Takip Edin

Tedarik Zinciri

100 ADET RENAULT TRUCKS D KAMYON, MURAT LOJİSTİK İLE TÜRKİYE’NİN TÜM ŞEHİRLERİNDE

Yayınlanma tarihi

-

Murat Lojistik, 100 adet şehirlerarası ve şehir içi dağıtım operasyonları için üretilen Renault Trucks D serisi kamyon alımı ile dev bir yatırıma imza attı.  

1959 yılında kurulan Murat Lojistik, özmal kamyon ve çekicilerden oluşan frigorifik filosu ile et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, unlu mamuller ve geleneksel gıda ürünleri dağıtımında 4250 araçlık filosuyla Türkiye’nin lider şirketleri arasında yer alıyor. Her yıl büyüme kaydeden Murat Lojistik araç yatırımlarında da hız kesmiyor ve yeni alımını yaptıkları 100 adet Renault Trucks D kamyonlar ile yatırımlarına bir yenisini daha katıyor.

Murat Lojistik’in yeni 100 aracının teslimatı için İzmir’de düzenlenen törene Renault Trucks Global Kıdemli Başkan Yardımcısı Olivier De Saint Meleuc, Renault Trucks Türkiye Başkanı Sebastien Delepine, Satış Direktörü Ömer Bursalıoğlu, Murat Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Yüksel, Murathan Jet Kargo Genel Müdürü ve Murat Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi Celal Yüksel ve Özmutlubaş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Mutlubaş katıldılar. Eski futbolcu ve sunucu Pascal Nouma da toplantıya davetli olarak bulundu.

Teslimat töreninde açıklamalarda bulunan Murathan Jet Kargo Genel Müdürü ve Murat Lojistik Yönetim Kurulu Üyesi Celal Yüksel; “2021 yılın sonunda hedef ciromuzu, 1 Milyar TL üzeri olarak ön görüyoruz. Ayrıca, bütçe planlarımızda 150 Milyon TL araç için yatırım kaynağı ayırdık. IT yatırımlarımızda yazılım, donanım ve siber güvenlik alanlarında 5 Milyon TL üzeri yatırım gerçekleştirmiş olup, pandemi sürecinde hızlıca devreye almış bulunmaktayız. İşimizin en önemli yükünü taşıyan belkemiği filomuz olduğu için bu denli özenle sürdürdüğümüz yatırımlarımızda araç seçimlerimize önem veriyoruz. Renault Trucks D kamyonları ilk olarak 2020 yılında kullandık ve çok memnun kaldık. Bu nedenle alımlarımıza 100 araçlık yeni yatırımımızla devam ediyoruz. 2021 yılı sonuna kadar yeni Renault Trucks D serisi kamyonlarımızın sayısını 150 adete tamamlayacağız” şeklinde açıkladı.

Murat Lojistik ve Murathan Jet logolu araçların, öncelikle Türkiye’de yakın gelecekte ise dünyanın dört bir noktasında müşterilerine kesintisiz hizmet vereceğine değinen Yüksel; “Renault Trucks D kamyonların operasyonel verimlilik, yakıt tasarrufu ve tedarik süreçleri açısından büyük katma değeri oldu. Bunun dışında satış sonrası bakım destek hizmetlerinin Renault Trucks çatısı altında olması da bizlere güven veriyor” dedi.

Türkiye çok dinamik ve önemli bir pazar 

Türkiye’de pazar paylarını son beş yılda iki katına çıkardıklarına değinen Renault Trucks Global Kıdemli Başkan Yardımcısı Olivier De Saint Meleuc ise Türkiye’nin lojistik gücüne dikkat çekti; “2020’den 2030’a kadar kentsel nüfus, %68’den %75’e yükseldi ve artmaya devam edecek. Bu, kentsel yaşamı ve kamu hizmetlerini yönetmemiz gerektiği anlamına geliyor.Verimli kentsel lojistik ise giderek daha önemli hale geliyor. Kentleşme ve artan e-ticaret talebi, şehirlere giderek daha fazla mal ve trafik yükü getiriyor. Türkiye, bu alanda çok hızlı gelişiyor ve çok önemli bir bölge” diyerek ekledi;

“Renault Trucks D serisi kamyonlarımızı şehir içi ve şehirlerarası nakliye ve dağıtım operasyonları için sunuyoruz. Uzun yol serimiz Renault Trucks T çekicilerin yüksek yakıt verimliliği ve avantajlı toplam sahip olma maliyeti, D gamı kamyonlarımızda daen üst noktada. 20 yılı aşkın süredir Türkiye’deki varlığımızı, D gamı araçlarımız ile daha da arttıracağız.”

Renault Trucks D serisi kamyonlar, ağır yük, haveleli yük, şehir içi ve şehirler arası ulaşım ve dağıtım alanlarında her türlü beklentiyi en ideal şekilde karşılıyor. Kendi segmentinde bir ilk olarak otomatik şanzıman, havalı süspansiyon, klima gibi birçok özellik, Renault Trucks D serisinde standart donanım olarak sunuluyor. Bu standart özelliklerin yanı sıra yakıt verimliliği ve geniş uygulama alanı, araçların tercih edilmesini sağlıyor.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tedarik Zinciri

Tek Lastik Tedarikçisi Continental

Yayınlanma tarihi

-

Oto tuning uzmanı Brabus, 1.000 beygir gücündeki ilk süper otomobili için Continental güvenlik ve performansına güveniyor. Brabus ROCKET 1000 “1 of 25” ve Brabus 930 modellerine sadece yüksek performanslı SportContact 7 lastikleri kullanılıyor. 

 

Almanya Bottrop merkezli tuning şirketi Brabus, iki yeni süper otomobilinde Continental SportContact 7 lastiklerini kullanacak. Brabus 930 gibi şimdiye kadar tuning yapılan en güçlü araç olan 1.000 hp Brabus ROCKET 1000 “1 of 25” süper otomobil de performans ve güvenliği en iyi şekilde birleştiren yüksek performanslı lastiklerle fabrikadan çıkacak. Bu lastikler, spor araç sürücülerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı. Continental ve Brabus lastik uzmanları, tuning ürünleriyle güvenli ve spor bir sürüş için 25 yılı aşkın süredir işbirliği yapıyor. Brabus Supercar’ın iki modelinde kullanılacak SportContact 7, tuning ve orijinal ekipman sektörünün onayını alarak şimdiden kalitesini kanıtladı. Yüksek performans lastiği, bağımsız testlerde de dikkatleri üzerine çekti: SportContact 7, “örnek” derecesiyle 2024 Nisan ayında Alman Auto Bild sportscars dergisi tarafından spor sürüş testinin galibi seçildi.

 

Güç, performans ve güvenliğin mükemmel birleşimi

Brabus ROCKET 1000 “1 of 25”, Mercedes-AMG GT 63 S E Performance modelinden modifiye edildi. 0’dan 100 km/s hıza sadece 2,6 saniyede ulaşan süper otomobilin 1.820 Nm maksimum torka sahip V8 biturbo motoru, şanzıman sistemini korumak için elektronik olarak 1.620 Nm ile sınırlandırıldı. Bu sayede süper otomobil, elektronik olarak 316 km/s ile sınırlı bir azami hıza ulaşıyor. SportContact 7, ön aksta 275/35 ZR 21, arka aksta 335/25 ZR 22 ebadında lastiklere aktardığı muazzam güçle performans ve güvenliği mükemmel bir şekilde bir araya getiriyor. Bu lastikler, yeni Brabus Monoblock P için özel olarak geliştirilen, merkezi kilitleme özelliğine sahip jantlara monte ediliyor.

 

SportContact 7 yüksek teknolojili jantların tarzına tam uyum sağladı

Yeni Brabus 930 ise Mercedes-AMG S 63 E Performance modelinden modifiye edildi. 0’dan 100 km/s hıza 3,2 saniyede ulaşan araç, elektronik olarak 290 km/s azami hız ile sınırlandırıldı. 22 inç Brabus Monoblok ZM “Platinum Edition” jantlar ilk olarak bu yeni süper spor otomobilde kullanıldı. Ön aksta 265/35 ZR 22, arka aksta ise 295/30 ZR 22 ebadında SportContact 7 yer aldı. Bu lastikler, CNC işleme süreci ile üretilen yüksek teknolojili jantların yeni tarzına tam uyum sağlıyor.

 

Devamını oku

Tedarik Zinciri

Türkiye’nin en çok Ar-Ge Yapan Firması;Petlas

Yayınlanma tarihi

-

AKO Grup bünyesinde faaliyet gösteren Petlas, 2023 yılında gerçekleştirdiği 331 projeyle Türkiye’nin en çok Ar-Ge projesi üreten firmaları arasında dördüncü sırada yer aldı.

Turkishtime tarafından bu yıl 11’ncisi açıklanan ve Türkiye’nin en çok araştırma geliştirme projesi geliştiren firmaların listelendiği Türkiye Ar-Ge 250 Araştırması’nda sonuçlar belli oldu. AKO Grup tarafından satın alındığı 2005 yılından bu yana 750 milyon doların üstünde yatırım gerçekleştiren Petlas, ‘Ar-Ge Proje İlk 100’ kategorisinde 4’üncü sırada yer alarak lastik sektörünün Ar-Ge şampiyonu oldu. Listede en çok Ar-Ge projesi gerçekleştiren ilk lastik şirketi olan Petlas, Ar-Ge harcamaları sıralamasında ise yıllık 108 milyon 618 bin TL’lik yatırımlarıyla 77’nci sırada yer aldı.

 

“Ar-Ge’de dışa bağımlılığı ortadan kaldırıyoruz” 

 

Sıralamaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Petlas Genel Müdürü Hakan Yalnız, “Petlas olarak, 2010 yılında kurduğumuz Ar-Ge laboratuvarıyla alanımızda önemli çalışmalara imza atıyoruz. Geçtiğimiz son 1 yılda 331 Ar-Ge projesi gerçekleştirdik. Her geçen gün büyüyen Petlas, son dönemde geldiği noktayı büyük bir titizlikle yürüttüğü Ar-Ge faaliyetlerine borçlu. Petlas’ın yürüttüğü tasarım, test ve doğrulama süreçleri Ar-Ge faaliyetlerinin temelini oluşturuyor. Türkiye’de ilk ve tek olan uluslararası akreditasyona sahip lastik deney laboratuvarımız ve lastik test pistimiz ile Ar-Ge’de dışa bağımlılığımızı azaltıyoruz. Bu yatırımları, teknolojik imkanlar ve nitelikli insan gücü ile birleştirerek öngördüğümüz hedefler doğrultusunda büyümeye, gelişmeye ve artı değer üretmeye devam edeceğiz.” diye konuştu.

 

 

Devamını oku

Tedarik Zinciri

“Limak Çimento Türkiye’nin İnşaat Yıkıntı Atıkları içeren ilk çimentosunu üretti

Yayınlanma tarihi

-

 

Limak Çimento AR-GE Merkezi LCTO tarafından sürdürülen çalışmalar Türkiye’de bir ilkle daha sonuçlandı. “İnşaat Yıkıntı Atıkları” bir çimento hammaddesine geri dönüştürülerek daha düşük karbon emisyonlu beton ve çimento üretimi başarıyla gerçekleştirildi.

LCTO, daha önce de Türkiye’de ilk kez dip külünü çimento katkısı olarak değerlendirerek Avrupa Teknik Onay (ETA) belgesi almaya hak kazanmıştı.

Çimento sektörünün öncü firmalarından Limak Çimento, kentsel dönüşüm ve deprem sonrası ortaya çıkan “İnşaat Yıkıntı Atıkları”nın (İYA) bertarafına yönelik geliştirdiği proje ile döngüsel ekonomi için önemli bir adım attı. Limak Çimento Ar-Ge Merkezi LCTO’nun 2018 yılından bu yana sürdürdüğü ürün geliştirme çalışmalarının sonuçlanmasının ardından üretim için düğmeye basıldı. Hatay’daki ayrıştırma tesisinde ayrıştırılan atıklar üretimde kullanılmak üzere çimentoda katkıya dönüştürülmeye başlandı. İnşaat ve yıkıntı atıklarının çimento üretiminde kullanılabilirliğinin gösterimi açısından stratejik önemi çok yüksek olan bu proje, Limak Çimento’nun sürdürülebilirlik, döngüsel ekonomi, alternatif hammadde kullanım ve inovasyon konusundaki odağını bir kez daha ortaya koydu.

Atıkların Dönüşümü

Dönüşüm sürecinde, Hatay’da yer alan ayrıştırma tesisinde plastik, demir, ahşap gibi unsurlardan arındırılan inşaat atıklarının işlendikten sonra bir ara ürün olarak çimento üretiminde kullanımı gerçekleşti. Devamında TS EN standardının* gereklerine uygun üretim için LCTO’ da geliştirilen endüstriyel iyileştirmeler sayesinde klinker oranını azaltan ara ürün, yeşil dönüşüm stratejileriyle ile uyumlu, düşük karbonlu çimentolarda kullanılabilecektir

Türkiye’de ilk kez yapılan endüstriyel ölçekli bu üretim, deprem bölgesinde yer alması ve stratejik önemi nedeniyle Limak Çimento’nun Kilis fabrikasında gerçekleştirildi. Söz konusu proje sonuçlarının yön vereceği yeni Ar-Ge çalışmaları ile klinker ikame oranlarının daha yüksek seviyelere kalıcı olarak çıkarılması hedeflenmektedir.

Kaynakların Verimli Kullanımında Dönüm Noktası

Günümüzde servis ömrünü tamamlamış yapıların yıkıntı atıkları hafriyat atığı olarak toplanarak çoğunlukla herhangi bir seçici ayırma işlemine maruz bırakılmadan dolgu malzemesi olarak kullanılmaktadır. İYA’nın yapı malzemelerinde değerlendirilmesi ile kaynakların verimli kullanımına katkı sağlanacak, servis ömrünü tamamlamış olan ürünler iyileştirilerek yeniden kullanıma hazır hale getirilecektir.

İnşaat ve yıkıntı atıklarının sadece beton karışımlarında geri dönüşüm agregası olarak değil, aynı zamanda çimento üretiminde alternatif mineral katkı olarak da kullanılabilmesinin yolunun açıldığını belirten Limak Çimento CTO’su Ebru Sipahioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Ar-Ge çalışmalarımızda İYA’yı sadece hazır beton ve çimento ile ilgili projelerde değil. Türkiye’de ilk üreticisi olduğumuz 3 boyutlu yazıcı harçlarında da kullanıyoruz.”

Limak Çimento olarak Türk çimento sektöründe bir ilki daha gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirten Limak Çimento Global CEO’su Erkam Kocakerim, düşük karbonlu çimento üretiminde kullanılan geleneksel hammaddelerin sınırlı olduğunu, bu sebeple bilim temelli ve kolektif bir çalışma sonucunda üretim aşamasına taşınan bu Ar-Ge çalışmasının çok kıymetli olduğunu kaydetti.

Ülkeler bazında incelendiğinde bertaraf bedeliyle geri dönüşüm oranlarının lineer olduğunu belirten Kocakerim konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle sürdürdü: “Pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi yüksek bertaraf oranlarına erişebilmemiz ve derin bilimle yakaladığımız bu başarıyı ekonomik çıktıya çevirmemiz ancak mevzuat ve düzenlemelerimizin de bilimsel dayanaklı çıktılarla hizalanmasıyla mümkün. Bu sebeple, ülkemizde Ulusal Yıkıntı Atıkları Eylem Planı oluşturulması, seçici yıkım kılavuzu hazırlanması ve yıkım müteahhitlerine yönelik eğitim ve sertifika programları düzenlenmesi son derece önem arz ediyor.”

Törende Hatay Valiliği adına konuşan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Oğuz Alibekiroğlu ise başta Hatay olmak üzere, deprem bölgesinin yeniden ihyasında yıkıntıların ortadan kaldırılması kadar yeniden ekonomiye kazandırılıp kullanılmasının büyük önem taşıdığının altını çizdi. Alibekiroğlu, Hatay Valiliği ve Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü’nün ortak girişimleri olan DOĞAKA’nın sahadaki yoğun çabasıyla Hatay’da hayata geçirilen ayrıştırma tesisinde kullanıma hazır hale getirilen yıkıntı atıklarının, Limak Çimento eliyle şehirlerin yeniden inşasında kullanılacak ürüne dönüşmesini de memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

Devamını oku

Trend olan