savaş uçağı ve dünyada da sadece birkaç ülke tarafından geliştirilen bu uçak ilk uçuşunu geçen yıl yaptı.” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından kendilerine “Karabağ Nişanı” ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy tarafından “Devlet Liyakat Nişanı” verildiğini anımsatarak, şöyle konuştu:

“Biz bunları ekibimiz adına ve Türk mühendisleri adına almış olduk. İnsansız hava araçlarında verdiğimiz mücadele bir anlamda ülkemizin havacılıkta akamete uğratılmış serüveninin yeniden doğuşuydu. Allah’a şükür şu anda bütün dünyada, dünyadaki en yakın rakibinden 5 kat daha fazla konuşuluyor Bayraktar TB2’ler. Bayraktar TB2’ler orta sınıf ancak en yaygın kullanıma sahip. Ülkemiz daha üst sınıf İHA’lar da üretiyor. Örneğin Anka, Bayraktar TB2’den daha üst sınıf, Aksungur da öyle. Akıncı bunlardan da üst sınıfta. Bayraktar TB2, en yaygın ve en kolay adapte edilebilen platform olduğundan diğer daha gelişmiş platformlardan çok daha fazla adından bahsettiriyor.”

Bayraktar, bu devirde yüksek teknoloji geliştiremeyen ulusların, toplumların neredeyse okuma yazma kabiliyeti bulunmayan toplumlar gibi olduğunu ifade ederek, “Bu toplumların bağımsız olmaları da çok zor. Bunu çevremizde de görüyoruz. Medeniyetimizin bilim ve teknikle olan bağını tekrar tesis etmeliyiz. Toplumsal bir dip dalga oluşturmak maksadıyla Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını kurduk ve merkezinde teknoloji yarışmalarının olduğu bir organizasyon olan TEKNOFEST’i kurguladık.” dedi.

– “Fergani, 5-10 yıl sonra ülkemizin uzay serüvenine ciddi destek verecek”

Selçuk Bayraktar, Baykar olarak 15 yılda kendi sınıfında dünyanın en iyisi denilebilecek uçakları yaptıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Bayraktar bir anlamda dünya tarihine damgasını vurdu. Karabağ’da SİHA’larla kazanılan ilk savaşı Türk orduları kazandı. 28 ülkeye ihraç edildi. Tek kuruş AR-GE desteği, kredi almadan 20 yıllık serüvende ki dünyada da bu tarz bir savunma sanayi şirketi bulmanız çok zordur. Bırakın onu, teknoloji şirketi bulmanız dahi zor. Başlangıçtan bugüne gelirimizin yüzde 75’inin ihracattan olmasını sağlayan bir platform. Son yıllarda özellikle SİHA olduğu dönemden itibaren, 2015’ten itibaren bu oran adım adım arttı. Geçtiğimiz yıl yüzde 99,3’tü gelirlerimizdeki ihracatın payı ve tek başına tüm savunma sanayindeki ihracatın dörtte birini yapmış olduk.”

Bayraktar, annesi Canan Bayraktar öncülüğünde toplum sağlığı alanında çalışmalar yapması hedeflenen Canan Bayraktar Toplum Sağlığı Vakfını (Cansağlığı Vakfı) kurduklarını belirterek, vakfın, psikoloji, psikiyatri, davranış bilimleri, genetik, immünoloji, onkoloji ve nadir hastalıklarla ilgili yaklaşık 7 aydır çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

Kızılelma’dan sonra ne var?

Bayraktar, şöyle devam etti:

“Kızılelma’dan sonra ne var diye bize hep soruluyor. Uzayla alakalı çalışmalarını yürütecek girişimimizi de kurduk. Türkiye’nin en iyi roketçisi Arif hocamızla birlikte. Yörünge transfer araçları ve alçak yörünge takım uyduları son dönemde gündeme geliyor. Hem haberleşme hem de küresel konumlama sistemleri üzerine çalışmalar yürütüyor ve bir taraftan da yörünge transfer aracı denilen bir anlamda otobüse benzetilen araçlarla fırlatma yapıldıktan sonra yörüngeye gitmesi gerekiyor. O araçlar henüz dünyada yok, bunlara da minibüs diyebiliriz. Uzaya çıktıktan sonra yörüngeye transfer araçlarını. Bu alanda da yine tümüyle kendi kaynaklarımızla, kimseden bir kuruş destek almadan, Baykar’ın ihracattan elde ettiği gelirler vasıtasıyla uzay girişimimizi kurduk ve 35 kişilik ekibimiz adım adım büyüyor. Elbette 5-10 yıl sonra ülkemizin uzay serüvenine ciddi destek verecek çalışmalarda bulunacağına inanıyoruz. İnsanlığa bu alanda da katkı sunacağını değerlendiriyoruz, Fergani adlı uzay girişimimiz.”

“Türkiye’nin 20 sene önce böyle bir ivmesi yoktu”

Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, yaptığı sunumun ardından moderatörlüğünü Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın yaptığı söyleşide katılımcıların sorularını yanıtladı.

Bayraktar, bir basın mensubunun Türkiye’nin son yıllardaki savunma sanayii alanındaki gelişmeleri ve bu alandaki konumuna ilişkin sorusu üzerine geçmişte Türkiye’nin savunma sanayii alanında dışarıya bağımlı bir konumda olduğunu belirtti.

Savunma sanayi sektörünün yeniden bağımsızlaşma hareketinin olduğunu aktaran Bayraktar, şunları söyledi:

“20 sene öncesinde yüzde 85’lere varan distribütörlerin, acentelerin oluşturduğu ve devletin kurduğu kurumlar vardı. Özel sektör çok azdı. Biz insansız hava aracı yapıyoruz, çalışıyoruz dediğimizde, böyle bir şeyin Türkiye’den çıkabileceğine olan inanç sıfırdı yani öğrenilmiş çaresizlik vardı. Dünyanın jandarmalığına soyunacak değiliz ama kendimizi onurlu ve şerefli bir şekilde yer yüzünde var olabilmek için kapasiteye sahip olmamız gerekiyor. Bu da ancak kendi teknolojini geliştirdiğinde mümkün oluyor diğer türlü bugün veririm ama yarın keserim diyor. Türkiye’nin 20 sene önce böyle bir ivmesi yoktu. Savunma sanayinde her alanda başarılı mı bunu söyleyemem ama Türkiye’nin iyi bir ivmesi var. Bütün dünya bunu görüyor böyle devam ederse çok iyi bir yere gelir. Teknoloji geliştiremeyen, bilimle bağını koparmış medeniyetlerin ve ülkelerin başına neler geldiğini görmek çok zor değil. Şunu söyleyebilirim ki savunma sanayii iyi bir ivme yakaladı buradaki başarı sivil alana taşınacak olursa ülkemiz ve medeniyetimiz iddialı bir noktaya gelebilir. İyi bir yere gidiyoruz, iyi bir ivmemiz var. Türkiye’den yüksek teknolojik savunma sanayi ürünü çıkabiliyor artık bunu bütün dünya biliyor.”

Bayraktar, Türkiye’nin savunma sanayinin bütün dünya ile rekabet ettiğini belirterek, “İçerde de rekabet var. Savunma sanayi büyük oranda devletin kendi kurumlarıdır. Son 20 sene içinde özel kurumlar 2 bin 700’e kadar çıktı. Özellikle girişim ekosistemine teknolojistler tarafından kurulmuş savunma sanayi kurumları çok daha az imkanlara sahip olmalarına rağmen çok daha iddialı olabiliyor.” dedi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

SAHİMDER İş- Mak Fest 2025 Sakarya’da Kapılarını Açtı

Yayınlanma tarihi

-

15 – 18 mayıs tarihleri arasında kapıları açık olacak olan SAHİMDER İş- Mak Fest 2025, Serdivan AVM karşında eşsiz bir törenle başladı. Sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi.

Sakarya Hafriyatçılar ve İs Makinaları Derneği (SAHİMDER) öncülüğünde hayata geçirilen İş – Mak Fest 2025, sektörde önemli bir adım atarak ağır iş makineleri dünyasını Sakarya’da bir araya getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında dikkat çeken etkinlik, büyük bir katlımla başladı. Açılışta, Serdivan ve Erenler Belediye başkanları ile sivil toplum temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar, festivalin şehir ve ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Vinçlerden ekskavatörlere, kaldırma sistemlerinden inovatif platform çözümlerine kadar birçok ürünün sergilendiği alanda ziyaretçiler, sektörel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı yakaladı.

Açılış Hep Birlikte Yapıldı

Etkinliğin açılış kurdelesi; Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik, Erenler Belediye Başkanı Şenol Dinç, 15 Temmuz Milli irade Derneği Genel Başkan Vekili Yunus Özçelik, SAHİMDER Başkanı Can Akova, SAHİMDER yöneticileri ve katılımcı firma temsilcileri tarafınca birlikte kesildi. İş makineleri dünyasının kalbi bu hafta Sakarya’da atıyor. Ekskavatörlerden vinç sistemlerine, platform çözümlerinden kaldırma ve taşıma ekipmanlarına kadar çok sayıda ürün, etkinlik alanında ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Katılımcılar, firmaların sahada sergilediği ürünleri yakından inceleme ve avantajlı tanıtım kampanyalarından faydalanma şansı yakalıyor.

SAHİMDER Başkanı Can Akova “Hedefimiz, Bu Organizasyonu Geleneksel Hale Getirmek ve Her Yıl Daha Da Büyütmek. ” Açılışta konuşan SAHİMDER Başkanı Can Akova, “Bu yıl Sakarya’da sektörel anlamda önemli bir adım attık. Türkiye’nin dört bir yanından iş makinaları temsilcilerini bir araya getirdik. Hedefimiz, bu organizasyonu geleneksel hale getirmek ve her yıl daha da büyütmek.

Destek veren tüm kurumlara ve firmalara teşekkür ediyorum” dedi.

İş-Mak Fest 2025, 15-18 Mayıs tarihleri arasında her gün 10.00-19.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.

 

Devamını oku

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.

Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.

Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.

İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.

Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu

Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.

Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.

Devamını oku

Trend olan