Sektörel Gündem
“Marble İzmir” hem şehre hem ülkeye nefes oldu
Dünyanın en büyük doğal taş fuarlarının başında gelen Marble İzmir-27. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 40 milyar dolarlık ticaret …

Dünyanın en büyük doğal taş fuarlarının başında gelen Marble İzmir-27. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı, 40 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip maden sektörüne ve kent ekonomisine büyük katkı sağladı. Sektörün fuara ilgisinin çok büyük olduğunu söyleyen İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, Türkiye’nin en büyük fuarcılık tesislerinden Fuar İzmir’de bir metrekare bile boş yer kalmadığı söyledi. Fuar katılımcılar ve sektör profesyonelleriyle beraber kent esnafını da mutlu etti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir fuarcılığını geliştirme ve dünyayla buluşturma vizyonu doğrultusunda çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2022 yılı içinde 31 fuarla kent nüfusunun yarısı kadar ziyaretçi ağırlamayı hedefliyor. Dünyanın en büyük doğal taş fuarlarının başında gelen Marble İzmir-27. Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı da 30 Mart’ta kapılarını açarak dünyayı İzmir’de buluşturdu. 6 milyar dolarlık maden ihracatının 2,5 milyar dolarlık payını oluşturan doğal taş ihracatına önemli oranda katkı sağlayan Marble İzmir, hem katılımcıları hem sektör profesyonellerini hem de kent esnafını mutlu etti. Fuar İzmir’de yapılan iş bağlantılarının yanında, otellerdeki doluluk, restoranlardaki iş hacminin artması ve kentin alışveriş mekanları ile turistik bölgelerindeki yoğunluk büyük memnuniyet yarattı.
77 milyondan 2 milyar dolara çıktı
1995 yılında doğal taş sektörünü İzmir’de buluşturan Marble İzmir fuarının ilk yılında toplam doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken şu an fuarın da etkisiyle Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2 milyar dolara çıktı. Türkiye’nin dış ticaret açığının kapatılmasına en önemli katkıyı sağlayan sektörlerin başında gelen doğal taş; hammadde rezervi ve yerli üretim makinaları ile dışa bağımlı olmayan, ihracata katma değer saylayan sektörlerin başında geliyor. Türkiye doğal taş ihracatının can damarı haline gelen sektör, son 10 yılda Türkiye ekonomisine yaklaşık 20 milyar dolarlık katkı sağladı. Tüm sanayilere hammadde oluşturması sebebiyle maden sektörüyle birleşince 40 milyar dolarlık ticaret hacmi yaratan sektör, 27. Marble İzmir ile güçlenmeye devam ediyor.
Karaosmanoğlu Alıcı: “Fuar sektörü, sektör fuarı büyüttü”
İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “Binin üzerinde katılımcı, bin 400’ün üzerinde taşımız sergileniyor. Türkiye’nin en büyük fuar alanı olan Fuar İzmir’de 1 metrekare bile yerimiz boş değil. İyi bir ticaret hacmi yaratmasını ve ihracatımıza katkı sağlamasını umuyoruz. 2 milyar dolar üzerinde bir doğal taş ihracatımız var. Makinayı da bunun üzerine koyduğumuzda maden ihracatımızın 5 milyar dolar seviyelerine çıkması işten bile değil. Biz fuarımızla kaldıraç etkisi yaratmayı diliyoruz. Hem fuar sektörü büyüttü hem sektör fuarı büyüttü. Başkanımız Tunç Soyer fuarla birlikte sektörümüzün ihracat rakamına 5 milyar dolar hedef koydu. Fuarımızla buna kaldıraç olmaya gayret ediyoruz. Şehrimize katkısı aynı zamanda 70 bin ziyaretçi demek. Bütün oteller dolu, esnafın yüzü gülüyor. Pek çok yan sektörü besliyor” dedi.
Girgin: “Esnaf memnun”
İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin ise fuarların esnafa da katkı sağladığını söyleyerek “Fuarların ekonomiye büyük katkısı var. Oteller, restoranlar kazanıyor. Kemeraltı için de artı bir değer. Tunç Başkanımız da bu konuda çok özverili. Fuarlarda Kemeraltı köşesinin olmasını da istiyoruz. Yönlendirmeyle Kemeraltı’nda onları çok iyi karşılayabiliriz. Marble İzmir Fuarı bizim için bir avantaj” dedi.
Yaşlı: “İzmir’den mutlu ayrılıyorlar”
Alacakaya Mermer Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Yaşlı da ilk yıllarından beri fuara katıldıklarını belirterek “Fuarı bu kadar kalabalık hiçbir zaman görmedik. Markalaşmış bir fuar. Mermer fuarı dendiğinde akla ilk gelen üç fuardan birisi. Mermer sektöründe 6 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleşiyor. Bu rakamda en önemli noktalardan birisi Marble İzmir fuarı. Buraya gelen misafirlerimiz İzmir’den her anlamda mutlu, keyifli ayrılıyorlar” dedi.
Kaya: “Fuar görkemli günlerine geri döndü”
İZ-KO Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya da fuarın eski görkemli günlerine geri döndüğünü vurgulayarak “Özellikle Irak iyi bir pazar. Avrupa’da önemli alıcılar var. Kuru kalabalık değil, masalarda oturulup ciddi pazarlıklar yapılıyor. Daha da büyüyerek gidecek. Fuar İzmir ne kadar ihracatı büyütüyorsa, sektör de o kadar Marble İzmir fuarını büyütüyor” şeklinde konuştu.
Alimoğlu: Marble İzmir ile çok gurur duyulacak
Alimoğlu Mermer Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Alimoğlu, “Çok gurur duyulacak Marble İzmir, ülkemizin ilk ve en büyük fuarı. Dünyada ilk üçe giren bir fuar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu fuar için Tunç Soyer çok gayret gösterdi. İranlı katılımcılar var, Hindistan’dan gelenleri görüyoruz. Bunlar bize para olarak dönecek. Bereketli olsun fuarımız. Daha da iyi ihracat rakamlarına ulaşılacak. 2,1 milyar doları yakaladık, 5 milyar dolara doğru gidecek” dedi.
İlcan: “Umutluyuz”
Demmak Makina Satış Müdürü Beytullah İlcan, bu yıl fuarın çok verimli geçtiğini ifade ederek “Mermer ve makine bölümünde olumlu dönüşler alıyoruz. Değişik ülkelerden müşterilerimiz var. Bu sene için umutluyuz” dedi.
Mahmoudzadeh: “Katkıları inanılmaz”
AZ Stone Genel Müdürü ve kurucu Alihan Mahmoudzadeh, “Beklentilerimin daha üstünde bir gidişat var. Marble İzmir dönemimizin en çok ihtiyaç duyduğu konumda. Özellikle doğal taş ve mermer piyasasının modern dünya ile uyum sağlaması gerekiyor. Bu yüzden bu tarz fuarlara çok ihtiyaç var. Fuar gayet iyi gidiyor. Katkıları inanılmaz ve inkar edilemeyecek şekilde” dedi.
Şayakçı: “Çok başarılı”
Şayakçı Natural Stone CEO’su Ali Şayakçı da “Bu sene Marble İzmir çok başarılı. Her ülkeden insanlar görüyoruz. Koridorlar hiç olmadığı kadar hareketli. Marble İzmir sektöre çok büyük katkı sağladı. Türkiye’de uluslararası etki anlamında dünyadaki en geçerli fuar. Türkiye’nin dünyada söz sahibi olduğu fındık ve birkaç ürün dışında en etkili ürünü mermer. Onun için Marble İzmir, İstanbul yerine İzmir’de başarılı oldu. Türk mermerinin tanıtılmasındaki en büyük lokomotif 25 yıldır Marble İzmir fuarıdır” ifadelerini kullandı.
Pazarcı: “Ekonomiye katkısı çok fazla”
Hidromek İş Makineleri İzmir Bölge Müdürü Göksel Pazarcı, “Yurt içi ve dışından özellikle bölgesel olarak çok katılımcı geliyor fuara. Çok memnunuz katılımdan. Çok değerli bir fuar, her geçen gün değeri daha da artıyor” dedi.
Hibya Haber Ajansı
Sektörel Gündem
Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.
Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:
Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.
2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.
3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.
4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.
5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.
6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.
Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.
2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.
3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.
Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.
Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.
Sektörel Gündem
Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.
Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.
Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.
İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.
Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu
Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.
Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.
Sektörel Gündem
İMİAD Başkanı Görkem Durmuş: ” Tavrımız Net Olmalı”

İstif Makinaları İş Adamları Derneği (İMİAD) Başkanı Görkem Durmuş TKU Magazin Dijital Dergisine verdiği röportajda Forkliftlerde emisyon sistemlerinin iptalinin, ayıplı mal, hukuki sorumluluk ve gelecek nesillere zararı ile ilgili söylememizde önemli konulara vurgu yaptı.
Forklift sektöründe giderek yaygınlaşan ve büyük tehlike arz eden bir durumla karşı karşıya olduğunu belirten Durmuş, “Emisyon sistemleriyle oynanmış, DPF’si (Dizel Partikül Filtresi) iptal edilmiş, AdBlue sistemi devre dışı bırakılmış makineler piyasaya sunuluyor. Bazı satıcılar daha az bakım maliyeti vaadiyle bu sistemleri iptal ederek kullanıcıya ‘avantaj’ sağladığını iddia ediyor. Oysa bu makineler, fabrika çıkışı teknik standartlara uygun olmadığı için ‘ayıplı mal’ statüsündedir ve hukuki yaptırımlara tabi olduğunu” söyledi.
DPF ve AdBlue Neden Önemlidir?
Modern forkliftlerde yer alan DPF, EGR ve AdBlue sistemleri, motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazların doğaya salımını önlemeye yönelik hayati parçalardır. İfadesini kullanan Durmuş, “Bu sistemler sayesinde karbon monoksit, azot oksit gibi insan sağlığına zararlı gazlar minimize edilir. Özellikle kapalı alanlarda çalışan forkliftlerde bu sistemlerin işlevi, doğrudan işçi sağlığını ilgilendiren bir konudur.”
İş Kazaları ve Hukuki Sorumluluk
Emisyon sistemleri devre dışı bırakılmış makineler, kapalı ortamlarda ciddi iş kazalarına yol açabilir. Zehirli gaz solunumu nedeniyle bayılmalar, solunum hastalıkları ve uzun vadeli sağlık problemleri yaşanabilir. Bu tür durumlar meydana geldiğinde makine sahibi ve işveren doğrudan sorumludur ve ağır cezalarla karşılaşabilir. Ayrıca bu makineler, iş güvenliği yönetmeliklerine de açıkça aykırıdır.
Emisyonla Oynamak Sadece Teknik Bir Müdahale Değil, Aynı Zamanda Hukuki ve Ahlaki Bir Sorun
Emisyon sistemleriyle oynamak yalnızca teknik bir müdahale değil; aynı zamanda hukuki, ticari ve ahlaki sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu tür müdahalelerle şirin görünmeye çalışan bazı satıcılar, aslında kullanıcıyı uzun vadede çok daha büyük risklerle baş başa bırakmaktadır. Bugün düşük bakım masrafı için yapılan bu tercihler, ileride cezalar, iş kazaları ve itibar kaybı olarak geri döner.
Sektör Olarak Tavrımız Net Olmalı
Bu tür uygulamaların yaygınlaşması yalnızca bireysel bir sorun değil; sektörümüzün geleceğini de tehdit eden bir durumdur. Satıcılar bu tarz makineleri satıştan men etmeli, servis noktaları bu sistemlerin iptaline aracı olmamalıdır. Aksine, sektördeki teknik ekiplerin emisyon sistemlerini doğru şekilde tanıması ve arızalarını çözebilmesi, mesleki gelişim adına önemli bir adımdır.
“Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluğumuz” Diyerek Sorumluluk Bilincini Vurguladı
Unutulmamalıdır ki emisyon sistemleri yalnızca bugünü değil; yarını da korur. Hava kirliliğiyle mücadele, iklim değişikliğinin önlenmesi ve çevre dostu üretim anlayışı, sadece bireylerin değil; sektörlerin de sorumluluğundadır. Bugün yapılan bir müdahale, gelecekte çocuklarımızın soluduğu havayı etkileyebilir. Bu nedenle gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
Sonuç olarak: “Forkliftlerde DPF, EGR ve AdBlue gibi emisyon sistemlerinin devre dışı bırakılması; hukuken suç, ticari olarak risk, çevre açısından ise büyük bir tehdittir. Tüm sektör paydaşlarının bu konuda bilinçlenmesi, kendi makinelerinde ve müşterilerine sundukları ürünlerde bu tür uygulamalara karşı tavır alması, hem sektörümüzün saygınlığı hem de insan sağlığı için elzemdir.” dedi.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi