Türkiye’nin stratejik konumu, İpek Yolu’nun yeniden canlanmasıyla daha da önem kazandı. Türkiye, Avrupa, Balkan ve BDT ülkeleri arasındaki taşımalarıyla öne çıkan CDA Lojistik’in Yönetim Kurulu Başkanı Cem Sular, taşımalarının yanı sıra transit yüklere yönelik depolama hizmetleriyle de Türkiye’nin, küresel lojistiğin önemli bir merkezi olma vizyonuna katkı sağladıklarına dikkati çekti.

İpek Yolu’nun yeniden gündeme gelmesi, Avrupa, Türkiye ve Avrasya ekseninde hizmet veren Türk lojistik şirketlerinin yatırımlarını hızlandırmasını sağladı. Türkiye, Avrupa, Balkan ve BDT ülkeleri arasındaki taşımaları ve transit depolama hizmetleriyle öne çıkan CDA Lojistik, müşterilerine özel çözümlerle Orta Koridor’u aktif olarak kullanıyor.
CDA Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cem Sular, Türkiye’nin lojistik ve taşımacılık sektörünün, 100 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ile dünyada 11. sırada yer aldığını hatırlatarak, sektörün, yeniden şekillenen küresel ticaret dinamiklerine hızla uyum sağlayacak bir potansiyele sahip olduğunu belirtti.

Türkiye’nin Konumu Transit Talebi Artırıyor
Kara yolu, intermodal, deniz yolu, hava yolu, ekspres taşımacılık, proje taşımacılığı, transit depolama ve gümrükleme hizmetleriyle geniş bir yelpazede faaliyet gösterdiklerini ifade eden Sular, “Türkiye’nin eşsiz konumu, transit taşımacılık ve depolama talebini artırıyor. CDA Lojistik olarak bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendiriyor ve müşterilerimize özel çözümler sunuyoruz. Taşımalarımızın yanı sıra transit yüklere yönelik depolama hizmetlerimizle de Türkiye’nin, küresel lojistiğin önemli bir merkezi olma vizyonuna katkı sağlıyoruz.” diye konuştu.

“Ticari Bağları Güçlendirmek İçin Çalışıyoruz”
Sular, İpek Yolu’nu yeniden canlandırmaya yönelik projelerin, küresel ticaretin önemli bir gündemi haline geldiğini anımsattı. Türkiye’nin ise Avrupa ve Asya ekseninde bu tarihi ticaret yolunun yeniden şekillenmesinde kilit bir rol oynadığını vurgulayan Sular, “Sunduğumuz taşımacılık ve depolama hizmetleriyle bu sürece destek vererek Türkiye, Avrupa ve BDT ülkeleri arasındaki ticari bağları güçlendirmek için çalışıyoruz.” dedi.

Aylık 2 bin transit yükün depolama operasyonunu yönetiyor
Aylık 2 bin transit yükün antrepo operasyonunu gerçekleştirdiklerini belirten Sular; “Bunlar Türkiye üzerinden taşınan transit yükler. Bu yüklerin antrepoya alımı için verilen beyanname, antrepodan çıkacağı ülkeye göre verilen beyanname, yükleme, boşaltma ve taşıma organizasyonu gibi işlemlerin tamamı, ekiplerimiz tarafından yapılıyor. Bu operasyon sayısını yüzde 50 oranında artırmaya yönelik çalışmalarımız devam ediyor.” bilgilerini paylaştı.
Şirket olarak, 100’den fazla özmal araç ve 600’e yakın ekipman filosu ile hizmet verdiklerinin altını çizen Sular, modern teknolojilere yaptıkları yatırımlarla operasyonlarını optimize ederek, müşterilerine hızlı ve güvenilir çözümler sunduklarını da sözlerine ekledi.

Yaşar Vinç Yönetim Kurulu üyesi ve Saha Sorumlusu, Haluk Erol Yaşar Vinç’in başarı hikayesini şöyle özetledi:
“Küçüğün büyüğüne karşı saygısı, büyüğün küçüğüne karşı adaletli ve sevgi dolu bir şekilde davranılması bizi bu hale getirdi; Allah’a şükürler olsun. Biz ’de, bu saatten sonra büyüğümüze yine saygı gösterip, küçüğümüze sevgi göstererek, il yakına kadar ileriye götürme gayreti içerisindeyiz.”

Sohbet, ailesel değerlerin ve uzun yıllara dayanan tecrübelerin önemine da değinilmesiyle devam etti. Haluk Erol, ticaretin temellerinin babasından ve ağabeylerinden geldiğini belirterek, “Yaşar Bey’in 1960’lara dayanan ticareti olan, nam-ı değer Hurdacı Yaşar’ın oğlu olarak; biz altı erkek, bir kız; yedi kardeşiz açıkçası” ifadelerini kullandı. Sektördeki deneyimli isimlerden bahsederken, Murat Erol, Mehmet Erol ve Sabri Erol gibi isimlerin tecrübelerine ve rolleriyle sektördeki yerlerine vurgu yaptı.

Revizyondan İmalata: Tam Donanımlı Süreç

 Haluk Erol, “Ağabeylik, kardeşlik bir anlayış ve tamamen farklı bir ticaret yönetimi var. Yıllarını bu işe adamış hem işin inceliklerini öğrenmiş hem de ustaların yanında durup ustalık kazanmış insanlar var” diyerek, sektörel dayanışmanın önemine işaret etti. Kendi imalat ve revizyon süreçlerinden, “2005’ten beri kadememiz var. Eski bir makineyi komple revize ediyor, yeni bom grubu veya sıfır turning imalatı yapıyoruz. Artık sıfırdan her şeyi imal etmeye başladığımız bir dönemdeyiz” dedi.

“Ekonomide Belirsizlik Üreticiyi Zorluyor”
Ekonomik sıkıntılara da değinen Yaşar Vinç, 2024’ün son çeyreğinden itibaren yavaşlayan ekonomi nedeniyle 2025’e de benzer bir temponun devam ettiğini belirtti. “İyi olacağız, sabredeceğiz, işimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ancak faizlerin çok yüksek oluşu ve yatırımın engellenmesi, üreticilerin faaliyetlerini olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı. Ekonomik dalgalanmaların, iş dünyasında alınan risk kararlarını nasıl zorlaştırdığını örneklerle anlattı; “Adamın on milyon parasıyla bugün bir işte daire almasıyla elde edeceği kâr, yatırımın büyüklüğüne bağlı olarak değişiyor. Ancak bu durum benim için çok korkutucu bir hal alıyor” dedi.
Sektördeki kalite meselesine de değinen Haluk Erol, “Paranıza göre makine var. Çin’den, Avrupa’dan ithalat var; fakat Türkiye şartlarında kaliteli firmalarımız da bulunuyor. Kaliteli iş yaparsanız, kaliteli makineniz olur. Önemli olan, kullandığınız malzemenin ve yedek parçaların uzun ömürlü olmasıdır” dedi. Kendi yetiştirdiği personelin ve operatörlerin tecrübelerine atıfta bulunan Yaşar Vinç, “Sahada birçok projeci, birçok dost ve kardeş var; onların emekleriyle, tırnaklarımızla verdiğimiz mücadele bu sektörü ileriye taşıyor” şeklinde konuştu.

Eğitim Şart
Geleceğe dair umut ve hedeflerini paylaşan Haluk Erol, “Bizim mesleğimizin okulu yok. Ustalarımızdan, iş güvenliği hocalarından öğrendik. Ancak artık her ile Çalışma Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortak bir meslek okulu açması gerektiğini düşünüyorum. Eğitim şart; Cem Yılmaz’ın dediği gibi, Eğitim şart.’” ifadelerini kullanırken, mesleki yeterlilik belgeleri ve meslek şişeleriyle ilgili görüşlerini de dile getirdi.
Haluk Erol Yaşar Vinç ’in samimi ve içten söylemleri, sektörün geçmişine, bugüne ve geleceğe dair umutlarını; ekonomik zorluklara rağmen, kaliteli hizmet ve üretime verdiği önemi ortaya koyuyor.

Sohbet, sektördeki dayanışma, eğitim ve kaliteye verilen değerin altını çizerek, dinleyenlere hem nostaljik hem de umut dolu bir mesaj veriyor.

Dünya genelinde yüksekte çalışma platformları alanında lider konumda olan Genie, 2024 yılı EMEA bölgesi distribütörleri arasında gerçekleştirdiği “Regional Dealer Contest”in sonuçlarını açıkladı. Yoğun rekabetin yaşandığı bu yılki değerlendirmede Global Lift Makina, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölgesi’nde (East Region) Bronz Ödül’e layık görüldü.

Bu prestijli ödül, yalnızca satış başarısını değil; aynı zamanda servis kalitesi, müşteri memnuniyeti, markayı temsil etme gücü ve Genie ile olan iş birliğindeki aktif katılım gibi birçok kritik kriteri kapsamaktadır.

Değerlendirme sonuçları, distribütörlerin sadece ticari performanslarını değil, aynı zamanda marka sadakati, teknik destek süreçlerindeki etkinliği ve genel iş birliklerindeki katkı düzeylerini de kapsamlı bir şekilde değerlendirmektedir.

Konu ile ilgili olarak bir değerlendirmede bulunan Global Lift Makina Genel Müdürü Serkan Yörenç; “Sadece satışta değil, aynı zamanda satış sonrası hizmetlerde de en üst düzey kaliteyi sunma vizyonumuzun bu önemli ödülle taçlandırılmasından büyük bir onur duyuyoruz. Elde ettiğimiz bu başarı, müşterilerimize olan bağlılığımızın, saha tecrübemizin ve Genie ile kurduğumuz uzun yıllara dayanan, güçlü iş birliğinin bir göstergesidir.” dedi.

Yörenç; “Bu değerli ödül; çalışanlarımızın özverili çabası, servis ekiplerimizin teknik yetkinliği ve müşterilerimizin bize duyduğu güvenin bir sonucudur. Benzer bir ödül en son yine geçen yılda gelmişti. Kıymetli olan ise bu devamlığın arz edebilmesi. Genie ailesinin önemli bir üyesi olarak, 2025 ve sonrasında da sektöre daha fazla değer katmak ve çıtayı daha da yükseltmek için çalışmalarımıza aynı kararlılıkla devam edeceğiz.” diye ekledi.