Sektörel Gündem
OSD’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Cengiz Eroldu seçildi
Türkiye otomotiv sektörünün en köklü kuruluşu Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 48’inci Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Genel Kurul’da geçen yıl derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan Cengiz Eroldu yeniden Başkan olarak seçildi.

Türkiye otomotiv sanayisine yön veren 13 büyük üyesiyle sektörün en köklü kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), 48’inci Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır’ın yanı sıra kamu temsilcileri ve sektör paydaşlarının katıldığı Genel Kurulda; deprem felaketinin etkileri, otomotiv sanayisinin bu süreçteki çalışmaları ve bu dönemde otomotiv sanayisinin ekonomiye katkısının önemine ilişkin önemli mesajlar paylaşıldı.
OSD’nin yeni döneminde Başkanlık görevine Cengiz Eroldu yeniden seçilirken, bir önceki dönemde olduğu gibi Başkan Vekili Süer Sülün, Başkan Yardımcıları Münür Yavuz, Erdoğan Şahin, Aykut Özüner ve Muhasip Üye Yusuf Tuğrul Arıkan oldu.
“Deprem bölgesine desteklerimizi sürdürüyoruz”
Genel Kurul’da yaptığı konuşmada ülkemiz tarihindeki en büyük doğal felaketlerden birini yaşamanın üzüntüsü içinde olduklarını ifade eden Cengiz Eroldu, “Otomotiv sanayi geçmişte olduğu gibi bugün de bu felaketin yaralarını sarma konusunda var gücüyle çalışmalarına devam ediyor. Otomotiv sektörü olarak biz 1999 Gölcük depreminden dersimizi almıştık.
Onun için aslında otomotiv sanayi olarak hızlı reaksiyon gösterdik. Üyelerimiz 6 Şubat gününden bu yana, gerek uzman kadrolarının bölgede hizmet vermesi yolu ile gerekse depremzedelerin barınma ihtiyaçlarına yönelik çeşitli desteklerini sürdürüyorlar. OSD üyeleri bu süreçte AFAD’a 30’un üzerinde aracı hibe etti, 60’ın üzerinde aracı kullanıma tahsis etti. 129’u arama kurtarma ekibi olmak üzere 200’e yakın uzman insan desteği sağladı.
72’si tır olmak üzere 100’ün üzerinde araç ile malzeme sevkiyatı gerçekleştirdi. Deprem bölgesinde üyelerimiz ve hizmet ağımız çalışanlarından ve ailelerinden maalesef kayıplarımız oldu. Yıkılan, ağır ve orta hasarlı tesislerimiz var. Gerek teşkilatlarımız gerekse tüm vatandaşlarımızın yaralarını sarmak üzere desteklerimize devam ediyoruz. Bu felaketlerin ve yaşadığımız sorunların üstesinden gelmenin en önemli yolu da ülkenin üretmeye ve ihraç etmeye devam etmesidir. Ülkenin değer yaratmaya devam etmesi lazım. Bu da aslında otomotiv sanayimize bu sene daha da önemli sorumluluklar getirmiş durumda” dedi.
2022 yılında otomotiv sanayisinin direkt istihdamını da yüzde 9 mertebesinde artırdığına dikkat çeken Eroldu, “Diğer taraftan üyelerimizin 15 Ar-Ge merkezi var ve 2022 yılındaki toplam Ar-Ge harcamamız da 7 milyar TL seviyesinde oldu. Bunun yanında 5 bin 200 kişilik Ar-Ge istihdamımız var. Bu rakamlar her sene büyüyerek artmaya devam ediyor. Önümüzdeki senelerde de otomotiv sanayinin Ar-Ge istihdamının daha da arttığını göreceğiz. Diğer taraftan da 2022 senesinde otomotiv sektörü 236 adet patent alma başarısını gösterdi. Bütün bunlar otomotiv sanayimizin Ar-Ge’de ne kadar arzulu ve istekli bir şekilde çalıştığının önemli göstergeleridir” açıklamasında bulundu.
Dünyanın en çok araç üreten 13. ülkesi Türkiye
Türkiye’nin 2022 yılında dünyanın en çok araç üreten 13. ülkesi olma konumunu koruduğunu hatırlatan Eroldu, “Türkiye otomotiv sanayisinin global arenadaki yerine baktığımız zaman, Avrupa Birliği’nde ticari vasıtalarda ve traktörde birinciliğimizi devam ettirdiğimizi görüyoruz. Tüm bunlar, son 50 yıl boyunca Türk otomotiv sanayisinin taş üstüne taş koyarak geldiği sonuçlardır. 2023 yılına da aslında iyi bir başlangıç yaptık. Baktığımız zaman; ilk 2 ay sonuçlarında toplam üretimimiz yüzde 14 artış gösterdi. Diğer taraftan ihracatımızda da yüzde 8’lik bir artışla ilk 2 ayı kapattık ve bu tablo da bizi 2023 yılı için ümitlendiriyor. Otomotiv sanayinin en önemli olmazsa olmaz konusu sanayi üretiminin büyütülmesi. Sektörümüzün hali hazırda 2 milyonluk kapasitesi var. Bu kapasitemizi daha da artırıp daha da fazla değer yaratmak istiyoruz. Burada üç ana başlığımız var. İhracatın korunması ve geliştirilmesi, iç pazarın ticaret dengesi gözetilerek büyütülmesi ve otomotiv parkının gençleştirilmesi” dedi.
Sektörün stratejik hedefi ne?
Genel kurulda konuşan OSD Başkanı Cengiz Eroldu, “Otomotiv sektörünün büyük dönüşümü ve jeo-politik gelişmeler, sıkı iklim hedefleri ve çetinleşen ticaret ortamı hepimizi zorluyor. Bu zorluklara rağmen biz önümüzdeki dönemde yine de başarılarımızı devam ettireceğimize inanıyoruz. Bizim tabii sanayiciler için bir tane olmazsa olmazımız var, her zaman çıtayı yukarı kaldırmak durumundayız. Yani sanayici olarak hiçbir zaman geriye veya mevcut performansımızın altında bir performansa razı olamıyoruz. Bu bizim sektör olarak DNA’mızda var. O yüzden de biz bütün zorluklara rağmen gene otomotiv sanayi olarak çıtayı yükseltmek istiyoruz. Sektör olarak Avrupa’da ilk 3 ülke, dünyada da ilk 10 ülke içinde olma gibi bir stratejik hedefimiz var. Bu hedeflerimizin ülke ekonomisine, insanlarımıza etkisi çok büyük olacak. Cumhuriyetimizin de 100’üncü yılında biz otomotiv sanayicileri olarak bu hedefler arkasında koşmaya, çalışmaya devam edeceğiz. Bundan hiçbir zaman geri adım atmayacağız” açıklamasında bulundu.
Başarı Ödülleri sahiplerini buldu!
Olağan Genel Kurul ayrıca, 1990’lı yıllardan bu yana düzenlenen ve geleneksel hale gelen OSD Başarı Ödülleri’nin sahipleri açıklandı. 2022 yılı performansları sonucunda sahipleri belirlenen OSD Başarı Ödülleri’nde, OSD üyeleri arasında tutar bazında en yüksek ihracatı gerçekleştiren üç üye ve yıllık bazda ihracatını tutar bazında yüzdesel olarak en fazla artıran bir üye İhracat Başarı Ödülü almaya hak kazandı.
2022 yılında en fazla patent tescili yapan 3 OSD üyesi “Teknoloji Başarı Ödülü” almaya hak kazanırken, ilk kez 2019 yılında takdim edilmeye başlanan, bağımsız bir jürinin değerlendirmesi sonucunda belirlenen Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi alanında ise bir OSD üyesi ödüle layık bulundu.
OSD Üyeleri’nin kalite anlayışı, teslimat güvenirliği, teknoloji geliştirmedeki yetkinliği ve rekabetçilik kriterleri çerçevesindeki değerlendirmeleri ile belirlenen “Başarı Ödülleri”nin yanı sıra “Teknoloji ve Yenileşme” ile “Sürdürülebilirliğe Katkı Ödülü” kategorilerinde ödül alan tedarik sanayi firmaları da belirledi.
İhracat Başarı Ödülü Almaya Hak Kazanan Firmalar;
2022 Yılında Değer Olarak En Fazla İhracat Yapan Üç OSD Üyesi;
1. Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. (6,3 Milyar Dolar İhracat)
2. Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş. (3,4 Milyar Dolar İhracat)
3. Oyak Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. (2,5 Milyar Dolar İhracat)
2022 Yılında İhracatını Değer Bazında En Fazla Artıran OSD Üyesi;
– Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş. (%40 artış)
Teknoloji Başarı Ödülü Almaya Hak Kazanan Firmalar;
1. Mercedes Benz Türk A.Ş. (87 Tescilli Patent)
2. Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. (71 Tescilli Patent)
3. Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. (46 Tescilli Patent)
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü Almaya Hak Kazanan Firma;
Türk Traktör “Bir İşaretin Yeter” Projesi
Tedarik Sanayi Ödülü Almaya Hak Kazanan Firmalar;
Üretim Kapasitesi 100 Bin adet altında olan OSD Üyeleri
– Kale Oto Radyatör San. ve Tic. A.Ş.
– Sazcılar Otomotiv San. Tic. A.Ş.
Üretim Kapasitesi 100 Bin adet üzerinde olan OSD Üyeleri
– TKG Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.
Tüm OSD Üyeleri
– PİMSA Otomotiv A.Ş.
Teknoloji ve Yenileşme Ödülü
-Coşkunöz Metal Form San. ve Tic. A.Ş. “Dijital Dönüşüm ve Mühendislik Geliştirme Çalışmaları”
– Martur Fompak International “Dijital İkiz ve Arttırılmış Gerçeklik ile Müşteri Deneyimi Geliştirme”
Sürdürülebilirliğe Katkı Ödülü Almaya Hak Kazanan Firmalar;
· Ak-Pres Otomotiv A.Ş.
· Maxion Jantaş Jant Sanayi ve Tic. A.Ş.
Sektörel Gündem
Manliftlerde Lityum Akü Dönemi: Avantajlar ve Dezavantajlar

Günümüzde inşaat, bakım ve lojistik sektörlerinde yaygın olarak kullanılan personel yükseltici platformlar (makaslı platformlar, eklemli platformlar, dikey platformlar vb.), teknolojik gelişmelerle birlikte daha verimli ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu dönüşümün en önemli parçalarından biri ise lityum iyon (Li-ion) akü teknolojisi.
Geleneksel kurşun-asit akülere kıyasla daha uzun ömürlü, hızlı şarj olabilen ve bakım gerektirmeyen lityum aküler, birçok platform üreticisi tarafından tercih edilmeye başlandı. Sektörde bu teknolojiyi benimseyen firmalar arasında Trojan Battery ve Anko Enerji gibi önemli üreticiler yer alıyor. Özellikle Anko Enerji, manlift sistemleri için lityum akü dönüşüm ve enerji çözümleri sunarak işletmelere verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak lityum akülerin avantajları kadar, dikkate alınması gereken bazı dezavantajları da bulunuyor. İşte personel yükseltici platformlarda lityum akü kullanımının öne çıkan artıları ve eksileri:
Lityum Akülerin Avantajları
1. Daha Uzun Ömür
Lityum aküler, kurşun-asit akülere kıyasla 3 ila 5 kat daha uzun ömürlüdür. Ortalama 2.000 ila 5.000 şarj döngüsü sunarak, işletmeler için daha az değiştirme maliyeti anlamına gelir.
2. Daha Hızlı Şarj Süreleri
Lityum aküler, geleneksel akülere kıyasla çok daha kısa sürede şarj olur. Bu özellik, platformların daha kısa sürede kullanıma hazır hale gelmesini sağlayarak iş verimliliğini artırır.
3. Kısa Süreli Şarj İmkanı
Kurşun-asit aküler, tam şarj olmadan kullanıldığında ömürlerini kısaltabilir. Ancak lityum aküler bu sorunu yaşamaz. Örneğin, 1 saatlik öğle molasında bile şarj edilebilir ve kullanım ömrüne zarar vermeden çalışmaya devam edebilir.
4. Daha Hafif ve Kompakt Yapı
Lityum aküler, aynı kapasitedeki kurşun-asit akülere göre daha hafiftir. Bu da personel yükseltici platformların taşınmasını ve manevra kabiliyetini artırır.
5. Bakım Gerektirmeyen Kullanım
Lityum aküler, su ekleme veya düzenli bakım gerektirmez. Bu özellik, bakım maliyetlerini ve iş gücü ihtiyacını azaltarak işletmelere büyük avantaj sağlar.
6. Çevre Dostu Teknoloji
Kurşun içermeyen yapıları sayesinde çevreye daha az zarar verir ve geri dönüştürülebilir malzemeler içerir. Bu da işletmelerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlar.
Lityum Akülerin Dezavantajları
1. Yüksek Maliyet
Lityum akülerin başlangıç maliyeti, kurşun-asit akülere göre daha yüksektir. Ancak uzun vadede daha uzun ömür, düşük bakım gereksinimi ve enerji tasarrufu sayesinde bu maliyet dengelenebilir.
2. Soğuk Havalarda Performans Kaybı
Düşük sıcaklıklarda, lityum akülerin şarj alma süresi uzayabilir ve performans kaybı yaşanabilir. Soğuk hava koşullarında verimliliği koruyabilmek için özel ısıtma sistemleri gerekebilir.
3. Yangın Riski
Lityum iyon aküler, delinme veya aşırı ısınma durumunda yangın riski taşıyabilir. Ancak günümüzde gelişmiş güvenlik sistemleri sayesinde bu risk büyük ölçüde minimize edilmiştir.
Lityum Akülerle Geleceğe Yatırım
Sektörde lityum akü kullanımı giderek yaygınlaşırken, daha uzun ömür, yüksek verimlilik ve çevre dostu yapısıyla işletmeler için cazip bir alternatif haline gelmiştir. Ancak yüksek yatırım maliyeti ve soğuk hava koşullarındaki performans düşüşü gibi dezavantajları göz önünde bulundurulmalıdır.
Lityum akü teknolojisi, uzun vadede hem maliyet hem de operasyonel verimlilik açısından önemli kazançlar sunarak personel yükseltici platformlarda yeni bir dönem başlatıyor.
Lityum akülerle donatılmış platform üreticilerinin sunduğu çözümler ve toplam sahip olma maliyetleri değerlendirilerek doğru yatırım kararları alınabilir.
Sektörel Gündem
Sanatın Gücü, Çocukların Hayal Gücü: İstanbul Vinç Resim Yarışması

İstanbul Vinç, yalnızca sektörel çözümler sunmakla kalmayıp topluma değer katan projelere imza atıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen çocuk resim yarışması, genç yeteneklerin hayal gücüne dokunarak sanata olan ilgilerini artırmayı ve özgün bakış açılarını desteklemeyi hedefledi. Yarışmanın teması “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” olarak belirlendi.
Yarışmaya Katılım ve Çalışmalar
Türkiye genelindeki tüm İstanbul Vinç şubelerinden katılım sağlanan yarışmada, çalışanların çocukları kendi gözlerinden İstanbul Vinç’i resmetti. Katılımcılar arasında, gökyüzüne yükselen makineler ve güvenli çalışma ortamlarını yansıtan çeşitli eserler dikkat çekti. Her bir çalışma, şirketin birlikteliğini pekiştirirken çocukların hayal gücünü ortaya koydu.
Jüri Değerlendirmesi ve Kazananlar
Jüri üyeleri, eserleri yaratıcılık, teknik uygulama ve temaya uygunluk kriterlerine göre titizlikle değerlendirdi. Kazananlar şu şekilde belirlendi:
Eyüp Kaan Deveci: İstanbul Vinçi rengarenk hayal dünyasında başarılı bir şekilde konumlandırdı.
Ebrar Duru Kaya: “İstanbul Vinç Güvenle Yükseliyor” temasını yansıtan çalışması büyük beğeni topladı.
Ebubekir Gümüş: İstanbul’un detaylarına öncelik veren çalışması ile fark yarattı.
İstanbul Vinç Pazarlama Müdürü Işıl Bilgin, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede, yarışmanın hem çocuklarımızın sanat yeteneklerini ortaya çıkarmada hem de şirket içindeki birlikteliği güçlendirmede önemli bir rol oynadığını vurguladı. Bilgin, “Bu yarışma, geleceğimizin sanatçılarına ve liderlerine ilham veren, sosyal sorumluluk bilincimizi pekiştiren anlamlı bir adım. Çocuklarımızın hayal gücünü desteklemek, İstanbul Vinç ailesi olarak en büyük gurur kaynağımız” ifadelerini kullandı.
Sosyal Sorumluluk ve Gelecek Vizyonu
Yarışma, İstanbul Vinç ailesinin bir parçası olan çalışanların ve ailelerinin katılımıyla, şirket içindeki birlikteliği ve sosyal sorumluluğu pekiştirdi. Her katılımcının emeğine verilen değeri göstermek amacıyla tüm çocuklara D&R hediye kartları takdim edildi. Şirket, bu etkinliği önümüzdeki yıllarda geleneksel bir hale getirerek, sanatı, yaratıcılığı ve çocukların gelişimini desteklemeye devam etmeyi planlıyor.
Sanat, hayal gücüyle yükseklere ulaşır. İstanbul Vinç, sadece makinelerini değil, çocukların hayallerini de geleceğe taşıma misyonunu gururla sürdürüyor.
Sektörel Gündem
İMİAD Başkanı Görkem Durmuş: ” Tavrımız Net Olmalı”

İstif Makinaları İş Adamları Derneği (İMİAD) Başkanı Görkem Durmuş TKU Magazin Dijital Dergisine verdiği röportajda Forkliftlerde emisyon sistemlerinin iptalinin, ayıplı mal, hukuki sorumluluk ve gelecek nesillere zararı ile ilgili söylememizde önemli konulara vurgu yaptı.
Forklift sektöründe giderek yaygınlaşan ve büyük tehlike arz eden bir durumla karşı karşıya olduğunu belirten Durmuş, “Emisyon sistemleriyle oynanmış, DPF’si (Dizel Partikül Filtresi) iptal edilmiş, AdBlue sistemi devre dışı bırakılmış makineler piyasaya sunuluyor. Bazı satıcılar daha az bakım maliyeti vaadiyle bu sistemleri iptal ederek kullanıcıya ‘avantaj’ sağladığını iddia ediyor. Oysa bu makineler, fabrika çıkışı teknik standartlara uygun olmadığı için ‘ayıplı mal’ statüsündedir ve hukuki yaptırımlara tabi olduğunu” söyledi.
DPF ve AdBlue Neden Önemlidir?
Modern forkliftlerde yer alan DPF, EGR ve AdBlue sistemleri, motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazların doğaya salımını önlemeye yönelik hayati parçalardır. İfadesini kullanan Durmuş, “Bu sistemler sayesinde karbon monoksit, azot oksit gibi insan sağlığına zararlı gazlar minimize edilir. Özellikle kapalı alanlarda çalışan forkliftlerde bu sistemlerin işlevi, doğrudan işçi sağlığını ilgilendiren bir konudur.”
İş Kazaları ve Hukuki Sorumluluk
Emisyon sistemleri devre dışı bırakılmış makineler, kapalı ortamlarda ciddi iş kazalarına yol açabilir. Zehirli gaz solunumu nedeniyle bayılmalar, solunum hastalıkları ve uzun vadeli sağlık problemleri yaşanabilir. Bu tür durumlar meydana geldiğinde makine sahibi ve işveren doğrudan sorumludur ve ağır cezalarla karşılaşabilir. Ayrıca bu makineler, iş güvenliği yönetmeliklerine de açıkça aykırıdır.
Emisyonla Oynamak Sadece Teknik Bir Müdahale Değil, Aynı Zamanda Hukuki ve Ahlaki Bir Sorun
Emisyon sistemleriyle oynamak yalnızca teknik bir müdahale değil; aynı zamanda hukuki, ticari ve ahlaki sorumlulukları da beraberinde getirir. Bu tür müdahalelerle şirin görünmeye çalışan bazı satıcılar, aslında kullanıcıyı uzun vadede çok daha büyük risklerle baş başa bırakmaktadır. Bugün düşük bakım masrafı için yapılan bu tercihler, ileride cezalar, iş kazaları ve itibar kaybı olarak geri döner.
Sektör Olarak Tavrımız Net Olmalı
Bu tür uygulamaların yaygınlaşması yalnızca bireysel bir sorun değil; sektörümüzün geleceğini de tehdit eden bir durumdur. Satıcılar bu tarz makineleri satıştan men etmeli, servis noktaları bu sistemlerin iptaline aracı olmamalıdır. Aksine, sektördeki teknik ekiplerin emisyon sistemlerini doğru şekilde tanıması ve arızalarını çözebilmesi, mesleki gelişim adına önemli bir adımdır.
“Gelecek Nesillere Karşı Sorumluluğumuz” Diyerek Sorumluluk Bilincini Vurguladı
Unutulmamalıdır ki emisyon sistemleri yalnızca bugünü değil; yarını da korur. Hava kirliliğiyle mücadele, iklim değişikliğinin önlenmesi ve çevre dostu üretim anlayışı, sadece bireylerin değil; sektörlerin de sorumluluğundadır. Bugün yapılan bir müdahale, gelecekte çocuklarımızın soluduğu havayı etkileyebilir. Bu nedenle gelecek nesillere karşı sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
Sonuç olarak: “Forkliftlerde DPF, EGR ve AdBlue gibi emisyon sistemlerinin devre dışı bırakılması; hukuken suç, ticari olarak risk, çevre açısından ise büyük bir tehdittir. Tüm sektör paydaşlarının bu konuda bilinçlenmesi, kendi makinelerinde ve müşterilerine sundukları ürünlerde bu tür uygulamalara karşı tavır alması, hem sektörümüzün saygınlığı hem de insan sağlığı için elzemdir.” dedi.
-
1 Konu 1 Konuk4 yıl önce
Sarılar Group’un Genç Yöneticisi Hanifi Gürbüz: Yatırım Odaklıyız, Covid-19 Sürecinde Bile Çalışmalarımız Devam Ediyor…!
-
Özel Haber3 yıl önce
ELFATEK’TEN AKİBA
-
Ağır Yük Taşıma Araçları4 yıl önce
GEMLİK AKTAŞ-1 LOJİSTİK’İN GURUR GÜNÜ
-
Özel Haber4 yıl önce
HASANKEYF’TEKİ TARİHİ TAŞIYAN ÇABA MİSNAK, DÜNYADA YAPILAMAYANI YAPARAK HEM TARİHİ TAŞIDI HEM DE TARİHE GEÇTİ
-
Son Dakika4 yıl önce
Hareket Turquality ile Globaldeki Gücüne Güç Katacak
-
Özel Haber4 yıl önce
Salih Kodaman: Müşteriye verdiğimiz güven, bizim en büyük farkımız
-
Son Dakika4 yıl önce
Düzce eşrafından Sadettin Kayışoğlu vefat etti.
-
Son Dakika3 yıl önce
Devrilen forkliftin altında kalan operatör can verdi