Takip Edin

Haber

SAHİM-SEN’DEN HEMŞİRELER GÜNÜ DEĞERLENDİRMESİ: ‘’HEMŞİRELER GÜNÜ’NDE SADECE KUTLAMA YAPIYORUZ, SORUNLAR ÇÖZÜLMÜYOR!’’

Yayınlanma tarihi

-

Hemşireler Günü’nde hemşirelerin sorunları ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken ‘’Her yıl kronik bir şekilde 12 Mayıs’ta hemşirelerimizin sorunları sadece haberlerde ve seminerlerde dile getiriliyor. Hakkınız ödenmez deyip hakkı ödenmeyen hemşirelerimiz, sadece gelinen noktada 3600 ek göstergeyi alan meslek grubu olmuşlardır” dedi. Hemşireliğin bağımsız meslekler arasında görülmesi gerektiğine vurgu yapan SAHİM-SEN Başkanı Akarken, hemşirelerin liyakatla değil siyasi kararlarla belirlendiğinin de özenle altını çizdi. 

Sağlık sisteminin olmazsa olmazı Hemşireler Günü dünyada 1954, ülkemizde ise 1964 yılından bu yana Florence Nightingale’ in doğum günü olan 12 Mayıs tarihi itibarıyla kutlanmaktadır.

Hemşireler Günü, her yıl farklı bir tema ile etkinlikler düzenlenmektedir. Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken Hemşireler Günü özelinde bir dizi değerlendirmelerde bulundu. Akarken şunları dile getirdi:

HAKKINIZ ÖDENMEZ DEYİP HAKKI ÖDENMEYEN HEMŞİRELER       

“Hakkınız ödenmez deyip hakkı ödenmeyen meslek grubu sağlık çalışanları ve sağlık kurum çalışanları. Yine bir mayıs ayı ve günlerden 12 Mayıs… Sadece gelinen noktada 3600 ek göstergeyi alan meslek grubu olmuşlardır.  Çözüm bununla bitiyor mu tabii ki hayır.

 

HEMŞİRELERİN SORUNLARI ÇÖZÜLMÜYOR, SADECE HABERLERDE VE SEMİNERLERDE DİLE GETİRİLİYOR

Sağlık ordusunun en önemli işlevsellerinden biri olan Hemşire mesleği zaman içinde değişim yaşadığı gibi mesleğin sorumluluk alanları da genişlemiştir.  Çağımıza gelene kadar Hemşirelik, önemli aşamalar kaydederek bir dizi değişim geçirmiştir. Hemşire arkadaşlarımız başlangıçta hastaların sadece fiziksel gereksinimlerini gideriyorken giderek bu yaklaşım değişmiş, hasta veya sağlıklı bireyi bütüncül bir şekilde değerlendirmeye başlayan, uygulama alanlarını ve sorumluluklarını genişleterek sağlığa odaklanmış, özerk bir mesleğe dönüşmüştür. Bu özel günde gönül isterdi ki hemşirelerin başarılarını, mutluluklarını ve refah düzeylerini konuşalım. Ancak işini layıkıyla yapmaya çalışan hemşirelerin yaşadığı sorunlar her yıl mayıs ayında dile getirilse bile sadece haberlerde ve seminerlerde kalmaktadır.

HEMŞİRELİK ‘BAĞIMSIZ MESLEKLER’ ARASINDA GÖRÜLMELİ

Sağlık ordusunun parçası hemşireliğin bağımsız meslekler arasında görülmesi gerektiğini vurguluyoruz. Amacımız hemşirelerin birinci ve en büyük sorunu ‘bağımsız bir meslek’ vurgusunu dile getirerek, hemşirelerin diğer sorunlarına değinebilmektir. Sağlık hizmetinin bir ekip işi olduğunun sözde değil idari kararlarla da ortaya konulması, hemşirelik mesleğinin yöneticiler, sağlık ordusu ve toplum açısından bağımsız bir meslek olarak görülmesi gerekir.

HEMŞİRELER LİYAKATLA DEĞİL, SİYASİ KARARLARLA BELİRLENİYOR

Sağlık ordusunun içinde yer alan meslek gruplarında  iş gücü planlaması yapılmadan, çok sayıda tıp fakültesi, diş hekimliği fakültesi,   sağlık teknikeri yetiştiren yüksek okul  ve hemşire yetiştiren yüksekokul ve fakültelerin  açılması, ihtiyaç ve kapasiteyi aşacak sayıda kontenjan ayrılması, sağlık kurumlarında yetersiz sayıda başta hemşire  olmak üzere sağlık personeli çalıştırılması, mezuniyet sonrasında ise atama sorununun olması, hemşirelik okullarına hemşirelik dışı yönetici atanması ve öğretim elemanı olarak hemşirelik dışı (hekim, veteriner, biyolog, kimyager) akademisyen ataması yapılması, uzman hemşirelere yönelik kadrolar açılmaması, uzmanlık hakkı tanınmaması, uzman istihdam edilmemesi, uzman hemşireliğe ilişkin mali ve özlük haklar kapsamında düzenlemeler yapılmaması, tüm yönetim kademelerinde hemşirelik mesleğinin temsilcilerine yer verilmemesi, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürlüğü ve servis sorumlu hemşirelerin liyakatla değil, siyasi kararlarla belirlenmesi ve hemşirelik dışı atamaların yapılması, tüm yönetim kademelerinde hemşirelik mesleğinin temsilcilerine yer verilmemesi kanayan yaraların başında gelmektedir.

MEVZUAT HEMŞİRELİK YASA VE YÖNETMELİĞİNE GÖRE DÜZENLENMELİ

Hemşirelik yasası ve yönetmeliğinin işler kılınmaması, mevzuatın hemşirelik yasa ve yönetmeliğine göre düzenlenmemesi, hemşirelerin çalışacakları alanlara karar verilirken karar mekanizmalarının(idari kadrolar) sınırlarını aşması, bazı sendika ve hastane yöneticilerinin, hemşireler üzerinde güç kullanması ve baskı oluşturması; mesai arkadaşlarımızın siyasi görüş ve yaşam tarzlarından dolayı ayrımcılığa ve etik dışı uygulamalara maruz kalması, hemşirelerin yöneticilere sorunlarını iletmede veya iyileştirmede iletişim sorunları yaşamaları kendilerini ifade etmede yetersiz bırakılmaları, hemşirelere yönelik hem ekip içi hem de yönetimden kaynaklı mobbing’in ciddi olarak araştırılmaması ve cezalandırılmaması, işe yeni başlayan hemşirelerin oryantasyon süreçlerinin yetersizliği, deneyim kazanmadan ağır hastalara bakmak ve yoğun kliniklerde çalışmak zorunda bırakılmaları, sertifikalı hemşirelerin kendi alanlarında çalıştırılmaması, hemşirelerin mesleki gelişimleri için yeterince desteklenmemesi, koruyucu sağlık hizmetlerinde kilit rol oynayan hemşirelerin, okul hemşireliği ve iş sağlığı hemşireliği alanlarında istihdam edilmemesi,
hemşirelik yönetmeliğinde de tanımlanan diyaliz hemşireliği, halk sağlığı hemşireliği, iş sağlığı hemşireliği gibi hemşireliğin özel alanlarının yok edilmesi, 24 saat hizmet veren bir alan olmasına rağmen, hastanede düşük maliyetli ve düşük standartlı yemek hizmeti verilmesi, çalışma ortamlarında giyinme, dinlenme ve hasta eğitim odaları  ihtiyaç alanlarının olmaması/yetersiz olması, nöbetten çıkma yılının 25 yılın üzerinde idarenin inisiyatifinde olması yasal olarak 30 yılın üzerindekilerin nöbetten çıkması, personel taşıma servis imkanlarının olmaması, çocuk bakımı için hastanede kreş olanağının yetersizliği veya hiç olmaması gibi sorunlar silsile halinde devam etmektedir.

KAMU İŞÇİLERİNE YAPILAN ZON ZAMLAR GİDERLERİ DAHİ KARŞILAYAMIYOR

Kamuda çalışan işçilere yapılan son zamlara bakılınca maaşların giderlerini karşılamada yetersiz kalması, üniversite ve Sağlık Bakanlığı’na ait sağlık tesislerinde görev alan hemşirelerin farklı ücret ve istihdam şekillerinde çalıştırılması, hemşirelerin insanca yaşamalarını sağlayacak ücret politikalarının olmaması ve buna yönelik iyileştirmelerin ötelenmesi,  düşük maaşlı statüde istihdam edilmeleri, ek ödeme katsayılarının düşük olması, nöbet ücretlerinin yetersiz olması ve sağlık çalışanları içerisinde hemşirelere yapılan ek ödemeler ve döner sermayenin hemşireler arasında adil dağıtılmaması, mevcut performans uygulamalarının -hemşireleri kapsamadığı halde- hemşirelerin iş yükünün artırması, düşük giyim yardımı, görev tanımlarının çağımızın şartlarına göre düzenlenmemesi, hekimler ve hemşirelerin şiddete maruz kalması, güvenli çalışma ortamlarının oluşturulmaması, hemşirelerin, nitelikli ve güvenli hemşirelik hizmetlerinin sunumuna yönelik taleplerinin, politika yapıcılar, karar vericiler ve yöneticiler tarafından duyulmaması, fazla mesai, uzun çalışma saatleri ve aşırı iş yüküne bağlı tükenmişlik yaşayan hemşirelerin, işten ayrılmalarının görmezden gelinmesi ve bu alanda araştırma ve iyileştirmelerin yetersiz olması, hasta bakımında aktif görevli sağlık personellerinde tecrübeleri baz alınarak birebir hasta ve hastayla temaslı çalışanların bilime çok fazla katkıları olacağı gözden kaçırılmamalıdır. Bu yüzden ciddi maddi ve manevi bilimsel teşviklere gereksinim duyulduğu unutulmamalıdır.”

Devamını oku
Yorum Yaz

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber

Türk Ytong’a Lojistiğe Katkı Ödülü

Yayınlanma tarihi

-

Türk Ytong, bu yıl 15.’si düzenlenen “Atlas Lojistik Ödülleri” yarışmasında Lojistiğe Katkı Ödülü’nü kazandı.  Farklı kategorilerde toplam 31 ödülün sahibini bulduğu törende  Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar’a ödülü FİATA Başkanı ve Atlas Lojistik Ödülleri Jüri Üyesi Turgut Erkeskin verdi.

 

Aysberg Basın Yayın tarafından organize edilen, jürisinde UND, UTİKAD, AND, TÜRKLİM, DTD gibi lojistik meslek derneklerinin başkanları, ulusal ve sektörel basın kuruluşlarının yöneticileri bulunan Atlas Lojistik Ödülleri 2024 yarışmasının ödül töreni 21 Kasım 2024 Perşembe günü EKO MMI Fuarcılık sponsorluğunda ve Uluslararası logitrans Transport Lojistik Fuarı’nın ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 103 seçkin adayın yarıştığı organizasyonda 25 firma ve lojistik sektör yöneticisi ödüllerine kavuştu.

 

Ödül töreninde ayrıca üretim, iç ve dış ticaret faaliyetleri ile taşımacılık ve lojistik endüstrisine yarattığı iş potansiyeli sayesinde katkıda bulunan 5 firmaya da, lojistik sektörünün teşekkürü olarak ‘Lojistiğe Katkı Ödülü’ verildi. Bu yıl dokuzuncu kez verilen Lojistiğe Katkı Ödülü ‘ne Türk Ytong’un yanı sıra  Eczacıbaşı Vitra, İnoksan, Orka Holding değer görüldü.

 

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar, ödül töreni kapsamında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Türk Ytong olarak Türkiye’de 61. yılımızı kutluyoruz. Türkiye’nin ilk gazbeton üreticisi ve en köklü sanayi şirketlerinden biri konumunda yer alıyoruz. Türkiye’de gazbeton sektörünün temellerini atan, ürüne adını veren bir şirketiz. Depreme dayanıklı ve çevre dostu yapılaşma, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik uzman olduğumuz, öncelik verdiğimiz konular. Ülkemizde modern, sağlıklı ve güvenli konutlar inşa edilmesine öncülük eden bir markayız.  İstanbul, Kocaeli, Bilecik, Antalya, Tekirdağ’daki 5 fabrikamızda ürettiğimiz  ürünlerimiz Türkiye geneline yayılan bayilerimize ve inşaat alanlarına ulaşıyor. Yılda yaklaşık 40 bin araçlık, 1 milyon tonu aşan lojistik potansiyelimiz var. Tedarikten üretime ve sonrasında lojistiğe kadar her aşama büyük bir titizlik ve özen içerisinde çalışıyor ve yaptıklarımızla sektörümüze örnek oluyoruz. Bu kapsamda aldığımız Lojistiğe Katkı Ödülü’de bizim için çok değerli.

 

1965’ten bu yana Türkiye’de Ytong ile inşa edilen konutlardaki ısı yalıtımından elde edilen enerji tasarrufu, 10 milyar doları aşan döviz tasarrufu sağladık. Ürünlerimize “Çevre Etiketi” (EPD) aldık ve bu konuda da  bir ilki gerçekleştirdik.  Türkiye’de sektör bağımsız EPD belgesi alan ilk markayız. Ytong olarak her zaman sürdürülebilir yapılaşmaya önem verdik. Ürünlerimizi ve üretim teknolojimizi çevreye zarar vermeyecek şekilde geliştirmeye özen gösterdik. Şimdi sizlerden aldığımız Lojistiğe Katkı Ödülü’de, kaliteye, özene ve çağdaşlığı verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak sektörümüze de örnek olacağı için mutluluk duyuyorum.”

Devamını oku

Haber

ARCLOG, Renault Trucks ile 10 yıllık iş birliğini 100 yeni araçla güçlendiriyor

Yayınlanma tarihi

-

ARCLOG Lojistik, Renault Trucks ile 10 yılı aşkın süredir devam eden iş birliğini, 100 adet yeni Renault Trucks T 480 çekici teslimatıyla pekiştirdi. 

Kurulduğu 2014 yılından bu yana Renault Trucks araçları kullanan ARCLOG Lojistik, yeni yatırımı ile filosunu yenilemeye ve güçlendirmeye devam ediyor. 100 adet Renault Trucks T 480 çekici alımıyla ARCLOG, sürdürülebilir iş birliklerinde kararlılığını gösteriyor.

ARCLOG Lojistik’in yeni araçları Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Arabacı ve Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çelik’e Renault Trucks Uluslararası Araç Satış Direktörü Jean-Bapdiste Mutel ve Renault Trucks Türkiye Başkanı Sebastien Delepine tarafından teslim edildi. Törene ayrıca Renault Trucks Ticari Direktörü Özgür Fırat, Filo Müşterilerinden Sorumlu Ülke Müdürü Cihan Kayan, Koçaslanlar Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Koçaslan ve Genel Müdürü Mesut Süzer katıldılar.

ARCLOG Lojistik’in 10 Yıllık Başarılı Yolu ve Yeni Yatırımları

ARCLOG filosunun Renault Trucks ile marka değişim sürecinin devam ettiğini belirten ARCLOG Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Arabacı, şirketin büyüme hedefleri ve filosunu güçlendirme yolundaki kararlılığını vurguladı. Arabacı; “ARCLOG, son 5 yıldır düzenli olarak yüzde 20-25 oranında büyüme kaydediyor. İstanbul’da ikinci şubemizi ve Edirne’de yeni şubemizi hizmete sunduk. Yüzde 40 otomotiv, yüzde 10 gıda, yüzde 10 makine sanayi olmak üzere farklı sektörlere hizmet veriyoruz. Son dönemde profil, alüminyum ve kimya sektörlerinde de iş hacimlerimizi artırdık. Avrupa’daki taşımacılık faaliyetlerimizde ise Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan ve Slovakya hatlarına ciddi yatırımlar yaparak organizasyonumuzu genişlettik. Bu doğrultuda araç parkımızı yine Renault Trucks çekiciler ile güçlendirmeyi tercih ettik” dedi.

Renault Trucks Türkiye Başkanı Sebastien Delepine ise teslimat sırasında yaptığı açıklamada; “Sürdürülebilir büyüme hedefleri ve başarılı yatırımları ile ARCLOG, sektördeki örnek teşkil ediyor. Devam eden istikrarlı iş birliğimiz sayesinde ARCLOG’un gelecekteki başarılarının bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. Her zaman organizasyonunu ve hizmetlerini geliştiren ARCLOG Lojistik’in gelişmiş araçlarımız kadar satış sonrası hizmetlerimiz ile yanlarında olup çözüm ortaklığımızın sürdürülebilirliğini destekliyoruz. Koçaslanlar Otomotiv’e de bu süreçteki eşsiz katkılarından dolayı teşekkür ederiz” şeklinde açıkladı.

Yakıt Tasarrufunda Fark Yaratıyor

Fahrettin Arabacı, Renault Trucks’ın yakıt tüketiminde gösterdiği tasarrufun artık sektörde kabul görmüş bir gerçek olduğunu belirtti; “Filomuzda kullandığımız Renault Trucks T 480 çekicilerimizi, aynı konfigürasyonlara sahip farklı araçlarımız ile kıyasladığımızda yakıt tüketimi farkını görüyoruz. Renault Trucks çekicilerimiz ile en az 2 puanlık tasarruf sağlıyoruz. Tabi ki bu araç tercihimizin arkasındaki önemli nedenlerden biri.”

Renault Trucks Excellence Paketi ile Verimlilik Artışı

ARCLOG, araçlarının bakımını Renault Trucks’ın Excellence Bakım Sözleşmesi ile yaparak operasyonlarının kesintiye uğramamasını sağlıyor. Bu bakım paketi, ön görülmeyen bakım-onarım risklerini azaltarak maliyet ve zaman tasarrufu sunuyor. Arabacı; “Araç alımlarımızda her zaman Excellence paketini tercih ediyoruz. Böylece düzenli planlamalar ile araçları kullandığımız sürece iş gücü, maliyet ve zaman tasarrufu sağlıyoruz. Öte yandan özmal filomuzu düzenli olarak yeniliyoruz. Filomuzda araç yaşımızı neredeyse 2 yıla düşürdük. Araçlarımız genç olsa da ikinci el değerlerini korumaya özen gösteriyoruz. Bu anlamda Renault Trucks satış sonrası hizmetlerinin ve Koçaslanlar Otomotiv’in de büyük desteğini alıyoruz” diye belirtiyor.

ARCLOG, Renault Trucks’ın sunduğu toplam çözümler kapsamında araç alımlarında Renault Trucks Finansal Hizmetler’in (RTFS) avantajlarından faydalanıyor. Aynı çatı altında sunulan finansman paketleriyle filo yatırım süreçlerini hem pratik hem de hızlı şekilde çözümlüyor.

Devamını oku

Haber

Bakan Bayraktar: “2035 RES GES Yatırım Hedefimiz 80 Milyar Dolar”

Yayınlanma tarihi

-

T.C.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar “yenilenebilir enerji ve enerji dönüşümü 2035 yol haritası”nı açıklamak üzere özel sektör temsilcileri, ilgili STK’lar, uluslararası şirketlerin yöneticileri, bürokratlar ve basın mensupları ile İstanbul Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. Rüzgar enerjisi adına TÜREB (Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği) Başkanı İbrahim Erden ve Yönetim Kurulu’nun katılım gösterdiği toplantıda 2035 yılı RES-GES kurulu güç hedefi 120.000 MW, 80 milyar dolar yatırım açıklandı…

 

Bakan Bayraktar, toplantıda 11 yılı kapsayan dönemde Türkiye’nin enerji dönüşümü ve yenilenebilir enerji vizyonunu paylaştı. Her yıl en az 2.000 MW YEKA, denizüstü RES 5.000 MW, uluslararası projeler, mevcut santraller için hibrit kapasite, aynı bağlantı noktasında şebekeye enerji vermeksizin öz tüketim kapasitesi stratejileri ile 2035 yılı hedefi olan 120.000 MW güç hedefine ulaşılacağını açıkladı.

Yenilenebilir enerji güç oranı 2015 yılında 31.610 MW iken 2024 yılında 67.400 MW. Bunun 12.400 MW RES oluşturuyor. Bunlara ek olarak 2024’de; SivasEdirne ve Kırklareli başta olmak üzere toplamda yaklaşık 1.200 MW kapasiteli projelerin yapılacağı açıklandı. Yenilenebilir enerji stratejisini şekillendirecek üç ana hedefin ise; arz güvenliği, enerji bağımsızlığı ve 2053 sıfır net hedefi olduğunu, bunları takip eden 3 temel unsurun reform süreçleri, kaynak çeşitliliği ve dijitalleşmenin önemini ve yenilenebilir enerji ve yerlileşme, doğal gaz ve petrol üretimi, nükleer enerji, enerji verimliliği, hidrojen ve yeni teknolojilerin de öncelikli alanlar olduğunun altını çizdi.

Bunlara ek olarak açıklanan Yeşil İletim Altyapısına göre; 2024’te 75.464 km olan AC şebeke hattının, 2035’te 90.500 km’ye çıkacağının, 40 MW HVDC koridoru ile birlikte, 14.700 km HVDC hat ve 40 adet HVDC dönüştürücü merkezi ile büyük bir altyapının hedeflendiğinin de bilgisi verildi.

TÜREB Başkanı İbrahim Erden: “Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ülkeler için büyük önem arz ediyor. Sayın Bakanımızın yaptığı açıklamalar hepimizi mutlu etti. Sektörümüz adına yapılacak bu yatırımlar ülkemizin global arenada yenilenebilir enerji kaynakları açısından söz sahibi olması noktasında önemli bir adım sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.

Devamını oku

Trend olan