Sektörel Gündem
GSYH’deki payı artan Ar-Ge harcamaları yüksek katma değerin habercisi
Ekonomilerin nitelikli büyüme noktasındaki motoru olan Ar-Ge merkezleri sayesinde özel sektörün daha öngörülebilir işler yaptığını söylemek mümkün. 2021 yılı itibarıyla GSYİH’deki payının yüzde 1.40’a çıkması ise nitelikli büyümenin ayak sesleri şeklinde yorumlanabilir.

Türkiye ekonomisinin büyümede nitelik kazanması için imalatın tüm halkaları tarafından dile getirilen başlıca söylemin ‘katma değerli üretim’ olduğunu biliyoruz. Yani siz inşaata dayalı bir büyüme modeli benimseyebilirsiniz fakat büyümenin nitelik kazanması için yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin küresel pazarda dolaşması ekonominizin diri kalmasını sağlar. İşte katma değerli üretim yapmak için de Ar-Ge faaliyetlerinizi bir kurum kültürü haline getirmelisiniz. Peki mevcut gerçekleşmeler ışığında Türkiye’de bu alanda bir bilinç var mı?
Performans artışı vurgulandı
TÜİK tarafından 19 Ekim 2022 tarihinde açıklanan 2021 yılı Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 6 Mart 2023 tarihinde revize edilerek, 2015- 2021 yılı revize verileri kamuoyu ile paylaşıldı. Gayrisafi Yurt İçi Ar-Ge harcaması 2021’de bir önceki yıla göre 32 milyar 670 milyon Türk Lirası (TL) artarak, 101 milyar 738 milyon TL’ye yükseldi. Ar-Ge harcamalarının GSYH içindeki oranı 2020’de yüzde 1.37 iken, 2021 yılında yüzde 1.40’a ulaştı.
Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında Ar-Ge ve yeniliğe yapılan yatırım ve odaklanmanın sağladığı performans artışı uluslararası raporlardaki Türkiye değerlendirmelerine de yansıdı. Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan 2022 İlerleme Raporu’nda bilim ve araştırma alanında Türkiye’deki araştırma seviyesinin ileri düzeyde olduğu ifade edildi.
Özel sektör itici güç
Türkiye’nin 2021 yılında Ar- Ge harcamalarında özel sektörün payı ise yüzde 61.3’e yükseldi. 2020 yılında bu oran yüzde 55.8 idi. 2021 yılında özel sektörün Ar-Ge harcamalarındaki payını yüzde 34.2 ile yükseköğretim takip etti. Kamu Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payı ise yüzde 4.5 oldu.
İşin finansman boyutuna bakıldığında ise özel sektör yüzde 54.6 ile Ar-Ge finansmanında ilk sırada yer aldı. 2020 yılında bu oran yüzde 49.6 idi. 2021 yılında özel sektörü yüzde 27.5 ile kamu, yüzde 16.4 ile yükseköğretim, yüzde 1.5 ile yurt dışı kaynaklar ve yüzde 0.03 ile diğer yurt içi kaynaklar takip etti.
Öte yandan, özel sektör tarafından 2021 yılında gerçekleştirilen 62 milyar 400 milyon TL Ar-Ge harcamasının yüzde 53.5’i Ar-Ge merkezlerinde gerçekleştirildi. Ar-Ge merkezlerinde faaliyet yürüten girişimler çalışan sayılarına göre incelendiğinde ise Ar-Ge merkezlerinde yapılan Ar-Ge harcamasının yüzde 85.1’inin 250 ve üzeri çalışanı olan girişimler tarafından yapıldığı görüldü.
İmalat sanayinde Ar-Ge faaliyeti yürüten girişimler teknoloji düzeylerine göre sınıflandırıldığında 2021 yılında imalat sanayinde gerçekleştirilen 35 milyar 613 milyon TL Ar-Ge harcamasının yüzde yüzde 46.3’ü yüksek teknoloji faaliyetinde yer alan girişimler tarafından gerçekleştirildi. İmalat sanayindeki toplam Ar-Ge harcamasının yüzde 39.6’sı orta yüksek teknoloji faaliyetindeki girişimler, yüzde 9.6’sı orta düşük teknoloji faaliyetindeki girişimler ve yüzde 4.5’i düşük teknoloji faaliyetindeki girişimler tarafından yapıldı.
Bir ülkenin Ar-Ge faaliyetlerinin sonuca ermesi için olmazsa olmaz unsurlardan biri de insan kaynağı. Bu konuda da kayda değer gelişmelerden söz edebiliriz. Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden 2021 yılında toplam 221 bin 811 kişi Ar-Ge personeli çalıştı. Bir önceki yıla göre TZE cinsinden Ar-Ge personeli sayısındaki artış yüzde 11.3 oldu. Doktora veya eşdeğeri araştırmacıların toplam Ar-Ge personeli içindeki oranı yüzde 31.2; TZE bazında ise yüzde 18.3 olarak gerçekleşti.
2021 yılında toplam Ar-Ge personeli içinde özel sektörün payı yüzde 67.4’e çıktı. 2020 yılında bu oran yüzde 65.3 idi. Özel sektörün TZE Ar-Ge personeli sayısı bir önceki yıla göre yüzde 14.8 artarak, 149 bin 569’a ulaştı. TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin yüzde 28.2’si yükseköğretimde ve yüzde 4.4’ü kar amacı gütmeyen kuruluşların da dâhil edildiği kamu sektöründe yer aldı.
Kadının gücü de işin içinde
TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel sayısı ise 2021 yılında 71 bin 301 kişi ile toplam Ar-Ge personel sayısının yüzde 32.1’ini oluşturdu. Sektörler itibarı ile TZE cinsinden kadın Ar-Ge personel oranı yükseköğretimde yüzde 45.7, kâr amacı gütmeyen kuruluşların da dâhil edildiği kamu sektöründe yüzde 30.4, mali ve mali olmayan şirketlerde ise yüzde 26.6 seviyesinde. Bir bakıma kadının gücünün bu alanda da itici olacağını söylemek mümkün.
Yüksek teknolojiye dayalı araştırma sayıları artıyor
Türkiye ekonomisinin katma değer yolculuğunda önemli parçalardan birini imalat sanayi meydana getiriyor. Ar-Ge faaliyeti yürüten girişimlerdeki araştırmacı sayıları incelendiğinde 2021 yılında en fazla araştırmacı, yüzde 46 oranı ile orta yüksek teknoloji faaliyeti yürüten girişimler tarafından istihdam edildi. Bunu yüzde 31 ile yüksek teknoloji faaliyeti yürüten girişimler takip etti.
Sektörel Gündem
SAHİMDER İş- Mak Fest 2025 Sakarya’da Kapılarını Açtı

15 – 18 mayıs tarihleri arasında kapıları açık olacak olan SAHİMDER İş- Mak Fest 2025, Serdivan AVM karşında eşsiz bir törenle başladı. Sektörün önde gelen markalarını bir araya getirdi.
Sakarya Hafriyatçılar ve İs Makinaları Derneği (SAHİMDER) öncülüğünde hayata geçirilen İş – Mak Fest 2025, sektörde önemli bir adım atarak ağır iş makineleri dünyasını Sakarya’da bir araya getirdi. Sanayi ve teknoloji alanında dikkat çeken etkinlik, büyük bir katlımla başladı. Açılışta, Serdivan ve Erenler Belediye başkanları ile sivil toplum temsilcileri hazır bulundu. Katılımcılar, festivalin şehir ve ülke ekonomisi açısından taşıdığı öneme vurgu yaptı. Vinçlerden ekskavatörlere, kaldırma sistemlerinden inovatif platform çözümlerine kadar birçok ürünün sergilendiği alanda ziyaretçiler, sektörel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı yakaladı.
Açılış Hep Birlikte Yapıldı
Etkinliğin açılış kurdelesi; Serdivan Belediye Başkanı Osman Çelik, Erenler Belediye Başkanı Şenol Dinç, 15 Temmuz Milli irade Derneği Genel Başkan Vekili Yunus Özçelik, SAHİMDER Başkanı Can Akova, SAHİMDER yöneticileri ve katılımcı firma temsilcileri tarafınca birlikte kesildi. İş makineleri dünyasının kalbi bu hafta Sakarya’da atıyor. Ekskavatörlerden vinç sistemlerine, platform çözümlerinden kaldırma ve taşıma ekipmanlarına kadar çok sayıda ürün, etkinlik alanında ziyaretçilerin ilgisine sunuluyor. Katılımcılar, firmaların sahada sergilediği ürünleri yakından inceleme ve avantajlı tanıtım kampanyalarından faydalanma şansı yakalıyor.
SAHİMDER Başkanı Can Akova “Hedefimiz, Bu Organizasyonu Geleneksel Hale Getirmek ve Her Yıl Daha Da Büyütmek. ” Açılışta konuşan SAHİMDER Başkanı Can Akova, “Bu yıl Sakarya’da sektörel anlamda önemli bir adım attık. Türkiye’nin dört bir yanından iş makinaları temsilcilerini bir araya getirdik. Hedefimiz, bu organizasyonu geleneksel hale getirmek ve her yıl daha da büyütmek.
Destek veren tüm kurumlara ve firmalara teşekkür ediyorum” dedi.
İş-Mak Fest 2025, 15-18 Mayıs tarihleri arasında her gün 10.00-19.00 saatlerinde ziyarete açık olacak.
Sektörel Gündem
Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.
Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:
Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.
2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.
3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.
4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.
5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.
6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.
Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.
2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.
3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.
Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.
Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.
Sektörel Gündem
Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.
Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.
Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.
İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.
Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu
Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.
Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi