Enerji Projeleri
AKKUYU NGS PROJESİ YERLİ SANAYİYE DİNAMİZM KAZANDIRIYOR

AECONDEMEKS Firma Yetkilisi Atilla Evrensel: “Akkuyu NGS’nin bölge ekonomisinde yarattığı değişimi gözle görebilmek mümkün”
Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom’un yapımını üstlendiği Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) yarattığı ekonomik canlılık dikkat çekiyor. İnşaat sürecinde bölgenin en büyük istihdam merkezlerinden biri haline gelen proje, 400’den fazla Türk tedarikçi firmanın yer aldığı tedarikçi zinciri ile başarılı bir yerelleştirme örneği oluşturdu. Türkiye’ye tek kalemde yapılan en büyük yatırım olan Akkuyu NGS Projesi’nin mal ve hizmet tedarikinin en az yüzde 40’ının yerli imkânlardan karşılanması öngörülüyor. Proje bu sayede hem yerli sanayiye dinamizm kazandırıyor hem de özellikle pandemi döneminde çok sayıda firmaya iş imkanı sunarak zorlu ekonomik ortamda firmalara can suyu oluyor.
Çalışmaların tüm hızıyla sürdüğü projede, 4’üncü ünitenin reaktör binasının inşası, türbin binası, yardımcı reaktör binası ve diğer ana tesislerinin inşası için başlayan çukur kazma çalışmaları da devam ediyor. Bu yıl sonuna kadar 4’üncü ünitenin reaktör ve türbin binalarının temel plakaları için beton dökme işlemine başlanması hedeflenen projenin, aynı anda 4 güç ünitesinde birden süren çalışmalarla dünyanın en büyük nükleer inşaat merkezi olacağı kaydediliyor.
Her biri 1200 megavat kapasiteli 4 reaktörden yılda yaklaşık 35 milyar kilowatt/saat elektrik üretmesi planlanan santral, Türkiye’nin yıllık elektrik talebinin yaklaşık yüzde 10’unu karşılayabilecek.
“Projenin uzun yıllar parçası olmak istiyoruz”
2019 yılında AECON ve DEMEKS Mühendisliğin birleşmesi ile kurulan AECONDEMEKS de Akkuyu NGS Projesi’ne mekanik ve elektrik taahhüt işleri ile, sektörde elektro-mekanik ve endüstriyel uygulama konularında tasarım danışmanlığı, mühendislik ve müteahhitlik hizmetleri veriyor. “Akkuyu NGS, Türkiye için bir sembol projedir” diyen Firma yetkilisi Atilla Evrensel, istikrarlı elektrik enerjisi kaynağı sağlayacak Akkuyu NGS’nin hem bölgenin hem Türkiye’nin sosyo-ekonomik kalkınmasına şimdiden sağladığı katkıya dikkat çekti.
Projeyi “mihenk taşı” olarak nitelendiren Evrensel, “Enerji çağındayız ve bu çağın gerekleri var. Ayak uydurmanız ve kendinizi yenilemeniz şart. Akkuyu NGS Projesi’nin çağa ayak uydurabilmemizin gerekliliklerinden biri olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Amacımız projenin inşa ve işletme sürecinde proje ve taahhüt firması olarak teknik servis hizmetleri vererek uzun yıllar bu projenin bir parçası olabilmek” şeklinde konuşan Firma Yetkilisi Makine mühendisi Atilla Evrensel, proje kapsamında verdikleri hizmetleri şöyle sıraladı: “Sıhhi tesisat, ısıtma ve soğutma, havalandırma, yangın söndürme tesisatı, su yumuşatma sistemleri, pis su ve yağmur suyu arıtma sistemleri, güneş enerjisinden sıcak su üretme sistemleri, yangın algılama ve alarm sistemleri, bina otomasyon ve aydınlatma sistemleri, telefon, data ve güvenlik sistemleri ile ilgili proje, uygulama ve malzeme temini.”
“Bölge ekonomisindeki değişimi gözle görebilmek mümkün”
Projede 12 binden fazla personelin çalıştığını, ciddi bir yerel personel istihdamı yarattığını kaydeden Evrensel, projenin inşa edildiği bölgedeki değişimi adım adım izlediklerini ifade etti. Projenin insan kaynağı kapasitesini de güçlendirdiğini belirten Evrensel sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Akkuyu NGS Türkiye’nin en büyük projelerinden biri. İstihdam açısından da örnek teşkil ediyor. Personellerin bir kısmı şantiyede kurulu olan kamp alanlarında bir kısmı ise bölgede ikamet etmekte. Sadece çalışmakta olan bu personellerin yeme içme ve konaklaması bile bölge açısından çok ciddi bir katma değer sağlamakta. Ek hizmet sektöründe çalışan ciddi bir yerel personel sayısı olmakla beraber, bölgedeki esnaf ve konut sektörü de projenin avantajlarından faydalanıyor. İşe başladığımız 2019 yılından beri geçen iki yıllık kısa bir sürede bölge ekonomisindeki değişimi gözle görebilmek mümkün. Bu mutluluk verici bir durum. Bunun yanı sıra asıl katkı, santrale proje ve işletme aşamasında hizmet sağlayacak alt işletmelerin teknik ve ekonomik olarak göstermiş oldukları gelişimdir. Projenin ihtiyaçlarına göre yetişmiş teknik personel, malzeme ve süpervizörlük hizmetleri ciddi bir sektör oluşturuyor.”
“Nükleer enerji alanında tecrübe kazanıyoruz”
Nükleer enerji sektörünün daha önce deneyimlemedikleri bir alan olduğunu söyleyen Evrensel’in bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Bu sektör ile tanışmak, bu alanda tecrübe kazanmak her birimizi farklı ve özel kılıyor. Aynı zamanda rekabet anlamında bir adım öne çıktığımızın farkındayız. Gelecekteki proje ve işlerimizde bu tecrübenin avantajlarını yurt içi ve dışı işlerimizde yaşayacağımızdan eminiz. Pandemi süreci tüm sektörleri derinden etkileyen bir süreç oldu. Bu tarz süreçlerde veya benzer şekilde ekonomik kriz dönemlerinde, gelişen piyasa şartları nedeni ile daralan pazarda mevcut kadrolarınızı ve finans döngünüzü koruyabilmek ciddi bir başarıdır. Akkuyu NGS Projesi sayesinde biz süreci küçülmeden, hatta büyüyerek atlatmayı başaran firmalardan olduk. Bu devasa projede yer alan firmalar pandemi etkilerini hissetmedi bile diyebiliriz.
Korona virüse karşı tüm tedbirler hassasiyet ile alınıyor. Yatakhane, yemekhane ve servislerde maksimum kişi sayısı önlemler kapsamında gerekli mesafeyi sağlayacak şekilde düzenlendi. Çalışanların maske kullanımı zorunlu hale getirildi. Hijyen açısından dezenfektan, kolonya, sabun ve su herkesin istediği zaman ulaşabileceği miktarda gerekli görülen noktalarda artırıldı. Bunların yanı sıra yeni işe başlayan çalışanlarımız iş sahasına girmeden önce belirli bir süre gözlem altında tutuldular. Gerekli test ve süreç tamamlandıktan ve hastalık durumundan emin olunduktan sonra sahaya girişleri yapıldı. Yine çalışma esnasında mevcut personellerde şüpheli durumlar gözlenirse hemen tecrit edilip aynı şekilde gözlem altına alındılar ve tüm testleri yaptırıldı. Saha içerisinde aşılama noktaları oluşturuldu ve personeller aşılandı. Biz de firma olarak bu önlemlerin hepsini uyuyor ve uyguluyoruz.”
Enerji Projeleri
TÜRKİYE RÜZGÂRDA 14.000 MW SINIRINA DAYANDI

TÜREB’in açıkladığı 2024 Türkiye Rüzgar Enerjisi İstatistik Raporu’na göre, yıl sonu itibarıyla Türkiye’nin rüzgar enerjisi kurulu gücü 13.792,50 MWm’a ulaştı. Yalnızca 2024 yılında 1.310 MWm yeni kapasite devreye alındı. Türkiye, bu alanda Avrupa’da 6. sırada yer aldı.
TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden, 2035 hedefinin 48.000 MW rüzgâr kapasitesi olduğunu vurgularken, özellikle depolamalı RES projelerinin hız kazandığını belirtti. Türkiye’de toplam 24.000 MW’ı aşan proje stoğu bulunuyor.
En yüksek kurulu güce sahip şehirler İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Manisa olurken; depolamalı projelerde öne çıkan iller Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Antalya ve Eskişehir oldu.
Süper İzin Kanunu dışında pek çok mevzuat düzenlemesinin de 2024 yılı boyunca takip edildiğini dile getiren Erden; “Yenilenebilir projelerden yapı denetimin kaldırılması, orman izinlerinin sayısının azaltılması, TEA konusunda yeni bir protokol imzası ile süreçlerin hızlanması gibi olumlu adımları 2024 yılı boyunca takip ettik. Ümit ediyoruz ki kanunun da 2025 yılında yürürlüğe girmesi sonrası izin süreçlerinin de hızlı bir şekilde tamamlanabileceği depolamalı projeler, gelecekte yenilenebilir enerji entegrasyonunun daha verimli hale gelmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bu kanun ve ilgili düzenlemeler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması açısından kritik bir dönüm noktası olabilir” açıklamasında bulundu.
Enerji Projeleri
TÜREB, WINDEUROPE 2025’Te “Türkiye Rüzgarıyla Sahadaydı” Dedirtti

Rüzgar enerjisi alanında dünyanın önde gelen etkinliklerinden biri olan WindEurope, bu yıl Türkiye açısından ayrı bir önem taşıdı.
Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB), ülkemizin rüzgar enerjisi kapasitesini uluslararası düzeyde tanıtmak amacıyla Danimarka’da gerçekleşen WindEurope 2025 etkinliğine 100’ü aşkın kişilik bir heyetle güçlü bir katılım sağladı. Kopenhag’da düzenlenen etkinlikte TÜREB’in organize ettiği özel oturum büyük ilgi gördü. “Türkiye Rüzgarında Yeni Dalga: Büyüme, Yatırım ve Küresel Rekabet” başlıklı oturum, birbirinden değerli konuşmacılarla, TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç, Enerjisa Üretim CEO’su Sn. Mert Yaycıoğlu TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Sn. Gökhan Serdar oturumda konuşmacı olarak yer aldı.
Sıfırdan 20 Bin İstihdama
TÜREB Başkanı Dr.İbrahim Erden, konuşmasında:
“Türkiye, kamu ve özel sektörler arasındaki güçlü iş birliğinin de etkisiyle, yirmi yıl önce sadece birkaç yüz megavattan bugün yaklaşık 14 GW’a çıkarak rüzgar enerjisinde kayda değer bir ilerleme gösterdi. İleriye baktığımızda, iddialı hedefimiz, Türkiye’nin küresel yenilenebilir enerji manzarasındaki önemli rolünü vurgulayarak 2035 yılına kadar 48 GW’a ulaşmak. Bugün, WindEurope 2025’te, Avrupa’nın ortak enerji vizyonuna olan sürekli bağlılığımızı vurgulayarak 100’ü aşkın katılımcıdan oluşan bir heyete gururla katılıyoruz. En önemlisi, Türkiye’nin 2028 yılında WindEurope Yıllık Etkinliğine ev sahipliği yapmak üzere adaylığını duyurmaktan mutluluk duyuyorum. WindEurope 2028’i İstanbul’da düzenlemek, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında yenilenebilir enerji merkezi olarak stratejik konumunu vurgulayacak ve sektörümüzde iş birliğini, yenilikçiliği ve sürdürülebilir büyümeyi daha da teşvik edecektir” dedi.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Sn. Zeynel Kılınç Türkiye’nin halen önemli ölçüde dışa bağımlı olduğunu belirten Kılınç, bu durumu değiştirmek için daha fazla yerli üretim, daha fazla yatırım ve daha güçlü bir iş birliği ortamı gerektiğini ifade ederek Türkiye’nin enerji bağımsızlığına ulaşma konusundaki kararlılığını vurguladı.
“Zorlukları Yakından İzlediyoruz”
devletin bu alandaki vizyonunu yatırımcılarla paylaşma sürecinde aktif iletişim kurduklarını ve sektördeki zorlukları yakından izlediklerini belirtti. Bakanlıklar ve özel sektör arasındaki iş birliğinin artırılması gerektiğinin de altını çizdi.
“Büyüme Potansiyelinin Devlet-Yatırımcı Dengesinin Doğru Kurulmasına Bağlı”
TÜREB Sanayiden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve TPI EMEA Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, sektörün büyüme potansiyelinin devlet-yatırımcı dengesinin doğru kurulmasına bağlı olduğunu dile getirdi. Mevcut zorluklara ek olarak, makroekonomik dalgalanmaların küresel rekabet açısından yeni bir zorluk oluşturduğunu belirtti.
Türkiye’nin, Avrupa için güvenilir bir tedarik zinciri ortağı olduğuna dikkat çeken Serdar, bu güvenin devamı için Avrupa’daki partnerlerle daha yakın iş birliklerinin kurulması gerektiğini ifade etti.
Enerjisa Üretim CEO’su Mert Yaycıoğlu, uzun süren izin süreçleri, şebeke bağlantı zorlukları ve çevresel-sosyal etkiler. Bu sorunların aşılması için izin süreçlerinin hızlandırılması, yatırım süreçlerinin optimize edilmesi ve kamu desteğinin artırılması gerektiğini söyleyerek sektörün karşılaştığı en temel sorunlara dikkat çekti. Ayrıca, siber güvenlik konusunun rüzgar enerjisi sektöründe giderek daha kritik hale geldiğini vurgulayan Yaycıoğlu, dijitalleşme yatırımlarının hem bugün hem de gelecekte öncelikli olacağını ifade etti.
Enerji Projeleri
Rüzgar Endüstrisi 2.2 Milyar Dolara Ulaştı

KOPENHAG – Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) ve beraberindeki heyet, Danimarka’nın başkenti Kopenhag yakınlarında bulunan Middelgrunden deniz üstü rüzgâr enerjisi santralini ziyaret etti.
Kopenhag’ın 3,5 kilometre açığında, Oresund deniz yolu güzergahında yer alan santral, 2000 yılında inşa edildiğinde her biri 2 megavat gücünde olan 20 türbiniyle dünyanın en büyük deniz üstü rüzgâr çiftliği olarak kayıtlara geçmişti. Hâlen Kopenhag’ın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 4’ünü karşılıyor.
“Türkiye’nin Rüzgâr Endüstrisi 2,2 Milyar Dolar Değere Ulaştı”
Santral gezisi kapsamında açıklamalarda bulunan TÜREB Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman, Türkiye’nin rüzgâr endüstrisinin 2,2 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını ve bu endüstrinin cirosunun yüzde 70’inin ihraç edildiğini vurguladı.
Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisi Daha Avantajlı
Daha yüksek üretim kapasitesi sunması nedeniyle deniz üstü rüzgâr enerjisinin avantajlı olduğunun altını çizen Yaman, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Denizüstü rüzgâr sadece enerji üretimi olarak görülmemeli. Bu alana yatırım yaparken tedarik zincirini oluşturma, know-how elde etme ve bu bilgiyi ihracata yönlendirme imkânı bulacağız. Şu an 2,2 milyar dolara ulaşan, cirosunun yüzde 70’ini ihraç eden bir karasal rüzgâr endüstrisi söz konusu. Aynı başarı deniz üstünde de elde edilebilir. Deniz üstü rüzgâr enerjisine gerekli destek sağlanabilirse çok ciddi bir sanayi oluşacak, önümüzdeki 10 yılda Avrupa’nın enerji dönüşümünde önemli rol oynayacak. Böylelikle Türkiye’nin cari açığını kapatmaya destek olacak bir sanayiyi tetiklemiş olacağız.”
Denizüstü Rüzgâr Projeleri İçin Marmara’da Çalışmalar Sürüyor
Yaman, Türkiye’de şu an için deniz üstü rüzgâr enerjisi projelerine ilişkin dört alanın belirlendiğini belirtti. Marmara Denizi’ndeki üç bölgede ölçümlerin başladığını ve bu bölgelerden iki alanın teknik analizler için uygun bulunduğunu aktardı.
“2026 Yılı İlk Çeyrekte Teknik Fizibiliteyi Tamamlamış Olacağız”
Gelecek yılın ilk çeyreği sonunda alanlara ilişkin teknik fizibilite için yeterli verinin toplanmasının hedeflendiğini dile getiren Yaman, şöyle devam etti:
“İklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede enerji sektörüne çok iş düşüyor. Deniz üstü rüzgâr enerjisi de önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Türkiye olarak enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda çalışmalar, deniz üstü rüzgâr enerjisi alanında da devam ediyor.”
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi