Takip Edin

Sektörel Gündem

ASCENDUM ONLINE ETKİNLİKLE BASINLA BULUŞTU

Yayınlanma tarihi

-

Ascendum Makina, dijital ortamda gerçekleştirilen ve iş makineleri sektörüne öncülük edecek Ascendum Medya Zirvesi etkinliğinde basın temsilcileri ile buluştu. Online olarak gerçekleştirilen etkinlikte Ascendum Makina COO’su Tolga Polat, Ascendum Makina Pazarlama Müdürü Serhan Özkan ve basın temsilcilerinin sektör, Ascendum Makina ve Volvo İş Makinaları hakkındaki sorularını yanıtladı. 

 

Ascendum Makina, pandemi şartlarına uygun olarak dijital ortamda gerçekleştirilen etkinlikle basın temsilcileri ile bir araya geldi. Yenilikçilik yaklaşımı ile hazırlanan etkinlik, iş makineleri sektörü adına bir ilk olma özelliği taşıyor. 18 Mart 2021 tarihinde gerçekleştirilen etkinlikte Ascendum Makina COO’su Tolga Polat, Ascendum Makina Pazarlama Müdürü Serhan Özkan ve basın temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Geniş katılıma sahne olan dijital etkinliğin son bölümünde ise basın temsilcileri Ascendum Makina yetkililerinin hazırladığı mini yarışmada sürpriz ödüllerin sahibi oldu. Etkinliğin dijitalleşme çalışmalarının yoğunlaştığı bu günlerde tüm sektöre örnek olmak adına planlandığını belirten Polat, bundan sonraki dönemlerde de Ascendum Makina’nın benzer organizasyonlarla sektöre öncülük etmeye devam edeceğini söyledi.

 

14 ülke ile Volvo’nun en büyük distribütörü

Soru cevap şeklinde devam eden etkinlikte Tolga Polat Ascendum Group’a yönelik olarak şu ifadeleri kullandı; “Ascendum Group, 14 ülke ile Volvo İş Makinaları’nın dünyadaki en büyük distribütörü durumunda. Ascendum Makina olarak Türkiye’de Volvo’nun yanı sıra SDLG ve Sany markalarının da distribütörlüğünü yürütüyoruz.” Pandemi sürecinin pek çok sektör ile organik bağlantısı olan iş makineleri sektörünü de etkilediğini belirten Polat, “Her şeye rağmen pandemi döneminde dahi müşterilerimize en kaliteli ve en hizmeti sunmaya devam ettik” ifadelerini kullandı. Bunu yapabilmelerini güçlü bayi yapıları ve paniğe kapılmadan süreci yönetmelerine bağlayan Polat şunları söyledi; “3 ana bayimizin yanında 3 bölgesel satış sonrası bayi ve toplamda 600’ü aşkın çalışanımız ile tüm Türkiye’ye hizmet veriyoruz.”

Müşterilerimizi mağdur etmedik

Müşterilerin mevcut makine parklarını koruma amacıyla hareket ettiklerini, bunun sonucunda satış sonrası hizmetlerin çok önemli hale geldiğini belirten Polat şunları söyledi; “Halihazırdaki dijital sistemleri pandemi döneminde optimum şekilde kullandık. Bu sayede makineleri uzaktan sürekli gözlemleyip olası sorunları önceden tespit ederek arıza yaşanmadan müdahale ettik” şeklinde konuştu. Satış sonrası süreçlerinde aksama yaşanmaması adına da pandeminin başında yaptıkları yeni lojistik anlaşmaları ile yedek parça envanterlerini genişlettiklerini belirten Polat şu ifadeleri kullandı; “Müşterilerin yedek parçadan kaynaklı iş kaybı yaşamasının da önüne geçtik. Bu dönemde kullanıcı beklentilerinde de değişiklik oldu. Aldığımız doğru kararlar sayesinde pandemi döneminde müşterilerimizi mağdur etmedik.”

 

2040 yılında fosil yakıtlı makine üretimi sona erecek

Düşük emisyon değerlerine sahip makineler üretmek küresel anlamda iş makinesi üreticilerinin birinci gündemi haline geldi. Volvo İş Makinaları’nın bu noktada öncü rol üstlendiğine değinen Polat, Volvo’nun bu noktada en somut adım atan marka olduğunu hatta üretilen yüzde 100 elektrikli kompakt makinelerin Avrupa’da satışa sunulduğunu belirterek, elektrikli makine üretimine yönelik olarak şu ifadeleri kullandı, “Volvo kompakt sınıftaki üretimini büyük tonajlı makinelerde de hayata geçirmek için çalışmalar yürütüyor. 2025 yılına kadar da orta ve büyük sınıftaki bazı modellerde elektrikli yükleyici ve ekskavatör seri üretimine geçilecek. 2030 hedefi ise üretimin yarısının elektrik ve hidrojen yakıtla çalışan iş makinelerinden oluşması yönünde. Uzun vadeli ana planlarından biri de 2040 yılına kadar fosil yakıtla çalışan makine üretmeyi tamamen bırakmak.” Elektrikli makinelerin Türkiye pazarında da daha sık yer alması için hazırlıklar yaptıklarını belirten Polat, Ascendum Makina olarak yüzde 100 elektrikli kompakt makineleri 2022 yılında Türkiye pazarında satışa sunmayı planladıklarını bildirdi.

 

İnsansız makine prototipleri deneniyor 

Volvo’nun elektrikli makinelerin yanı sıra sürücüsüz modeller üzerinde de çalışmalar yaptığını aktaran Polat, bu projeye yönelik üretilen prototiplerin özel olarak oluşturulan bir sahada demo çalışmalarının sürdüğünü ifade etti. Projenin insan faktörünü en aza indirmeyi amaçladığını belirten Polat şunları söyledi; “Otonom makine projesi bu özellikteki makinelerle kurulmuş bir filonun uzaktan kontrol edilip, saha şartlarına göre senkronize şekilde çalışarak yükleme ve boşaltma süreçlerini gerçekleştirmesini amaçlanıyor. Bu projeden elde edilecek verilerin ardından otonom iş makinelerinin üretiminin artması ve sahalarda daha fazla karşımıza çıkması mümkün.”

 

Büyük makinede lider Volvo

Volvo İş Makinaları küresel pazarda özellikle büyük makine gruplarında lider konumda bulunuyor. Buna yönelik olarak Tolga Polat; “GPE dediğimiz büyük iş makinelerinde 2019 global verilerine göre Volvo dünyada yüzde 14 ile pazar lideri konumunda. Bunun yanında belden kırma kamyon sınıfında yüzde 38,7 ile dünya açık ara lider. Lastikli yükleyici sınıfında da durum farklı değil. Bu ürün grubunda da Volvo yüzde 20,7 ile tüm markalar arasında ilk sırada yer alıyor” ifadelerini kullandı.

2021 yılına yönelik beklentiler hakkında değerlendirmeler yapan Polat şunları söyledi, “Türkiye’de özellikle 2017 ile 2019 yılları arasında iş makineleri pazarında yüzde 70 civarında bir daralma yaşandı. Bu daralmanın ve 2020 yılında başlayan pandeminin de etkisiyle birlikte birikmiş bir talep oluştu. 2021 yılında bu talebin realize olacağını ve 2021’de pazarın geçtiğimiz yıla göre yüzde 15 ila 20 arasında büyüyeceğini bekliyorum.”

 

Dijitalleşme kadar tecrübeli çalışan da önemli

Ascendum Makina olarak Türkiye’ye yönelik yatırımlarının devam edeceğinden söz eden Polat, buna yönelik planlarının hazır olduğunu ve bu planları teker teker hayata geçireceklerini söyledi. Dijitale yönelik yatırımlarının ilk sırada yer aldığını belirten Polat, bunun yanında yeni şube yatırımları da yapacaklarını ifade ediyor. “Dijitalleşmenin önemi her geçen gün artıyor ancak bizim sattığımız ürünler yatırım malları. Bizimki gibi premium ürünler sadece güçlü dijital alt yapılar ile değil tecrübeli ve yetkin çalışan kadroları ile gerçekleştirilebilir” diyen Polat, yeni açılacak şubeler için yeni istihdamlar da yapılacağını sözlerine ekledi.

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel Gündem

Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Yayınlanma tarihi

-

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.

Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:

Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.

2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.

3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.

4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.

5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.

6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.

Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.

2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.

3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.

Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.

Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.

Devamını oku

Sektörel Gündem

Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

Yayınlanma tarihi

-

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.

Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.

Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.

İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.

Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu

Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.

Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.

Devamını oku

Sektörel Gündem

İMİAD Başkanı Görkem Durmuş: ” Tavrımız Net Olmalı”

Yayınlanma tarihi

-

İstif Makinaları İş Adamları Derneği (İMİAD) Başkanı Görkem Durmuş TKU Magazin Dijital Dergisine verdiği röportajda Forkliftlerde emisyon sistemlerinin iptalinin, ayıplı mal, hukuki sorumluluk ve gelecek nesillere zararı ile ilgili söylememizde önemli konulara vurgu yaptı.

Forklift sektöründe giderek yaygınlaşan ve büyük tehlike arz eden bir durumla karşı karşıya olduğunu belirten Durmuş, “Emisyon sistemleriyle oynanmış, DPF’si (Dizel Partikül Filtresi) iptal edilmiş, AdBlue sistemi devre dışı bırakılmış makineler piyasaya sunuluyor. Bazı satıcılar daha az bakım maliyeti vaadiyle bu sistemleri iptal ederek kullanıcıya ‘avantaj’ sağladığını iddia ediyor. Oysa bu makineler, fabrika çıkışı teknik standartlara uygun olmadığı için ‘ayıplı mal’ statüsündedir ve hukuki yaptırımlara tabi olduğunu” söyledi.

 

DPF ve AdBlue Neden Önemlidir?
Modern forkliftlerde yer alan DPF, EGR ve AdBlue sistemleri, motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazların doğaya salımını önlemeye yönelik hayati parçalardır. İfadesini kullanan Durmuş, “Bu sistemler sayesinde karbon monoksit, azot oksit gibi insan sağlığına zararlı gazlar minimize edilir. Özellikle kapalı alanlarda çalışan forkliftlerde bu sistemlerin işlevi, doğrudan işçi sağlığını ilgilendiren bir konudur.”

İş Kazaları ve Hukuki Sorumluluk
Emisyon sistemleri devre dışı bırakılmış makineler, kapalı ortamlarda ciddi iş kazalarına yol açabilir. Zehirli gaz solunumu nedeniyle bayılmalar, solunum hastalıkları ve uzun vadeli sağlık problemleri yaşanabilir. Bu tür durumlar meydana geldiğinde makine sahibi ve işveren doğrudan sorumludur ve ağır cezalarla karşılaşabilir. Ayrıca bu makineler, iş güvenliği yönetmeliklerine de açıkça aykırıdır.

Emisyonla Oynamak Sadece Teknik Bir Müdahale Değil, Aynı Zamanda Hukuki ve Ahlaki Bir Sorun
Emisyon sistemleriyle oynamak yalnızca teknik bir müdahale değil; aynı zamanda hukuki, ticari ve ahlaki sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu tür müdahalelerle şirin görünmeye çalışan bazı satıcılar, aslında kullanıcıyı uzun vadede çok daha büyük risklerle baş başa bırakmaktadır. Bugün düşük bakım masrafı için yapılan bu tercihler, ileride cezalar, iş kazaları ve itibar kaybı olarak geri döner.

Sektör Olarak Tavrımız Net Olmalı

Bu tür uygulamaların yaygınlaşması yalnızca bireysel bir sorun değil; sektörümüzün geleceğini de tehdit eden bir durumdur. Satıcılar bu tarz makineleri satıştan men etmeli, servis noktaları bu sistemlerin iptaline aracı olmamalıdır. Aksine, sektördeki teknik ekiplerin emisyon sistemlerini doğru şekilde tanıması ve arızalarını çözebilmesi, mesleki gelişim adına önemli bir adımdır.

“Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluğumuz” Diyerek Sorumluluk Bilincini Vurguladı
Unutulmamalıdır ki emisyon sistemleri yalnızca bugünü değil; yarını da korur. Hava kirliliğiyle mücadele, iklim değişikliğinin önlenmesi ve çevre dostu üretim anlayışı, sadece bireylerin değil; sektörlerin de sorumluluğundadır. Bugün yapılan bir müdahale, gelecekte çocuklarımızın soluduğu havayı etkileyebilir. Bu nedenle gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.

Sonuç olarak: “Forkliftlerde DPF, EGR ve AdBlue gibi emisyon sistemlerinin devre dışı bırakılması; hukuken suç, ticari olarak risk, çevre açısından ise büyük bir tehdittir. Tüm sektör paydaşlarının bu konuda bilinçlenmesi, kendi makinelerinde ve müşterilerine sundukları ürünlerde bu tür uygulamalara karşı tavır alması, hem sektörümüzün saygınlığı hem de insan sağlığı için elzemdir.” dedi.

Devamını oku

Trend olan