Takip Edin

Sektörel Gündem

“Marble İzmir” hem şehre hem ülkeye nefes oldu

Dünyanın en büyük doğal taş fuarlarının başında gelen Marble İzmir-27. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 40 milyar dolarlık ticaret …

Yayınlanma tarihi

-

Dünyanın en büyük doğal taş fuarlarının başında gelen Marble İzmir-27. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 40 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip maden sektörüne ve kent ekonomisine büyük katkı sağladı. Sektörün fuara ilgisinin çok büyük olduğunu söyleyen İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, Türkiye’nin en büyük fuarcılık tesislerinden Fuar İzmir’de bir metrekare bile boş yer kalmadığı söyledi. Fuar katılımcılar ve sektör profesyonelleriyle beraber kent esnafını da mutlu etti.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir fuarcılığını geliştirme ve dünyayla buluşturma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2022 yılı içinde 31 fuarla kent nüfusunun yarısı kadar ziyaretçi ağırlamayı hedefliyor. Dünyanın en büyük doğal taş fuarlarının başında gelen Marble İzmir-27. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı da 30 Mart’ta kapılarını açarak dünyayı İzmir’de buluşturdu. 6 milyar dolarlık maden ihracatının 2,5 milyar dolarlık payını oluşturan doğal taş ihracatına önemli oranda katkı sağlayan Marble İzmir, hem katılımcıları hem sektör profesyonellerini hem de kent esnafını mutlu etti. Fuar İzmir’de yapılan iş bağlantılarının yanında, otellerdeki doluluk, restoranlardaki iş hacminin artması ve kentin alışveriş mekanları ile turistik bölgelerindeki yoğunluk büyük memnuniyet yarattı.

77 milyondan 2 milyar dolara çıktı
1995 yılında doğal taş sektörünü İzmir’de buluşturan Marble İzmir fuarının ilk yılında toplam doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken şu an fuarın da etkisiyle Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2 milyar dolara çıktı. Türkiye’nin dış ticaret açığının kapatılmasına en önemli katkıyı sağlayan sektörlerin başında gelen doğal taş; hammadde rezervi ve yerli üretim makinaları ile dışa bağımlı olmayan, ihracata katma değer saylayan sektörlerin başında geliyor. Türkiye doğal taş ihracatının can damarı haline gelen sektör, son 10 yılda Türkiye ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolarlık katkı sağladı. Tüm sanayilere hammadde oluşturması sebebiyle maden sektörüyle birleşince 40 milyar dolarlık ticaret hacmi yaratan sektör, 27. Marble İzmir ile güçlenmeye devam ediyor.

Karaosmanoğlu Alıcı: “Fuar sektörü, sektör fuarı büyüttü”
İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “Binin üzerinde katılımcı, bin 400’ün üzerinde taşımız sergileniyor. Türkiye’nin en büyük fuar alanı olan Fuar İzmir’de 1 metrekare bile yerimiz boş değil. İyi bir ticaret hacmi yaratmasını ve ihracatımıza katkı sağlamasını umuyoruz. 2 milyar dolar üzerinde bir doğal taş ihracatımız var. Makinayı da bunun üzerine koyduğumuzda maden ihracatımızın 5 milyar dolar seviyelerine çıkması işten bile değil. Biz fuarımızla kaldıraç etkisi yaratmayı diliyoruz. Hem fuar sektörü büyüttü hem sektör fuarı büyüttü. Başkanımız Tunç Soyer fuarla birlikte sektörümüzün ihracat rakamına 5 milyar dolar hedef koydu. Fuarımızla buna kaldıraç olmaya gayret ediyoruz. Şehrimize katkısı aynı zamanda 70 bin ziyaretçi demek. Bütün oteller dolu, esnafın yüzü gülüyor. Pek çok yan sektörü besliyor” dedi.

Girgin: “Esnaf memnun”
İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin ise fuarların esnafa da katkı sağladığını söyleyerek “Fuarların ekonomiye büyük katkısı var. Oteller, restoranlar kazanıyor. Kemeraltı için de artı bir değer. Tunç Başkanımız da bu konuda çok özverili. Fuarlarda Kemeraltı köşesinin olmasını da istiyoruz. Yönlendirmeyle Kemeraltı’nda onları çok iyi karşılayabiliriz. Marble İzmir Fuarı bizim için bir avantaj” dedi.

Reklam

Yaşlı: “İzmir’den mutlu ayrılıyorlar”
Alacakaya Mermer Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Yaşlı da ilk yıllarından beri fuara katıldıklarını belirterek “Fuarı bu kadar kalabalık hiçbir zaman görmedik. Markalaşmış bir fuar. Mermer fuarı dendiğinde akla ilk gelen üç fuardan birisi. Mermer sektöründe 6 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleşiyor. Bu rakamda en önemli noktalardan birisi Marble İzmir fuarı. Buraya gelen misafirlerimiz İzmir’den her anlamda mutlu, keyifli ayrılıyorlar” dedi.

Kaya: “Fuar görkemli günlerine geri döndü”
İZ-KO Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya da fuarın eski görkemli günlerine geri döndüğünü vurgulayarak “Özellikle Irak iyi bir pazar. Avrupa’da önemli alıcılar var. Kuru kalabalık değil, masalarda oturulup ciddi pazarlıklar yapılıyor. Daha da büyüyerek gidecek. Fuar İzmir ne kadar ihracatı büyütüyorsa, sektör de o kadar Marble İzmir fuarını büyütüyor” şeklinde konuştu.    

Alimoğlu: Marble İzmir ile çok gurur duyulacak
Alimoğlu Mermer Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Çok gurur duyulacak Marble İzmir, ülkemizin ilk ve en büyük fuarı. Dünyada ilk üçe giren bir fuar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu fuar için Tunç Soyer çok gayret gösterdi. İranlı katılımcılar var, Hindistan’dan gelenleri görüyoruz. Bunlar bize para olarak dönecek. Bereketli olsun fuarımız. Daha da iyi ihracat rakamlarına ulaşılacak. 2,1 milyar doları yakaladık, 5 milyar dolara doğru gidecek” dedi.

İlcan: “Umutluyuz”
Demmak Makina Satış Müdürü Beytullah İlcan, bu yıl fuarın çok verimli geçtiğini ifade ederek “Mermer ve makine bölümünde olumlu dönüşler alıyoruz. Değişik ülkelerden müşterilerimiz var.  Bu sene için umutluyuz” dedi.

Mahmoudzadeh: “Katkıları inanılmaz”
AZ Stone Genel Müdürü ve kurucu Alihan Mahmoudzadeh, “Beklentilerimin daha üstünde bir gidişat var. Marble İzmir dönemimizin en çok ihtiyaç duyduğu konumda. Özellikle doğal taş ve mermer piyasasının modern dünya ile uyum sağlaması gerekiyor. Bu yüzden bu tarz fuarlara çok ihtiyaç var. Fuar gayet iyi gidiyor. Katkıları inanılmaz ve inkar edilemeyecek şekilde” dedi.

Reklam

Şayakçı: “Çok başarılı”
Şayakçı Natural Stone CEO’su Ali Şayakçı da “Bu sene Marble İzmir çok başarılı. Her ülkeden insanlar görüyoruz. Koridorlar hiç olmadığı kadar hareketli. Marble İzmir sektöre çok büyük katkı sağladı. Türkiye’de uluslararası etki anlamında dünyadaki en geçerli fuar. Türkiye’nin dünyada söz sahibi olduğu fındık ve birkaç ürün dışında en etkili ürünü mermer. Onun için Marble İzmir, İstanbul yerine İzmir’de başarılı oldu. Türk mermerinin tanıtılmasındaki en büyük lokomotif 25 yıldır Marble İzmir fuarıdır” ifadelerini kullandı.

Pazarcı: “Ekonomiye katkısı çok fazla”
Hidromek İş Makineleri İzmir Bölge Müdürü Göksel Pazarcı, “Yurt içi ve dışından özellikle bölgesel olarak çok katılımcı geliyor fuara. Çok memnunuz katılımdan. Çok değerli bir fuar, her geçen gün değeri daha da artıyor” dedi.
Hibya Haber Ajansı

Devamını oku
Reklam
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

STILL ARSER ÜST YÖNETİMİNDE GÖREV DEĞİŞİMİ

Yayınlanma tarihi

-

Türkiye’de sektörünün öncü ve en güvenilir markalarından biri olan STILL ARSER’in yönetiminde yeni bir dönem başladı. 2017’den beri Genel Müdürlük görevini sürdüren Mustafa Çiper bu görevi Turgut Kırış’a devrederken, 2019’dan bu yana sürdürdüğü yönetim kurulu üyeliği görevine ise devam edecek.

İç lojistik sektörünün global markası STILL ARSER’in üst düzey yönetiminde Mayıs 2024 itibarıyla görev değişimi yaşandı. Sektöründe Avrupa’da 1’inci, dünyada ise 2’nci olan KION Group ile Arkas Holding ortaklığı olan STILL ARSER iç lojistik alanında faaliyetlerini sürdürüyor.

STILL ARSER’de 2019 yılından bu yana Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nü yürüten Turgut Kırış, Mayıs 2024 itibarıyla Genel Müdür olarak göreve başladı. Mustafa Çiper ise Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevine devam edecek. Mustafa Çiper, 2017 yılından bu yana STILL ARSER genel müdürlük görevini yürütüyordu.

Mayıs 2024 itibarıyla Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam eden Mustafa Çiper,

“STILL ARSER olarak 11 yıldır Türkiye’de iç lojistik sektörünün global markası olarak, satış ve satış sonrası hizmetler, ikinci el satış ve kiralama, otomasyon çözümleri ve iş güvenliği alanlarında müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Lojistik, beyaz eşya, tekstil, gıda, kimya, perakende, cam sanayi, otomotiv ve otomotiv yan sanayi gibi sektörlerinin en büyük firmaları ile uzun süredir güvene dayalı iş birliğimiz devam etmekte. Bu iş birliklerinin verdiği güçle, sektörün en önemli oyuncularından biri ve lokomotif markası olmaya devam edeceğiz’’ değerlendirmesini yaptı.

Reklam

STILL ARSER Genel Müdürlüğü’nü Mayıs 2024 itibarıyla üstlenen Turgut Kırış da görev değişimine ilişkin yaptığı değerlendirmede; ” Yetkin çalışanlarımız ile müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutarak büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerliyoruz. İstanbul, İzmir, Gölcük ve Çerkezköy ofislerimiz ve Türkiye’nin her yerindeki güçlü bayi ağımızla kesintisiz hizmet veriyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerini profesyonel bir yaklaşım ile belirliyor, onların çözüm ortağı oluyoruz. Bu yaklaşımımızla, müşterilerimizin işlerini daha verimli bir şekilde yürütmelerine yardımcıoluyor ve uzun vadeli iş birlikleri kurarak karşılıklı başarıyı hedefliyoruz. Amacımız birlikte daha da büyümek’’ dedi.

STILL ARSER’İN YENİ GENEL MÜDÜRÜ TURGUT KIRIŞ

Lisans derecesini İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde tamamlayan Turgut Kırış, Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansı yaptı. Kariyerine 2002 yılında Atlas Copco’da başlayan Kırış, sonrasında Munters ve Konecranes’te çalıştı. 2019-2024 yılları arasında ise STILL ARSER Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev aldı.

 

Reklam
Devamını oku

Haber

KARE LOJİSTİK GENEL MÜDÜRÜ BERK YALÇINKAYA: YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE BEKLEMEYE SON VERİYOR, MÜŞTERİLERİMİZE ZAMAN KAZANDIRIYORUZ

Yayınlanma tarihi

-

Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü ve İzinli Gönderici Belgeleri Türkiye’de 59 güncel lojistik firmasında bulunuyor. Bunlardan birinin de KRE Kare Lojistik olduğunu ifade eden firmanın genel müdürü Berk Yalçınkaya, “Etkili lojistik hizmeti, hız ve sürat demektir. Sahip olduğumuz YYS, İzinli Gönderici ve ETGB belgelerimiz ile hızlı ve kesintisiz hizmet sunuyoruz” dedi.

Kısa adı YYS olan Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü, Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’nde yer alan koşulları taşıyan, gümrük mevzuatı uyarınca serbest bölgeler dâhil Türkiye Gümrük Bölgesi’nde yerleşik sayılan kişilere gümrük ve dış ticaret mevzuatında öngörülen birtakım kolaylıklardan yararlanmak üzere verilen bir belgedir.

YYS’nin Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında bulunduğunu belirten KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “YYS, ihracatın ve ithalatın ülkemiz adına daha da hızlanması için belirli statüde bulunan firmalara verilen yetki belgeleridir. Şu anda Türkiye’de güncel olarak 59 tane lojistik firmasında mevcut olan YYS’ye sahip lojistik firmalarından biri de biziz” dedi.

İÇ GÜMRÜKLERE ARAÇLARIMIZ GİRMİYOR, TESİSLERİMİZDE TÜM GÜMRÜK İŞLEMLERİNİ YAPABİLİYORUZ

YYS’ye sahip lojistik firmalarının çok önemli avantajlar elde ettiğini belirten Yalçınkaya, “Bu belgelere sahip olunca iç gümrüklere araçlarımız girmeyip, kendi tesisimizde tüm gümrük işlemleri A’dan Z’ye bitirebiliyor ve araç çıkışını sağlayabiliyoruz. İç gümrüklerin yoğunluklarından dolayı bir araba 1 gün kaybederken bunun yerine biz, hızlı bir şekilde kendi tesisimizde işlemleri bitirip aracın çıkışını daha da hızlı sağlayabiliyoruz. Balkan ülkelerine çalıştığımız için iç gümrüklere gidişteki kaybedilen süre bile bizim için çok önemli. Yakın mesafede zaman ile yarıştığımız için hızlı teslimat yapmaya çalışıyoruz. Oradaki kaybedilecek 1 gün veya 6-8 saat bile bizim için çok kıymetli olduğu için YYS, bu avantajı sağlıyor. Bazen 1 saatlik bir kayıp, sınır kapısında 1 günlük hatta 2 günlük bir zaman kaybına neden olabiliyor. Aracın 1 saat geç çıkması sınır kapısında bizlere çok ciddi zaman kaybettirebiliyor. Sınır kapısına bir gidiyorsunuz, mesai saatine denk geliyorsunuz, sizden önce gidenler oluyor, kuyruklar oluyor vs. YYS ve İzinli Gönderici, bunun önüne geçen en önemli belgemizdir” dedi.

Reklam

YYS’Yİ ALMANIN ZORLUKLARI VAR, HERKESE VERİLMEMELİ!

“YYS’yi almanın ön koşulları zordur ve bana göre zor da olmalıdır. Herkese verilmemelidir. Özel güvenliğinden 7/24 güvenliğe, kamera kayıtlarına, sistemin Ticaret Bakanlığı’na bağlı olmasına, Ticaret Bakanlığı’na verilen teminatlardan yüklerin takibine, yüklerin içeriğine kadar tüm sorumluluğun firmada olduğu bir belgedir. YYS ve izinli göndericiye sahip olmak zordur. YYS almak için uzun süre belirli denetimlerden geçilir. Belirli denetimlerde tesisinizin A’dan Z’ye takibinden kamerasına, kamerasından arşivlenmesine, tüm dökümantasyonların bulut sisteminde, aynı zamanda serverde tutulmasına vb. birçok teknolojik altyapıyı içeren bir belgedir aslında” diyen Yalçınkaya, YYS’nin müşteriye sevkiyatların erken teslim edilmesini sağladığını belirtti ve müşterinin YYS sayesinde hızlı bir hizmet aldığını vurguladı.

RESMİ TATİLLER KABUSUMUZDU, YYS İLE RAHAT BİR NEFES ALDIK

Etkili lojistik hizmeti demenin biraz da hız ve sürat demek olduğunun altını çizen KRE Kare Lojistik Genel Müdürü Berk Yalçınkaya, “Parsiyel yükleme yoğunluklu çalışan bir firma olduğumuz için eskiden araçlarımız depomuzdan yüklendikten sonra Muratbey Gümrüğü’nde sıraya girerdi. Muratbey Gümrüğü’nde sıra zaten çok olurdu. Resmi tatiller öncesi 30 km uzunluğunda kuyruklar oluşurdu. İçeri girdiğinde de işlemlerin yoğunluğundan dolayı uzun süre kaybımız oluyordu. Resmi tatil günlerinde arabanın 2 günde gümrükten çıkamadığı oluyordu. Biz, buradan Balkan ülkelerine 2 günde teslimat yaparken 1.5 ya da 2 gün iç gümrükte kaybetmemiz hem bize, hem müşteriye, hem ithalatçıya hem de ihracatçıya kayıp demektir. YYS olunca depo yükleme yaparken gümrük işlemleri neredeyse tamamlanmış oluyor. Depo yüklemeyi bitirdiğinde gümrük işlemlerini de bitirip aynı hızla aracın çıkışını sağlayabiliyoruz” dedi.

YYS, İZİNLİ GÖNDERİCİ ve ETGB BELGELERİMİZLE İŞLERİMİZİ EN HIZLI ŞEKİLDE YAPIYORUZ

Reklam

Şu anda tüm yetki belgelerinin tam olduğunu söyleyen Yalçınkaya, yeni çıkabilecek belgeleri almak için de hazır bir altyapılarının olduğunu söyledi. “Hem YYS hem de izinli gönderici yetki belgesinin ikisinin aynı anda olması gerekmektedir. Bunlar 2 ayrı yetki belgelerdir. Sadece YYS’nin olması demek, işin bir tık daha hızlanması demek; ama kendi tesisinden işlemleri bitirememesi demektir. Bizim bu yüzden hem YYS, hem de İzinli Gönderici Yetki Belgemiz bulunmaktadır. Ek olarak da yeni aldığımız ETGB (Elektronik Gümrük Ticaret Belgesi) iznimiz mevcuttur” diyen Yalçınkaya sözlerini şöyle tamamladı: “ETGB izni, e-ihracat lojistiği ile alakalıdır. Bizim hem YYS, hem izinli gönderici yetki belgelerimiz olduğu için ETGB ile iç gümrük işlemlerini kendi araçlarımıza yükleyip, kendi iç bünyemizde bitirebiliyoruz. ETGB, mikro ihracat sağlamaktadır. Mikro ihracatın avantajı şudur: Bir ihracatçının maksimim 300 kg. ve maksimim 15 bin euro sınırına kadar mikro ihracat yani ETGB beyannamesi açabiliyor. Bu, beyannamede de müşterinin maliyetini aşağı indirip aynı zamanda KDV iadesine kadar tüm normal ihracat beyannamesi avantajlarını kendi sağlayabilmektedir. Biz, bu çıkışı da gümrüğe girmeden, kendi tesisimizde, kendi depomuzda, kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz.”

Devamını oku

Haber

ASİL TRANSPORT CO. BAŞKANI ARMAĞAN ŞAHİN: TİCARET ÇİFT TARAFLIDIR, VERİLMEYEN HER VİZE TÜRKİYE KADAR AB’YE DE KAYBETTİRİYOR!

Yayınlanma tarihi

-

Ticaretin çift taraflı bir işlem olduğunu aktaran Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Alınamayan her vize, Türkiye kadar AB ülkelerine de zarar vermektedir. Demode vize uygulamasının kalkması, yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde bunun yerine hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir” dedi.

 İhracat odaklı büyümeyi hedef edinen Türkiye’de sanayicinin en önemli paydaşı konumunda bulunan lojistik sektörünün en büyük sorunlarından birini vize konusu oluşturuyor. TIR sürücülerinin vize konusunda yaşadığı problemler, son yıllarda zirve yapmış durumda.

Vize konusunda şoförlerin randevu almak için bile uzun süreler beklemek zorunda bırakıldığını kaydeden Asil Transport Co. Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Şahin, “Sektörde sürücülerimize yönelik kısa süreli vize veriliyor. Uzun süreli vizeler verilmemesini anlayabiliyorum. Kısa süreli verilen vizeler için hızlı vize almayı sağlayabilecek bir sistem oluşturulmalıdır. Hızlı vize alabilmemiz durumunda sektör olarak birçok sıkıntımızın önüne geçeceğiz. Çünkü şu anda vize alabilmek konusunda en az 1-2 aylık randevularla uğraşmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ALINAMAYAN HER VİZE, ÜLKEMİZE EKONOMİK OLARAK KAYBETTİRİYOR

TIR sürücülerinin Avrupa Birliği (AB) bölgesine girebilmeleri için öncelikli olarak vize alabilmeleri gerektiğini aktaran Şahin, Schengen randevusunda sorunlar olduğunu, yeni sürücülerin vize başvurularının reddedildiğini, deneyimli sürücülere ise kısa süreli vize verildiğini belirtti. Vize konusundaki bu kaotik durum nedeniyle AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünlerin Türk lojistik firmaları ve Türk vatandaşı profesyonel TIR sürücülerince teslim edilemediğinin altını özenle çizen Şahin, bu durumda sadece Türkiye’nin değil, küresel yatırımcıların, üreticilerin, ticari işletmelerin ve tüketicilerin kısacası uluslararası ticaretin yara aldığını vurguladı.

Reklam

Alınamayan her vizenin ülkemize ekonomik açıdan kaybettirdiğine işaret eden Şahin, “Şoförlerimizin vize alamaması araçlarımızın işleyememesi demektir. Şoföre bağlı olarak kullanılamayan ve atıl durumda bekleyen TIRlarımız ülkemiz ekonomisine eksi yazılmasına neden olmaktadır. Yollarda Türk TIRlarının serbestçe dolaşması, vize engeline takılmadan kilometrelerce yol kat etmesi gerekmektedir. Dünya ticaretini vizelerle, kotalarla, geçiş engellemeleri ile zora sokan sistemin artık değişmesi gerekmektedir. Yeni dünya ekonomik düzeni içerisinde daha hızlı bir vize sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini öngörüyoruz. Vize konusunda AB’nin kolaylık tanıması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Turizm vizeleri ile ticari vizelerin birbirinden ayrı işlemlere tabi tutulması gerektiğini aktaran Şahin, özellikle tatil dönemlerinde kimseyi yormayacak şekilde yeni bir vize sistemini talep ettiklerini belirtti.

VİZE UYGULAMASI İLE EN ÇOK ZARARI AB ÜLKELERİ GÖRÜYOR!

Türkiye’de çok önemli AB sermayeli şirketlerin olduğunu belirten Şahin, bu demode vize uygulaması ile en çok zararı gören taraflardan birinin AB ülkeleri olduğunu belirtti. Türkiye-AB arasında çok ciddi bir ticaret yaşandığını kaydeden Şahin, AB’ye alınmayan Türkiye’nin aslında dolaylı olarak AB ülkesi olduğunu, çünkü Türkiye’de çok sayıda AB ülkesi yatırımcının fabrikası ve ürünleri ile ticarette başı çektiğini söyledi. Büyük potansiyeli olan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan vize probleminin faturasını Türkiye kadar AB’nin de ödediğini aktaran Şahin, ticaretin çok yönlü bir süreç olduğunu ve bu sürecin tıkanmaması gerektiğini son olarak özenle vurguladı.

Devamını oku

Trend olan